İNGİLİZLER DE MEZAR TAŞLARINI OKUYAMIYOR!
İngiliz Kral John, 19 Haziran 1215 tarihinde baronlarla bir sözleşme imzaladı. Tarihe, Magna Carta, yani “Büyük Özgürlük Sözleşmesi” olarak geçti.
İngilizlerin haklı olarak gurur duydukları, tüm Avrupa’ya örnek olan bu tarihi sözleşmenin en çarpıcı, en kalıcı maddesinde şöyle denilmekteydi:
“Yasal yargılama olmaksızın ve ülkenin ilgili yasalarına uygun olarak verilen bir karar bulunmaksızın, hiçbir özgür kişi tutuklanamaz, hapse atılamaz, suçlu sayılamaz, mal ve mülkü elinden alınamaz, sürgüne yollanamaz ya da herhangi bir biçimde kötü muameleye uğratılamaz.”
İngilizlerin gurur kaynağı, tarihi sözleşme İngilizce yazılmamıştır!
Magna Carta, Latince yazılmıştır.
Çünkü o dönemde halkın dili İngilizce, ama İngiliz sarayının dili Latince ve Fransızcadır.
Günümüz İngilizleri, Magna Carta’yı yazıldığı dilde, yani Latince okuyup anlayamazlar!
Magna Carta, günümüz İngilizcesine çevrilmiştir, İngiliz halkı Magna Carta’nın İngilizce çevirisini okuyup öğrenirler.
Bugüne kadar hiçbir İngiliz kral ya da kraliçe, başbakan, bilim adamı, siyasetçisi, yazar, sanatçı ortaya çıkıp, “Çocuklarımız Magna Carta’yı özgün dilinde okuyup anlayamıyor, bunu asla kabul edemeyiz! Bundan böyle İngiltere’deki tüm okullarda Latince zorunlu ders olarak okutulacaktır!” dememiştir…
1343 yılında doğup 1400 yılında ölen ünlü İngiliz şair Chaucer, “İngiliz edebiyatının Babası” olarak bilinmektedir.
Chaucer’in en ünlü yapıtlarının başında gelen “Canterbury Masalları”ndan bazı dizeleri aşağıda sunuyorum:
A cook they hadde with hem for the nones
To boille the chiknes with the marybones,
And poudre-marchant tart and galyngale.
Wel koude he knowe a draughte of londoun ale.
He koude rooste, and sethe, and broille, and frye,
Maken mortreux, and wel bake a pye. A shipman was ther, wonynge fer by weste;
For aught I woot, he was of Dertemouthe.
He rood upon a rounce, as he kouthe,
In a gowne of faldyng to the knee.
A daggere hangynge on a laas hadde he
Aboute his nekke, under his arm adoun.
The hoote somer hadde maad his hewe al broun;
If that he faught, and hadde the hyer hond,
By water he sente hem hoom to every lond.
But of his craft to rekene wel his tydes,
His stremes, and his daungers hym bisides,
His herberwe, and his moone, his lodemenage,
Ther nas noon swich from hulle to cartage.
Çok iyi İngilizce bilenleriniz bile yukarıdaki dizeleri anlayamadıysa, tasalanmasınlar!
Çünkü “İngiliz edebiyatının Babası” Chaucer’in bu dizelerini günümüz İngilizleri de sözlük kullanmadan okuyup anlayamazlar!
İngiliz dili büyüyüp gelişmiş, yenilenmiş, ancak Chaucer’in İngilizcesi yaşlanıp geçmişte kalmıştır.
Bugüne kadar hiçbir İngiliz kral ya da kraliçe, başbakan, bilim adamı, siyasetçi, yazar, sanatçı ortaya çıkıp “Çocuklarımız, edebiyatımızın Babası Chaucer’i özgün dilinde okuyup anlayamıyor, bunu asla kabul edemeyiz! Bundan böyle İngiltere’deki tüm okullarda Chaucer dönemi İngilizcesi zorunlu ders olarak okutulacaktır!” dememiştir…
26 Nisan 1564 tarihinde doğan William Shakespeare, İngilizce dilinin en büyük yazarı olarak kabul edilmiştir. Shakespeare’in şiirleri ve tiyatro oyunları dünya edebiyatının başyapıtlarındandır.
23 Nisan 1616 tarihinde ölen Shakespeare, Londra’da Holy Trinity Kilisesi bahçesinde gömülüdür.
Shakespeare’in mezar taşında şunlar yazılıdır:
Good frend for Iesvs sake forbeare,
To digg the dvst encloased heare.
Bleste be man spares thes stones,
And cvrst be he moves my bones.
Çok iyi İngilizce bilenleriniz bile bu mezar taşına yazılı olanları anlamakta zorlanırsa, tasalanmasınlar!
Çünkü günümüz İngilizleri de Shakespeare’in mezar taşını sözlük kullanmadan okuyup anlayamazlar!
Shakespeare’in mezar taşında yazılı olanların günümüz İngilizcesine çevirisi şöyle:
Good friend, for Jesus’ sake forbear,
To dig the dust enclosed here.
Blessed be the man that spares these stones,
And cursed be he that moves my bones.
Bugüne kadar hiçbir İngiliz kral ya da kraliçe, başbakan, bilim adamı, siyasetçi, yazar, sanatçı ortaya çıkıp “Çocuklarımız, Shalespeare’in mezar taşını okuyup anlayamıyor, bunu asla kabul etmeyiz! Bundan böyle İngiltere’deki tüm okullarda Shakespeare dönemi İngilizcesi zorunlu ders olarak okutulacaktır!” dememiştir…
“Dünyada hangi millet vardır ki, dedesinin mezar taşını okuyamaz?” diyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın dünya tarihinden, en azından İngiliz tarihinden haberi olmadığı anlaşılmaktadır.
Osmanlıcanın liselere zorunlu ders olarak konulmasının, “isteseler de istemezlerse de öğrenilecek” dayatmasının yapılmasının akılla, mantıkla ve bilimle hiçbir ilgisi yoktur.
Aslında, Osmanlıca öğretileceği gerekçesiyle, Arap alfabesinin öğrenilmesi, Arap harflerinin kullanılması istenilmektedir.
Cumhuriyet devrimlerine karşı “Karşı Devrim”in son aşamasına geldiğine inanan Osmanlı şeriatçısı Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın hedefinde Türk Dili bulunmaktadır.
Türk dili de yozlaştırılıp arka plana atıldıktan sonra, Osmanlı şeriatının tüm kurum ve kuruluşlarıyla yeniden yapılanmasının önünde hiçbir engel kalmayacaktır.
Türk dilini ve Türk ulusunu bu topraklardan silip atmak isteyenlerin arzuları kursaklarında kalacaktır, bundan hiç kimsenin kuşkusu olmasın…
Yılmaz DİKBAŞ, 21 Aralık 2014
dikbas@kalinka.com.tr
0532 233 31 52