Yeniden Sykes-Picot

Yeniden Sykes-Picot

İletigönderen Erkan Güçiz » Cmt Haz 21, 2014 17:24


Dış İlişkiler Konseyi (CFR) yayın organlarından biri olan Foreign Policy dergisinde 17 Haziran’da, aşağıda alıntılar olan, Nick Danforth imzalı bir makale çıktı.

Yazının ana teması Sykes-Picot anlaşması ile belirlenmiş Ortadoğu sınırlarının değişebileceği.

Foreign Policy dergisinin sahibi olan Graham Holdings Company'e ait gazetede ise bunun tam tersini iddia eden bir makale vardı bir ay önce. (Büyük abi, "korkma birşey olmayacak" diyor!)

Küresel Çete’nin propaganda aletleri bilgi kirliliği yayarak, akıl bulandırarak, bu kargaşa içinde Ortadoğu’nun enerji kaynaklarını “sağlam kazığa” bağlamak için ellerinden geleni yapıyorlar.


Militanlar Irak ve Suriye’de hiç olmamış bir devleti yeniden kurmaya çalışıyorlar

Son birkaç yıldır, Suriye birbirleri ile savaşan derebeyliklere bölünürken ve Irak feci iç savaşından çıkmaya çabalarken Amerikalı yorumcular Ortadoğu’nun devlet düzeninin alt yapısı olan Sykes-Picot Anlaşmasının kusurlarını anlattılar. 1916’da imzalan anlaşma Osmanlı İmparatorluğunun Arap dünyasındaki topraklarını bu günkü sınırların belirlenmesine esas olacak İngiliz ve Fransız “nüfuz bölgeleri” olarak böldü.

Sınırların yeniden çizilmesi için kurduğumuz tüm hayaller bizi, siyasi bir değişimin etnik ve mezhep farklılıkları üzerine dayalı ve belki de emperyalistlerin işgalinden önceki devirleri geri getiren, aslına daha yakın Ortadoğu sınırları belirleyeceği noktasına götürdü. Fakat son olaylar gösteriyor ki büyük değişimler olacaksa bunları belirleyen etkenler etnik ve mezhep farklılıkları, coğrafi durum ve tarih değil de kaba kuvvet ve şans olacaktır.

Birinci Dünya Savaşı zamanından bir Osmanlı haritasında bu günkü Suriye’nin büyük şehirleri ve civarlarındaki tarım arazilerinde yerleşik kişiler “Suriyeli”, bu bölgenin doğusundaki çölde yaşayanlar da “Arap” olarak gösteriyor.

Bu yüzden Irak ile Suriye’yi ayıran bölgenin Skyes-Picot düzenini kuranlar için fazla bir önemi yoktu. Bu sınır çizgisinin Güney ucu bir çöl bölgesinden geçer; Osmanlı ve Batı haritalarının çoğunda burası boş bırakılmış. IŞİD’in yeni yapay devleti, daha fazla yerleşim olan, 1915’de sürülen Ermenilerin susuzluktan öldükleri Osmanlı’nın Deyrizor bölgesini kapsıyor.
İngiliz ve Fransızlar bu bölgeyi ele geçirdikten sonra zahmet edip sınırları belirleyene kadar en azından bir on yıl geçti aradan. Avrupa’nın güçleri için konu o kadar önemsizdi ki işi Birleşmiş Milletlere havale ettiler. Sonuçta sınır olarak belirlenen dere yatakları, nirengi noktaları ve sınır taşları sınırı iki yanında yaşayan aşiretler için fazla bir mana taşımadığı gibi yaşamlarını da etkilemedi. Sömürge devrinde aşiretler sürülerini bir taraftan diğerine sürdüler, tarım sulama düzenleri değişmedi.
Kısacası, IŞİD devlet düzenini değiştirerek değil de önceki pek çok diğer gerilla grupları gibi eylemlerini ülkeler arasındaki sahipsiz topraklardan yöneterek başarıya ulaştı.

IŞİD, bu cihat grubunun ortadan kaldırılması gerektiği konusunda Türkler, Kürtler, Iraklılar ve İranlılar arasında bu güne kadar görülmemiş bir fikir birliği oluşturdu. IŞİD, Türkiye Musul konsolosluğunu basıp 49 kişiyi rehin aldıktan sonra, Türk köşe yazarları okurlarına, başbakanlarının dindarlığının rehineleri kurtarmaya yetmeyeceğini hatırlattılar. Türkiye’nin Güney sınırındaki şiddetli çatışma da Türk Hükümeti’ni ülkenin Kürt azınlığı ile barışa zorlayan etkenlere eklendi. Sabrı taşıracak kadar yavaş ilerlemesi ve yanlış adımlarla sarsılmasına rağmen bu açılım Türkiye’yi onlarca yıl süren iç çatışmayı sonlandırmaya ve toprak bütünlüğünü korumaya daha da yaklaştırdı.
Aynı zamanda IŞİD Irak Kürtlerinin elini güçlendirdi.

Şu anda bölgedekiler arasında Kürdistan Bölgesel Yönetimi, bağımsızlığının tanıma şansı en yüksek olanı.
Evet, bu Kürt ulusalcılığının Kürtler arasındaki siyasi farkları yenebilme gücü takdir edilmeli. Aynı zamanda Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nin bunu yaşama uygulaması da takdire değer. On yılın aşan bir sürede işlevlerini yerine getiren bir devlet kurdu, Kürtlere göre Sykes Picot sonrası hayali olan Kuzey Kürdistan kurmaya çalışmak yerine Türkiye ile işbirliği yaptı.

Eski bir hikâye: Ermenilerin ve Kürtlerin Anadolu’da oturdukları yerleri gösteren birbirinden daha geniş alanları kapsayan haritalara bakarak Kürdistan ve Büyük Ermenistan için nasıl bir hakemlik yapabileceğini düşün.

Bir de ülkesinin geri kalan kısmını bir araya getiren İngilizlere teşekkür edeceğine, Kuveyt’i işgalini, İngilizleri Kuveyt’i Iraktan çalmakla suçlayarak haklı gösteren Saddam Hüseyin’e bakın.



Kaynak:http://www.foreignpolicy.com/articles/2014/06/17/there_is_no_al_sham_iraq_isis_syria_levant_maps
Uluslar, egemenliklerini geçici bile olsa, bırakacağı meclislere dahi gereğinden fazla inanmamalı ve güvenmemelidir. Çünkü meclisler bile despotluk yapabilir ve bu despotluk bireysel despotluktan daha tehlikeli olabilir. Meclislerin öyle kararları olabilir ki, bu kararlar ulusun yaşamına giderilmesi olanaklı olmayan zararlar verebilir.
Gazi Mustafa Kemâl Atatürk

Erkan Güçiz

Facebook - TC ERKAN GÜÇİZ
Kullanıcı küçük betizi
Erkan Güçiz
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 421
Kayıt: Çrş Eyl 29, 2010 5:18

Şu dizine dön: Erkan GÜÇİZ

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x