'Açılımı'ın mimarı BARKEY'den 2. perde ‘Küçük ABD’ye rota çizdi!

Genel & Güncel Konular

'Açılımı'ın mimarı BARKEY'den 2. perde ‘Küçük ABD’ye rota çizdi!

İletigönderen Başkomutan » Pzt Ağu 09, 2010 3:41


KANDİL'DEN AKP'YE DESTEK!

PKK, Ramazan öncesi ‘ateşkes’ ilan ederek iktidarın elini güçlendirecek


Aktörler sahneye çıkıyor


AKP’nin ’açılım’ını hazırlayan CIA ajanı Henry Barkey’in son Diyarbakır teftişinin (!) ardından yeni oyun için düğmeye basıldı. PKK elebaşılarından Murat Karayılan, “Bize sunulan bir mesaj var. Tartışıyoruz” derken BDP lideri Selahattin Demirtaş, “Ramazan’a hayırlı haberle gireceğiz!” dedi.


Senaryo tıkır tıkır işliyor


Böylece, BDP’nin Anayasa değişikliği referandumunu ’boykot’ ediyormuş gibi görünüp aslında AKP’nin önünden çekilmesi ve yol vermesinin ardından iktidara bir destek de Kandil’den gelmiş olacak. İktidar, terörün durmasıyla ekstra puan toplayacak. Bu projenin fikir babası da hemen her taşın altından çıkan CIA ajanı Henry Barkey oldu.


Organizatörlüğü üstlendi


Hükümet-PKK ortak çalışmasını öven, “Yoksa Habur görüntüleri ortaya çıkmazdı. Ama devamı gelmeli, açılım sürmeli” diyen Barkey, ’açılım’ın raporunu da 1997’de yazmış ve “Şimdi bize cesur bir lider lazım” demişti. Kısa bir süre sonra da Tayyip Erdoğan, siyaset sahnesinde boy göstermişti.

Terör örgütü, referandumda ’evet’ oyu çıkması için harekete geçti. PKK’nın bu konuda hükümet yetkilileriyle bir dizi görüşme yaptığı iddia ediliyor. Bu konudaki organizatörlüğü ise açılımın mimarı CIA ajanı Henry Barkey’in yürüttüğü belirtiliyor. Henry Barkey ile görüşen BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş birkaç gün önce, “İnşallah Ramazan ayına hayırlı haberlerle gireceğiz ve barışın sağlanması için büyük çaba sarfedeceğiz” dedi. Bunun ardından da PKK’nın da AKP’ye referandumda destek olmak amacıyla önümüzdeki hafta içinde Ramazan’da ateşkes ilan edeceği iddia edildi.

Terör örgütüne yakınlığıyla bilinen Fırat Haber Ajansı’na (ANF) konuşan eli kanlı örgütün elebaşılarından Murat Karayılan, hükümet yetkilileriyle bu konuda görüşmelerde bulunduklarını söyledi. Karayılan, “Sürecin ele alınışına ilişkin önderliğimiz tarafından bize sunulmuş olan bir mesaj vardır. Biz harekat olarak son iki hafta boyunca bu mesaj üzerinde tartışmalar yürüttük. Önümüzdeki hafta bu mesajla ilgili ulaştığımız sonuçları kamuoyuna açıklayabiliriz... Hem Türkiye’nin hem Kürdistan’ın gündemini belirlemede yeni olacak olan politikamızın izahatı olacaktır” dedi. Bu konuda Taraf Gazetesi’nde yer alan haberde de, PKK’nın bu kapsamda sözde ateşkes kararı aldığı belirtildi.

Demirtaş söylemişti

Terör örgütünün referandumda AKP’nin elini güçlendirmek için, önümüzdeki hafta içerisinde bir basın açıklaması düzenleyerek, ateşkes kararını açıklayacağı kaydedildi. Önceki gün partisince Bitlis’in Tatvan İlçesi’nde düzenlenen mitingde Selahatin Demirtaş, “İnşallah Ramazan ayına hayırlı haberlerle gireceğiz ve barışın sağlanması için büyük çaba sarfedeceğiz. Bu hayırlı bir ay ve barış ayı olacak. Barışı gerçekleştirmek için, mübarek Ramazan ayını en iyi şekilde değerlendireceğiz. Her orucunuzu açmadan önce ve her namazdan sonra, sizden dua bekliyorum. Halkımızın isteğini herkesin duymasını istiyoruz. Bu halk hiçbir zaman savaş, çatışma, kan ve gözyaşı istemedi. Yeter artık diyoruz” demişti.


Hükümet görüşme yaptı


    Açılımın mimarı olarak bilinen CIA ajanı Profosör Henri Barkey, geçtiğimiz hafta Diyarbakır’a giderek açılım konusunda teftişte bulundu. Barkey incelemelerinin ardından, Habertürk’e açıklamalarda bulundu. PKK açılımının sürmesini isteyen Henry Barkey, “Hala ümidim var. Ancak açılımla beraber devlet ve hükümet politikaları paralel seyretmedi. Hükümet de hep aynı çizgide olmadı” dedi.


Habur bunun göstergesi


Barkey sözlerini şöyle sürdürdü: “Bir KCK davası var, 1300 kişi hapse atıldı ve bir yıldan fazladır oradalar. Habur’dan gelenlerin bir kısmı hapiste... Ki açılımın en önemli ayağı, en önemli göstergesi buydu. Çok önemli bir simgeydi. Neydi insanların isteği, dağa giden ya da hapiste olan çocukların, gençlerin geri dönmesi. Habur dönüşü, işte bu açıdan çok önemliydi, bunun ifadesiydi. Açılıma inanmışlardı.

Maalesef medya ve bir sürü siyasi parti, bunu PKK’nın zaferi gibi yorumlayıp sundu ve çarpıttı bu meseleyi.” “PKK bir şekilde hükümetle beraber çalışmış olabilir” diyen Barkey, “Aksi takdirde Habur’dan nasıl döneceklerdi? PKK dön demeden dönemezlerdi. Bana anlatıldığı kadarıyla o zamanki adıyla DTP bile Habur’dan dönüş kararından bir iki gün önce haberdar edildi. Devlet bunu kiminle konuştu? Belli ki bir koordinasyon oldu ikisi
arasında” dedi.


Öcalan’dan iç savaş tehdidi


İmralı’da konforlu bir hayat sürdüren terör örgütü PKK’nın elebaşı Abdullah Öcalan, avukatları aracılığı iç savaş tehdidi savurmuştu. İşte bebek katilinin kendisine yakın internet sitesinde yayımlanan o açıklamaları:“Yüksekova gibi bir yerde kent çatışması olursa ne olur? 100 bin kişi bir anda sokağa dökülür. İnsanlar silahlıdır, oradaki aşiretler biliyorsunuz her zaman silahlıdır. Halk arasına gerilla da karışırsa, uçaklar kalkar, bombalar, panzerler tarar, bir an da 10 bin kişi ölebilir. Bunun İstanbul, Mersin, Adana, Diyarbakır gibi kentlerde olması halinde, Diyarbakır gençlerini böyle bir durumda kim durdurabilir? Böyle şeyler gelişirse, kent çatışmalarına sıçrarsa, bir günlük bilanço 30 yıllık süreçteki bilanço kadar olur.”


Cesur lider arıyorlardı


    ABD, 1997 yılının haziran ayında, AKP iktidarın bugünkü açılım söylemi ile bire bir örtüşen bir rapor hazırlamıştı. Rapor SSCB’ye karşı oluşturulan “Yeşil Kuşak” projesinin fikir babası olan Orta Doğu Şefi Graham Fuller ve Türkiye uzmanı Prof. Henri Barkey imzasını taşıyor. Sözde sorunun çözümüne dair tespitler içeren raporda şok ifadeler bulunuyordu. Raporda, “Kürtler hem geleneksel partiler, hem de kendi partileri aracılığıyla TBMM’de seslerini duyurma çabalarında başarılı olamıyor.

    T.C. yasaları ”bölücülük“ damgası vurarak tüm girişimleri engelliyor” deniliyor. Raporda en dikkat çekici bölüm ise, cesur bir lider arayışıyla ilgili bölüm. Burada, “Sivil politik liderler çok zayıf. Türkiye’de bu sorunu askeri olmayan yöntemle çözme cesaretini gösterecek lider yok” deniyor. Bu rapor hazırlandığında Tayyip Erdoğan, henüz siyasi lider değildi.


Organizatör Henry Barkey


Açılımın mimarı CIA ajanı Henry Barkey, son gelişmelerin organizatörlüğünü yürütüyor. Barkey, 5 Mayıs’ta ABD’ye giden BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, BDP Mardin Milletvekili Emine Ayna, kapatılan DTP’nin Genel Başkanı Ahmet Türk ile bir araya gelerek, görüş alışverişinde bulunmuştu. Burada gazetecilerin sorularını cevaplandıran Ahmet Türk, “Türkiye’deki Kürtler ne istiyor?” sorusuna karşılık Türk, burada kültürel haklardan başlayarak Kürt nüfus yoğunluğunun bulunduğu bölgede ’otonom’olmak istediklerini söylemişti. Bu görüşmelerin ardından, Barkey, geçtiğimiz hafta Türkiye’ye geldi. Henry Barkey’in ilk durağı ise Diyarbakır oldu. Burada, aralarında BDP’lilerin de bulunduğu bir dizi gizli görüşme gerçekleştiren Barkey, AKP’nin açılımı sürdürmesini istedi.


Teröristler için cenaze töreni!


Hakkari’ye 10 kilometre uzaklıktaki Depin polis noktası civarında perşembe günü çıkan çatışmada öldürülen 4 PKK’lı için bölücüler cenaze töreni düzenledi. Hakkâri Devlet Hastanesi’nden alınan teröristlerin cenazeleri, 5 kilometre uzaklıktaki Keklikpınar Mahallesi’nde bulunan Mezarlığa götürüldü. Yol boyunca bölücüler PKK ve terör örgününün elebaşısı Öcalan lehinde sloganlar attı. PKK paçavraları ve sloganları altında düzenlenen cenaze törenin ardından teröristler toprağa verildi.


Yine ortalığı karıştırdılar


Bu arada, Keklikpınar, Dağgöl, Aşağı Merzan, Gazi ve Medrese mahallelerinde toplanan gruplar, yollara barikat kurup, polislere molotofkokteyli ve taşlarla saldırdı. Polis gruba basınçlı su ve biber gazı ile müdahalede bulundu. Öte yandan, Adana’da da terör örgütü lehine eylem yapan bölücüler, polise molotofkokteyli ve taş attı.


Hainler için saygı duruşu


BDP’liler özerkliği tarıtışmak üzere bir araya geldi. BDP İl binasında yapılan toplantıya BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gülten Kışanak, kapatılan DTP’nin siyasi yasaklı eski Genel Başkanı Ahmet Türk, siyasi yasaklı eski milletvekili Aysel Tuğluk, Diyarbakır Büyükşehir Belediye Başkanı Osman Baydemir, DEP’in eski Milletvekili Leyla Zana da katıldı. Toplantıda ölen PKK’lılar için saygı duruşunda bulunuldu. Osman Başdemir 1 hafta önce konuyu gündeme taşımıştı. Bunun ardından da bu toplantı gerçekleştirildi.


Lagendijk de müdahil oldu!


Avrupa Parlamentosu eski üyesi, Radikal yazarı ve Türk gazeteci Nevin Sungur ile evli olan Joost Lagendijk, yeni içşilerimize müdahale anlamı taşıyan açıklamalarda bulundu. Joost Lagendıjk, köşe yazısında, Osman Baydemir’in özerklik ve kurulacak Kürrdistan eyaletinde de PKK bayraklarının dalgalanması konusunda yaptığı açıklamayı değerlendirdi. Lagendijk şunları yazdı, “ Baydemir ve diğer BDP’li siyasetçiler demokratik özerklik adını verdikleri konuyu daha önce de gündeme getirdiler.

Planlarının birçoğu mantıklı ve uygulandığında Türkiye’yi daha demokratik bir ülke haline getirecek. Bölgeler arasındaki muazzam farklılıklarla daha iyi başa çıkabilecek adem-i merkeziyetçiliğe dayalı bir yapı, tıpkı Almanya ve İspanya gibi ülkelerde olduğu gibi. Baydemir’in konuşmasıyla ilgili sorun içeriği değil, zamanlaması ve dile getiriliş tarzı.”


Üzerine eğilinmeli


Eyalet sistemini savunan Avrupa Parlamentosu eski üyesi Lagendijk, şunları kaydetti: “Demokratik özerkliğe dair fikirler, Türk siyasetçilerin ve entelektüellerin daha yoğun, özenli ve tarafsız bir şekilde üzerine eğilmesini hak ediyor. Fakat aynı zamanda, zamanlamaya ve simgelere karşı daha gelişkin sezgilere sahip olan daha iyi savunucuları da hak ediyor.”


YENİÇAĞ
09/08/2010
En son Başkomutan tarafından Prş Eyl 02, 2010 2:54 tarihinde düzenlendi, toplamda 1 kez düzenlendi.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: 'Açılımı'ın mimarı BARKEY'den 2. perde

İletigönderen Başkomutan » Prş Eyl 02, 2010 2:52


İŞGAL ÇAĞRISI!

Obama’yı raporla uyardı

AKP’nin PKK açılımının mimarı, CIA ajanı Prof. Henri Barkey, ABD Başkanı Obama’yı Türkiye’ye direkt müdahaleye çağırdı! Açılımı izleyen, taraflarla sürekli bir araya gelen ve yeni bir rapor hazırlayan Barkey, “ABD en önemli müttefiklerinden birinin iç işlerine karışmaktan kaçınıyor. Ancak bu ABD çıkarlarına hizmet eden bir çözüm yolu değil” dedi.

İç savaş yaşanabilirmiş

İşte Barkey’in raporundan satır başları: İnegöl ve Dörtyol’da Türk-Kürt çatışması yaşandı. Hükümetle Kürt azınlıklar arasındaki tansiyon hiç olmadığı kadar yükseldi. Yaşanacak çatışmanın getireceği ek hasar, Obama’nın dış politikasına zarar verebilir. Türkiye’nin İran’a yakınlığı ve İsrail gerginliğine odaklanan ABD, bu kaynar kazana kayıtsız kalmamalı.

Tek korkuları milliyetçiler

BüyükŞehİrlerİn gecekondu mahalleleri patlamaya hazır bomba gibi... İstikrarsız bir Türkiye daha milliyetçi olur; ABD’nin Irak, Balkanlar ve Kafkaslardaki çıkarlarına karşı daha olumsuz tavır takınır. İç savaş yaşayan bir Türkiye, AB üyeliği için gereken reformları yapamaz, NATO’da da gerginlik yaşanır. ABD çok sevimsiz sürprizlerle karşılaşabilir.

Açılımın mimarı ve özerkliğin babası!..

Organizatörlüğü de o üstlendi


AKP’nin PKK açılımının organizatörü ve CIA ajanı Henri Barkey, BDP’lilerin ziyareti sonrası geldiği Diyarbakır’ı teftiş (!) etmiş, arkası çorap söküğü gibi gelmişti. Önce Karayılan AKP-PKK ittifakını açıkladı, sonra sözde ateşkes ilan edildi.

BM formülü için sıkı çalışma!

PKK’yı siyasallaştırma projesinde ardından sahneyi BDP aldı ve “AKP zaten ülkeyi 26’ya böldü, sadece yetki devri ve bayrağımız kaldı” diye özerklik isteğini ilan etti. Noktayı, Türk koydu: BM arabulucu olabilir, silahlar kampa bırakılabilir.

Uyarmıştık

AKP’nin PKK açılımının mimarı olan Barkey’in CIA ajanı Fuller’le birlikte yazdığı raporu YENİÇAĞ duyurmuştu.


Açılımın baş mimarı CIA ajanı Profesör Henri Barkey, yine iş başında. Barkey, önce ABD’de BDP lilerle bir araya geldi, daha sonra da Diyarbakır’a giderek teftişte bulundu. Bunun ardından da izlenimlerini bir rapor halinde açıkladı. Barkey, bu raporunda küstah bir şekilde ABD’nin Türkiye’ye müdahale etmesi gerektiğini söyledi. Barkey şunları kaydetti: “Bu yaz Türkiye anlamsız bir şiddet dalgasının etkisine girdi. Güneydoğu’da yaşanan terör olaylarının yanı sıra 25 Temmuz’da İnegöl’de yaşanan bir sözlü tartışma bir anda yayılarak Türk-Kürt çatışmasına dönüştü. Birkaç gün sonra Hatay’da dört polis memuru öldürüldü. Ardından etnik gruplar arasındaki çatışmalar bu şehre de yayıldı.”

Patlamaya hazır bomba

“Kürt nüfusunun en yüksek olduğu İstanbul gibi büyükşehirlerin gecekondu mahallelerinde büyüyen Kürt çocuklar ülkenin kırılgan etnik karışımını patlamaya hazır bir bomba haline getiriyor” ifadelerini kullanan Barkey, “Kürt parti liderleri bile hiçbir şekilde kontrol edemedikleri bu çocuklardan korktuklarını ifade ediyor. Dolayısıyla İnegöl ve Hatay’daki etnik çatışmalar daha büyük ve ciddi gerginliklerin işaretçisi olarak görülüyor. Dahası aşırı milliyetçi grupların harekete geçirdiği Türk gençlerin her an Kürtlerle sürtüşmeye hazır olması meseleyi daha da karmaşık hale getiriyor” dedi.

Ağır sonuçları olur

Barkey, Türkiye’deki gelişmelerin bazı açılardan ABD’nin bölgedeki çıkarları için İran’dan ya da İsrail’den çok daha önemli olduğunu da belirtti. Barkey şunları kaydetti: “Kürt meselesi bugün Orta Doğu’nun sınırlarının dışına taşmış durumda. En küçük bir olay hem Türkiye için yıkıcı sonuçlar yaratıp hem de Washington’ın Irak’tan çekilme çabaları konusunda ağır sonuçlar getirebilir. Dahası istikrarsız bir Türkiye daha milliyetçi ve ABD’nin Irak’taki, Balkanlardaki ve Kafkaslardaki çıkarlarına karşı daha olumsuz bir tavır takınabilir. İç savaş yaşayan bir Türkiye aynı zamanda Avrupa Birliği üyeliği için gereken reformları hayata geçirme konusunda da gönülsüz olacak, bu da NATO’da gerginlik yaratacaktır.”

AKP’ye övgü

Açılım konusunda AKP’ye desteğini yineleyen ve övgü yağdıran Barkey, “Psikolojik açıdan Türk devleti Güneydoğu Anadalu’daki şehirleri şimdiden kaybetmiş olabilir. Washington, Ankara ile Kuzey Irak Bölgesel Yönetimi arasında bir gerginlik yaşanmasını ya da Türkiye’nin Irak’ta bir askeri operasyon düzenlemesini kaldıramaz. Geçtiğimiz 18 ayda Ankara’nın Bölgesel Yönetim’le ilişkileri ciddi anlamda gelişti ancak PKK Kandil’deki üslerinden faaliyetlerini sürdürüyor” dedi.

Türkiye’nin yumuşak karnı

Barkey, Beyaz Saray’ın Türkiye’ye bir önce müdahalede bulunması gerektiğini kaydederek şunları söyledi: “Obama yönetimi konu Türkiye’nin Kürt sorununa geldiği zaman zorlu politika seçimleriyle karşı karşıya kalıyor. Çok büyük, çok karışık ve çok zorlu ve ABD en önemli müttefiklerinden birinin iç meselesine karışmaktan kaçınıyor. Ancak bu ABD’nin çıkarlarına hizmet eden bir çözüm yolu değil. Kürt sorunu hala Türkiye’nin siyasetten kültürel hayata, sivil-asker ilişkilerinden demokratik reformlara ve dış politikaya her şeyini etkileyen yumuşak karnı. Bugün Kürt meselesini göz ardı eden ABD yarın çok sevimsiz sürprizlerle karşılaşabilir.”

Habur affın ilk adımı değil miydi!

Yalçın Doğan, Hürriyet Gazetesi’ndeki köşe yazısında Habur olayını değerlendirdi. Doğan yazısında özetle şunlara yer verdi: Demokratik açılım ilan edildikten sonra, AKP’nin attığı en somut adım ne?

Kandil Dağından ve Mahmur Kampından Habur’a gelen PKK’lılar.
Onlar neden geliyor?

Dağdakileri indirmenin ilk adımı olarak. Dağdan indiklerinde kendilerine hiç bir şey olmayacağına dair verilen söze dayanarak.
Önce gerçekten öyle oluyor. Hatta, oraya aniden seyyar mahkeme bile kuruluyor, gelenlerin şöyle bir ifadesi alınıyor, ardından serbest bırakılıyor.

Bu, PKK’ya affın adımı değil de, ne?

Gerçi, daha sonra olaylar farklı gelişiyor, iş Habur’da PKK gösterisine dönüşüp tepkiler yükselince, gelenler hakkında soruşturma açılıyor. Bazıları dağa geri dönüyor, bazıları mahkum oluyor.

AKP adamları hem çağırıyor, hem geldiklerine pişman ediyor. O zaman neden çağırıyor, madem çağırıyor neden sahip çıkmıyor?

AKP Habur ve devamını yüzüne gözüne bulaştırıyor.

Bir başka somut olay, 2006 Nisan ayında Recep Tayyip Erdoğan imzasıyla Meclise gelen Terörle Mücadele Yasa tasarısının 6. maddesi. Şöyle:
”... terör örgütü kuranlar, yönetenler, örgüte üye olanlar TCK 314. maddesine göre cezalandırılır. Etkin pişmanlık hükmü bu madde açısından uygulanır.
Bu PKK’ya af değil mi? Demokratik açılım ilan edilmeden önce, açılımın altyapısı değil mi?

BM’yi devreye sokma hesabı

Açılımın mimarı Henri Barkey’in ABD ve Türkiye’de BDP’lilerle bir dizi görüşmesinin ardından önce terör örgütünün Kandil’deki elebaşısı Murat Karayılan, hükümetin bölücübaşı Abdullah Öcalan ile görüştüğünü açıkladı. Sonra da PKK sözde eylemsizlik kararını duyurdu. Bu arada özerklik tartışmaları da alevlendi. BDP’li Diyarbakır Belediye Başkanı Osman Baydemir, “Özerk Kürdistan kurulmalı, Belediye binamızın önünde sarı kırmız yeşil bayrağımız dalgalansa ne olur” açıklaması yaptı. Bunun ardından da BDP Grup Başkanvekili Ayla Akat Ata da özerklik istedi. Ata, bir mahalle futbol takımının bile bayrağı olduğunu belirterek, özerklik durumunuda da kendi bölgelerine Kürt bayrağı asılmasında bir sakınca olmayacağını kaydetti. BDP Grup Başkanvekili Bengi Yıldız da, “Özerklik konusunda Kürtlerin taleplerinin biraz daha somutlaşması konusunda bir tartışma sürecinin devreye girmesini önemsiyoruz” dedi.

Silahlar kampa teslim edilir!

Bunun ardından Diyarbakır’da kapatılan DTP’nin eski genel başkanı Ahmet Türk’ün başkanlığında toplanan Demokratik Toplum Kongresi de, özerlik taleplerinde bulundu. Türk toplantı sonrası yaptığı açıklamada, sözde eylemsizlik kararını da değerlendirerek, bu konuda BM’nin devreye sokulması gerektiğini belirtti. Türk, “BM arabulucu olabilir, silahlar kampa bırakılabilir. Bu şansı bir daha yakalayamayabiliriz” dedi. Terör örgütü PKK’nın üst düzey yöneticisi Remzi Kartal da, “PKK’nın eylemsizlik kararının karşılık bulması durumunda, vicdanları tatmin edecek bir ortam söz konusu olursa ve demoktatik talepler yerine getirilirse, örgütün silahları bırakması için BM devreye girebilir. Örgüt, silahları BM’nin göstereceği bir kampa teslim eder” diye konuştu.

Türkiye’ye baskı peşindeler

Irak’ın kuzeyinde Mesud Barzani’nin hamiliğini üstlendiği bölücüler, küstah isteklerde bulundulur. Sözde gazeteci ve aydınların da bulundu grup adına açıklama yapan Hemin Mirani, sözde Kürdistan hükümet başkanı Behrem Ahmet Salih’in ve Barzani’nin desteğini arkalarına aldıklarını belirterek, terör örgütünün eylemsizlik kararı karşısında Türk askerinin ateşkese uymasını istediler. Mirani küstah isteklerini bununla sınırlı tutmayarak, tutuklu PKK’lıların da serbest bırakılmasını talep etti. Mesud Barzani’nin desteğinde toplanan bülücüler da sonra bir bildiri yayımladılar.

PKK’lılar bırakılmalıymış

Bildiride, terör örgütünün elebaşısı Abdullah Öcalan’ın serbest bırakılmasını, Birleşmiş Milletler, Avrupa Birliği ve İslam Birliği ülkelerinin kalıcı bir barış için Türkiye’ye baskı uygulanmasını, Türkiye’deki sivil toplum kuruluşlarının da Öcalan’ın serbest bırakılması ve tutuklu PKK’lıların serbest bırakılması konularında daha fazla devreye girmesini istediler.

Bakanlık: Müsteşar İmralı’ya gitmedi!

Adalet Bakanlığı Basın ve Halkla İlişkiler müşavirliği’nden YENİÇAĞ’da yer alan “Müsteşar, İmralı’ya gitti mi?” şeklindeki habere açıklama gönderdi. Açıklamada şunlara yer verildi: “Gazetenizin 01 Eylül 2010 tarihli baskısında CHP Adana Milletvekili Tacidar Seyhan’ın soru önergesine dayandırılarak ’CHP: Müsteşar, İmralı’ya gitti mi?’ başlığıyla yayımlanan bir habere yer verilmiştir. Adalet Bakanlığı Müsteşarı ve Müsteşar yardımcılarından hiçbiri İmralı Adası’na gitmemiş ve hükümlü Abdullah öcalan’la görüşme yapmamıştır. Aynı konu bazı televizyon kanalları ve internet sitelerinde de gündeme getirilmiş ve aynı gün bakanlığımız tarafından basın açıklaması yapılmıştır.”

BDP’yi terör örgütü KCK kurdurmuş

Kapatılan DTP’nin yerine BDP’yi teröristbaşı Abdullah Öcalan’ın talimatıyla yurtdışında bulunan KCK/TM Türkiye sorumlusu Sabri Ok kurdurmuş. KCK/TM davası iddianamesinde Diyarbakır Cumhuriyet Savcısı İsmail Aksoy, BDP’nin kuruluşuyla ilgili, örgüt mensuplarınca KCK Yürütme Konsey Başkanlığına yazılan ve genel konu olarak yerel seçimlerden bahsedilen rapordan alıntılar yapmış. Akosoy, “BDP’nin eş başkanları ile üyelerinin kim olacağı konularında şüpheli Sabri Ok’un bu raporu hazırlayan kişiye talimat verdiği anlaşılmakta olup, bu husus ileride açıklanacak olunan özellikle dosyamız şüphelileri Kamuran Yüksek ve Demir Çelik ile Sabri Ok arasındaki telefon trafiği ile de ayrıca ispatlandığı”nı söylüyor. Kuruluş çalışmaları hakkında ise şu değerlendirmede bulundu: “Sabri Ok’un yeni talimatlar gönderdiğini KCK/TM yöneticilerinden Kamuran Yüksek’e söylediği ve görüşmek için uygun bir zamanda gelmelerini ancak Ajit diye belirttiği Mustafa Ayzit ve Kenco dediği Ahmet Türk’ün daha önce gelme imkanları varsa gelmeleri talimatını verdiği.”

Talimat verildi

KCK/TM yöneticilerinden Kamuran Yüksek’in aldıkları talimat sonrasında yaptıkları konferans hakkında Sabri Ok’a bilgi aktardığı belirterek, “Kurdurdukları BDP” nin kurucu başkanı Mustafa Ayzit ile görüştüklerini, yine Alınak isim veya soy ismini taşıyan kişinin kendisi ile görüşme talebinin bulunduğunu söylediği, şüpheli Sabri Ok’un da bu görüşmenin olabileceğini söyledikten sonra yeni kurulan BDP’de yer alacakların dengelenmesine dikkat etmelerini ve BDP milletvekili Emine Ayna’nın kendisinin yanına gelmesi talimatını verdiği “ şeklinde değerlendirme yapılıyor. Adayların belirlenmesi hakında şöyle denilmiş: “Dosyamız şüphelisi Kamuran Yüksek, kurulacak olan Barış ve Demokrasi Partisinin aday adaylarını belirleme çalışmaları yürüttüğünü, aday gösterilmeyenlerin kızgınlıklarının bulunduğunu ve çalışmalarının sona yaklaştığını şüpheliye rapor ettiği ve yazılı olarakta göndereceğini belirtmiştir.“


YENİÇAĞ





PKK açılımı saçılıyor


'Dersim Cumhuriyeti hayırlı olsun'


Tunceli'de konuşan BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, demokratik özerklikte kararlı olduklarını ifade etti

BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş ile yardımcısı Gülten Kışanak, Tunceli’de düzenlene mitingde yaptıkları konuşmada, demokratik özerlikte kararlı olduklarını söylediler. Demirtaş, “Dersim, ‘Özerk Dersim Parlamentosu olacak’ diyenlerin sesi olacak. ‘Bölge meclislerinde Zazaca’nın ikinci resmi dil olmasını istiyoruz’ diyenlerin sesi olacak. Şimdiden özerk Dersim’e açılan yollar, bütün halkımıza, bizlere hayırlı olsun. Bu ülkeye özerk yönetimler gelecek” dedi. Kışanak ise “Demokratik özerklik hayırlı olsun diyorum” dedi.

BDP, 1 Eylül Dünya Barış Günü’nde Tunceli’de Genel Başkan Selahattin Demirtaş, Genel Başkan Yardımcısı Gültan Kışanak’ın katıldığı miting düzenledi. Dersim olaylarının lideri olduğu belirtilen Seyit Rıza’nın heykelinin bulunduğu Kışla Meydanı’ndaki mitinge BDP milletvekilleri Şerafettin Halis, Hamit Geylani’nin de aralarında bulunduğu 3 bin kişi katıldı. PKK ve Abdullah Öcalan lehine sloganların atıldığı mitingde, ‘Demokratik özerk Kürdistan’ı selamlıyoruz’ yazılı pankart açıldı. BDP’liler kürsüye çıkmadan önce eline BDP bayrağı tutturulmuş Seyit Rıza heykeline karanfil bıraktı.

KÜRDİSTAN DERSİMLE GURUR DUYUYOR

BDP Lideri Demirtaş, Dersimlilerin 80 yıllık birikmiş bütün sorunlarını, toplandıkları meydanda çözmek için hazır olduğunu söyledi. Demirtaş, alanda toplanan kalabalığın ‘Dersim sizinle gurur duyuyor’ sözlerine karşılık, ‘Bütün Kürdistan sizinle, Dersimlilerle gurur duyor. Dersim için tarihi günler, tarihi saatler yaşanıyor. 12 Eylül referandumunda bugüne kadar bizi yok sayanlar, bize karşı amansızca katliam politikası yürütenler 12 Eylül’e az kaldı. Dersim nasıl bir boykot gücüyle sizin alayınızı, topunuzu boykot edecek göreceğiz” dedi.


.gazetevatan.
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: 'Açılımı'ın mimarı BARKEY'den 2. perde ‘Küçük ABD’ye rota çizdi!

İletigönderen Başkomutan » Cmt Nis 30, 2011 1:52


‘Küçük ABD’ye rota çizdi!

Türkİye’yle ilgili her taşın altından çıkan CIA ajanı Barkey, “Bölgenin ‘Küçük Amerika’sı oldu” dediği Türkiye’ye Libya, Suriye ve Kürtlerle ilgili tehdit kokan ‘mesajlar’ verdi.

Barkey yine tehdit etti

PKK açılımının mimarı ABD’li Henri Barkey, Türkiye’yi Orta Doğu’da ABD’yle birlikte hareket etmeye çağırdı: Libya partisine geç katılan Ankara için Suriye bir test. Tarihin yanlış tarafında yer alabileceğini hesap etmeli

Haber : Macit SOYDAN

AKP iktidarının uyguladığı Kürt açılımının yol haritasını veren isim olarak bilinen ABD’deki düşünce kuruluşu Carnegie Endowment for International Peace uzmanlarından Henri Barkey, Orta Doğu’daki gelişmeler konusunda ABD’yle aynı safta bulunmaması halinde Türkiye’nin tarihin yanlış tarafında yer alacağını söyledi. Barkey ile Türkiye hakkında kurum içi yapılan röportaj, kuruluşun internet sitesinde yayımlandı.

Türkiye için baş ağrısı

“Türkiye’nin Orta Doğu ve Kuzey Afrika’daki isyanlara nasıl yanıt verdiği” sorusunu yanıtlayan Barkey, Türk dış politikasının, Orta Doğu’ya da daha fazla ticaret, vizesiz geçiş ve ikili anlaşmalarla çok iyi entegre olduğu ve bu nedenle Türkiye’nin bölgedeki birçok rejimle güçlü bağlarının bulunduğunu söyleyerek, “Paradoksal olarak bu bağlantı Türkiye’yi, çarpıcı değişiklikleri görmeye isteksiz statükocu güç yapıyor. Sürpriz olmayan bir şekilde önce Libya, şimdi de Suriye, Türkiye için önemli baş ağrısı yaratıyor” yorumunda bulundu.

Şam’ın yanında yer alamaz

Türkiye’nin Libya’daki isyancılara destek konusunda önce direndiğini belirten Barkey, Erdoğan’ın Libya’ya yönelik üç adımlı planından bahsederek, “Türkiye ’partiye’ geç kalmış olmasına rağmen, üç aşamalı plan hala üzerinde düşünmeye değer, ilginç ve ciddi bir fikir” yorumunda bulundu. Türkiye’nin komşularıyla iyi ilişkiler kurma arzusunun sorun yarattığını savunan Barkey, “Türkiye, Arap Baharı’nın bazı durumlarında tarihin yanlış tarafından yer alabileceğini hesap etmeli. Suriye bu hususta en önemli test olacak” dedi. Barkey, “Eğer Türkiye, Libya olayından ders almışsa, Suriye’de rejimin yanında yer alıyor izlenimi veremez. Türk hükümetinin, toplum ve siyaset üzerindeki acımasız denetimini azaltmaya ikna etmek için Esad ile temas kurmaya çalışmasının nedeni de bu. Bu aşamada, Türkiye için Suriye’de iyi bir netice görünmüyor” dedi.

Saatli bombanız Kürt meselesi

Henri Barkey, geçmişte ABD’nin Türkiye’yi Orta Doğu ülkelerine model ülke olarak gösterdiğini belirterek, “Ancak Türkiye’deki ’baskıcı ordu’nedeniyle bu telkinler etkili olmadı. AKP, orduyu kışlasına geri göndermede başarılı oldu ve bunun sonucunda Türkiye bölgede etkili söz sahibi haline geldi. AKP’nin başarısı Türkiye’ye, bölgede saygınlık ve nüfuz kazandırdı. Türkiye Orta Doğu’da ’Küçük Amerika’haline geldi” dedi.

Barkey, seçimlerden sonrası için de Ankara’ya tehdit savurdu. Türkiye’nin yüz yüze olduğu en önemli problemin Kürt sorunu olduğunu, seçimlerden sonra bu konunun “kriz noktası” na ulaşabileceğini ifade eden Barkey, Türkiye’nin “patlamayı bekleyen kendi saatli bombasının Kürt meselesi” olduğunu söyledi. Barkey, “Kürtlerin, Tahrir Meydanı’ndaki şiddet içermeyen gösterilere ve sivil itaatsizliğe özenebileceğini” belirtti.

Türkiye’nin bölgeyi Batı’dan daha iyi tanıdığını söylediğini, ama isyanlara Batı’dan çok daha iyi cevap veremediğini öne süren Barkey, “Türkiye’nin Batı ile aynı gemide olduğunu kabul etmesi gerektiğini, Arap isyanlarının Türkiye ile Batı arasında daha güçlü işbirliği için fırsat sağladığını” kaydetti. Barkey, bu bağlamda özellikle bölgedeki güç dengesi açısından önemli noktada olan Suriye’deki olayları izlemek, bilgi değişiminde bulunmak ve olasılık planları yapmak için Türk-Amerikan Kriz grubu oluşturulması önerisinde bulundu.

PKK açılımının mimarı

1997 yılında, CIA ajanı Graham Fuller’le birlikte hazırladığı raporu, AKP’nin PKK açılımına yol haritası olan Henri Barkey raporunda “Kürtler hem geleneksel partiler, hem de kendi partileri aracılığıyla TBMM’de seslerini duyurma çabalarında başarılı olamıyor. Türkiye Cumhuriyeti yasaları ’bölücülük’ damgası vurarak tüm girişimleri engelliyor. Devlet kendini reformlarla yenileyerek Kürt sorununu çözebilir. Sivil politik liderler çok zayıf. Türkiye’de bu sorunu askeri olmayan yöntemle çözme cesaretini gösterecek lider yok. Çoğu çevrede ileri sürüldüğünün aksine, sorunun çözümünü asker engellemiyor. Çözüm, sorumluluk almak istemeyen siyasilerin tutumundan dolayı gecikiyor. ’Önce terör bitsin, sonra reform’ yaklaşımı hatalı. Kürtler TBMM’de temsil edilmeli ve ’ekonomik, sosyal, kültürel, siyasi’ önlemler alınmalı” ifadelerini kullanmıştı.

Coşku kayboldu

Geçen yıl eylül ayında ABD’ye giden BDP liderleriyle görüşen ve onların Türkiye hakkındaki şikayetlerini dinleyen Barkey, bu görüşmenin hemen ardından bir müfettiş edasıyla hazırladığı “Türkiye’nin Irak’taki Yeni Siyaseti” raporunda AKP iktidarını ’coşkuyu kaybettiniz’ diye uyarmıştı. Barkey, bu coşku kaybının Türkiye’de PKK terörünü azdıracağını ima etmişti. Barkey, Irak’ın kuzeyindeki Peşmergeler ve içerideki bölücülere yönelik açılımlar sayesinde Türkiye’nin ABD gözünde güvenilir bir müttefik haline geldiğini ifade ederek, “Açılımın hız kesmeden devamı Ankara’nın menfaatine” demişti.


YENİÇAĞ



Açılım'ın İspatı Dosyası
BARKEY: Girişimi Taner başlattı
PENTAGON’DAN KOZMIK ITIRAF!
KÜRT AÇILIMININ ABD’DEKİ ADI NE?

CIA'cı Barkey: "Türkiye'de de 'İntifada' yaşanabilir"

Henri BARKEY: Bir sonraki adım Anayasa'yı değiştirmek!

CIA’nın Başkanı Leon Panetta Ankara’da
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24


Şu dizine dön: Genel - Güncel Konular

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 2 konuk

x