ABD ikna edilmeden Kandil’e girilemez!Türk milletinin “PKK’lı hainlerin yuvası dağıtılsın” talebi, AKP iktidarının derin sırrını ortaya çıkardı
Gündeme bomba gibi düştü
BBP lideri Mustafa Destici tarafından kamuoyuna aktarılan, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in ise, “Farklı anlamlar yüklendi” dediği sözler, gündeme bomba gibi düştü: ABD ikna edilmeden Kandil’e girilemez! İddialara göre Özel, hainlerin yuvasının dağıtılmasının diğer şartlarını şöyle sıraladı: Devlet kararı olmalı ve muhtemel ağır kayıplara karşı kamuoyu hazırlanmalı...
Teslimiyet belgesi imzalasınlarTürk Silahlı Kuvvetleri’nin, PKK’lı hainlerin yuvası olan Kandil’i yok edebilecek güce sahip olduğunu da vurgulayan Orgeneral Özel’in ifadeleri, iktidar tarafından derin bir sessizlikle karşılandı. En sert değerlendirme ise AKP’yi hedef alan MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’dan geldi: Milletin iradesi doğrultusunda hareket etmeyeceklerse o zaman teslimiyet anlaşması imzalasınlar.
CHP: Operasyon için desteğe varızCHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, “Kandil için Silahlı Kuvvetler ne yapması gerekiyorsa yapmalıdır. Bunun için ne talep ediyorsa devlet kararı ise devlet kararı, bunların hepsi yapılmalıdır. Türkiye Kuzey Irak’ta oyalanmaktadır. Hangi desteğe ihtiyaç duyuyorsa silahlı kuvvetlerimiz, bu destek kendisine tartışmasız verilir” dedi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Özel’den geciken tarihi itiraf:
Kandil’e ancak ABD ikna edilirse gireriz!Orgeneral Necdet Özel, Dağlıca baskınından bir gün önce BBP lideri Destici’yi kabulünde terör yuvası Kandil’e girmenin şartlarını şöyle sıraladı: Devlet kararlı olmalı, ABD ikna edilmeli, kayıplara karşı hazırlıklı olunmalı
Hakkari’deki hain saldırıda şehit olan 8 Mehmetçiği toprağa verdiğimiz gün, Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’den “itiraf” gibi geciken açıklama dün kamuoyuna yansıdı:
Kandil’e girmemiz 3 şarta bağlı. Devlet kararı olmalı, ABD ikna edilmeli, ağır kayıplara karşı kamuoyu hazırlıklı olmalı... Orgeneral Özel, bu değerlendirmeyi Hakkari’de 8 askerin şehit olduğu saldırıdan bir gün önce BBP Genel Başkanı Mustafa Destici’ye yaptı.
YENİÇAĞ, geçtiğimiz yıl Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 13 şehit verdiğimiz menfur saldırıdan hemen sonra, AKP iktidarının yaptığı üçlü anlaşmaya göre Türkiye’nin ABD’den izin almadan Kandil’i vuramayacağını yazmıştı. Başbakan Erdoğan, Meksika’da ABD Başkanı Obama ile yaptığı 40 dakikalık görüşmede Suriye, İran ve Irak’taki gelişmeleri ele alıp, Kuzey Irak’taki PKK belasından tek kelime söz etmemişti.
Zayiat ağır olurMuhsin Yazıcıoğlu’nun hayatını kaybettiği helikopter kazasıyla ilgili ortaya atılan iddialara ilişkin Orgeneral Özel’le görüşmek için Genelkurmay Karargahı’na giden Destici, şunları anlattı: “Sayın Genelkurmay Başkanımızı ziyarete gittiğimizde konuyu PKK terörüne de getirdik. Sanki içimize doğmuş gibi... Hain saldırılara, son günlerde birer birer verdiğimiz şehitlere dikkat çektim. ‘Paşam, onlarca şehit veriyoruz. Bunun kaynaklandığı yer belli. Kandil’e girip, bu işi kökünden toptan çözebiliriz diye düşünüyorum.
Kandil’e girip, çözemez miyiz?’ diye sordum. Bana şu yanıtı verdi: ‘Elbette gireriz. Eğer siyasi irade bunun için karar verir, uluslararası alandan gelecek baskıyı göze alır ve karar verirse, biz Kandil’e kadar gider, içine gireriz. Bir zayiat olmaz mı? Askeri harekat bu, elbette olur. Az mı olur, çok mu olur bunu kimse bilemez. Ama siyasi irade bunu da dikkate almak zorunda. Bizim işimiz en az zayiat vermeyi sağlamaktır. ABD’nin buna rıza göstermesi de şart’ dedi. Paşanın rahatsız olduğu bir diğer nokta da, Genelkurmay Başkanlığı’nın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmak istenmesi.
TSK’nın siyasete müdahale etmesinin önüne geçmek gerekçesiyle Genelkurmay’ın Milli Savunma Bakanlığı’na bağlanmasına neden karşı olduğunu şöyle anlattı: ‘1949-1960 yılları arasında Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlıydı. Ne oldu 1960’da?. Benim asıl endişem şu: Genelkurmay, Milli Savunma Bakanlığı’na bağlandığında TSK siyasileşir. Bazı bakanlıklarda olduğu gibi personel, iktidar hangi siyasi partideyse onun elemanı gibi çalışmaya başlar. Bu da gayet normal. Ancak bu askeri anlamda birçok zafiyeti beraberinde getirir.’ Bu değerlendirmeden sonra ben de kendisine hak verdim.
“Üzüntüyle karşılandı”Bu arada, Genelkurmay’dan yapılan açıklamada, “Ziyarette görüşülen konuların farklı anlamlar yüklenerek değişik söylem ve ifadelerle medyada yer alması üzüntü ile karşılanmıştır” denildi. BBP lideri Destici de, “Görüşmede bize emanet edilen hiçbir husus kamuoyuyla paylaşılmamıştır. Benim açıklamalarım Sayın Özel’in açıklamaları gibi sunulması bizi de rahatsız etmiştir” diye konuştu.
Uludere’de terörist de vardıGenelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in Destici ile yaptığı görüşmede, “Uludere olayında ölenler arasında silahlı teröristler de vardı. Biz ulaştığımızda silahlar toplanmıştı. Bu gerçekler yakında ortaya çıkar” dediği öğrenildi. 28 Aralık 2011’de Irak sınırları içinde hududa doğru bir grubun hareket halinde olduğu İHA’lar tarafından tespit edilmiş, bölgenin teröristler tarafından sıkça kullanılan bir yer olması ve geceleyin hududumuza doğru bir hareketin tespit edilmesi üzerine hava kuvvetleri uçakları ile ateş altınmış, 34 kişi hayatını kaybetmişti.
Genelkurmay’dan yapılan açıklamada şöyle denilmişti: “Olayın meydana geldiği yerin bölücü terör örgütünün ana kamplarının konuşlu olduğu, sivil yerleşim bulunmayan, Irak kuzeyindeki Sinat-Haftanin bölgesidir. Terör örgütü elebaşılarının son dönemde verdikleri kayıplar için gruplara misilleme talimatı verdikleri ve bu doğrultuda özellikle sınır ötesinde Sinat-Haftanin’e takviye maksadıyla çok sayıda terörist gönderildiği bilgisi alınmıştır. Geçmişte bölücü terör örgütü tarafından gerçekleştirilen saldırılarda, teröristlerin, kullandığı ağır silah, cephane ve patlayıcıları yük hayvanları ile Irak’tan getirerek sınırdan içeri soktukları, teslim olan terörist ifadelerinden bilinmektedir. Bölücü terör örgütü mensuplarının, Kuzey Irak’tan gelerek hududumuza yakın karakol ve üs bölgelerimize eylem yapacağına dair istihbaratın artması üzerine, keşif ve gözetleme gayretleri sınır boylarında artırılmıştır.”
Getirsinler, teslimiyet belgesini de imzalasınlarMHP’ Vural, Genelkurmay Başkanı Özel’in Kandil’e müdahalenin ABD iznine bağlı olduğunu söylemesine, “Türk milletinin iradesinin üstünde bir irade yoktur” diye tepki gösterdi.
Genelkurmay Başkanı Orgeneral Necdet Özel’in, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin, Kandil’e girmesini ” Devletin kararı “, ” ABD’nin onayı “ ve ” kamuoyunun acı kayıplara hazırlıklı olması “ şartlarına bağlamasına MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural’dan sert tepki geldi. YENİÇAĞ’ın, Necdet Özel’in açıklamalarıyla ilgili değerlendirmesini sorduğu Vural, Türkiye’nin milli menfaatleri’nin yabancıların istek ve arzularına terk edilemeyeceğini belirterek, ” Bu konuda TBMM’nin kararı var zaten. Türk milletinin iradesinin önünde başka bir irade yoktur. Dolayısıyla bu konuda milletin verdiği istikamet doğrultusunda hareket edilmesi gerekir “ diye konuştu. Yapılması gerekenin Kandil’deki terör yuvalarının yerle bir edilmesi olduğunu belirten Vural şöyle dedi: ” Devlet, mazeret aramak yerine bunları çözmek için vardır. Çözemiyorsa çözecek olan gelir. Bu söylenenler talimattır devlete. Devleti kim yönetiyor. Milletin iradesi doğrultusunda hareket etmeyeceklerse o zaman getirsinler teslimiyet belgesi anlaşması imzalasınlar.
Çözüm dayatmasıVural, dün ayrıca TBMM’de düzenlediği basın toplantısında da değerlendirmelerde bulundu. Vural, “Türkiye’yi yöneten iradenin ne kadar aciz olduğunu”, “kafasını nasıl kuma gömdüğünü”, “nasıl bir teslimiyetçi anlayışa sahip olduğunu” ortaya koyduğunu söyledi. Vural, millete çözüm dayatması yapıldığını belirterek, şöyle konuştu: “Büyük Ortadoğu Projesi çerçevesinde Suriye’yi öncelikli mesele olarak gören hükümet, malesef Türkiye’nin birlik ve bütünlüğüne kasteden bölücü terör örgütünü birinci mesele olarak görmemektedir. PKK vuruyor, AKP açılım yapıyor, CHP açılım ortağı oluyor. Malesef bugün Türkiye Cumhuriyeti siyaseti, hükümeti, demokrasisi, hukuk devleti PKK tarafından adeta rehin alınmıştır. Bugün terörle mücadele değil, aslında terörün siyasal amaçlarına devleti ve milleti teslim etme gayretine girilmiştir. İşte terörü azdıran budur. PKK’nın silahlı olarak yapmadığını silahsız olarak yapması için bu millete çözüm dayatması yapıyorlar.”
Yetkiyi sorduVural, gelinen noktada yapılanların Türkiye’yi teröre teslim etmek, terör örgütünün isteklerini yerine getirmek, düşmanı güldürmek dostu ağlatmak, sıfır terörle aldığınız ülkeyi terör girdabına sokmak, ’açılım’adı altında terörü meşrulaştırmak, PKK’yı muhatap almak, KCK’ya mihmandarlık, İmralı Kandil arası postacılık, Obama’ya taşeronluk yapmak olduğunu söyledi. PKK’nın bertaraf edilmesi için hükümete yetki verdiklerini belirten Vural, hükümetin teröre karşı siyasi iradesinin nerede olduğunu sorarak “Kandile Türk bayrağı dikilmesinden niye rahatsız oluyorsunuz? Kaçakçılığın PKK’yı beslemesini niye durdurmuyorsunuz? Niye istihbarat toplamıyorsunuz” diye konuştu.
Kalleşlerle müzakereVural, iktidarın güvenlik güçlerinin moral ve motivasyonunu da bozduğunu belirterek, “Dağlardaki teröristlere karşı mücadele sürerken Başbakan özel temsilcisinin kendisine kurşun sıkanlarla birlikte görüşme yaptığını biliyorsa hangi düşüncede olur. Oslo’da görüşüyorsunuz, kalleşlik yapanlarla oturuyor müzakere ediyorsunuz, sonra o ölen Mehmetçiklerin analarının gözyaşı üzerinden açılım ve çözüm pazarlıyorsunuz” diye konuştu.
Bu nasıl bağımsızlık?CHP Aydın Milletvekili Metin Lütfi Baydar, Kandil’e müdahale için şartları Genelkurmay Başkanı’nın söylemesinin gerçekten üzücü olduğunu belirterek, ”Türkiye Cumhuriyetinin bağımsız olduğu konusundaki endişelerimizi dile getirdiğimiz zaman ne derece haklı olduğumuzun göstergesidir diye üzülüyorum. Bu sorunun çözülmesi konusunda söyleyebileceğim tek şey toplum artık bu sorunun çözülmesini istiyor“ dedi.
Müttefiksen gereğini yapEmekli Tümgeneral Erdal Sipahi de çözüm yerinin Kuzey Irak olduğuna vurgu yaptı. Sipahi, ”Kuzey Irak’a girilmeden, kapsamlı geniş bir operasyon yapılmadan Kandil’deki bataklık kurutulamaz. Bu işin çözümü Kuzey Irak’tır. Gayet tabii yurt içindeki operasyonlarda sürecektir ama dikkat ederseniz terörle mücadelede Kuzey Irak’a her üç ayda bir düzenli operasyonlar yapılmıştır. AKP iktidarı döneminde ise uzun zamandır operasyon yapılmıyor“ diye konuştu. Sipahi, terörle mücadele konusunda her türlü işbirliğinin ABD ile sağlandığına dair hükümetin onlarca açıklamasının olduğunu hatırlatarak, ”Madem müttefik, o halde gereğini yapsın“ dedi.
Türkiye, Kuzey Irak’ta oyalanıyorCHP Grup Başkanvekili Akif Hamzaçebi, TBMM’de düzenlediği basın toplantısında, Dağlıca’daki hain saldırıyla ilgili değerlendirmelerde bulundu. Hamzaçebi, bir soru üzerine, “Kandil için Silahlı Kuvvetler, ne yapması gerekiyorsa yapmalıdır, bunun için ne talep ediyorsa -devlet kararıysa, devlet kararı- yapmalıdır. Türkiye, Kuzey Irak’ta oyalanmaktadır. Kamuoyuna yapılan açıklamalar, sağlıklı değildir. Barzani’nin destek vereceği şeklinde açıklamalar yapılıyor. Yıllardır, o yönetim Kuzey Irak’ta. Türkiye, yıllardır terör örgütü konusunda Kuzey Irak’ta oyalanıyor. Terör örgütünün dış desteği kesildiği an, Türk Silahlı Kuvvetleri gerekli, etkili harekatı orada yapabilecektir. Silahlı Kuvvetlerimiz, hangi desteğe ihtiyaç duyuyorsa, bu destek kendisine tartışmasız verilir” dedi.
Terörle çözüm olmazHakkari’nin Yüksekova ilçesindeki Dağlıca Yeşiltaş Karakolu’na PKK terör örgütünün saldırısı sonucu şehit olan 8 askere Allah’tan rahmet dileyen Akif Hamzaçebi, “Terörü vasıta kılan kimlik politikalarının, Türkiye’ye ve adına hareket ettiğini söylediği halka, vereceği hiçbir şey yoktur. Terörle, Türkiye Cumhuriyeti’nden bir şey alacağını zannedenler, o örgüt, bu yolla Türkiye Cumhuriyeti’nden hiçbir şey elde edemeyecektir. Tam tersine terör, sorunun çözümünü çıkmaza sokan bir araçtır” diye konuştu.
Kahramanlar 31 terörist öldürdüGenelkurmay Başkanlığı, Dağlıca saldırısıyla ilgili yeni bir açıklama yayınladı. Açıklamada, operasyonlarda 31 teröristin öldürüldüğü belirtildi. Açıklamada şöyle denildi: “Yeşiltaş Jandarma Karakolu, 3 Mayıs’ta Jandarma Genel Komutanlığı tarafından kapatılmıştır. Teröristlerin geçiş güzergâhını kontrol altına almak maksadıyla eski Yeşiltaş Jandarma Karakolu binası ana üs bölgesi olarak kullanılmak suretiyle bölgede bir piyade taburu 12 Mart 2012’den itibaren görevlendirilmiştir.
52 tam teçhizatlı personelAnılan birliğin, personeli ve her türlü silah, araç ve gereci tamdır. Ayrıca iki adet tank, altı adet havan silahı, iki adet Kobra ve iki adet Kirpi zırhlı aracı bulunmaktadır. Saldırıya uğrayan yer, sabit karakol olmayıp, Yeşiltaş ana üs bölgesinin hemen güneyinde, Dağlıca ana ikmal yolunun ve piyade taburunun yakın emniyetini sağlayan, 52 personel ve bir tankın görev yaptığı tahkim edilmiş geçici üs bölgesidir. Birlik personeli tarafından gece görüş vasıtalarıyla tespit edilen teröristlere ateş açılmış ve bu silahlı mücadelede 15 terörist silahları ile birlikte ölü olarak ele geçirilmiştir. Saldırı sonrasında teröristlerin kaçış bölgelerine bir Özel Kuvvetler Taburu ile bir Jandarma Özel Harekât Taburu havadan indirilmiş ve takip harekatı başlatılmıştır. İndirilen kuvvetler, teröristlerle sıcak temasa girmiş ve 11 terörist daha etkisiz hâle getirilmiştir.
21 Haziran’da 5 terörist daha etkisiz hâle getirilmiştir. Saldırı sırasında ve sonrasında çıkan çatışmalarda, toplam 31 terörist silah ve malzemeleri ile birlikte ölü olarak ele geçirilmiş, 1 terörist ise sağ olarak yakalanmıştır. Olayda, 8 askerimiz şehit olmuş, ikisi ağır olmak üzere 19 askerimiz hafif şekilde yaralanmıştır. Bu faaliyetle koordineli olarak Irak kuzeyindeki terörist hedefleri Hava Kuvvetlerimiz tarafından başarılı bir şekilde ateş altına alınmıştır. Saldırı olayında herhangi bir ihmalin bulunmadığı belirlenmiş olup, saldırıya uğrayan birlik, kahramanca mücadele ederek 15 teröristi mevzilerin önünde ve hemen civarında etkisiz hâle getirmiştir. Saldırı esnasında TSK insansız hava aracı Çukurca bölgesinde görev yapmakta iken olayın duyulması üzerine derhal olay mahalline intikal ettirilerek görüntü aktarması sağlanmıştır.”
YENİÇAĞ, 21 Haziran 2012TARİH 1 MAYIS 2010 VURUN ARTIK ŞU KANDİL'İ!TARİH 8 TEMMUZ 2011 ALLAH’TAN KORKUN!
ABD ambargosu...YP Genel Başkanı Tantan’ın, “AKP’nin Kandil’e girmekten korkmasının nedeni, PKK’yı kullanan gücün kendisini de iktidara getiren kuvvet olması mı?” sorusunu manşetten duyurmuştuk...İktİdarIn, ABD ve K. Irak’la yaptığı üçlü anlaşmaların terörle mücadelede Mehmetçiğin elini kolunu bağladığını, “TSK Kandil’i vuramaz” manşetiyle okuyuculara sunmuştuk.
Irak’la yapılan anlaşma TSK’nın yolunu kestiAKP hükümetinin elindeki tezkereye rağmen TSK’yı Kandil’e sınır ötesi operasyona yönlendirmemesinin nedeninin 2007’de imzalanan skandal anlaşma olduğu belirtiliyor. Türkiye, iktidarın 2007’de “Türkiye ile Irak Arasında Terörle Mücadele Anlaşması”nı imzalamasıyla uluslararası anlaşmadan doğan hakkını kaybetti ve TSK’nın elini kolunu bağladı. Kandil’i zırhlandıran, Mehmetçiğin elini kolunu bağlayan anlaşmanın imzalanmasına giden yolda ilk adımı Başbakan Tayyip Erdoğan attı. 7 Ağustos 2007’de Irak Başbakanı Maliki kalabalık bir heyetle Ankara’ya geldi. Erdoğan ve Maliki’nin imzaladığı metin ile iki ülkenin iki ay içinde terörle mücade anlaşması imzalaması karar bağlanmıştı. Mutabakat muhtırasında “İki Başbakan PKK terör örgütü dahil olmak üzere Irak’ta faaliyet gösteren tüm terör örgütlerinin mevcudiyetlerine son verilmesinde çaba göstermeye mutabık kalmışlardır... İki Başbakan ’Terörle Mücadele işbirliği Anlaşması’çalışmalarının hızlandırılarak iki ay içinde sonuçlandırılması talimatını vermiştir” ifadeleri yer alıyordu.
Tantan daha önce iktidarı uyarmıştı:
ABD’yi değil Mehmetçiği koru!Yurt Partisi Genel Başkanı Sadettin Tantan, geçtiğimiz yıl Diyarbakır’ın Silvan ilçesinde 13 askerimizin şehit edilmesinden önce AKP iktidarını uyarmış ve “Amerikalıyı değil, Mehmetçiği koru” demişti. Tantan, iktidara “Taşeron siyasetten kurtul” çağrısında da bulunmuştu. Terör saldırılarının artmasından hükümetin “PKK ile mücadele yerine müzakere” politikasını sorumlu tutan Tantan, Kandil’e müdahale edilmemesine de tepki göstermişti. Türk siyasetinin artık taşeron siyasetten kurtulması gerektiğini vurgulayan Tantan, iktidarı şu sözlerle eleştirmişti: “Kendi yarattığı El-Kaide, Kaddafi gibi isimleri yine kendi menfaatleri için ortadan kaldıran ama senin Kandil’e operasyon yapmanı engelleyen ülkelerle, Libya ve Suriye için toplantı yapıyorsun. İşin acı yanı, Libya Suriye toplantısını yaparken, 13 şehit olayının ardından Meclis’i tatil ediyorsun. Türkiye topraklarında füze kalkanına neden onay veriyorsun. İran’dan bir tehdit mi var. Neden, Kandil’e giremiyorsun? Neden korkuyorsun.”
Bazı yanlışların düzeltilmesinde, gerçeklerin açıklanmasında fayda olduğunu kaydeden Tantan, “Terörle mücadele sadece askerinmiş gibi kamuoyunda yanlış bir kanı var. Yasal mevzuatlar ortada ve terörle mücadele siyasi iktidarın görevi” demişti.
ABD ‘gir’ dedi girdik, ‘çıkın’ dedi çıktık!2008’de K. Irak’a düzenlenen ve “Güneş Harekâtı” adı verilen operasyonun erken bitirilmesi tepkiyle karşılanmıştı. Dönemin Genelkurmay Başkanı Orgeneral Yaşar Büyükanıt, “Operasyona biz son verdik” derken, ABD basını, “Operasyonu Bush bitirdi” yorumlarıyla duyurmuştu. Orgeneral Büyükanıt’ın “Operasyon bir gün de sürebilir, bir yıl da” açıklaması üzerine terör uzmanları operasyonun bitirilmiş olmasının psikolojik olarak iyi sonuçlar doğurmadığını, çekilme zamanlamasının yanlış olduğunu, güvenirlilik ve bağımsızlık açısından yararlı olmadığını savunmuşlardı. Operasyonun erken bitirilmesine siyasilerden de tepki gelmiş, hükümete, “Operasyonda arzulanan hedefe ulaşıldı mı, PKK terör örgütü tamamen bitirildi mi, bundan sonra yüreklerimize ateş, ocaklarımıza acı düşüren şehit cenazeleri son bulacak mı, harekât, belirlenen hedefe ulaşıldığı için mi, yoksa ABD istediği için mi sona erdirildi” soruları yöneltilmişti. Sınır ötesi harekatta 240 terörist öldürülmüş, 24’ü asker ve 3’ü Geçici Köy Korucusu olmak üzere, 27 güvenlik görevlisi şehit olmuştu.
YENİÇAĞ, 21 Haziran 2012