16 Ocak 2000-Aydınlık
(Hasan Yalçın-Dönekler, Kaynak Yayınları, İkinci Basım, Mart 2003, s.159-162)
TERTİP SİNYALLERİ
Hasan Yalçın
Sinyaller
- Nazlı Ilıcak: Perinçekler, Ordu’yla Doğan Avcıoğlu benzeri bir ilişki içinde! (Yeni Şafak-14 Aralık 1999)
- Hadi Uluengin: İşçi Partisi ve Doğu Perinçek, Ordu içindeki ’’son şer odağına’’ hizmet ediyorlar! (Hürriyet-25 Aralık 1999)
- Akit: Karikatür yapmış, TSK’yı çoban yıldızına çiviliyor; manşet, ’’Ordu’ya maocu tahrik’’ (Akit-3 Aralık 1999)
Yöntem Klasik
Bunlar elbette gerçek dışı. İşçi Partisi’nın bırakalım Ordu içinde gruplar arayıp onlarla ilişki kurmayı, bütünüyle Cumuriyet Devrimi rotasındaki Ordu içinde gruplar bulunduğunu söylemeyi bile nifak saydığını herkes bilir.
Ama Ordu’ya ve İşçi Partisi’ne karşı tertip girişimleri gerçektir. Tertip merkezi, medyadaki adamlarına açtırdığı iftira kampanyasıyla, girişeceği provokasyonun hazırlığını yapıyor. Nazlı Ilıcak’ın, Hadi Uluengin’in ve Akit’in yazdıkları, bu hazırlığın parçası ve yeni tertiplerin sinyaleridir.
Bugüne kadarki bütün tertiplerde böyle oldu. Önce yalan haberler, Hadi Efendi ve Nazlı Hanım türünden ’’yazarlara’’ yazdırtılan iftiralar, yoğunlaştırılan tehditler ve ortam uygun hale getirilebilirse bazı devlet kurumları içindeki güçlerin kullanılmasıyla operasyon!
1991 ilkbaharında 2000’e Doğru dergimizin Ankara bürosu, Cengiz Çandar’ın ihbar yazısının ardından, bizzat Turgut Özal’ın emriyle basılmış, arkadaşlarımız işkenceli sorgulardan geçirilmişlerdi.
1998 Eylülü’nde, İşçi Partisi’nin 540 örgütünün aynı anda basılıp aranması, Genel Başkan ile Genel Sekreter’in gözaltına alınması ve Doğu Perinçek’in hapse konması operasyonu da aynen bu yöntemle uygulanmıştır.
Sinyalciler
Sinyalcilerin kimliği, tertip merkezinin adresini de ortaya koyuyor.
Kimlerdir bugün Ordu’ya ve İşçi Partisi’ne karşı yürütülen psikolojik savaşta başı çekenler?
Nazlı Ilıcak: Hanefi Avcı-Bülent Orakoğlu takımıyla ilişkili. Yani Genelkurmay’a kulak yerleştiren CIA bağlantılı istihbaratçılar çevresiyle birlikte çalışıyor. Onlardan besleniyor ve onların sözcüsü.
Hadi Uluengin: Çandargillerden, Amerika adına Türkiye’yi tehdit etme memuru, kendi deyişiyle, ’’Pentagon’un en gizli bürolarına girebilen tek Türk’’ ünvanına sahip Cengiz Çandar türünden, ABD Başkanı’nın uzmanlarından daha Amerikancı; ’’21. Yüzyıl ABD yüzyılı’’ diyecek kadar. Ordu ve İşçi Partisi düşmanlığının şampiyonlarından.
Akit: Ordu’ya ve İşçi Partisi’ne karşı, ABD imalatı provokasyonların hepsinde gönüllü rol alıyor.
Ordu Başlıca Engel Olduğu İçin
Ordu’yu parçalamadan Türkiye’yi parçalayamazlar. Ordu’nun hiyerarşik düzen içinde birliği, Türkiye’nin bütünlüğü, ulusal devletin korunması ve Kemalist Devrim’in tamamlanması açısından belirleyici önemdedir. Bu gerçeği biz de biliyoruz, Amerika’da biliyor. Böyle olduğu içindeir ki, ABD, Türkiye’yi bölme planının gereği olarak Türk Ordusu’nun ulusal karakterinin ortadan kaldırılmasını, Pentagonlaştırılmasını istiyor.
Ordu, Batı’nın yeni Sevr tehdidini algılamıştır ve buna göre mevzilenmektedir. 1995’ten beri Orgeneral Karadayı ve Orgeneral Kıvrıkoğlu’nun komutası altında, Cumhuriyet Devrimi mevzilerinde kararlı bir tutm almıştır. 28 Şubat sürecinin asıl anlamı da budur. Amerika bütün bu gelişmelerden son derece rahatsızdır. (Bkz, ’’ABD Belgelerinde Türk Ordusu’’, Teori, Nisan 1998, sayı 99) Nitekim geçen dönem boyunca sürekli olarak ve bütün gücüyle Ordu’ya nifak sokmaya çalıştı.
Yine benzer bir çabanın işaretlerini görüyoruz.
Arkada kalan dönemde, Ordu’ya yönelik provokasyonların, birkaç modeli vardı.
Bir model de, ’’Perinçek Genelkurmay’ın klavuzu’’ sloganıyla uygulandı. Bu tür tertiplerde Amerikancı şer kuvvetleri, bir merkezden yönlendirildi ve hep bir ağızdan aynı nakaratı tekrarladılar. (…)
’’Radikal Mikroplar’’
Batılı kaynaklar ve Batı’nın yerli işbirlikçileri, Türkiye’nin Avrupa Birliği’ne aday üyeliğini, ‘’’Kemalizmin sonu’’ sloganıyla selamlamışlardı. Aynı çevrelere alt yorumlarda, Avrupa kapısında Türk Ordusu’nun etkisizleştirildiği açıkça vurgulanıyor. Hatta, Alman devletinin görüşlerini yansıtan Die Welt, ’’radikal mikropların temizleneceğini’’ yazıyor. (Die Welt-22 Aralık 1999)
’’Radikal mikrop’’ dedikleri kim?
Ulusal devleti savunanlar, Kemalist Devrim’in mirasına sahip çıkanlar. Somut olarak söylersek, Ordu ve İşçi Partisi. Kuşkusuz, Amerika’nın gözünde en radikal mikrop. Ordu.
Aslında olay bir girişimin de ötesindedir. ’’Radikal mikroplar’’ın temizlenmesi çoktan başladı.
Şemsi Denizer, Türk-İş’in hizaya getirilmesi için katledildi.
Ahmet Taner Kışlalı, Kemalist aydınların ve Cumhuriyet gazetesinin hizaya getirilmesi için öldürüldü.
İşçi Partisi’ne karşı yeni bir operasyonun hazırlıkları yapıldığı bildiriliyor.
Ordu’nun ise Konya’ya sürülmesi dayatılıyor.
Bozgun Sinyalleri
ABD’nin Türkiye üzerindeki amaçlarına, tertiplere kalkışmadan ulaşma şansı hiç yok. Tertipler ise, geri tepecek.
Ateşle oynuyorlar.
Böylece Türkiye’yi daha iyi tanıyacaklardır.
O nedenle tertip sinyalleri, aynı zamanda tertipçilerin uğrayacakları bozgunun da sinyalleridir.