"Ergenekon"'a Saklanmış Öcalan Affını Hürriyet'ten İzleyin

"Ergenekon"'a Saklanmış Öcalan Affını Hürriyet'ten İzleyin

İletigönderen Oğuz Kağan » Cum Ağu 21, 2009 20:35

"Ergenekon"'a Saklanmış Öcalan Affını Hürriyet'ten İzleyin

"Ergenekon bir devlet operasyonudur" dediğimizde Silivri'deki "dava arkadaşlarımız" çok kızmıştı.

"Devlet Türkiye'yi dönüştürecek bir projenin altına imza attı ama bunu şu anda açıklayamaz, o yüzden gelişmeleri zamana yedirerek toplumu ve bürokrasiyi hazırlayacak" dediğimizde de sene 1998'di. Cumhuriyet'in 75. yılında, Cumhuriyet'in 100. yılına yönelik projeler üretecek bir sivil toplum dinamiği üretmeye çalışıyorduk.

Toplantılarımıza sivil toplumdan çok sivil katılıyordu; bizde bilmeze yatıyorduk.

İşte o tarihlerden başlayan dönüşüm projesinde, "Ergenekon Operasyonu" ile son viraja girildi.

Bu operasyonun merkezinde yeralan "Ergenekon Davası" bizzat bu operasyonu kurgulayanlar tarafından çıkmaz sokaklara mahkum edildi. Dava şimdiden onbinlerce sayfalık tutanakları , yüzbinlerce sayfalık iddianamesi ile fiziki olarak tamamlanması mümkün olmayan bir noktaya taşınmış durumda.

Çünkü bu dava; dönüşüm projesinde bir araç olarak kullanılıyor ve bu dönüşüm projesini kurgulayanlar gerekli psikolojik zemini oluşturup, kurumlardaki bütün bürokratik dirençleri kırdıktan ve gerekli kadro ve arşiv operasyonlarını gerçekleştirdikten sonra bu davaya ihtiyaçları kalmayacak.

İşte o zaman "hukuk" yerini bulacak. Fakat atı alan çoktan Üsküdar'ı geçmiş olacak.

"Silivri"'den çıkanlar dışarıda kahramanlar gibi karşılanacaklarını zannedecekler. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, bir avuç İngiliz askeri tarafından asılırken sessizce izleyip ağlayan kalabalıklar misali, bu toplum sessizce ağlamayı seçecek yine. O da ağlarsa.

Devletin dönüşüm projesinde "Ergenekon operasyonunu" manivela olarak kullananların bu dava ile ilgili en önemli hedeflerinden bir tanesi ; Gladio ajanı narko İliştirilmiş Terörist Öcalan'ın affı.

Bu af; dönüşüm projesinin "çok kültürlü Devlet-Toplum" altbaşlığına imza atanlar açısından sembolik öneme sahip.

Öcalan konusu o kadar sembolik ki; Öcalan'la İmralı'da muhatab olan iki üst düzey devlet görevlisinden biri bugün içeride, diğeri MİT'in üst düzey yönetiminde.

Öcalan'a "halk tabanı olan bir entellektüel" muamelesi yapan zihniyet yükselirken; Öcalan'a onbinlerce canımıza malolan terörist muamelesi yapan "terörist" suçlaması ile karşı karşıya.

Ve tarihin garip tesadüfü olarak Öcalan'a "Öcalan" soyadını verenler ; tarihi sembolik hamlelerle dokumayı sevdikleri için (ki bu hevesleri onları hep ele veriyor) ; bu süreci de sembolik/ironik hamlelerle süsleyecekler.

Ve en süslü/ironik hamle; teröristi, "terörist" olmakla suçlananlarla aynı süreçte serbest bırakmak olacak.

İmparatorluk Kürt tebaasına ; "bakın artık siz de benim için onlar kadar makbulsünüz, sizi de Türkler kadar eşit sömüreceğim" mesajını verecek.

Hürriyet bir kaotik gündem sırasında sessizce "Türkiye Türklerindir" ibaresini kaldıracak. Tabu kıran Özkök (Hilmi değil, Ertuğrul) bu görevini yine o müthiş sosyo-psikolojik yazılarından biri eşliğinde ifa edecek.

(Soruyoruz : "Kürt Açılımının" gizli bir maddesi acaba Hürriyet'in motosunun değişmesi mi? Özkök; "Ergenekon"'dan içeri alınmama karşılığında bu görevi de üstlendi mi?)

Ve artık "Ergenekon Davası"nın Ergenekon Operasyonu'nu kurgulayanlar açısından bir öneminin kalmadığı noktada dava normal hukuksal seyrine bırakılacak ve dosyalar arasında kaybolup giden önemsiz sanıklara ait önemsiz dilekçeler davayı rayından çıkarmanın, hatta davayı gören mahkemenin kendisini hukuksuz ilan etmenin zemini olarak kullanılacak.

CMK 250. madde ile görevlendirilmiş bir mahkemenin Anayasa'ya aykırı olduğu yolundaki bir dilekçe dava dosyasındaki binlere varan dilekçe arasında yerini almış durumda.

(Bu konudaki haber için bkz : "Ergenekon'da Bir İlginç Dilekçe" )

"Ergenekon"'da Bir İlginç Dilekçe

Ergenekon kovuşturması devam ederken 41. duruşmada tutuksuz yargılanmak üzere serbest bırakılan Muammer KARABULUT, CMK' nın 250. maddesi ile görevli İstanbul 13. Ağır Ceza Mahkemesine Antalya Nöbetçi Ağır Ceza Mahkemesi aracılığıyla başvurarak, soruşturma ve kovuşturmayı yürüten birimlerin Anayasa’nın başlangıç ilkeleri ile 2, 9, 10, 11, 13, 17, 25, 26, 34, 36, 38 ve 39. maddelerine aykırılığından dolayı, Anayasa Mahkemesi karar verinceye kadar, davanın geri bırakılmasını talep etti.

Anayasanın 152. maddesi gereği mahkeme,

“...taraflardan birinin ileri sürdüğü aykırılık iddiasının ciddi olduğu kanısına varırsa, Anayasa Mahkemesinin bu konuda vereceği karara kadar...”

Silivri yerleşkesinde devam eden kovuşturma ve dolayısıyla iki yıldır devam eden soruşturmayı geri bırakabilecek.

Anayasa Mahkemesinin, Anayasa’ nın kendi çerçevesine aykırı olan 250. madde ile görevli mahkemenin varlığına son vereceğini iddia eden Muammer KARABULUT konuyla ilgili yaptığı yazılı açıklamada şunları belirtti:

Karar vermek üzere talebimi değerlendirecek olan mahkeme varlığına ilişkin kararı Anayasaya Mahkemesine götürmek durumunda kalacaktır.

Anayasamızın 13. maddesinde belirtildiği üzere, “Temel hak ve hürriyetlerle ilgili genel ve özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sabeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanbilir.

Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve laik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülük ilkesine aykırı olamaz.” Yine Anaysasanın 11. maddesine göre de “kanunlarda Anayasa'ya aykırı olamaz” denilmiştir.

Fakat doğal olarak, yetkisi ve sorumluluğu tamamen siyasi iktidarda olan 250. Madde ile yetkili özel mahkeme, yürütülen davada tarafsızlığını koruyamaz duruma gelmiştir. Ve bir dizi hukuksuzluğun yaşanamasına neden olmuştur…

Yaşananların en somut örneği ise 10. Ağır Ceza Mahkemesinde görev yapan hakim Necat EDA’nın “baskı altında” olduğunu belirterek davadan çekilmesidir... Baskı ise ilgili davada aldığı tahliye kararlarına karşı Adalet Bakanlığından gelen soruşturma talebidir…

Hakim Necat EDA bu durumu “kurumsal baskı” vurgusu ile açıklamıştır!

Diğer tarafta iktidarın emrinde olan davaya diğer bir örnek ise CMK’nın 250. Maddesinin 3. Fıkrasında belirtilen muvazzaf askerin yargılanmasının önünü açacak olan “hali dahil” yerine, “halinde” kelimesinin gelmesi sonucu oluşan tepkidir…

Tepkinin ana kaynağı da yine Anayasaya aykırılık olmuştur!.. Burada aykırılık bir kelime olurken, yasanın tamamının Anayasaya aykırı olduğu gerçeği ise bu vesileye gündeme gelmiş olacaktır!..

İptalini istediğim 250. Madde ile görevli birimlerin ilgili yasasına bundan daha iyi “kuvvetli şüphe” olamaz.

Yine Anayasaya aykırılığından dolayı kapanan DGM' lerin yerini alan 250. Madde ile yetkili birimler, 4 Aralık 2004 tarihinde kabul edilen CMK' nın 250, 251 ve 252. maddelerine göre hareket etmekle ne yazık ki gücünü Anayasadan değil, yürütmeden almaktadır!..

Anayasanın "genel esaslar" bölümünün 9. maddesinde

"Yargı yetkisi, Türk Milleti adına bağımsız mahkemelerce kullanılır"

denilmesine rağmen, adı geçen mahkemeler bağlı olduğu idari yönün ötesinde kararlarında da Adalet Bakanlığına bağlıdır.

Dava süresince yaşanan kaos, dolayısıyla çağdaş hukuk normları dışında ve Anayasaya aykırı olarak sürdürülen davada yaşanan hukuksuzluğun asıl nedeni ise 250. madde ile yetkili birimlerin gücünü siyasi otoriteden alması olarak açıklanabilir.

Eğer bir mahkeme Anayasanın yargılama ile eşitlik ilkesine aykırı olduğu için kapanan DGM’lerin yerine var edilen "CMK'nın 250. MADDESİ İLE YETKİLİ" birimi olarak bir davayı yürütüyorsa yaşanlar normaldir...

Anayasamıza aykırılığından dolayı kapatılan DGM'lerin yerine kurulan 250. madde ile görevlendirilen mahkemeler, Türkiye'nin hukuk devleti olma isteğine karşı en büyük engeldir!

Doğal olarak uygulamada da görüldüğü üzere 250. madde ile görevli birimler, suç ve cezada olması gereken "kuvvetli şüphe-hukuki deliller" yerine, görevi yürütme erkinden aldığı için, adı geçen soruşturma ile demokrasi, insan hakları, hukukun üstünlüğü ve uluslararası hukuk kuralların hepsine aykırı davranmıştır.

250. madde ile görevli birimlerce yaşatılan bu hukuksuzluk, bugün iktidarda bulunan anlayışın yarın muhalefete düşmesi durumunda da devam edecektir.

Bundan çıkan sonuç ise hukukta olmayan öç alma anlayışı, 250. madde ile görevli mahkemeler aracılığı ile öç almaya dönüşebilecek olanaklara zemin hazırlayacaktır.

Tüm bu nedenlerden dolayı mahkemenin adı geçen kovuşturmadaki tüm kararları, Anayasamıza ve evrensel hukuk kurallarına aykırıdır...

Türkiye'deki hukukçuların belki de hepsi davada ağır hukuk ihlallerinin yaşandığını ifade etmesine rağmen, hiçbir hukukçunun Anayasanın 152. maddesi gereği "aykırılık davası" açılmasını gündeme getirmemiş olmasını da fazlasıyla düşündürücü buluyorum.
Mahkemeye olan talebimi doğrulayacak yüzlerce tepki arasında Yargıtay Onursal Cumhuriyet Başsavcısı Vural SAVAŞ'ın,

“Şu an Ergenekon soruşturması ve kovuşturması diye yapılan operasyon, tamamen Anayasa’ya aykırı. Kanuna aykırı deliller kullanılarak, Ceza Muhakemeleri Usul Kanunu (CMUK) dahil tüm yasalarımız ihlal edilerek yapılan bir operasyon. Ergenekon soruşturması, hükümet ve Adalet Bakanı’nın himayesinde, soruşturma izini verilmediği için hakkında takibat yapılamayan savcılar eliyle gerçekleştiğini”

ifade eden beyanını örnek olarak gösterebilirim...

Son olarak, Anayasanın 2. Maddesinde ifade edildiği üzere

“Türkiye Cumhuriyeti, toplumun huzuru, milli dayanışma ve adalet anlayışı içinde, insan haklarına saygılı, Atatürk milliyetçiliğine bağlı, başlangıçta belirtilen temel ilkelere dayanan, demokratik, laik ve sosyal bir HUKUK devletidir.”

Onun için bu devlet, Anayasaya aykırı olarak görevini devam ettiren bir mahkeme ile adalet sağlayamaz.

Aksi halde mahkemenin aldığı tüm kararlar başta YARGITAY olmak üzere AİHS aykırılıkları nedeni ile de bozulacaktır!..

http://www.acikistihbarat.com/Haberler.asp?haber=8094


CMK 250 ile görevlendirilen mahkemelerin DGM'lerin yerini aldığı gözönüne alındığında; "Ergenekon" davasına bakan mahkemenin Anayasa'ya aykırı bir mahkeme olduğu tezi, Öcalan'ı yargılayan mahkemenin de Anayasa'ya ve Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi'ne aykırılığını gündeme getirecektir.

Bu sadece "Ergenekon" sanıklarının değil, Öcalan'ın da önünü açacaktır.


Binlerce dava ile zaten tıkalı olan hukuk sistemi; "Ergenekon Davası"nın yaratacağı hukuki kara delikle birleştiği noktada sistemin başedemeyeceği bir yoğunluk ortaya çıkacak ve sistemi yönetenlerin kamuoyunu bir "beyaz sayfa" ihtiyacına ikna etmesi hiç de zor olmayacak.

Devlet yeni dönemin beyaz sayfasını tarihinin en büyük Af'fı ile açacak ve temel prensip gereği kişiye özel af olamayacağından bu genel aftan herkesin yararlandığını göreceğiz.

1998'de ;

"Devlet müttefikleri ile Türkiye'yi bir federatif neo-Osmanlı düzenine taşıyacak projeye imza attı ama şimdi çıkıp insanlara evlatlarınız boş yere şehit oldu diyemez o yüzden sürece yayacak" dediğimde komploculukla suçlamıştınız.

Siz en iyisi mi her gün bir Hürriyet alın.

Hürriyet'in mottosunun ("Türkiye Türklerindir") değiştiği gün bu yazıyı hatırlayın.

Bilin ki, hepimizi utandıracak Af yakındır.


Behiç GÜRCİHAN, 20 Ağustos 2009
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

Re: "Ergenekon"'a Saklanmış Öcalan Affını Hürriyet'ten İzleyin

İletigönderen orhunefe » Cum Ağu 21, 2009 20:50

Acı ama gerçek.
Kullanıcı küçük betizi
orhunefe
Üye
Üye
 
İletiler: 452
Kayıt: Sal May 22, 2007 10:51

Re: "Ergenekon"'a Saklanmış Öcalan Affını Hürriyet'ten İzleyin

İletigönderen antalyalim » Cum Ağu 21, 2009 21:13

Behiç GÜRCİHAN yazdı:"Silivri"'den çıkanlar dışarıda kahramanlar gibi karşılanacaklarını zannedecekler. Boğazlıyan Kaymakamı Kemal Bey, bir avuç İngiliz askeri tarafından asılırken sessizce izleyip ağlayan kalabalıklar misali, bu toplum sessizce ağlamayı seçecek yine. O da ağlarsa.

Halkimizin icindeki hainligi ne kadar güzel anlatmissin. Bizler sessiz kaldikca namerdin hanceri sirtimiza defalarca saplanacak.
Sayin Ilker Basbug sana sesleniyorum; bu oyunu hazirlayanlar kilifini coktan diktirdiler bile, aklinizi basiniza alin ve sözde bagli bulundugunuz "Atatürk Ilke ve Inkilaplarina" sahip cikiniz. Eger siz sahip cikmayacaksaniz Atatürk'ün Askerleri olarak bizler göreve haziriz. Türkiyemizi kuranlarin torunlariyla birlikte yine tek yürek olur düsmana karsi savasiriz. Bizler uyanali cok oluyor , uyanma sirasi Imza ve Mühür yetkisi olanlarda...
"Mustafa Kemal'in Askerleriyiz" :turkiye:
Kullanıcı küçük betizi
antalyalim
Çeviri Takımı
Çeviri Takımı
 
İletiler: 522
Kayıt: Sal Ara 16, 2008 21:39
Konum: Evden

Re: "Ergenekon"'a Saklanmış Öcalan Affını Hürriyet'ten İzleyin

İletigönderen usta » Pzr Haz 26, 2011 2:48

ERGENEKON davasını kurgulayanlar BOP akıl edenlerin ta kendisidir. Hürriyet Gaztesinin mottosu TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR ama sözde ÖZDE değil sorun burada..!
NE MUTLU TÜRKÜM DİYENE
TÜRKİYE TÜRKLERİNDİR
Kullanıcı küçük betizi
usta
Üye
Üye
 
İletiler: 34
Kayıt: Çrş May 26, 2010 23:13


Şu dizine dön: Açık İstihbarat

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x