ABD 'İran Cephesini' Açıyor!

Genel & Güncel Konular

ABD 'İran Cephesini' Açıyor!

İletigönderen Oğuz Kağan » Prş Mar 18, 2010 0:07

ABD'den AKP'ye İran mesajı

Philip Gordon, Türkiye'nin 'İran karşıtı cephe'de yer almasını bekliyor.

ABD Dışişleri Bakanlığının Avrupa ve Avrasya'dan Sorumlu Bakan Yardımcısı Philip Gordon, "Türkiye'nin laik devlet ve güçlü demokratik sistemin inşasında, zor kazanılmış başarılarını gelecekte de sürdürmesinde dikkatli olunması ve özellikle siyasi açıdan hassas davalarda, soruşturmalar ve mahkeme işlemlerinin açık ve Türk yasalarına tam olarak saygı çerçevesinde olması gerektiğini" söyledi.

Gordon, "(İran) konusunun barışçıl çözümüne yönelik ortak hedefimizi potansiyel olarak zayıflatacak veya daha karmaşık hale getirecek eylemlerden kaçınılmasının hayati derecede önemli olduğuna inanıyoruz" diyerek, Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'nde, "İran'ın UAEK ve Güvenlik Konseyi yükümlülüklerine uyması yönünde çaba gösteren geniş gruba katılacağını umduklarını" belirtti.

Gordon, Sabancı Üniversitesi ile Brookings Enstitüsü'nün işbirliğiyle bu yıl 6'ncısı düzenlenen "Sabancı Konferans Serisi" kapsamında "ABD ve Türkiye: Obama Yönetiminden Bir Bakış" konulu konferans verdi.

"İran konusunda uluslararası toplum, tek ve koordineli bir mesaj verme çabası yürütürken, Türkiye'nin bazı zamanlarda farklı bir 'nota' seslendirdiğini" ileri süren Gordon, Türkiye'nin nükleer silah sahibi bir İran konusundaki genel kaygıları paylaştığını ve İran'ın nükleer programına ilişkin endişelere diplomatik çözüm bulunması yönündeki uluslararası çabalara destek verdiğini bildiklerini söyledi.

Gordon, şöyle konuştu:

"Ancak, bu konunun barışçıl çözümüne yönelik ortak hedefimizi potansiyel olarak zayıflatacak veya daha karmaşık hale getirecek eylemlerden de kaçınılmasının hayati derecede önemli olduğuna inanıyoruz. Türkiye'nin geçen Kasım ayında Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'nda (UAEK) çekimser kalma kararının, bu amaca katkı sunmadığına inanıyoruz ve Türkiye'nin BM Güvenlik Konseyi'ndeki, İran'ın UAEK ve Güvenlik Konseyi yükümlülüklerine uyması yönünde çaba gösteren geniş gruba katılacağını umuyoruz."

-"TÜRK TARİHİNDE ÖNEMLİ ADIM"-

Türkiye içindeki gelişmelere de dikkat gösterdiklerini, ülkenin siyasi geleceğiyle ilgili kararların Türkiye'nin demokratik sistemi içinde Türkler tarafından alınması gerektiğini söyleyen Gordon, "Ancak, bir dost olarak Türkiye'deki açık demokrasi alanındaki başarılı gelişmeye önem veriyoruz" dedi.

Gordon, Türkiye'deki liderlerin reformlar konusunda cesur adımlar attıklarını belirterek, "Kürtler ile diğer azınlıkların haklarının korunmasını amaçlayan demokratikleşme projesi, Türk tarihinde önemli adım" ifadesini kullandı. Gordon, bu girişimi takdir ettiklerini ve Türkiye'yi bu süreçte ilerleme sağlamaya çağırdıklarını söyledi.

Gordon, "bu çabalarda başarı sağlamanın, Türk demokrasisinin güvence altına alınması, Türk toplumunda uzlaşının teşvik edilmesi ve Türkiye'nin AB'ye katılım davasının ilerletilmesi konularında katkı sağlayacağını" söyledi.

-BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ-

Gordon, Türkiye'nin "laik bir devlet ve güçlü bir demokratik sistemin inşasında, zor kazanılmış başarılarını gelecekte de sürdürmesinde dikkatli olunması gerektiğini" kaydetti.

Medya özgürlüğünün, demokratik toplumun temellerinden biri olduğuna işaret eden ve basının işlevini zayıflatacak hiçbir adımın atılmamasının önemine değinen Gordon, hukukun üstünlüğünün de gerçek demokrasinin diğer bir temel öğesi olduğunu kaydetti.

Gordon, "bu nedenle özellikle siyasi açıdan hassas davalarda, soruşturmalar ve mahkeme işlemlerinin açık ve Türk yasalarına tam olarak saygı çerçevesinde olması gerektiğini" ifade etti.

Siyasi partilerin özgür biçimde faaliyet gösterebilmesinin önemli olduğunu belirten Gordon, demokrasilerde siyasi partilerin kapatılma korkusu yaşamaması gerektiğini söyledi. Gordon, "Türkiye'nin vatandaşları da bundan azını hak etmiyor" dedi.

Demokratik siyasetin gelişiminin modern Türkiye'nin en büyük başarılarından biri olduğuna işaret eden Gordon, "Bunlar gibi zorlu konuların örnek alınacak tarzda ele alınmasının, Tük halkına ve dünyaya, Türk demokrasisinin gücünü ve önemini göstereceğini" belirtti.

-"İLİŞKİLERİMİZ, ÇIKAR HESAPLARININ ÇOK ÖTESİNDE"-

ABD ve Türkiye arasında iki ülkeye de yarar sağlayan dinamik ve çok yönlü ilişkiler bulunduğunu belirten Gordon, ABD Başkanı Barack Obama'nın ilk yurt dışı gezisini Türkiye'ye yaptığını hatırlattı.

Türkiye ile aktif ilişkilerin ABD'nin çıkarına olduğunu vurgulayan Gordon, çok az sayıda ülkenin bu kadar farklı önemli alanda kritik rol oynadığını dile getirdi.

Kafkaslardan Orta Doğu'ya, enerji konusundan güvenlik meselelerine, birçok konunun iki ülkenin ilgi alanına girdiğini hatırlatan Gordon, bu alanlarda iki ülkenin işbirliğinin ilerlemesinin güç sağlayabileceğini kaydetti.

Gordon, "Bizim ilişkimiz çıkar hesaplamasının çok daha ötesinde bir temele sahip, kökünde ortak değerler ve ortak vizyon yer alıyor. ABD ve Türkiye bir ortaklık tesis etme yönünde seçim yaptı. Bu ortaklık her iki tarafa da önemli sorumluluklar getiriyor. Geniş ve farklı çıkarlara sahip iki büyük ülke olarak her bir konuda aynı görüşte olmayacağız, ancak paylaştığımız daha geniş bakış açısını unutmamalıyız" diye konuştu.

-"TÜRKİYE ÇOK KİMLİKLİ"-

Gordon, Türkiye'nin dinamik doğasının dünyanın dikkatini çektiğini, sivil-ordu ilişkileri ve dinin toplumdaki rolüne ilişkin tartışmaların yurt dışında çok ilgi topladığını ve ABD'de de yakından takip edildiğini anlattı.

Türkiye'nin dünyanın en büyük 20 ekonomisi arasına girdiğini hatırlatan Gordon, dış ilişkilerinde de Türkiye'nin, komşuları ve daha uzaktaki ülkelerle hiç olmadığı kadar etkileşim haline girdiğini, aktif dış politika yürüttüğünü söyledi.

Gordon, "Bugünlerde ne zaman nereye seyahat etsem, sıklıkla duyduğum cümlelerden biri, (Dışişleri Bakanı) 'Ahmet Davutoğlu daha yeni buradaydı' oluyor" dedi.

Türkiye'nin bu dinamizminin "Batıdan uzaklaşıyor mu?" sorularına yol açtığını, ama kendilerinin konuyu böyle görmediklerini ifade eden Gordon, Türkiye'nin 10 yıllardan beri Avrupa-Atlantik ittifakının parçası olduğunu ve bu zaman süresince de hem doğu hem batıdaki komşularıyla ilişkilerini sürdürdüğünü kaydetti.

Gordon, Türkiye'nin "çok kimlikli" olduğunu, ama kendileri için önemli olanın ortak çıkar ve değer ile ortaklığa bağlılık olduğunu belirterek, "Türkiye'nin Avrupa-Atlantik toplumuna kenetlendiğine ve kenetlenme arzusu duyduğuna inanıyoruz" dedi.

Türkiye ile ABD arasındaki ilişkilerin soğuk savaş dönemine göre daha yoğun çaba ve dikkat gerektirdiğini, küresel sorunların arttığını dile getiren Gordon, ABD'nin karşı karşıya kaldığı her konuda Türkiye'nin destekleyici tutum sergilemesinden yarar gördüğünü, Türkiye'nin geleceği açısından önem taşıyan hemen her konuda da ABD'nin güvenilir dost ve ortak olarak önemli rol oynadığını söyledi.

-AB'NİN SORUMLULUĞU-

Gordon, "Türkiye'nin, dünya sahnesinde bir Avrupa gücü olarak aktif rol oynarken, yakın komşularına erişimde de aynı aktif tutumunu sürdürdüğünü ve "Türkiye'nin 'sıfır problem' politikasını desteklediklerini" anlattı.

Ancak, "Türkiye'nin Orta Doğu'daki komşularıyla ilişkileri geliştirmesinin İsrail'le tarihi ilişkisini feda etme pahasına olmaması gerektiğini" ifade eden Gordon, Türkiye ve İsrail'in aralarındaki bağı güçlendirmeleri için çalışacaklarına inandıklarını kaydetti.

Afganistan'daki işbirliğini anlatan Gordon, Irak'ta da Türkiye'nin hem Bağdat ile hem de Irak'ın kuzeyindeki bölgesel yönetimle ilişkilerini geliştirmesinin Irak'ın istikrarına olumlu katkı sunduğunu kaydetti.

Gordon, Türkiye ile ABD'nin El Kaide ve terör örgütü PKK'yı da kapsayacak şekilde terörle mücadelede işbirliği yaptığını belirtti. ABD'nin Türkiye'nin AB'ye katılımını güçlü biçimde desteklemeye devam ettiğini ve AB'ye katılım için gerekli olan demokratik ve siyasi reformlarını sürdürmesi çağrısında bulunduklarını ifade eden Gordon, "Heybeliada Ruhban Okulu'nun açılması gibi önemli adımları da içerecek şekilde, insan hakları ve dini özgürlüklerin geliştirilmesinin Türkiye'nin AB umutlarını ileri taşıyacağını" kaydetti. Gordon, bu reformların AB'ye katılım girişimi yanında Türkiye'yi daha demokratik ve modern bir ulus haline getireceğini söyledi.

Gordon, "AB'nin de üyelik kriterleri yerine getirildiğinde kapılarının açık olacağını net olarak ortaya koyarak, Türkiye'deki gelişime katkı sağlayabileceğini" anlattı.

-PROTOKOLLERİ ONAYLAMA ÇAĞRISI-

Türkiye'nin Avrupa'ya enerji akışında önemli rol oynadığını hatırlatan Gordon, bu konudaki girişim ve projelerin, Türkiye'nin Avrupa'nın enerji ihtiyacının karşılanması ve enerji güvenliğinin sağlanmasının bir parçası haline gelmesine yol açacağını ifade etti.

Türkiye ile Ermenistan arasındaki normalleşme çabalarının bölgede "olumlu bir değişim umudunu içinde barındırdığını" belirten Gordon, her iki ülke tarafından atılan adımların vizyon ve cesaret taşıdığını söyledi.

Gordon, iki ülke tarafından imzalanan protokollerin onaylanmasının her iki ülkeye yarar sağlayacağını ve bölgede güvenlik ve ekonomik refaha katkıda bulunacak "tarihi bir gelişme" olacağını kaydetti. Her iki ülkeye protokolleri ön koşulsuz olarak bir an önce onaylamaları çağrısında bulunan Gordon, "Bu tarihi ilerlemeyi boşa harcamayalım" dedi.

-ERMENİ TASARISI-

Temsilciler Meclisi Dışişleri Komitesi'nden geçen Ermeni tasarısına da değinen Gordon, "1915 yılı olaylarını samimi ve gerçekçi biçimde ele almanın yolunun, Türk ve Ermeni halklarının ortak barış ve zenginlik geleceğini inşa etme çabaları çerçevesinde bu tarihi kendilerinin ele alması gerektiğini" söyledi.

Gordon, Kongre'nin tasarıya yönelik yeni adım atmasının iki ülke arasındaki normalizasyonda ilerleme sağlanmasına sekte vurabileceğini, bu nedenle tasarıya karşı çıktıklarını kaydetti.

Kıbrıs konusunda da Türkiye ve Yunanistan'ın yapıcı roller oynayabileceğini belirten ve adadaki iki toplumun liderine ortaya çıkan "fırsat penceresini" kaçırmamaları çağrısında bulunan Gordon, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın Kıbrıs'ta kalıcı çözüme yönelik sözlerini memnuniyetle karşıladıklarını dile getirdi.


Gerçek Gündem, 17 Mart 2010
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Osman_Pasa » Prş Mar 18, 2010 1:20

Ben olaya farkli bir yonden bakayim :) , Fethullah Gulen'in bir sozu vardi , Turkiye'nin Ortadoguda ki ; en buyuk rakibi olarak Iran'i goruyorum ,tabi baska biseyde beklenmezdi zatlarindan , Gulenci olan tam Amerikan destekli ekip Iran'a mudahaleye daha sicak bakar ama Yeni Amerikanci , Humeyni resimleri ile buyumus olan bir diger kisim buna siddetle karsi cikar ; sonuc olarak Insallah parti ikiye bolunur ; millette kurtulur devlette .Zaten baska turlude bu partinin gidecegi yok . O kadar yoksulluk hirsizlik , hala %35-40 oylari var !!!
Kullanıcı küçük betizi
Osman_Pasa
Üye
Üye
 
İletiler: 108
Kayıt: Çrş Şub 03, 2010 1:16

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Çrş Nis 28, 2010 23:35

ABD : İster ABD, ister Türkiye ile olsun

ABD Dışişleri Bakanlığı, İster ABD, ister Türkiye ile olsun İran'ın gerçekçi olmadığını savundu.

[img]http://www.dunyabulteni.net/images/news/74160.jpg[/img]


ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Philip Crowley, "İran'ın ister ABD, ister Türkiye, ister P5 1 ile olsun, hiçbir şekilde çözüm doğrultusunda gerçekçi ve yapıcı çaba göstermediğini" söyledi.

Crowley, günlük basın toplantısında bir gazetecinin, "Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu'nun İran'da bulunduğu ve herhangi bir uranyum transferinde üçüncü ülke olarak Türkiye'nin arabulucu olabileceğini açıkladığı" şeklinde yorumda bulunması ve bu konuya ilişkin görüşünü sorması üzerine, İran konusunda Türkiye'nin oynayabileceği bir rol bulunduğunu söyledi.

Türkiye'nin İran'ın hemen yanındaki bir komşusu olduğunu ve gelecekte İran hakkında olabileceklerden ilk Türkiye'nin etkileyeceğini ifade eden Crowley, bölgenin parçası olarak İran'ın geleceğinin, ABD ve bölgedeki diğer ülkeler gibi Türkiye için de hayati derecede önemli olduğunun farkında olduklarını kaydetti.

Crowley, İran'ın uranyum değiş tokuşu ile ilgili olarak aracı rolü oynanabilmesi için, öncelikle "gerçekten anlaşmaya istekli bir ülke" olması gerektiğini belirterek, geçen aylar boyunca İran'da bunu göremediklerini söyledi.

Türkiye, uluslararası topluluk, ABD, P5 1 gibi ülkelerin bu konuda "yapıcı bir rol oynamaya istekli olduğunu ve geçen yılın sonbaharında masaya konulan önerilerin ilerletilmesine çalıştıklarını" anlatan Crowley, ancak "İran'ın ister ABD, ister Türkiye, ister P5 1 ile olsun, hiçbir şekilde çözüm doğrultusunda gerçekçi ve yapıcı çaba göstermediğini" savundu.

Kaynak: Ajanslar
İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=111911




Claudia Roth'tan sonra...
Jeffrey’in küstahlığı

ABD’nin elçi kılıklı ajanı, Güneydoğu’da yeni bir fitne turu başlattı, ardından da Türkiye’yi İran’a yaptırımlar konusunda üstü örtülü tehdit etti.

Resim


CIA ajanından fitne turları
ABD’nin Ankara Büyükelçisi, Türkiye’yi karış karış gezerken, iç işlerimize karışmayı da ihmal etmiyor. ABD’nin Büyükelçi görünümlü CIA ajanı James Jeffrey, çıktığı fitne turlarında Türkiye’ye akıl vermekten çekinmiyor. Adana Konsolosluğu’nda görevliyken, CIA ajanı olduğu yönünde ciddi eleştiriler alan Jeffrey, kritik dönemlerde kritik yerlerde görev alan ABD’li diplomatlardan birisi. Jeffrey’in CIA ajanı ve istasyon şefi olduğunu ise Doç. Dr. Necip Hablemitoğlu ortaya çıkarmıştı. Bu göreve atanmadan önce, ABD eski Başkanı George Bush’un ulusal güvenlik danışman yardımcılığı görevini yürüten Jeffrey, Türkiye’yi yakından tanımasıyla biliniyor.

Ermenistan dostu
Daha önce üç defa Türkiye’de görev yaptığı için Türkçe bilen Jeffrey Ermeni lobisi tarafından oldukça seviliyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın Azerbaycan’ın hassasiyetlerini dikkate alması ve milli bir duruş sergilemesinden rahatsız olan Jeffrey, Ermenistan sınırının koşulsuz olarak açılması gerektiğini iddia etmişti. Erdoğan’ın Ermeni sınırı için “Karabağ işgali bitmeden açmayız. Süreç atbaşı ilerleyecek” sözlerine yanıt veren Jeffrey, “Birbirinden farklı bu 2 sorun kendi ivmesinde seyretsin. Sınır koşulsuz olarak açılsın” demişti.

Diyarbakır’da işi ne?
Jeffrey, daha önce de defalarca gittiği Diyarbakır’ı önceki gün yine ziyaret ederek Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir’le basına kapalı bir görüşme yaptı. Görüşmenin içeriği konusunda hiçbir açıklama yapılmadı. Jeffrey, geçtiğimiz şubat ayında da, Atatürk’ün savaş sırasında karargah olarak seçtiği bina olan Alagöz’deki Karargah Müzesi’ni gezmiş, daha sonra tarihi Maltepe Camii’nde namaz kılan vatandaşları izlemişti.

YENİÇAĞ




Pentagon'dan İran ve Suriye'ye suçlama

ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Suriye ve İran'ı, Hizbullah'a gelişmiş füzeler vermekle suçladı.

ABD Savunma Bakanı Robert Gates, Suriye ve İran'ı, Lübnanlı Şii Hizbullah hareketine gelişmiş füzeler vermekle suçladı.

İsraili meslektaşı Ehud Barak ile bugün ABD'nin başkenti Washington'da basın toplantısı düzenleyen Gates, Suriye ve İran'ın Hizbullah'a gitgide daha gelişmiş füzeler verdiğini söyledi.

Hizbullah'ın elinde dünyadaki birçok ülkeden daha fazla roket ve füze bulunduğunu ifade eden Gates, bu durumun Ortadoğu bölgesini istikrarsızlığa sürükleyebileceğini belirtti. Gates, "Durumu büyük dikkatle yakından takip ediyoruz" dedi.

İsrail Devlet Başkanı Shimon Peres, Suriye'yi, Hizbullah'a bütün İsrail'i vuracak güçte Scud füzeleri vermekle suçlamıştı.

İsrail'den sonra şimdi ABD'nin de Suriye'yi suçladığı, Suriye'den açıklama beklediği, ancak ABD'nin Hizbullah'a füze teslim edildiğini teyit edemediği bildirildi.


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=112620
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen GökKrallığı » Prş Nis 29, 2010 7:56

İnsana hayal gibi geliyor fakat son haftalar artık Amerika ve Avrupa'nın iyice iflas noktasına yaklaştığı bütün televizyonlarda ve uluslararası finans kuruluşlarında belirtilmeye başlandı.Yakında Sovyetlerin çöküşü gibi bir çöküş dünya medyalarında çıkabilir ama ben bunun kesinlikle sessiz sedasız olacağına inanmıyorum çok kötü şeyler görücez.
Türklerin Ataları...
Kullanıcı küçük betizi
GökKrallığı
Üye
Üye
 
İletiler: 49
Kayıt: Prş Haz 18, 2009 19:50

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Cum Nis 30, 2010 0:55

Ahmedinecad Türkiye ve İran'ı birleştirdi

İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, İran ve Türkiye'nin birbirinin yanında yer aldığını açıkladı.

Resim


İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, İran ve Türkiye'nin bölgede ve dünyada yapıcı görevler için birbirinin yanında yer aldığını söyledi.

Ahmedinecad, Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Ümit Yardım'ın güven mektubunu kabulde yaptığı konuşmada, iki ülkenin bölge, İslam alemi ve dünyadaki konumlarına değindi.

İki ülke halkları ve devletlerinin kalkınma, güvenlik ve refahta birbirinin yanında yer aldığını kaydeden Ahmedinecad, "Tahran ve Ankara'nın, tarihi ortak ilgileri ve çıkarları var" dedi.

"İran ve Türkiye, dünyada yapıcı görevler için birlikte hareket ediyor" ifadesini kullanan Ahmedinejad, "Bölgede emniyetin sağlanması ve dünyadaki yeni düzene olumlu katkıları açısından ortak hareket edilmesi iki ülkenin en önemli görevidir" diye konuştu.

İki ülkenin İslam dünyasındaki rolleri ve etkilerinden dolayı çekim merkezi olarak görüldüğünü belirten Ahmedinejad, " İran ve Türkiye, uluslararası konularda da birbirine çok yakın görüşlere sahipler" dedi.

Ahmedinecad, ilişkilerin daha da geliştirilmesinde iki ülkenin büyük potansiyellere sahip olduğunu belirtti ve "Bu alanda yapılan önemli anlaşmalar hayata geçirilmeli. İlişkilerin en üst seviyeye çıkarılmasında bizim açımızdan hiçbir sınırlama söz konusu değil" ifadesini kullandı.

Türkiye'nin Tahran Büyükelçisi Ümit Yardım da konuşmasında, Türkiye ve İran'ın çok sayıda ortak değere sahip olduğunu belirtti.

İran'ın bölge ve dünyadaki konumuna değinen Yardım, İran ile ilişkilerin her alanda daha da geliştirilmesine önem verildiğini söyledi.

internethaber






Clınton'dan İran ve Suriye'ye uyarı

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İsrail'e yönelik tehditler nedeniyle İran ve Suriye'yi uyardı.

[img]http://www.dunyabulteni.net/images/news/80967.jpg[/img]

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, İran ve Suriye'ye, İsrail'e yönelik tehditlerle ilgili olarak sert uyarılarda bulundu.

Bakan Clinton'un yapacağı bir konuşmadan bazı bölümler Dışişleri Bakanlığı tarafından basına dağıtıldı.

Metne göre, "ABD'nin İsrail'in güvenliğini sağlama taahhüdünün sarsılmaz durumda olduğunu" kaydeden Clinton, İran ve Suriye'nin "İsrail'e yönelik tehditlerinin sonuçlarını anlamaları gerektiğini" belirtiyor.

Konuşmada, "roketler dahil, giderek daha gelişmiş silahların ve İsrail karşıtı militanların Lübnan'ın güneyine ve Gazze Şeridi'ne sokulmasının, Orta Doğu'da yeni bir çatışmayı ateşleyeceği" görüşü dile getiriliyor.

İsrail'in Kudüs'teki yeni inşaat izinleri nedeniyle İsrail-ABD ilişkileri geçen ay gerilmiş, daha sonra İsrail, bu inşaatları durdurmuştu. Clinton'un konuşmasında, ABD'nin İsrail-Filistin barışına katkıda bulunmaya kararlı olduğunu ve taraflar arasındaki dolaylı görüşmelerin yeniden başlatılması umudunu da koruduğunu ifade ediyor.

Kaynak : AA


İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=112836
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Pzr May 16, 2010 10:15


Bakan Davutoğlu, İran'da

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Mutteki ile görüşmek üzere İran'a gitti

Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki ile nükleer enerji konusundaki olasılıkları görüşmek üzere İran'a gitti.

Davutoğlu, özel uçak ''DAP'' ile İstanbul Atatürk Havalimanı'ndan Tahran'a hareket etti.

Dışişleri Bakanı Davutoğlu, yarın sabah Mutteki ile bir araya gelecek. Görüşmede, nükleer enerji konusundaki yeni olasılıklar masaya yatırılacak.

Davutoğlu, Mutteki ve İran'da temaslarda bulunan Brezilya Dışişleri Bakanı Selso Amorim arasında da üçlü görüşme yapılabileceği belirtildi

İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=114457
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Pzr May 16, 2010 10:20

Bu yazısına cevap olmuştur... sayın Arslan BULUT'un...
Çünkü Ruhban Okulu açılımı tamamlandı...9 maddelik gizli anlaşmanın bir maddesini daha yerine getirdiler...Şimdi ABD'nin vurmadan önce Irak'a yaptığımız ziyaretleri İran'a yapmaya başladık...
SENARYO tıkır tıkır işliyor...
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Pzt May 17, 2010 19:06

Woodrow Wilson ödüllü..
PEKİ DAVUTOĞLU’NU KİM SEÇTİ

İran uranyumunun takasıyla ilgili anlaşma İran, Brezilya ve Türkiye Dışişleri Bakanları tarafından imzalandı. Takas Türk topraklarında yapılacak.
Anlaşma, yine bir Davutoğlu başarı öyküsü gibi sunuluyor. Peki gerçekten öyle mi?
Gelin önce “İran uranyumunun takası” öyküsünü kısaca anımsayalım…
ABD’nin ilk hedefi İran’ın nükleer enerjiden tamamen uzak durmasıydı. Ancak Tahran Washington’un tüm tehditlerine rağmen nükleer enerji çalışmalarına başladı. Bu konuda en büyük destekçisi, nükleer enerji konusunda anlaşma yaptığı Moskova’ydı… Ancak ABD, Irak işgaliyle başlayan süreçte, arkasındaki rüzgârın da etkisiyle, Tahran’ı ölçüsüz oranda tehdit etti. Irak’ta kısa zamanda zafer kazanacak ABD’nin, hemen ardından İran’a saldıracağı düşünülüyordu. Ancak işler Washington’un istediği gibi gitmedi…
Irak’ta batağa saplanan, İran’a saldırma olasılığı zayıflayan ABD, Tahran konusundaki hedefini küçülttü. Kuşkusuz bu geri adımda, Çin ve Rusya gibi iki veto yetkisi olan BM Güvenlik Konseyi üyesinin Tahran’a yakın tutum izlemesi de önemli oranda etki yaptı.

ABD’NİN HEDEFİ AFGANİSTAN
Obama’nın başkan olmasıyla ABD’nin yeni stratejik hedefi Afganistan oldu. Daha doğrusu ABD, Irak işgalinden önce girdiği Afganistan’ı küresel askeri planlamasının sıklet merkezi ilan etti ve yığınak yapma kararı aldı. Bu durum İran’a hem zaman kazandırdı hem de elini güçlendirdi. Çünkü Afganistan’ın hedef olmasıyla, ABD Çin için daha yakın bir tehlike olma konumuna girmiş olacaktı.
İran’ın nükleer enerji çalışması karşısında eli kolu bağlı kalan Washington’un yeni hedefi artık zenginleştirilmiş uranyumdu… ABD, İran’dan elindeki uranyum stokların büyük bölümünü elden çıkarmasını istiyordu. Ekim 2009’da Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı UAEA, Tahran’a yeni bir teklif sundu. Buna göre Tahran, elindeki zenginleştirilmiş uranyumu verip karşılığında nükleer yakıt alacaktı. UAEA Başkanı Baradey, “İran Uranyumu Türkiye’de depolansın” önerisi sundu. Aracı olmaya dünden razı AKP ve Davutoğlu, Batı’nın önerisine hemen olumlu yanıt verdi ve aracı rolüne hazır olduğunu ilan etti. Davutoğlu, Türkiye’yi soktuğu pozisyonu da şöyle tanımlıyordu: “Bir nevi yediemin olacağız”.

AKP, OBAMA’NIN BARIŞÇI ÖNCÜ KUVVETİ’
Ancak Tahran, AKP’ye tam olarak güvenemiyordu. Ne de olsa Cengiz Çandar’ın yazdığı gibi, “AKP, Obama’nın ‘barışçı öncü kuvveti”ydi. Cumhurbaşkanı’nın uçağında Tahran’a giden Çandar, Gül’ün Tahran’a, “Obama dönemiyle açılan fırsat penceresini İran’ın kullanması gerektiği” mesajını götürdüğünü belirtiyordu.
Tahran bir yandan Türkiye ile ilişkileri olumlu tutmak istiyor ama bir yandan da AKP’nin Washington’un “barışçı öncü kuvveti” şeklindeki misyonundan ötürü güven sorunu yaşıyordu. Konu ilerleyen aylar içinde birkaç kez daha gündeme geldi. Ancak Tahran her seferinde Türkiye’nin arabulucu olma önerisini reddetti. Ankara’yı kırmak istemeyen Tahran, dururumu, uranyumu kendi topraklarında takas etmek istediği şeklinde gerekçelendiriyordu.

ABD, İRAN’A YAPTIRIM UZLAŞISI ÇIKARAMADI
ABD, bu koşullarda, düzenleyeceği nükleer zirvenin merkezine “İran’a yaptırım uzlaşısı” hedefi koydu. Ancak 12-13 Nisan 2010’da yapılan ve 47 ülke liderinin ve temsilcisinin katıldığı Nükleer Güvenlik Zirvesi’nden “İran’a yaptırım uzlaşısı” çıkmadı. Rusya, Çin ve Brezilya İran’a yaptırımlara karşı çıktı. Hatta Pekin yönetimi ortaya yeni bir üçüncü yol sundu: “Yaptırım yerine müzakere”.

TAHRAN’IN TAKTİK HAMLE BAŞARISI
Zirvenin ardından Türkiye, Washington’un talebi gereği bir kez daha aracı olmak istediğini Tahran’a beyan etti. Tahran bir kez daha reddetti.
Brezilya lideri Lula Da Silva ile görüşen İran lideri Ahmedinejat, yaptırım hamlelerini savuşturmak için bir taktik hamle yaptı. Ve Tahran, uranyum zenginleştirme hakkından feragat etmeden, zenginleştirilmiş uranyumunu nükleer yakıtla takas etmeyi kabul etti.
Böylece Tahran 7 yıl içinde, nükleer çalışmalarına tamamen karşı çıkan ABD’yi, nükleer çalışmalarını sürdürmeye ikna etmiş oldu! Ödediği bedel(!) ise uranyum zenginleştirme hakkından feragat etmeden, zenginleştirdiği uranyumun bir kısmını nükleer yakıt karşılığında takas etmeyi kabul etmesiydi!

TAHRAN’IN TERCİHİ TÜRKİYE DEĞİL BREZİLYA
Tahran’ın takas konusunda Türkiye’yi değil de Brezilya’yı tercih etmesi, sorunu büyük oranda çözmüş ancak takasın yapılacağı yer konusunu açıkta bırakmıştı. İşte tam bu noktada AKP, ABD adına bir kez daha devreye girdi. Üstelik takasın Türk topraklarında yapılacak olmasıyla Washington görüntüyü bir parça kurtarmış olacaktı. Rusya ve Çin’in desteklediği aracı olan Brezilya ile ABD’nin desteklediği aracı olan Türkiye’nin birlikte olması, uluslararası güçlerin de denge durumunu oluşturacaktı.
Koşulların bu yönde oluşmasının ardından önce Davutoğlu, ardından da Erdoğan apar topar Tahran’a gitti. Ve İran, Brezilya ve Türkiye takas konusunda mutabakat metni imzaladı.
Anlaşmaya göre Tahran az zenginleştirilmiş uranyumunun 1200 kilogramını Ankara’ya teslim edecek. Davutoğlu konuyla ilgili olarak şu teminatı verdi: “Tahran santralının yakıtı sağlanıncaya kadar İran uranyumunu kendi sermayemiz gibi Türkiye’de korumayı garanti verdik”.

ABD BREZİLYA SEÇENEĞİNE KARŞI ÇIKTI
Durumu özetlersek;
ABD, İran’ı etkisiz kılmak için Türkiye’nin arabuluculuğunda bir yöntem izledi. İran ise ABD baskısını savuşturmak için, Rusya ve Çin’in desteklediği Brezilya’nın arabuluculuğunu kabul etti. Sonuç olarak Türkiye’nin tek başına değil ama Brezilya’yla birlikte sürecin bir parçası olmasına Rusya ve Çin karşı çıkmadı. Ve anlaşma imzalandı.
Aslında durumu en çıplak şekilde ortaya koyan, imzadan hemen önce Brezilya Cumhurbaşkanı Lula Da Silva’nın ABD’yi işaret eden açıklamasıydı: “İran’ı ziyaret etmemem için birçok baskı yapıldı ancak tam güvenle Tahran’a geldim ve müzakerelerimizin yapıcı ve olumlu sonuçlanacağına inanıyorum”.
Peki, şimdi tüm bu gelişmelerde, sizce Davutoğlu ve AKP’nin uluslararası başarısı nerede?


Mehmet Ali Güller
odatv.com
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 1:23

[img]http://foto.gazetevatan.com/newpics/news/180520100135082645380.jpg[/img]


İran güven vermedi!

Türkiye, Brezilya ve İran zafer pozu verdiler, ancak sonra İran öyle bir açıklama yaptı ki...

Tüm dünyanın yakından takip ettiği 18 saatlik pazarlık sonrasında Türkiye, Brezilya ve İran liderleri böyle zafer pozu verdi. Ancak, İran’ın açıklaması her şeyi değiştirdi.

İran, uluslararası baskı sonucu, atom bombası yapımında kullanacağı endişesi duyulan uranyumu Türkiye’de nükleer yakıtla takas etmeyi kabul etti. Başbakan Erdoğan, Brezilya Devlet Başkanı Da Silva ve Ahmedinecad’ın da katıldığı törenle anlaşma imzalandı. Ancak İran imzanın ardından “Uranyum zenginleştirme çalışmalarımız sürecek” açıklaması yapınca anlaşma tehlikeye girdi


Uzun süredir Batı ülkeleri tarafından nükleer silah peşinde koşmakla suçlanan İran yönetimi, Brezilya ve Türkiye’nin arabuluculuk girişimleri sonucunda dün elindeki düşük miktarda zenginleştirilmiş uranyumun nükleer yakıtla takas edilmesini öngören bir uzlaşma metnini imzaladı. Anlaşma için diplomasi trafiği önceki sabah başladı. Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim, Türkiye Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu ve İran Dışişleri Bakanı Manuçehr Mutteki, pazarlıklara otururken, kurdukları doğrudan telefon hatlarıyla liderleri de sürekli bilgilendirildi.


18 saat süren pazarlık

Erdoğan, İzmir’deyken kritik bir eşiğe gelindiği kendisine bildirildi. Erdoğan “Takasın Türkiye’de gerçekleştirilmesi teklifi kabul edilmediği takdirde, Tahran’a gitmeyeceğini” ifade etti. 18 saat süren pazarlıkların ardından teklifin kabul edilmesi üzerine Erdoğan, Tahran’a gitti. Dün sabah yapılan liderler zirvesinde “zamanlama” sorunu çıktı. İran’ın metinde belirlenmiş zaman konusunu yeniden müzakere etmek istemesi üzerine Erdoğan mevcut metni savunarak, “Zaman belirlenmezse buradan sonuç çıkmaz” dedi. Brezilya’nın da bunu desteklemesi üzerine, İran’ın bir hafta içerisinde Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’na (UAEK) yazılı bildirimde bulunacağı maddesinde anlaşıldı. Anlaşmaya göre, Türkiye’de yapılacak takas işleminde yüzde 3.5 oranında zenginleştirilmiş 1200 kilogram uranyum, yüzde 20 zenginleştirilmiş 120 kilogram nükleer yakıtla değiştirilecek. İran bir hafta içinde varılan anlaşmayı, ABD, Fransa, Rusya ve Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu’ndan (UAEK) oluşan Viyana Grubu’na sunacak. Viyana Grubu’nun olumlu cevap vermesi halinde uranyum bir ay içinde, yakıt ise bir yılda teslim edilecek. Takas başarısız olursa Türkiye uranyumu koşulsuz geri verecek.

5 saat sonra şok açıklama

Dünyada büyük yankı yaratan anlaşma, Erdoğan tarafından “Tarihi bir fırsat” diye değerlendirilirken, Dışişleri Bakanı Davutoğlu “İran’a baskı ve yaptırımlar için gerekçe kalmadı” yorumunu yaptı. Brezilya Devlet Başkanı Lula da Silva ise anlaşmayı “Bir diplomasi zaferi” diye nitelendirdi. Dünya da anlaşmaya önce iyimser yaklaştı. Ancak imzadan yaklaşık beş saat sonra İran’dan gelen açıklama havayı tersine döndürdü. İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi’nin “Uranyum zenginleştirmesi çalışmalarına devam edeceğiz” açıklamasının ardından, İran’a yaptırım kararının anahtarını elinde tutan diğer BM Güvenlik Konseyi üyesi ülkelerden “tatmin olmadık” mesajları geldi. BM, İran’la sağlanan “nükleer anlaşmanın” ileriye dönük teşvik edici ümit verici bir durum olduğunu, ancak BM kararlarına uyulması için daha çok şey yapılması gerektiğini bildirdi. BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun’un sözcüsü Martin Nesirsky, anlaşmasının gayet olumlu olduğunu, ancak İran’ın sorun üzerinde BM Güvenlik Konseyi’nin 5 kararına tam uyumunun şart olduğunu belirtti.

gazetevatan.com



Uranyum takası Türkiye’de yapılacak

İran, Türkiye ve Brezilya dışişleri bakanları, uranyum takasının Türkiye’de yapılacağına dair mutabakat metni imzaladı.


İran ve Batı arasındaki nükleer krizin aşılmasında tarihi bir adım atıldı. İran, uranyum takasının Türkiye’de yapılmasını kabul etti. Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, İran Dışişleri Bakanı Menuçehr Mottaki ve Brezilya Dışişleri Bakanı Celso Amorim, uranyum takası konusunda üzerinde uzlaşılan mutabakat metnini imzaladı. İmza töreni, İran Cumhurbaşkanı Mahmud Ahmedinecad, Brezilya Cumhurbaşkanı Lula Da Silva ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın huzurunda yapıldı. Anlaşmaya göre, İran 1200 kilo yüzde 3,5 oranında zenginleştirilmiş uranyumu bir seferde Türkiye’ye verecek ve 1 yıl içerisinde, Tahran’daki araştırma reaktöründe kullanılmak üzere yakıta dönüştürülecek yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum alacak. Takas işlemi Türkiye’de gerçekleşecek. Eğer anlaşma uygulanmazsa, Türkiye düşük oranda zenginleştirilmiş uranyumu derhal ve koşulsuz olarak İran’a geri gönderecek.


YENİÇAĞ
En son Başkomutan tarafından Sal May 18, 2010 1:25 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 1:24


ABD: Olumlu ama kaygı devam ediyor


Beyaz Saray Sözcüsü Robert Gibbs, açıklamasında, İran'ın uranyum takasıyla ilgili olarak Türkiye, İran ve Brezilya arasında sağlanan anlaşmanın, uluslararası toplum tarafından üzerinde düşünülmeden önce, Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na (UAEK) iletilmesi gerektiği belirtildi.

Sözcü, ABD ve uluslararası toplumun İran'ın nükleer arzularıyla ilgili ciddi endişeler taşımaya devam ettiğini kaydetti.

İran'ın uranyum zenginleştirmeye devam etmesinin BM kararlarının ihlalini oluşturduğu ifade edilen açıklamada, ABD'nin, Tahran'ın uluslararası yükümlüklerini yerine getirmesi gerektiği, aksi takdirde yaptırımlar da dahil bunun sonuçlarıyla yüzleşeceği hususunun net olarak ortaya koyulmasında ortaklarıyla birlikte çalışacağı belirtildi.

Açıklamada, ABD'nin, İran'ın nükleer programından kaynaklanan soruna diplomatik çözüm bulunmasına olan bağlılığı da dile getirildi. Gibbs, "İran, nükleer programı ile barışçıl amaçlar taşıdığını, uluslararası topluma gösterecek gerekli adımları atmalı" diye konuştu.



İm (Kod): Tümünü seç
http://www.dunyabulteni.net/news_detail.php?id=114609
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen maydonos » Sal May 18, 2010 16:05

Turk halki acisindan hicbir olumlu gelisme yoktur.

Bu yalnizca ve yalnizca Akepe iktidarinin devami icin yapilmis bir salvodur. Bu arada ulkemiz nuklueer silah deposu haline getiriliyor. Bunun karsiligi ve bedelini kim cepliyor.

Turk halki neden boyle bir yasamsal risk altinda yasasin.

Siddetle kiniyorum.

Muhalefet uyuyor, uyuyun bakalim. Bir kasetle nakavt oldunuz. Tsk zaten uyuyan guzele donusturuldu. Prensini bekliyor yasam opucugu verecek.

Yaziklar olsun..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Sal May 18, 2010 18:11


ABD'den İran anlaşmasına rest

ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton İran’a yaptırım taslağının bugün Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi üyelerine dağıtılacağını açıkladı.

Clinton ABD, Rusya ve Çin’in “güçlü bir taslak” üzerinde anlaştıklarını da ifade etti.

ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan yazılı açıklamada, İngiltere, Çin, Fransa, Rusya ve ABD ile Almanya’dan oluşan P5+1 ülkelerinin taslak yaptırım karar metni üzerinde anlaştığı ve metnin bugün BM Güvenlik Konseyi’nin tüm üyelerine dağıtılacağı ifade edildi.

Clinton’ın açıklaması, İran’ın Türkiye üzerinden zenginleştirilmiş uranyum takasını kabul ettiği anlaşmadan birkaç gün sonra geldi.

Türkiye, bu anlaşmanın ardından yeni yaptırımların uygulanmasının söz konusu olması durumunda bu sürecin içinde yer almayacağını açıklamış ve Batılı devletleri yaptırım taleplerinden vazgeçip “yapıcı” olmaya çağırmıştı.

TAKAS ANLAŞMASI YETERLİ OLMADI

Pazartesi günü imzalanan anlaşma kapsamında, İran'ın elindeki yüzde 3.5 oranında 1,200 kilogram zenginleştirilmiş uranyumu Türkiye’ye göndermesi ve karşılığında Viyana Grubu olarak bilinen ülkelerde işlenen daha yüksek oranda zenginleştirilmiş uranyum alması öngörülüyor.

Ancak İran’ın anlaşmanın imzalanmasının hemen ardından yüzde 20 oranında uranyum zenginleştirme çalışmalarına devam edeceğini duyurması uluslararası kamuoyunda büyük tepki topladı.

ABD, AB ve Rusya’dan yapılan açıklamalarda, bu koşullar altında İran’ın uluslararası kamuoyunun kaygılarının önüne geçemeyeceği ve yaptırım sürecinin devam edeceği ifade edildi.


hurriyet.com.tr






New York Times

Beyaz Saray, Türkiye ve Brezilya'ya öfkeli


ABD, Avrupa ve Rusya, İran'ın elindeki nükleer yakıtın yaklaşık yarısını Türkiye'ye göndermeye karar verdiği yönündeki açıklamasına aşırı şüpheci bir şekilde yaklaşarak, yeni yaptırımlar uygulanması yönündeki çabaların süreceğini söyledi.

Bununla birlikte farklı ülkelerden yetkililer, Türkiye ve Brezilya tarafından yürütülen görüşmeler neticesinde varılan uzlaşmanın yaptırım sürecini rayından çıkarmak için çok zamanında bir girişim olduğunu ifade etti.

Varılan anlaşmanın şartları, Ekim ayında gerçekleşen ancak İran'ın geri adım atması nedeniyle hayata geçmeyen uzlaşmaya bir hayli benziyor. Washington, Ekim ayında uzlaşmaya daha yakın görünüyordu. Çünkü bu uzlaşma, bir yandan Tahran'ın silah üretmeye yetecek kadar yakıt elde etmesini engelleyecek diğer yandan da müzakereler için zaman sağlayacaktı.

Ancak Türkiye ile Brezilya'nın önderliğinde sağlanan bu yeni anlaşmanın reddedilmesi ABD Başkanı Barack Obama'nın da olası bir uzlaşmayı engellemiş görünmesine neden olabilir. Ayrıca varılan anlaşma ekonomik çıkarları nedeniyle yaptırıma karşı çıkan Brezilya ve Türkiye'nin İran üzerindeki baskıyı artırmak amacıyla sağlanan kırılgan uluslararası görüş birliğini nasıl parçalayabileceğini gösteriyor.

TEMEL MESELELERE DOKUNMUYOR

İmzalanan anlaşma, yaptırımların esas sebebini oluşturan konuyu yani İran'ın nükleer zenginleştirme faaliyetlerini askıya alması ya da uluslararası denetçilerin olası silah üretimiyle ilgili kuşkuları yansıtan sorularını yanıtlaması talebini içermiyor.

İran'la ilgili süreçte yoğun biçimde yer alan Washington yönetiminden üst düzey bir yetkili, imzalanan anlaşmanın "İran'ın zenginleştirme programıyla ilgili temel meselelere bir çözüm içermediğini" söyledi.

Rusya Başbakan Yardımcısı Sergey Ivanov da Washington'da yaptığı konuşmada benzer soru işaretlerini gündeme getirdi. Yaptırımlarla ilgili kararın "yakın bir zamanda oylanmasını" beklediğini söyleyen Ivanov, varılan anlaşmanın yaptırım süreciyle "yakından ilgili" olmadığını vurguladı.

WASHINGTON ÖFKELİ

Beyaz Saray yetkililerinin Türkiye ve Brezilya liderlerine öfkelendiği açıkça görülüyor. Nisan ayında Washington'da düzenlenen Nükleer Güvenlik Zirvesi'nde Obama, Türk ve Brezilyalı liderlerle bizzat bir araya gelerek, İranlılara BM taleplerinden kaçmalarını sağlayacak bir mazeret vermemelerini istemişti.

Üst düzey bir yetkili, bu toplantının ardından Obama'nın yazdığı detaylı mektuplarla duyduğu kaygıları dile getirdiğini söyledi. Ancak bu mektuplar da sonuç üzerinde etkili olmuş görünmüyor.

Birçok analist, anlaşmanın, uzlaşmazlığın sorumluluğunu Batı'ya yıkarken, birkaç hafta içinde alınması beklenen yaptırım sürecini de baltalamayı hedeflediğini ifade etti.

Kahire'de bulunan Ehram Siyasi ve Stratejik Çalışmalar Merkezi'nden uluslararası ilişkiler uzmanı Emad Gad, "İran'ın tarihinde bir uzlaşmaya varıp, sonra geri adım attığı anlaşmalar var... İran önce tansiyonun iyice yükselmesine izin veriyor, ondan sonra da uzlaşmayı kabul ediyor" dedi.


hurriyet.com.tr
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Prş May 20, 2010 0:23


Başbakan Erdoğan Obama ile görüştü


Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama ile bir telefon görüşmesi gerçekleştirdi.

Erdoğan görüşmede, “Türkiye olarak, hem müttefiklerimizle, hem de bölgemizdeki barış ve istikrar ihtiyacı nedeniyle ulusal menfaatlerimize uygun bir çaba içerisindeyiz. Bölgemizde asla nükleer silah istemiyoruz. Yayınlanan deklarasyon karşılıklı güven ortamının geliştirilmesi açısından önemli bir adımdır. Türkiye bu anlaşmada verilen sözlerin tutulmasını yakından takip edecektir. Türkiye ve ABD temel stratejik, dost ve sizin deyiminizle 'model ortak' olarak birbirine güvenmeli ve destek olmalıdır” dedi.

ABD Başkanı Barack Obamas da Başbakan Erdoğan ve Brezilya Cumhurbaşkanı Lula'nın sorunun diplomatik yoldan çözümü için gösterdiği çabaları takdirle karşıladığını belirterek, İran'ın Uluslararası Atom Enerjisi Ajansı'na göndereceği mektubu dikkatle takip edeceklerini vurguladı.

Obama, “5 yıldır sizinle gerçek dostluk içinde işbirliği yaptık. Şahsınızın hem ülkenizde, hem de uluslararası alanda gösterdiği liderliği memnuniyetle izliyorum. Sizin bu süreci diplomatik yoldan çözme isteğinizi de çok iyi anlıyorum. Bu süreç içinde sizinle ortak çalışmalara devam edeceğiz. Sorunun diplomasi ve varılan anlaşmalar çerçevesinde çözülmesini umut ediyoruz, aksi takdirde BM Güvenlik Konseyinin İran konusunda alacağı kararları uygulamaya kararlıyız” dedi.


hurriyet.com.tr
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Cum May 21, 2010 16:19

Başbakan'dan Obama'ya İran mektubu

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, ABD Başkanı Barack Obama'ya gönderdiği cevabi mektupta, hafta başında Tahran'da imzalanan deklarasyonun İran'ın nükleer programına ilişkin dosyayı kapatmadığını, ancak sorunun diplomasi yoluyla çözümü için önemli bir kapı araladığını vurguladı.

Başbakanlık Basın Merkezi'nden yapılan açıklamaya göre, Erdoğan, Obama'nın 20 Nisan'da İran'ın nükleer programıyla ilgili gönderdiği mektuba cevap verdi.

Açıklamada şu ifadeler yer aldı:

"Başbakan Erdoğan cevabi mektubunda İran'ın nükleer programı konusunda geçtiğimiz hafta Tahran'da yapılan anlaşmanın detaylarına ilişkin bilgi aktarmıştır.

Deklarasyonun İran'ın nükleer programına ilişkin dosyayı kapatmadığını ancak sorunun diplomasi yoluyla çözümü için önemli bir kapı araladığını vurgulayan Erdoğan, Türkiye'nin sorunun çözümü için gayretlerini devam ettireceğini ve konunun takipçisi olacağını ifade etmiştir."


Batılı devletleri uzun süredir endişelendiren İran'ın nükleer programı üzerindeki tarihi uzlaşma Pazartesi günü Türkiye ile Brezilya'nın çabalarıyla sağlanmıştı. Türk, Brezilyalı ve İranlı dışişleri bakanları tarafından imzalanan deklarasyon çerçevesinde, İran'ın bin 200 kilogram yüzde 3.5 oranında zenginleştirilmiş uranyumu bir seferde Türkiye'ye vereceği ve 1 yıl içerisinde, Tahran'daki araştırma reaktöründe kullanılmak üzere yakıta dönüştürülecek yüzde 20 oranında zenginleştirilmiş uranyum alacağı açıklanmıştı.

Ancak imzalanan takas anlaşması, İran’a nükleer programından dolayı uygulanması düşünülen yaptırımları durduramamış ve ABD, BM Güvenlik Konseyi üyelerini toplantıya çağırarak, kendilerine P5+1 ülkeleri tarafından üzerinde uzlaşmaya varıldığı bildirilen ve İran'a yeni yaptırımlar getiren bir karar tasarısı metni sunmuştu.

Başta ABD olmak üzere Batılı devletler nükleer programını durdurmayı reddeden Tahran'ın hedefinin atom bombası üretmek olduğunu söylüyor ve İran'a uygulanacak yeni yaptırımlar üzerinde çalışıyor. Tahran ise çalışmalarını barışçıl amaçlarla sürdürdüğünü belirtiyor.

BM GENEL SEKRETERİ'NDEN DESTEK

BM Genel Sekreteri Ban Ki-mun da Tahran'da imzalanan uranyum takasına ilişkin anlaşmanın Batı ile İran arasındaki nükleer krizin çözümüne kapı açmasını umduğunu söyledi.

"Birleşmiş Milletler İstanbul Somali Konferansı"na katılmak için Türkiye'ye gelen Ban Boğaziçi Üniversitesi'nde yaptığı konuşmada, Türkiye ve Brezilya'nın yoğun çabaları sonucu imzalanan anlaşmanın "İran'ın nükleer programı nedeniyle yaşanan uluslararası gerilimin barışçıl yollarla giderilemsi açısından önemli bir girişim olduğunu" söyledi.

İRAN'IN TAKAS MEKTUBU HAZIR

İran Atom Enerjisi Kurumu Başkanı Ali Ekber Salihi bugün yaptığı açıklamada, Viyana Grubu'yla uranyum takasını öngören, İran, Türkiye ve Brezilya arasındaki anlaşmayla ilgili mektubun en kısa sürede Uluslararası Atom Enerjisi Kurumu'na UAEK'ye gönderileceğini söyledi.

Anlaşmayla İran'ın samimiyetini ve uzlaşmadan yana olduğunu ortaya koyduğunu yineleyen Salihi, "Amerikalılar, İran'ın Türkiye ve Brezilya ile anlaşmaya varamayacağını, bu ülkelerin Tahran'dan elleri boş döneceğini sanıyorlardı" diye konuştu.

İran Meclis Başkan Vekili Muhammed Rıza Bahüner dün, BM Güvenlik Konseyi'nin 5 daimi üyesi ve Almanya'nın yeni bir yaptırım kararı alması halinde Tahran'da imzalanan uranyum takasına ilişkin anlaşmanın iptal olacağını belirtmişti.

hurriyet.com.tr
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: ABD'den AKP'ye İran mesajı: 'İran karşıtı cephede yer alın'

İletigönderen Başkomutan » Cmt Haz 26, 2010 17:27

[img]http://foto.gazetevatan.com/newpics/news/260620101305059003177.jpg[/img]

ABD'den uyarı: Türkiye bağlılığını kanıtlasın!


ABD'nin Avrupa ve Avrasya işlerinden sorumlu Dışişleri Bakan Yardımcısı Philip Gordon, Türkiye'nin Batıya bağlılığını göstermesi gerektiğini söyledi. Türkiye'nin Washington Büyükelçisi Namık Tan'dan Gordon'a anında cevap geldi:Bu değerlendirme haksız!

Philip Gordon, Associated Press haber ajansına verdiği özel mülakatta, "Türkiye’nin NATO’ya, Avrupa’ya ve ABD’ye bağlı kaldığını düşünüyoruz, ancak bunun gösterilmeye ihtiyacı var. Bu konuda insanlar daha önce olmadığı şekilde sorular soruyor. Bu, başlı başına kötü bir durum ve Türkiye’nin ABD’den destek beklediği konularda ABD’nin destek vermesini zorlaştırıyor." dedi.

AP, Gordon’ın sözlerinin, ABD’nin önemli bir NATO müttefikine yönelik nadiren yaptığı bir uyarı olması açısından dikkat çekici olduğu yorumunda bulundu.

Verdiği mülakatta Türkiye’nin, İran’a yeni yaptırımlar uygulanmasını öngören, ABD’nin desteklediği BM Güvenlik Konseyi kararına karşı ret oyu kullandığını hatırlatan Gordon, İsrail’in geçen ay Gazze’ye giden yardım filosuna yaptığı ve ölümlerle sonuçlanan saldırının ardından Türkiye’nin kullandığı söylemlere dikkati çekti.

Gordon, "Türkiye’nin yönelimi ve ABD ile stratejik ortaklık stratejisine ilişkin süregelen bağlılığı konusunda pek çok sorgulama sürüyor. Bir NATO müttefiki ve ABD’nin güçlü bir ortağı olan Türkiye, İran’a yaptırımlar getirilmesini öngören karara çekimser oy kullanmak bir yana, "hayır" oyu kulandı. Amerikalıların bunun nedenini anlamadıklarını düşünüyorum" dedi.

NAMIK TAN: HAKSIZ BİR DEĞERLENDİRME

Gordon’ın sözlerinin ardından görüşleri sorulan Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Namık Tan, Gordon’un sözlerinin şaşırtıcı olduğunu söyledi.

Türkiye’nin NATO’ya bağlılığının güçlü olduğunu ve sorgulanmaması gerektiğini vurgulayan Tan, "Ben bu değerlendirmenin haksız olduğunu düşünüyorum" diye konuştu.

Türk yetkililerinin, Türkiye’nin niçin İran’a yaptırımlar uygulanması kararına karşı oy kullandığını Amerikalı muhataplarına defalarca anlattığına işaret eden Tan, Türkiye’nin girişimiyle İran ile sağlanan uranyum takası anlaşmasının ardından yaptırımlara karşı oy kullanmanın, itibarlı tek karar olduğunu anlattı.

"Başka türlü oy kullanamazdık. Kendi itibarımız söz konusuydu" diye konuşan Tan, Başbakan Recep Tayyip Erdoğan’ın, ABD Başkanı Barack Obama ile Kanada’nın Toronto kentinde düzenlenen G-20 zirvesi sırasında yapılacak ara görüşmeler sırasında bu konuları gündeme getirmesinin beklendiğini söyledi.


İm (Kod): Tümünü seç
http://www9.gazetevatan.com/abdden-uyari-turkiye-bagliligini-kanitlasin/313284/1/Gundem






Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Sonraki

Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 1 konuk

cron

x