
ABD'den “Erdoğan Washington’a gelsin" emri..
Yukarıdaki başlık, gazetelerde ABD’den “Erdoğan Washington’a gelsin ısrarı” şeklinde yer aldı.
Allah aşkına siz bunun “ısrar” mı yoksa “emir” mi olduğuna oturun karar verin.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ile dün bir telefon görüşmesi yapan ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton’un bu sözleri, diplomatik lisanda nasıl kabul edilir.
Clinton diyor ki; “Başbakan Tayyip Erdoğan'ın ABD'ye planlanan ziyareti büyük önem taşıyor, hatırlatırım”.
Başbakan İsveç Parlamentosu’na tepki gösterdi hatırlarsanız.
Hemen Büyükelçi’yi çağırdılar geriye.
Başbakan da resmi gezisini iptal etti.
Ardından, ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi'nde Ermeni tasarısının kabul edilmesine tepki olarak, Erdoğan'ın ABD ziyaretinin erteleneceği dillendirilmişti AKP’ye yakın çevreler tarafından.
Yani Başbakan Amerika’ya da “one minute” diyecekti.
Ziyaret tarihi yaklaşınca, Clinton hemen Davutoğlu’nu arayarak Amerika’ya gelmemesinin Amerika’nın pek hoşuna gitmeyeceğini nezaket cümleleri içerisinde ifade ederek “Başbakan Erdoğan Amerika’ya gelsin” dedi.
Dışişleri Bakanlığı açıklama yapmış.
Demiş ki açıklamasında, “Clinton ile Davutoğlu görüşmesinin ana gündem maddesini ABD Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi’nde kabul edilen 1915 olaylarına ilişkin kararı oluşturdu”.
Clinton, Başbakan Erdoğan’ın 12-13 Nisan 2010 tarihlerinde Washington’da yapılacak Uluslararası Nükleer Güvenlik Zirvesine katılmasının her bakımdan büyük önem taşıdığının altını çizmiş ve Başbakan Erdoğan’ın Washington’a mutlaka beklediklerini hatırlatmış.
Davutoğlu da, bu konuda değerlendirme sürecinin devam ettiğini ve Erdoğan’ın nihai kararını önümüzdeki günlerde vereceğini söylemiş Clinton’a.
Bu demektir ki, “one minute” rafa kalkmış Amerika karşısında.
Peki, ne olacak bundan sonra?
Bu telefon görüşmesi sonrasında, kamuoyunun tansiyonunu düşürüp, Başbakan’ı da Amerika yollarına düşüreceklerini söylemenin diplomasi lisanını kullanmış Dışişleri Bakanımız.
İsterse gitmesin.
Sıkıysa İsveç’e yaptığını yapsın.
İsveç’e Büyükelçi’yi nasıl tıpış tıpış geri gönderdiyseler, gönderilme sırası şimdi Başbakan’da.
Gitmeyecek diyenler yazsın buraya.
Ben de yazdım işte.
Emir demiri keser.
Emir büyük yerden.
Başbakan’ın bu koltuğu borçlu olduğu Amerika’dan.
Baştan paçayı kaptırıp da Ortadoğu’nun haritasını değiştirecek planın “Eş Başkanı” olmayı kabul ettiğin gün, zaten emir komuta zinciri içerisinde emir almaya da başladın demektir.
Gerisi de gelir.
Gel diyecekler, gideceksin.
Git diyecekler döneceksin.
Lütfü TÜRKKAN