Havel, Türkiye’de yaşayanların bu işin ayırdında olmamasından emin olsa gerek, eksik bilgilendiriyordu. Oysa Aralık 1989’da, Vaclav başkanlık koltuğuna yeni oturduğunda ülkesi, Slovakya ve Çek Cumhuriyeti olarak ikiye bölünmemişti.
Havel, daha Berlin duvarı yıkılmadan, karşısındaki Amerikan örgütü (NED-CIA) yöneticilerinden ivedi bir istekte bulunmuştu:
“Tavsiyelere ihtiyacımız var, burada, şimdi ve ivedilikle... Hükümetinizden değil, seçim yasaları işini bilen profesyonellerden tavsiyelere ihtiyacımız var. Pazartesiye dek Prag’a birini getirebilirseniz, şahane olacak.”
Demokrasi ve özgürlük kahramanı olarak tanıtılan Vaclav Havel, sanki yabancı bir devletin yerel valisiymişçesine merkezden istekte bulunuyordu. Bu derin bilirliğin altındaki eski yıllar operasyonunun izlerini, örümcek ağında çırpındıkça görebildik.
Amerikalı NED (National Endowment for Democracy) operatörleri anayasa ve seçim yasaları hazırladılar. İlk seçimlerin ardından Havel’in ülkesi ikiye bölündü.
Zamanın NED Başkanı Carl Gershman, ABD Açık Diplomasi Danışma Komisyonu’nun Ocak 1990 toplantısında, Ortağın Çocuğu Havel ile birlikte becerilen “katılımcı demokrasi” operasyonlarını “Çekoslovakya seçim sürecine derinden katıldık!” diyerek açıkladı.
Vaclav Havel, 2000’deki Anıtkabir ziyareti sırasında “Şeref duydum” demişti. Göreve gelir gelmez, yabancı bir devletin örgütünden uzmanlar getirmelerini isterken ve seçim süreci aynı yabancılarca ‘derinden’ etkilenip ülkesi ikiye bölünürken de ‘şeref duymuş’ ve varılan sonucu, “şahane” olarak nitelemiş miydi?
Bunu bilemeyiz; ama 1989’daki isteğine bakılırsa, ‘project democracy’ ile kendisinin iktidara gelişi arasındaki ilişkiyi çok iyi kavradığı kesin.
Amerikalılar geldiler; Havel’i koltuğa yapıiştırdılar. 1991 yılı geldi ve Vaclav Havel, Washington’a gitti; Kongre üyesi Dante Fascell’in elinden “National Endowment for Democracy (NED)-1991” ödülünü aldı. Bölünmüş bir ülkenin bir parçasının devlet başkanı olan Vaclav Havel’e verilen bu ödülün gerekçesindeki kısa açıklama operasyonun bütünlüğünü gösteriyordu:
“Havel, 1989’da Orta Avrupa’yı değiştiren demokratik devrimin asıl entelektüeli ve siyasal lideriydi.”
Havel geçenlerde öldü. Ülkemizin baba-medyası çok üzüldü. Stratejik Ortağın Çocukları, nasıl üzülmesinler? Havel’in geçtiği yollardan Türkiye yöneticileri de, ana muhalefeti de yıllardır yürüyorlar. Bunların işi zor; çünkü Havel’in ülkesi ikiye bölünmüştü. Oysa Türkiye daha çok parçaya ayrılacak. Bizdekilerin sabırları taştıkça taşıyor; “ne olur olmaz” diyorlar belki de, “Türklere güven olmaz, direniverirler!”
Anadolu Federe İslam Devleti Anayasası hazırlıklarını anımsayalım. Ha Havel, ha bizimkiler!
Ana-muhalefet liderinin yine yeniden anayasa tutkusuna ve milletvekillerine “Sakın masadan kalkmayın!” emrine bakılırsa Washington’dan ödül alacak adaylar çoğaldıkça çoğalıyor. Bakalım kim kimin gözüne daha hızlı girebilecek!
Mustafa YILDIRIM / 25 Aralık 2011
Not:
1- Havel’in öyküsü Sivil Örümceğin Ağında ve sivil-asker kahramanlar da Ortağın Çocukları’nda.
2- “3K” (K. K. Kılıçdaroğlu)’nu 1921 Kürt İsyancılardan Dersimli Alişir, Nuri Dersimi ve ötekilerle yüzleştirmeyi unutmuş değilim. Havel araya girdi.
1- Havel’in öyküsü Sivil Örümceğin Ağında ve sivil-asker kahramanlar da Ortağın Çocukları’nda.
2- “3K” (K. K. Kılıçdaroğlu)’nu 1921 Kürt İsyancılardan Dersimli Alişir, Nuri Dersimi ve ötekilerle yüzleştirmeyi unutmuş değilim. Havel araya girdi.