ABD, Kürt planı hazırlıyor

ABD, Kürt planı hazırlıyor

İletigönderen borabey » Pzt Ağu 25, 2008 14:56

Sezgin Tanrıkulu: "ABD, Kürt planı hazırlıyor"
2008 07 28 - 22:59

“Silahlı bir örgüt Kürtlerin adına silah kullanıyor. Biz açık ve net olarak ona, ‘bizim adımıza silahlı şiddet yapma’ demeliyiz. Bunu diyebilmemiz için, devlet, Kürt sorununu demokrasiyle çözeceği inancını yaratmalı.”



Kürt aydınlarının önde gelen isimlerinden biri olan ve yıllardır sürdürdüğü insan hakları ve demokrasi mücadelesiyle tanınan Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkulu’yla yaptığımız ve dün birinci bölümünü verdiğimiz konuşmaya kaldığımız yerden devam ediyoruz.

Avrupa Birliği standartlarında bir demokrasi Türkiye’ye gelirse, bu, Kürtleri tatmin eder mi?

Eder. Çünkü sorun, bizim bu Cumhuriyet’in özgür ve eşit yurttaşları olabilmemizde. Bugün Kürtler kendilerini Cumhuriyet’in eşit ve özgür yurttaşları olarak hissetmiyorlar. Oysa AB standartlarında bir demokraside kişilerin, yurttaşların tam ifade ve örgütlenme özgürlükleri var. O zaman isteyen istediği yayını yapar ve zamanla ana dilde eğitim de gerçekleşir. Zira böyle bir demokraside bölünme paranoyası olmaz.

Kürt aydınları tam olarak nasıl bir çözüm istiyorlar?

Bizim taleplerimiz Türkiye’de demokrasinin güçlendirilmesi talebinden kopuk değil. Çünkü biz Kürt meselesinin, şiddetin olmadığı bir ortamda özgürce tartışılmasını ve demokratik yoldan çözülmesini istiyoruz. Ana dilde eğitim, öğretim ve yayın haklarının tanınmasını talep ediyoruz. Bu çözüm sürecin en önemli ayağını örgütün kendi kararıyla silahsızlanması oluşturuyor. Bunun için de her şeyden önce demokratik açılımlar yapılarak, örgütün silahlı faaliyetine gerek kalmayacak elverişli bir siyasi ortam yaratılmalı. Çünkü silahlı örgüt ve silahlı çatışma bugün Kürt meselesini hapsetmiş durumda.

Nasıl hapsetti?

Hepimizin bir zinciri var. Bu zincir, ancak örgüt silahsız hale gelirse kırılır. Çünkü bugün bir tarafta silahlı bir parti var. Diğer tarafta yasal zeminde yürütülen bir siyasi faaliyet var. İkisinin aynı anda yürümesi çok zor. Birbirlerinden etkilenmemeleri de mümkün değil. Ahmet Türk’ün dediği gibi bunların tabanları ortak. Bu yüzden Kürt meselesinde öncelik, silahlı çatışmayı gündemden çıkarmaktır.

Demokrat Türk aydınlarıyla demokrat Kürt aydınları arasında görüş farklılıkları var mı?

Kürtler kendilerini bu cumhuriyete ait olarak görmezlerken, Türkler de Kürtleri şiddetten yana olan bölücüler olarak görüyor. Şimdi sokaktaki insanın zihnindeki ve duygularındaki bu bölünmüşlük aydınlarda da oluştu. Artık sadece sokaktaki adam Kürt aydınlarını, Kürt siyasetçilerini bölücü olarak görmüyor. Halbuki hak arama yolu olarak şiddetin kullanılmasına en fazla Kürtlerin karşı çıkması gerekir.

Yeterince karşı çıktılar mı peki?

Çıkmadılar. Hâlâ yeterince karşı çıkmıyorlar. Silahlı bir örgüt Kürtlerin adına silah kullanıyor. Biz açık ve net olarak ona, ‘Bizim adımıza silahlı şiddet kullanma’ demeliyiz. Ahmet Türk bunu söyledi. Kürtlerin yaygın olarak bunu yüksek sesle söyleyebilmelerinin koşulları ve ortamı yaratılmalı. Demokrat Türk aydınlarıyla Kürt aydınlarını artık bir arada tutmak çok zorlaştı.

Niye zorlaştı?

Silahlı örgütün varlığı büyük bir sorun. Bir tarafta barışla ilgili çalışmalar yapılıyor, diğer tarafta silahlı faaliyet ortaya çıkıyor. Bu açmaz, Türk ve Kürt aydınları birbirinden uzaklaştırıyor. Kürt aydınlar silahlı mücadeleye karşı çıktıklarını yeni yeni yüksek sesle söylemeye başladılar. Devlet, Kürt sorununu demokrasiyle çözeceği inancını yaratırsa, Kürt aydınlarının sesi daha çok çıkar. Ama devlet bunu yapacağına, bize, ‘yalan söylüyorsun, bekâra karı boşamak kolay’ gibisinden laflar ediyor. Kürtler giderek daha fazla içlerine kapanıyorlar.

Anlamadım...

Eskiden Kürt bölgesinden Mersin’e, Adana’ya, Antalya’ya, Batı bölgelerine göç yaşanırdı. Şimdi iç göç yaşanıyor. Şırnak’tan Diyarbakır’a, Batman’a göç ediliyor. Kürtler kendi nüfuslarının yoğun olduğu yerlere gidiyorlar, Türkiye’nin diğer bölgelerinde kendilerini güvende hissetmiyorlar. Artık herkes kendi gettosuna çekiliyor yavaş yavaş. Bölünmüşlük budur işte! Oysa eskiden Kürtler her tarafı kendi memleketi olarak görürdü ve giderlerdi.

Sizin Başbakan’la karşılaşmalarınız hep olaylı oluyor. Size, ‘ bekâra karı boşamak kolay, yalan söylüyorsun’ gibi tuhaf çıkışları oldu Erdoğan’ın. Niye?

Başbakan Kürt meselesiyle ilgili bir şey duymak istemiyor. Biz ona yapılması için önünde hiçbir engel olmayan somut açılımları söylüyoruz. Ama Başbakan gerçekten Kürt meselesine kapalı. AKP’nin ve Başbakan’ın Kürt meselesiyle ilgili klasik devlet politikaları dışında bir programı yok.

Siz yakın zamanda Amerika’ya giderek görüşmeler yaptınız. Kimlerle görüştünüz?

ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiye’de demokrasi ve Kürt meselesi konusunda geçen ay iki günlük bir toplantı düzenledi. Türkiye’den beş-altı kişiydik. Basına kapalı olan bu toplantılara, Amerikan Dışişleri ve Savunma Bakanlığı’ndan bürokratlar, akademisyenler katıldı. Yani işin mutfağında çalışan Cumhuriyetçiler ve Demokratlar birlikte katıldılar. Ayrıca Kuzey Irak’tan da akademisyenler vardı. ABD, kasım sonrası için Türkiye’yle ilgili A, B, C, D planları hazırlıyor. Bize 2002’den sonra Kürt meselesiyle ilgili ne tür gelişmeler olduğunu ve neler beklediğimizi sordular. Herhalde yeni yönetimin Türkiye’yle ilgili dış politika stratejisini oluşturuyorlar. Yeni Amerikan Başkanı’nın önüne bu dosyayı koyacaklar.

Amerikalılar Kürt meselesine nasıl bakıyorlar?

Toplantılardan çıkardığım sonuç şu. Amerika Kürt meselesinin çatışma dışı yöntemlerle çözülmesini ve silahlı çatışmanın artık sonlanmasını istiyor. Türkiye’nin buna hazır olması lazım. Bence ABD Kürt meselesinde avantajlı konuma geçti. ‘ABD PKK’yi destekliyor. Ordunun operasyon yapmasına izin vermiyor. İzin verse mesele biter’ diye Türkiye’de toplumda ve devlette çok yaygın bir algılama vardı. Orduda ve Hükümet’te büyük bir ABD karşıtlığı vardı. ABD şimdi Orduyla ve Hükümet’le işbirliği yaptı ama operasyonlardan bir sonuç elde edilemedi, operasyonlar başarılı olmadı. ABD Başkan Yardımcısı Dick Chenney bir süre önce, “Kürt meselesi sadece askerî değil. Siyasal adımların atılması lazım” dedi. ABD’nin şimdi bunu deme imkânı daha fazla. ABD bunu demeye hazırlanıyor gibi geldi bana.

Sizce ne diyecek ABD?

‘Biz sizinle işbirliği yaptık ama sorun çözülmedi. Demek ki sorun benim sizinle işbirliği yapıp yapmamamda değil. Sorun içeride. Bu meseleyi siyasal adımlar atarak çözün’ demeye hazırlanıyor bence ABD.

Peki, size Kürt meselesinin çözümü hakkında neler söylediler?

Bence ABD kültürel haklar, siyasal partiler sistemi, demokrasinin güçlenmesi konusunda daha net bir tutum alacak. Silahlı çatışmanın bitirilmesi konusunda oldukça net bir fikre sahip.

Amerika PKK’ya nasıl bakıyor?

Nasıl tanımladığını ABD’li yetkililer ortaya koyuyor. Ama PKK’ye El Kaide gibi de yaklaşmıyor. Silahlı örgüt mensuplarının hepsinin öldürülerek bu sorunun çözülmesi gibi bir yaklaşım içinde değil ABD.

Size neler sordular?

Son beş yıllık AKP iktidarında Kürt sorununda hangi somut adımların atıldığını, 22 Temmuz seçimlerinden sonra Kürt sorunun çözümü için neler yapıldığını sordular. Türkiye’deki Kürtlerle K. Irak’taki Kürtler arasında sosyal ve siyasal ilişkinin boyutunu, Barzani’ye, Talabani’ye; K. Irak’taki oluşuma sempati olup olmadığını bilmek istiyorlar. Ama asıl öğrenmek istedikleri, Türkiye’deki Kürtlerin sorunun çözümü için ne talep ettiği. Benim izlenimim şu. ABD, Kürt meselesiyle çok yakından ilgili. Bu meselenin yakın zamanda demokrasi içinde çözülmesini istiyor. Açık olalım. ABD çözüm istiyorsa, bundan çıkarı olduğu için istiyor. Çünkü istikrarsız bir Türkiye ABD’nin işine gelmiyor. K.Irak ve enerji yollarının güvenliği açısından demokrasisi işleyen istikrarlı bir Türkiye ABD’nin işine geliyor.

Avrupa’nın ve Amerika’nın PKK’nın silah bırakmasını istemesi Kürtleri rahatsız ediyor mu?

Batı PKK’nin silahı bırakmasını öteden beri istiyor. Kürtleri rahatsız eden, ABD’nin operasyon konusunda orduyla aktif işbirliği yapması oldu. Kürtlerde ABD’ye karşı büyük tepki var. ABD bunu biliyor. İşbirliği yapmış olduğu için de Kürt meselesinin çözümü konusunda Türkiye’den daha fazla bir şey isteyebilir. Biz Kürt meselesini kendi meselemiz olarak görmeliyiz ve kendi çözümümüzü kendimiz yaratmalıyız. Neden ABD’nin müdahil olabileceği bir noktaya geldi bu sorun? Biz bunu tartışalım.

PKK’nın silah bırakması konusunda ne düşünüyorsunuz?

Bir örgütün silahsız hale getirilmesi o kadar kolay değil. Bugün ‘silahı bırakıyorum’ dese, birkaç yılını alır. Bunun şartları oluşturulmalı. Kürt sorunun çözüleceğine dair demokratik adımlar atılmalı. Demokratikleşme sürecinin bir parçası olarak örgüt kendi kararıyla silahsızlandırılmalı.

Kürt aydınlar silah konusunda net bir tavır alabiliyorlar mı?

Sorunlar bugüne kadar silahla çözülmedi, bundan sonra da çözülmez. İnsanlar bu konuda kesin kararlı olsalar da, Kürtlerin büyük bir kesiminde, ‘Meclis’e girdik olmadı. AKP’ye oy verdik olmadı. Bunlar da olmasa bizim başımıza Allah bilir ne gelir’ düşüncesi de var. Aydınlar da toplumdan etkileniyor tabii...


Kaynak
Kullanıcı küçük betizi
borabey
Üye
Üye
 
İletiler: 333
Kayıt: Çrş Haz 25, 2008 14:06

Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x