Bu olasılık rahatlıkla kabul edildiği gibi asıl dikkati çeken nokta, bu durumda ABD’nin tutumunun ne olacağı.
Erdoğan’ı kurtarmaya gelmeyecekler!
“Türkiye’nin durumu kötü, ve daha da kötüye gidiyor. Yalnız terörün yarattığı güvenlik kaybı değil. Kamu borçları istikrarlı olsa da, özel kuruluş borçları kontrol dışına çıkmış durumda, turizm sektörü tepe takla yuvarlanıyor ve Türk Lirası’nın değer kaybı tüm vatandaşların alım gücünü etkiledi. Çoğunluğun görüşü, seçim sonuçları neyi gösterirse göstersin, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın kontrolden çıktığı.
Muhaliflerini hapse atıyor, sağcı, solcu demeden gazetelere el koyuyor, çılgın bir sultan veya halifelik heveslisi hızıyla saraylar inşa ediyor. Son haftalarda Anayasa Mahkemesini dağıtma tehdidini yeniden savurdu.
Yolsuzluk yaygın durumda. Haberlere göre, oğlu Bilal İtalya’dan, kara para aklama suçlamasıyla kendisini takip eden İtalyan polisinden, sahte Suudi pasaportu kullanarak kaçtı. Erdoğan’ın parlamaları, Türkiye’de de dışarıda da sorgulanıyor.
Kendi partisinin üyeleri bile, onun gittikçe artan paranoyasını konuşuyor; bazı Türk yetkililerine göre bu paranoya o duruma geldi ki, gökyüzünden inip, onu kaçıracak siyahlar giyinmiş kişilere karşı sarayına uçaksavar bataryaları yerleştirmek istiyor.
Türkler –ve Türk ordusu- Erdoğan’ın Türkiye’yi uçuruma sürüklediği gün geçtikçe daha iyi görüyorlar. Hapisteki Kürt lider Abdullah Öcalan’a yasallık bağışlayarak yeniden görüşmelere başlaması ve ardından çatışmaları yenilemesi, Türkiye’yi, kazanılması imkânsız bir savaşa ve hatta büyük bir olasılıkla bölünmeye götürecek yola soktu. Sonuç olarak, 1980 ve 1990’lardaki iç savaş yenilenirse, Türkiye Kürtleri, Irak ve Suriye’deki ırkdaşlarının kazandıklarından daha azına razı olmayacaklar.
Uzun zaman önce, Erdoğan, Türk ordusunun elini kolunu bağlamanın yollarını aradı. İktidarının ilk on yılında ABD ve AB bu konuda onu destekledi. Bu, dışarıdan ona destek verenlerin, Erdoğan çılgınlığa ve otokrat tutuma kaymasından önce idi. Yani, Türk ordusu Erdoğan’ı düşürmeye ve yakın çevresini içeriye almaya kalkışırsa bunu becerebilirler mi?
Bu davranışı savunma düşüncesiyle değil de, durumun değerlendirmesi olarak yanıt; Evet. Eğer darbe liderleri, demokrasiyi hemen geri getirecek bir yol belirlerse, ABD’de seçim havasında olan Obama yönetiminin yapacağı, bir kınamadan öteye geçmeyecektir. Mısır’da Cumhurbaşkanı Muhammed Mursi’ye gösterilen sempatiyi de göremeyecek Erdoğan. Mursi düşürüldüğünde, demokrasiye bağlılığı tartışma konusu idi; Türk diktatör için böyle bir şey olacak gibi değil.
Ne Demokrat, ne de Cumhuriyetçilerin önde gelenleri, Türkiye’yi darbe öncesi duruma geri getirmek için ABD’nin prestijini riske atacak değiller; darbeye karşı yapmacık bir kınamadan sonra yeni gelen rejimle işlerini yürütecekler.
Darbe liderleri ilk iş olarak, tutuklu gazetecileri ve akademisyenleri salarak, el konulmuş gazete ve televizyonlarını yasal sahiplerine geri vererek, Avrupa ve Amerikan insan hakları, sivil toplum kuruluşları ve gazetecilerinin eleştirilerini sonlandırabilirler. Türkiye’nin NATO üyesi olması darbeciler için bir engel değil; ne Türkiye, ne de Yunanistan, daha önceki darbelerde NATO üyeliğini kaybetmedi.
Darbeyle gelen yeni liderliğin Türkiye Kürtlerine yapacağı içten bir çağrı karşılıksız kalmayacaktır. Avrupa halkı da, Amerikan halkı da Erdoğan’ın, damadının veya Egemen Bağış ve Cüneyd Zapsu gibi kilit noktalardaki yardımcılarının idamına olumlu bir gözle bakmayacak fakat yolsuzluklar için yargılanmalarını ve uzun süreli hapis cezalarını normal olarak görecek.
Erdoğan, dostlarının onun yardımına koşacaklarını bekleyebilir fakat dostlarının çoğunu çeken -Türkiye içindekiler de, uluslararası ortamdakiler de- onun gücü. Saraydan atıldıktan sonra, mahkemede kendini yapayalnız, Saddam Hüseyin gibi büzüşmüş ve allak bullak olmuş bulabilir.
Bir kehanetim yok. Türkiye’de gün geçtikçe büyüyen huzursuzluğa ve Türk ordusu, Abdülfettah el Sisi’nin planının kopyasını Türkiye uyguladığında fazla bir zarar görmeyeceğine bakılırsa, Türkiye’nin çalkantılı politikası daha da çalkantılı olduğunda hiç şaşmamalı."
http://www.aei.org/publication/could-there-be-a-coup-in-turkey/