"Domuzlar Körfezi"ni unutma!..
Bazı anlarda kimi tarihsel olayları hatırlamanın zamanıdır. Bence insanların bu tarz “Hafıza tazelemeler”e ihtiyacı var. Aksi taktirde “Pusula” kolaylıkla şaşıveriyor!
Bugün “Özgür Suriye Ordusu” adı altında derme çatma, işleri “Terör estirmek” ve “Rejim yıkmak” olan sözüm ona “Muhalifler” olgusu aslında hiç yeni değil. ABD yıllardır bu kontrgerilla taktiklerini uyguluyor. Hoşlanmadığı rejim ve liderleri devirebilmek için bu unsurları destekliyor, besliyor, lojistik imkânlar, para ve silah sağlıyor. Şu an -bizim de “Taşeron”u olduğumuz- Suriye’de (Dün Libya’da) yaşanan da bu zaten.
Benzeri bir olay da 1961’de Küba’da yaşandı. Bu olay tarihe “Domuzlar Körfezi Çıkartması” olarak geçti. ABD Küba’da 1958’de noktalanan devrim sürecinden ve kuklası General Batista’nın (Aslında eski çavuştu) devrilmesinden hiç hoşnut olmamıştı. Küba’nın “Komünizme kaymakta olduğunu” düşünen CIA alarm verdi. Bunun için Fidel Kastro’yu öldürmek dahil (Ki 8 kez denediler) ekonomik kaos çıkartma, muhtelif askeri provokasyonlar, vb tertiplediler.
Ancak bu yollarla Küba’yı teslim alamayacağını anlayan ABD, bu kez “Dolaylı müdahale” doktrinini gündeme getirdi. Bunda ise yeni rejimden kaçan ve çoğu Miami-Florida’ya yerleşen “Kübalı Mülteciler”i kullanacaktı. Bunların büyük kısmı eski mafyatik unsurlar ve muhtelif kriminal-lümpen kesimlerden oluşuyordu. Onları ve ailelerini hem kolluyor hem maaşa bağlıyor hem de başarılı olmaları durumunda Küba’da “İyi yerlere” geleceklerini vaat ediyordu.
Bütün bu işlerin merkezinde ise George W. Bush’un babası, eski CIA’cı ABD Başkanı George Herbert Bush’un “Zapata Petrol”ü bulunuyordu. Zaten operasyonun resmi kodu da Latin Amerika’nın devrimci geleneği ile alay edercesine “Zapata” konmuştu. Çıkartma gemilerini o temin etti ve karısı “Barbara” Bush adına adeta vaftiz etti!
Plana göre 1500-2000 kişilik “Toplama ordu” (Ki CİA tarafından Nikaragua ve Guetamala’daki kamplarda eğitiliyorlardı) eğer adaya çıktıktan sonra bir süre tutunabilir ve Kastro kuvvetlerinden arındırılmış bir alan açabilirlerse sözde bir “Hükümet” kuracaklar, ABD onları hemen tanıyacak ve yapılacak yardım çağrısı ile zaten hazır bekleyen Amerikan Ordusu nihai darbeyi indirecekti. Hem böylelikle “Kastro diktatörlüğü altında inim inim inleyen Küba” şeklen gene Kübalılar tarafından “Kurtarılmış” olacaktı. Senaryo buydu!
Kendilerinden çok emindiler. Lakin evdeki hesap çarşıya uymadı. 17 Nisan 1961 gecesi 02:00 da “Bahia de Cochinos” denen (Domuzlar Körfezi) sahile çıkan kuvvetler ummadıkları bir direnişle karşılaştılar. Kastro da işgalcilere karşı bizzat savaşıyordu. “Toplama ordu”nun çoğu unsurları öldürülmüş kalanlar ise ele geçirilmişti. Saldırı püskürtülmüştü!
Amerikalıların adayı gene bir kumarhane ve fuhuş cenneti yapma hayalleri suya düşmüştü. Daha da önemlisi karşılarında devrimlerini korumaya kararlı bir halk bulmuşlardı. “Geldikleri gibi gitmişler”di!
Olaydan ABD de kendine göre dersler çıkardı. Bu tip operasyonlarında artık daha dikkatli ve titiz oldular. Ancak günümüze kadar her fırsatta hiç vazgeçmediler.
Bugün Suriye’de gerçekleşmekte olan da aynı stratejinin güncel bir versiyonudur!..
NOT: Okurlarıma ABD’nin bu tip operasyonlarını anlatan aydınlatıcı bir de kitap tavsiyesinde bulunayım. Seçkin Katiller. Michael Smith. Timsah Kitap. 2008. Çev: İbrahim Bingöl.
Atilla AKAR, 14 Ekim 2012