Algı operasyonuna iyi bir örnek teşkil eden bu yazıyı dikkatle okuyunuz:
“Suriye’deki iç savaşın şiddeti, Irak’taki ayaklanmalar ve Lübnan’ın politik hayatına yerleşmiş istikrarsızlık bir araya gelince Osmanlı İmparatorluğunun çöküşünün ardından İngiltere ve Fransa’nın doğu Arap dünyasına çizdikleri 'yapay' sınırların artık geçersiz olduğu düşüncesi ortaya çıktı. 1920’lerde Avrupa sömürgeciliğinin yarattığı devletler çökmek üzere mi? Ortadoğu sınırlarının tamamen yeniden çizilmesini mi göreceğiz? Bu sorunun kısa yanıtı, hayır. Bu üç devletten hiçbiri kendi sınırları içinde geçerli bir yönetim olduğunu iddia edecek durumda olmasa da bu sınırlar yakın zamanda değişecek de değil. Ulusal ortamda 'yasal olarak bağımsız' sayılsalar da bağımsız bir devletin 'görevleri olan' işlevleri gerçekleştiremedikleri için Siyasi Bilimci Robert Jackson’ın dediği gibi, bunlar 'devletimsi devlet'. Doğu Arap dünyasında hakiki iktidar ele geçirilmek için bekliyor fakat sınırlar değişecek en son şey çünkü aktörlerden hiçbiri, gerek yerel, gerek uluslararası, aslında onların değişmesini istemiyor.
'Sykes-Picot’nun sonu' başlığını kullananlar, sınırların önemli bir değişikliğin arifesinde oluğunu iddia ediyorlar. Bu bir yanlış adlandırma. Sykes-Picot anlaşması 1916’da, Osmanlı İmparatorluğuna ait Arap (bazı kısımları Türk ve Kürt) topraklarını İngiltere ve Fransa’nın aralarında paylaşmalarının ilk adımı idi fakat sınırların kesin olarak belirlenmesi 1920’de San Remo toplantısındaydı.
…
Büyük bir olasılıkla Ortadoğu haritası bugünkü gibi kalacak.
…
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin (KBY) kuruluşu ile Saddam sonrası Irak’ın yumuşak bölünüşü anayasanın bir bölümü haline geldi. KBY bir devlet niteliklerinin hemen hepsine sahip; 20 yıldır topraklarının etkili kontrolü, kendi ordusu ve dış ilişkileri yürütme yeteneği fakat Irak devletinin haritasında bir değişiklik olmadı.
…
KBY’nin bu anormal statüsü, etken olarak bağımsız olması fakat uluslararası ortamda tanınmaması, bu 'Sykes-Picot’nun sonu' başlığının geçersizliğinin en ciddi kanıtı. Uluslararası güçler Osmanlı sonrası Arap dünyasını düzenlediler. Yarattıkları bölgesel kılıflar içinde sömürge idarecileri, sömürgecilerle işbirliği içinde yerli elitler ve daha sonraları da özgür devlet yöneticileri gerçek devletler kurmaya çalıştılar.
…
KBY etken olarak Irak’ın epey büyük bir bölümünü kontrol ediyor fakat hiçbir yabancı güç onu bir devlet olarak kabul etmediği gibi Irak devletinin tanımında da bunu yalnız Bağdat’ın kontrolü altındaki bölge olarak görmüyor. Her ne kadar Kürtlerin çoğu bir bağımsız devleti yeğleseler de KBY, uluslararası arenada bir devlet olarak tanınmayacağının bilinci içinde, Irak’ın bir parçası olma kurgusunu devam ettirecek. Suriye de, iç savaş yaşayan Lübnan gibi parçalara bölünebilir fakat görünüşe göre yabancı devletler bu Suriye devletçiklerinin bağımsızlığını tanıyacak değil. Suriyeli liderin de bu devletçiklerin bağımsızlığını resmen ilan edeceği belirsiz.
'Sykes-Picot’nun sonu' iddiasının sonuç olarak en büyük kusuru bu. Yabancılar o sınırları çizdi. Şu anda yabancılardan hiç biri onları yeniden çizmek veya yeniden çizilmeleri için bir ilgi göstermiyor. ABD kesin olarak istemiyor; neredeyse 25 yıldır KBY’ni desteklerken bu sürede Kürtleri bağımsızlıklarını ilan etmeleri için asla teşvik etmedi.
…
Ortadoğu’daki bütün hareketler tabandan yukarıya doğru; değişik yerel ve bölgesel gruplar bu devletlerin kontrolünü ele geçirmek için savaşıyor ve bu kavgada bölgesel güçler müttefiklerine destek oluyor. Görünüşe göre bu kavgalar, resmi olarak ve uluslararası hukuk yönünden Fransızlar ve İngilizlerin yaklaşık yüz yıl önce çizdikleri sınırların içinde kalacak. 'Sykes-Picot' bu sınırların içindeki yönetimler kadar kırılganlığı ile devam ediyor.”
Bu tür akıl bulandırıcı makale ve görüşlerle gerçek niyetlerini gizlemek, daha doğrusu bizleri uyutma çabası her zaman kullandıkları yöntem.
Yutturamazsınız; biliyoruz neyi hedeflediğinizi…
Ne pahasına olursa olsun, insanlar ölmüş, ocaklar sönmüş, sınırlar değişmiş fark etmez; yeter ki Ortadoğu’nun enerji kaynakları sizin kontrolünüz altında olsun.
Kaynak:
http://www.washingtonpost.com/blogs/monkey-cage/wp/2014/05/20/is-this-the-end-of-sykes-picot/?utm_source=Sailthru&utm_medium=email&utm_term=*Mideast%20Brief&utm_campaign=2014_The%20Middle%20East%20Daily_5.21.14