
Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun Meclis Başkanlığı'na teslim edeceği ana raporun taslak metninde Turgut Özal'ın 12 Eylül döneminde darbecilerle işbirliği yaptığı bilgisi de yer aldı.
Başbakan Erdoğan'ın ‘Demokrasinin Yıldızı’ diyerek sık sık atıfta bulunduğu Turgut Özal’ın darbecilerle işbirliği yaptığı bilgisi Meclis Darbeleri Araştırma Komisyonu’nun raporlarında yer aldı.
AKP’lilerin çoğunluğunu oluşturduğu komisyonun raporunda, "Özal, 12 Eylül darbecileriyle ciddi işbirliğine girmiştir" ifadesine net bir biçimde yer verildi.
Raporda, "Kendisi bugün bir demokrasi kahramanı olarak algılanmaktadır, bu tutarsızlıktır" ifadesine de yer verildi. Özal’ı ‘demokrasi kahramanı’ olarak algılayan hiç kuşkusuz ki Başbakan Erdoğan’dan başkası değil. AKP’nin 2007 seçimleri öncesinde yaptırdığı afişte, Adnan Menderes, Turgut Özal ve Tayyip Erdoğan’ın portrelerine yer verilmiş ve afişin üzerinde ‘Demokrasinin Yıldızları’ ifadesi yer almıştı.
CİDDİ İŞBİRLİĞİ
Salı günü Meclis Başkanlığı’na teslim edilecek raporda ise şu ifadeler yer alıyor: "Turgut Özal, 12 Eylül darbecileriyle ciddi bir işbirliği içerisine girmiştir. Başbakan yardımcılığı yapmıştır ama kendisi bugün bir demokrasi kahramanı olarak algılanmaktadır. Bu tutarsızlıktır çünkü darbe, kendi bakanlarını, kendi bürokrasisini, kendi polis teşkilatını da yaratmıştır. Darbecilere karşı ayakta duran ve ‘Hayır, ben sizlerle birlikte hareket etmek istemiyorum, çünkü sizler bu ülkede demokrasiyi yok ediyorsunuz’ diyen siyasetçiler, gazeteciler ya da daha önemlisi aktörler çok az sayıdadır ve bugün onları değil, hâlâ onlarla işbirliği yapanları Türkiye’nin anıyor olması önemli bir paradokstur, önemli bir çelişkidir."
24 OCAK – 12 EYLÜL BAĞLANTISI
Komisyon bünyesinde oluşturulan 12 Eylül Alt Komisyonunun taslak raporunda da, Özal’ın 24 Ocak kararlarından itibaren darbecilerle işbirliği içinde olduğu net bir şekilde vurgulandı. Raporda, 24 Ocak kararlarına uluslararası desteğin darbeden sonra geldiği de belirtildi. Özal’ın hazırladığı ekonomik programı, 8 Ocak 1980’de Genelkurmay’a gidip komuta heyetine ayrıntılı bir şekilde sunması ve takdirlerini kazanması da raporda yer buldu. Raporda bu durum şöyle yorumlandı: “Özal’ın hükümet üyesi bakanları istikrar programı hakkında bilgilendirmezken Genelkurmay’ı iki kez bilgilendirmek için kendisinin girişimde bulunması ve kabul görmesidir. Bu süreçte Özal, 12 Eylül darbesinin güçlü isimlerinden dönemin Milli Güvenlik Konseyi Genel Sekreteri Haydar Saltık aracılığıyla bağlantı kurmuştur. Böylece, daha en başından askerlerin bu önlemler konusunda desteği sağlanmıştır.”
HERKES GİDERKEN BİR ONA DOKUNULMADI
Rapordaki bir diğer ilgi çekici bölümde şu ifadelere yer verildi: “TSK, ülkedeki demokratik kurumları ortadan kaldırıp siyasileri uzaklaştırırken, sadece Turgut Özal ve ekibinin görevine devam etmesi kararı alınmıştır. Dolayısıyla Türk Silahlı Kuvvetleri askeri müdahale öncesi uygulanan ekonomi politikalarının uygulanmasından yana tavır koymuştur."
ÖZAL'IN ÖLÜMÜ ÜZERİNDEN 'GİZEM'!
Turgut Özal’ın ölümüyle ilgili özellikle AKP ve medyası ‘gizem’ yaratmaya devam ediyor. Bu haberlerle aynı zamanda “Özal’ın suikasta uğramış bir demokrasi kahramanı” olarak mitleştirilmesi amaçlanıyor. Dün Zaman Gazetesi’nin manşet haberinde Özal’ın zehirlendiğine dair adli tıp raporu hazırlandığı iddia edildi. Arkasından Başbakan Yardımcısı Bekir Bozdağ, Özal'ın ölümünün her zaman üzerinde gizemler olan bir ölüm olarak anıldığını belirterek, "Özal'ın ölümüne neden olan hadiseler ile ilgili bir takım bulgular elde edildiğini kesin bir dille izah eden bir yaklaşım var. Ama bu da resmi bir açıklama değil. Bu resmi açıklama bu raporun iletildiği Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından yapılacaktır" dedi.
Bozdağ, Özal'ın ölüm nedeniyle ilgili yapılan haberler üzerine şunları söyledi: "Daha önce de biliyorsunuz bu konuda bir gazete manşet yapmıştı. Ama o zaman da Adli Tıp henüz kesin sonuçları açıklamamıştı. Bugün (dün) de bir başka gazetemizde bu konu dile getiriliyor. Şu andaki değerlendirmeler doğru olabilir veya doğru olmayabilir. İkisi de mümkün."
YURT, 25 Kasım 2012