Suriye İçin Münafıklar Sofrası
Şamlıların aptallar ve ukalâlar için kullandıkları bir deyimleri vardır: “İnfişo va şuf ma ajhaşo – şişir ve nekadar aptal (eşek) olduğunu gör”. Şişirme ve gaz verme taktiklerinde Batılıların ve yerli yalakalarının, üstüne yoktur, ellerine kimse su dökemez. Ekonomik maslahatları için her toplumsal yapıya ve nabza uygun şerbet vermede üstlerine yoktur, mahirdirler.
Siyonist İsrail’in Başbakan yardımcısı Şaul Mofaz ABD’de büyük yumurtlamış: “Türkiye bölgesel bir süper güçtür” demiş. İngiliz, Fransız, Katarın el-Ceziresi, Suudi Krallığının el-Arabiyesi ve ABD basını Suriye muhalefetine silah, lojistik destek ve her türlü siyasi-istihbarat desteği vermesi için aylardır Erdoğan-Davutoğlu rejimine gaz vermektedir. Arkasındaki hinlik malum.
Boyalı basının kaşarlı amirali, amiralin bilmem nesi, olarak bilinen hürriyetten yoksun “Hürriyet” gazetesi, Türklerin Atatürk ve bayrak sevdasını nasıl istismar ettiğini hatırlayınız. Gazetenin sol baş köşesine “Türkiye Türklerindir” yazan ve senelerce “ırkçı-faşist” terbiyeye katkı yapan bu gazete bugün Leyla Zana’nın ABD’nin talimatları doğrultusunda “Kürt Çözümü” açıklamalarını çarşaf çarşaf veriyor. Bilmem hangi Amiralin gemisi olan bu gazete amiralin çıkarlarına uygun bazen “milliyetçi” bazen de “bölücü” şırıngasını enjekte ediyor. “Libya’ya bomba varda Suriye’ye niçin yok” diyecek kadar salyalı cani. Öldürülen her Suriyelinin kanından sorumlu ve bunun hesabını mahkeme önünde mutlaka vermelidir.
ABD savunma bakanı eski CIA şefi Panetta nazırı Türkiye Savunma Bakanı İsmet Yılmaz, Dış İşlerine Bakan sıfır politika uzmanı Davudoğlu ve Genel Kurmay Başkanı Necdet Özel ile yaptığı görüşme esnasında:
“ iki ülke arasındaki ilişkilerin, uzun vadede hem iki ülkenin hem de dünyanın güvenliği açısından hiç bu kadar kritik önem taşımadı, Türkiye ve ABD’nin askeri alanda güçlü işbirliği ve bağlar inşa etti, dünyanın birçok yerinde birlikte çalıştılar... Türkiye ile İsrail’in de bir araya gelip, ilişkilerini onarmanın yollarını bulması çok önemli...Türkiye ve İsrail, birçok değeri paylaşan ve Ortadoğu’nun barış ve istikrarında çıkarı bulunan iki güçlü demokrasi ...” demiş. Lafa bak hizaya gel. Milletin zekası ile alay eden asrın nüktesi bu olsa gerek.
“Dünyanın güvenliğive barış, bölgenin istikrarı” sözü ne kadar masum bir deyim. Dünyanın güvenliğine, istikrarına, huzuruna, adaletine ve ekonomik büyümesine daim tecavüz etmiş, tarihleri talan, işgal, katliam, terör, işkence ve soykırım olanlar, doğayı kirletenler, havayı pisletenler, enerji kaynaklarını pervasızca kullanıp tüketenler, toplumları bir tüketim canavarına dönüştürenler, demokrasinin ırzına geçip mafyokrasi prensiplerini tesis edenler, ölüm makineleri işlevi gören karanlık şirketlerine devşirdikleri profesyonel canileri vasıtasıyla Bağdatta, Halepte, Peygamber diyarı Şamda tonlarca patlayıcı kullanarak canları paramparça edenler, bilim insanlarına, hoşgörü ve muhabbet dili kullanan din adamlarına suikastlar, petrol-doğal gaz boru hatlarına sabotajlar düzenleyenler ve bölgemize kaos, korku ve terörü dayatanlar, Camileri bombalayanlar, el-Şefaat ya Allah yerine el-İnşaat Ya Allah diyenler, demokrasi, güvenlik ve adalet meleikeleri olmuş.
Gülermisin ağlar mısın? Allahım sen aklımıza mukayyet ol. Ak kara, kara ak edildi. Dünya dünya olalı böyle zulüm ve ihanet yaşamadı.
Prof. Dr. Mehmet YUVA, 21 Haziran 2012