Kürt açılımının ABD'deki adı ne? / Gürbüz EVREN

Forumda gereksiz, yanlışlıkla açılmış veya kilitlenmiş başlıklar buraya taşınır.

Kürt açılımının ABD'deki adı ne? / Gürbüz EVREN

İletigönderen Başkomutan » Sal Haz 29, 2010 15:29

Resim


KÜRT AÇILIMININ ABD’DEKİ ADI NE?


Her ne kadar birçok kez isim değiştirse de, kapatalım yeniden açalım denilse de uzunca bir süredir kamuoyunu meşgul eden “Kürt Açılımı”nın Washington kaynaklı bir proje olduğunu ortaya koyan ciddi kanıtlar vardır. Konuyla ilgili olarak böylesine net ifadeler kullanıldığında ise iktidara yakın çevreler itiraz ederek tepki göstermektedir. Bugüne kadar sanatçılardan (arabeskçiler ve popçular sanatçı olarak var, tek bir ressam ve heykeltıraş yok) sporculara kadar farklı çevrelerden tanınmış isimlerle İstanbul’un hoş mekânlarında düzenlenen kahvaltılı toplantılarda, siyasi parti yöneticileri ve sivil toplum kuruluşlarıyla yapılan görüşmelerde açılım anlatılırken bir kamyon dolusu laf edildi, ama buna rağmen yetkili ağızları dinleyen hiç kimse ne olduğunu ve ne yapılmak istendiğini anlayamadı.


KÜRT AÇILIMINI ANLAMAYA ÇALIŞMAK

Konuyla ilgilenen, araştıran ve sorgulayanların büyük bir bölümü, Kürt açılımının Washington’un dayatması olduğu yönünde değerlendirmeler yapmaktadır. Askeri varlığını sonlandıracağı Irak’taki çıkarlarını gözetmeyi, kuzeydeki Kürt devleti oluşumunu koruyup kollamayı planlayan Amerikan yönetimi arkasında sorun istememekte, bu nedenle de Türkiye’nin Barzani ve PKK ile ilişkilerini kendine göre düzenlemeye çalışmaktadır. İşin özü, ABD’nin isteği, Türkiye’de terör bitsin, kan dökülmesin, Türk-Kürt kardeşliği bozulmasın, Kürtlerin istediği olsun değil, mevcut çıkarlarının zarar görmemesi ve planlarının bozulmamasıdır.

Abdullah Öcalan’ın muhatap alınması, PKK ile masaya oturulması ve onların taleplerinin görüşülüp değerlendirilmesi ise Kürt açılımının olmazsa olmazlarıdır. Aksi takdirde Türkiye’ye terör sopası daha da sert bir şekilde gösterilerek, direnen son kale olan Türk Silahlı Kuvvetleri’nin de er ya da geç evet demesi sağlanacaktır. İşte bu ince hesapları anlamanın yolu Türkiye ve Ortadoğu üzerinde çalışan Amerikan uzmanlara ısmarlanan raporları irdelemekten geçer.

KÜRT AÇILIMINDA HENRİ BARKEY İMZASI

Türkiye doğumlu Amerikan uzman Henri Barkey’in adı özellikle “Kürt açılımı” sürecinde çok sık gündeme geldi. Halen Lehigh Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölüm Başkanlığı görevini yürüten Barkey bir yandan da “Carnegie Endowment” adlı Amerikan düşünce kuruluşunda Türkiye uzmanı olarak çalışıyor.

Aynı zamanda Ortadoğu uzmanı olan ve 2000’li yılların başlarında Amerikan Dışişleri Bakanlığı’nda da görev yapan Barkey’in araştırmaları, çalışmaları ve önerileri Amerikan yönetimi tarafından ciddiye alınıyor, hazırladığı ısmarlama raporlar ise bölgedeki Amerikan politikalarına yol haritası çiziyor. Her ne kadar kabul etmese de Henri Barkey bir diğer Amerikan uzman David Phillips gibi Kürt açılımının önemli mimarlarından biridir.

Henri Barkey, içeriği Kürt açılımı olan bir rapor üzerinde Amerikan Başkanı Obama’nın Nisan 2009’daki Türkiye ziyareti öncesinde çalışmaya başlamıştı. Aynı yılın Haziran ayında Amerikan Dışişleri yetkililerinin ve Savunma Bakanlığı Pentegon’un değerlendirdiği rapor, Ekim 2009’da son haliyle Beyaz Saray’a teslim edildi.

KÜRT AÇILIMININ ABD’DEKİ ADI “KÜRDİSTAN’DA ÇATIŞMAYI ÖNLEMEK”

Başkan Obama’ya tavsiyelerin yer aldığı 67 sayfalık “Kürdistan’da çatışmayı önlemek” başlıklı raporda öyle bölümler ve ifadeler var ki, bunlar açılım sürecinde Türkiye’de yaşanan birçok gelişmenin anlaşılmasına yardımcı olmakla kalmayacak, soru işaretlerini de ortadan kaldıracaktır. Söz konusu rapor diğer Amerikan uzman David Phillips’in (aynı zamanda Ermenistan açılımının mimarı) Ekim 2007’deki “PKK’nın Silahsızlandırılması” başlıklı raporuyla birlikte değerlendirildiğinde ise “Kürt açılımı = PKK ve Öcalan açılımı mı” sorusu ortaya çıkacaktır. Tercümesini yaptıktan sonra herkesin anlayabileceği bir dil kullanarak olabildiğince özetlediğim Barkey raporunun çarpıcı bölümleri şöyle:

    1- Kürt sorunu Amerika Birleşik Devletleri açısından yaşamsal olan birçok konuyla bağlantılıdır.

    2- Türkiye ve Bölgesel Kürt Yönetimi’nin işbirliği yapmalarına yardımcı olmak Amerika Birleşik Devletleri’nin başarısı için önemlidir.

    3- Ankara-Bağdat işbirliği, uzun vadede İran’a karşı denge olarak hizmet görebilir. Böyle bir eksenin olabilmesi için Türklerin Erbil’e gitmeleri gerekir.

    4- Washington, Türkiye’nin Irak’ta yapıcı bir rol oynamasını istemelidir.

    5- Türkiye’nin Federal Irak modelinden duyduğu rahatsızlık giderilmelidir. Türkiye’nin Kuzey Irak açılımının ve Federal Irak’ı yavaşça kabulünün kırılganlığı da dikkate alınmalıdır.

    6- Türkiye’de, Bölgesel Kürt Yönetimi ve Kürtlerle ilişkilerin iyileştirilmesine karşı çıkan muhalefet, ulusalcılar ve asker arasında önemli bir yere sahiptir.

    7- Türkiye’nin Irak Kürtlerine verebileceği garanti, Kürtlerin kendilerini komşularından yana güvensizlik içinde hissetmelerini engelleyecek koruyuculuktur.

    8- Türkler, potansiyel bir Kürt bağımsızlığını aşırı abartıyorlar. Türkiye-Amerika Birleşik Devletleri-Bölgesel Kürt Yönetimi üçgenindeki mevcut rahatsızlık, Türkiye’nin kendi Kürt sorunundan kaynaklanmaktadır.

    9- PKK’ya silah bıraktırmak ciddi bir planlamayı ve Iraklı Kürtler, Türkler ve Amerikan Yönetimi arasında eşgüdümü gerektirir.

    10- İlk adım, Türkiye ve Bölgesel Kürt Yönetimi arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesidir. İkinci adımda, Türkler af kanunu çıkarmalıdırlar. Üçüncü adım ise, Bölgesel Kürt Yönetimi ve Amerika Birleşik Devletleri’nin, PKK’dan kopanlara gelecekleriyle ilgili garantileri sağlamasıdır.

    11- Irak’taki Amerikan temsilcileri, PKK’nın silah bırakmasına eşlik edecek mekanizmalar için gerekli adımları atmalıdır.

    12- PKK’lılar silahları Amerikan yetkililere teslim etmeli, Türk meslektaşları da durumu izlemelidir. Süreç kamuoyunun gözleri önünde olduğu takdirde Türk kamuoyu, bunun gerçek olduğuna inanacaktır. Silahların teslim edilmesi televizyondan yayınlanabilir.

    13- PKK liderliğinin af kapsamı dışında kalması muhtemeldir. Onlar için bölge dışına çıkabilecekleri geçiş izni ya da belgesi sağlanabilir.

    14- Amerika Birleşik Devletleri, bu sürece Avrupa’nın katılımını da sağlamalıdır. Avrupa ülkeleri, silah bırakma süreci başladığında, PKK’nın dernek ve işletmeler şeklinde iyi örgütlenmiş altyapısına karşı daha katı düzenlemeler getirmelidir. Ayrıca, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin hukuk dışı bulduğu yöntemlerle hapse atılmış PKK üyelerinin durumunu gözden geçirmeye ikna etmek için Avrupa Birliği, üyelik bağlamında Türkiye üzerinde nüfuz kullanabilir.

    15- Avrupa, PKK liderliği için son durak da olabilir. Bu durumda, ev sahibi ülke, gelecekte hiçbir siyasi eyleme girmemeleri için gereken dikkati göstermelidir.

    16- Obama yönetimi, Ankara’nın terörle mücadelesine ve Avrupa Birliği üyeliğine destek vermeyi sürdürmelidir. Kürt sorununa dair bir çözümün demokratik araçlarla olması gerektiğini vurgulamalıdır.

    17- Mademki Türkiye’nin uzun vadede Avrupa Birliği üyeliği Kürt sorununu nasıl çözdüğüne bağlı bir seyir izleyecek, Amerika Birleşik Devletleri de aynı şekilde Türkiye’nin Avrupa Birliği üyeliğine verdiği desteği, Kürt azınlığıyla uzlaşma yönünde gerçek çabalar sergilemesi şartına bağlayabilir.

    18- Amerika Birleşik Devletleri ve Avrupa şiddet karşıtı Türkiyeli Kürt liderlerle ilişki kurmalıdır.

    19- Washington, Türkiyeli Kürtlerin silahlı mücadeleyi terk etmeleri için Iraklı Kürt liderlerin yardımına da başvurabilir, çünkü Türkiye’deki silahlı mücadele istenen sonuçları almayacağı gibi, Irak Bölgesel Kürt Yönetimi’ni de tehlikeye düşürecektir.

    20- Washington, Türkiye’ye siyasal reform yapılması, insan hakları ve demokratik özgürlüklerin ilerletilmesi için de baskı yapmalıdır.

    21- Türkiyeli Kürtlerin bağımsızlık eğiliminde olmadıkları söyleniyor. Kürtler, Türkiye Avrupa Birliği yolundayken bağımsız olmaya veya Irak’taki Bölgesel Kürt Yönetimi’ne katılmaya niçin çalışsınlar ki. Ama 15 veya 20 yıl sonra bu bağların ve düşüncelerin değişmeyeceğini kim söyleyebilir
    ?

BARKEY RAPORU KÜRT AÇILIMININ YOL HARİTASI MI?

Yukarıda numaralandırdığım bölümlerle ilgili değerlendirme yapmak yerine kimi olaylarla olan bağlarını anımsatmaya çalışacağım. Her bir madde çok önemli, ama özellikle 1’inci madde Kürt açılımıyla ilgili gelişmelerin özeti değil mi?

Sonra 2 ve 3’üncü maddeleri Türkiye’nin geçtiğimiz Mart ayında Erbil’de konsolosluk açmasıyla birlikte düşündüğünüz de ne görüyorsunuz? Yedinci maddeyi okuduğunuz da ise ABD’nin Irak’taki askeri varlığının sonuçlanmasının ardından Türkiye’ye vermek istediği koruyuculuk rolünü anımsayacaksınız.

Kürt açılımının aslında PKK ve Öcalan açılımı olup olmadığına da 9, 10, 11, 12, 13, 14 ve 15’inci maddeleri bir kez daha okuyarak karar vereceksiniz. Bu arada, 12’inci maddede önerilenlerin, Kandil ve Mahmur’dan Habur’a gelenlerle ilgili sahneler ve gelişmelerle bir bağlantısını kurmaya çalışın.

Ergenekon adı verilen davaya dâhil edilenleri 6’ıncı maddenin ışığında düşünün. Son olarak ise 21’inci maddeye dikkatinizi çekeyim. Burada, “Büyük Kürdistan” nihai hedefinden söz ediliyor olabilir mi diye düşünmeden edemeyeceksiniz.


Yakında sizlerle paylaşacağım bir başka rapor ise Kürt açılımının ne olduğunun daha iyi anlaşılması bakımından büyük yarar sağlayacaktır.





Gürbüz EVREN
Odatv.com
29.06.2010
Cebren ve hile ile aziz vatanın bütün kaleleri zaptedilmiş, bütün tersanelerine girilmiş, bütün orduları dağıtılmış ve memleketin her köşesi bilfiil işgal edilmiş olabilir.Bütün bu şerâitten daha elîm ve daha vahim olmak üzere, memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hattâ hıyanet içinde bulunabilirler!

Eğer bir milletin kurtarıcıya gereksinimi yoksa artık millet olmuştur
Sakın kurtarıcı bekleme‚ yoksa sana karşı olan vazifemi yapamadım sayarım

Türk milletinin büyük millet olduğunu bütün medeni alem, az zamanda, bir kere daha tanıyacaktır

Beni hatırlayınız
Kullanıcı küçük betizi
Başkomutan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 2297
Kayıt: Pzt Eki 12, 2009 23:24

Re: Kürt açılımının ABD'deki adı ne? / Gürbüz EVREN

İletigönderen Türk-Kan » Pzr Tem 04, 2010 8:06

İlgili başlığa taşındı: acilim-in-ispati-dosyasi-t22383.html#p138840
Türk Genci, devrimlerin ve cumhuriyetin sahibi ve bekçisidir. Bunların gereğine, doğruluğuna herkesten çok inanmıştır. Yönetim biçimini ve devrimleri benimsemiştir.

Bunları güçsüz düşürecek en küçük ya da en büyük bir kıpırtı ve bir davranış duydu mu, "Bu ülkenin polisi vardır, jandarması vardır, ordusu vardır, adalet örgütü vardır" demeyecektir. Elle, taşla, sopa ve silahla; nesi varsa onunla kendi yapıtını koruyacaktır.
Kullanıcı küçük betizi
Türk-Kan
Kuvva-i Milliye
 
İletiler: 6735
Kayıt: Pzt Şub 19, 2007 20:56


Şu dizine dön: Güncel Meydan Çöp Tenekesi

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x