TARAF, Abdullah Gül ve Arınç…

TARAF, Abdullah Gül ve Arınç…

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal May 26, 2009 10:14

TARAF, Abdullah Gül ve Arınç…

Cumhurbaşkanı Abdullah Gül’ün kamuoyunda ‘’Kayıp Trilyon’’ olarak bilinen davadan yargılanma ihtimalinin ortaya çıkması, önce yandaş medyayı, ardından da ‘’dinciliğe özenen’’ sözde liberalleri pek bir telaşlandırdı. ‘’Yeni irticacılar’’, AKP beslemeleri, Cumhurbaşkanı Gül’e yaranmaya çalışan sözde hukukçular, hep bir ağızdan ‘’Gül yargılanamaz’’ demeye başladı. Bu koro, artık dinlemekten bıktığımız ve kabak tadı veren o ‘’nakarat’’ı bize de ezberletmek istercesine günlerden beri tekrarlayıp duruyor.

Oysa ki; bu telaş ve paniğe hiç gerek yok… Daha düne kadar; aynı koro Ergenekon davasından gözaltına alınan ve suçlananlar için ‘’Yargıya güvenin, suçluyla suçsuz ortaya çıksın, yargının işine karışmayın’’ demiyor muydu? O halde bu panik niye? Onların deyimiyle soracak olursak; ‘’korktuğunuz bir şey mi var?’’

Kuşkusuz bu koronun içinde sesi en ‘’cırtlak’’ çıkan solist Taraf Gazetesi… Taraf, kendisine ezberletilen nakaratı bir türlü doğru söyleyemiyor. Belli ki; kendi deyimleriyle ‘’pavyon’’ olan gazetelerinde artık solistlikten bıkmışlar. Bu yüzden, ‘’pavyon’’ solisti olmak yerine, ‘’assolistliğe’’ terfi etmek istiyorlar. Bunu başarabilmek için de ‘’koro’’dakilerden ‘’rol kapma’’ya çalışıyorlar. İstiyorlar ki; sesleri fark edilsin… Kim bilir, belki de dillerinin altında bir bakla var ama bunu bir türlü çıkaramıyorlar… Bu yüzden, ''farklı ses''ler çıkarmaya çalışıyor, birşeyler anlatmaya çabalıyorlar...

Nasıl mı?

Süreci kısaca hatırlayalım:

AKP Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, 22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardından tartışmalı bir şekilde Cumhurbaşkanlığı makamına oturdu. Başbakan Recep Tayip Erdoğan, aslında Gül yerine, ‘’daha ılımlı’’ bir ismin Çankaya’ya çıkmasını istiyordu. Ancak Bülent Arınç’ın bastırması sonucu, Gül Köşk’e çıkarıldı.

Geride bıraktığımız günlerde ise Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Gül’ün ‘’Kayıp Trilyon’’dan dolayı yargılanabileceği hükmünü verdi. AKP’nin yandaş medyası, kararın arkasına önüne dahi bakmadan feveran etmeye başladı. Ortak sözleri de şu oldu: “367’yle engelleyemediler, şimdi de mahkemeyi kullanıyorlar.’’

Oysa ki gerçek çok basitti: Radikal Gazetesi, Cumhurbaşkanı Gül’e ‘’yargılanma’’ yolunu açan sürecin, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından başlatıldığını yazdı. Hem de ‘’herkesin’’ anlayabileceği bir dilden.

Habere göre, Gül Köşk’e çıkınca milletvekilliği sona erdi. Gül’ün milletvekilliği nedeniyle dokunulmazlık rafında duran Sincan 1’inci Ağır Ceza'daki dosyası da ''dokunulmazlık kalktığı için'' ‘işlem yapılmak üzere’ Başbakanlık’a gönderildi. Dosya daha sonra yine işlem yapılmak üzere Başbakanlık’tan Adalet Bakanlığı’na ulaştırıldı.

Mehmet Ali Şahin’in başında olduğu Adalet Bakanlığı da dosyayı yine ‘işlem yapılmak üzere’ Sincan’a göndermek zorunda kaldı.

Ama nedense, Radikal’in bu haberi pek ‘’rağbet’’ görmedi. Bunun yerine, mağrurlar yine ‘’mağdur’’ edebiyatına sığındı. Gül’ün Köşk’ten indirilmek istendiği yorumlarına yer verildi. Hatta, Gül’ün dosyası hakkında karar alan Hakim Osman Kaçmaz’a ‘’açıkça’’ ERGENEKONCU denildi.

Taraf Gazetesi, bugün yine yukarıdaki süreci görmezden gelerek, AKP'nin tek bir yolsuzluğunu dahi yazamayan röportajcı Neşe Düzel’i manşete taşımış. Düzel’e konuşan Anayasa Hukukçusu Fazıl Erdem’in sözleri de iri puntolarla öne çıkarılmış: ‘’Gül’ü 367 ile durduramadılar, şimdi de mahkemeyi devreye soktular.’’

Erdem’in sözlerindeki tek doğru, ‘’mahkemenin devreye sokulması.’’ Evet, mahkeme devreye sokuldu. Ama Toptan, Erdoğan ve Şahin tarafından… Taraf ya yukarıda sıraladığımız hukuki süreçten bi haber… (ki öyle olması muhtemeldir, hukuk bilgilerinin olmadığı çıkardıkları gazeteden belli oluyor) ya da gerçeği bildiği halde ters yüz ederek, Gül’e ‘’mağdur’’ pozisyonu vermeye çalışıyor.

Bir ihtimal ise şu: Taraf, hukuki süreç ortada ve açıkken, dosyanın Toptan, Erdoğan ve Şahin tarafından gönderildiği anlaşılmışken, aslında ‘’birşeyler söylemeye çalışıyor.’’ Erdoğan’la son zamanlarda yıldızı barışmayan Taraf, sizce ne demek istiyor?

Resim

DARBECİ ARAYANLAR, İŞTE ARADIĞINIZ DARBECİ!

‘’Darbe olacak’’ diye Türkiye’nin ensesinde boza pişirenler, toplumun tamamını korkutarak yönetmeye çalışanlar, Manisa’daki görüntü karşısında nedense seslerini çıkar(a)madı. “Gerçek’’ darbeci Kenan Evren ile açılış yapan AKP’li Arınç, cumartesi günü Manisa’da pek bir mutluydular. Taraf’ın başını çektiği sözde demokratlar, bu tablo karşısında sessiz kaldı. Hatta haberi veren Taraf, Arınç'ı ''Ortak noktaları Mehmet Altan'' başlığıyla vererek, ''masumane'' göstermeye çalıştı.

Evren'le fotoğraf karesine girmekten rahatsız olmayan Arınç’ı anlıyoruz. O, siyasi varlık sebebinin Evren'e ve cuntaya bağlı olduğunu biliyor. Bu yüzden, Evren'e saygıda kusur etmiyor... Peki Taraf neden susuyor? Yoksa Arınç’la Gül üzerinden bir uzlaşmaya mı vardılar? Baksanıza, Arınç, Gül’ün dosyası ortaya çıkınca, hemen Zahit Akman’a yüklendi. Arınç Gül’e, Akman ise Başbakan’a yakın… Taraf bu yüzden mi Arınç’ı koruyor… Evren'in Çankaya'da Gül'ü ziyaret etmesini de eleştiremeyen - yok sayan Taraf, 12 Eylül'e bir türlü tavır alamıyor... 12 Eylül'ün lekesi, Taraf'ın üzerinden çıkmıyor. Taraf'ın darbe karşıtlığı ''sözde'' olmaktan öteye gidemiyor..


Barış YARKADAŞ, Gerçek Gündem
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen Ram » Sal May 26, 2009 11:05

Diğer Kapının Mandalları

Geçen günlerde, Fatih Altaylı Arınç'ı kanalına çıkarmış yağlıyordu. Birkaç hafta öncesinde ise, yayınını kestiğim "Din ve Siyâset"in Yaşar Nuri'si Arınç'ı yağlaya yağlaya bitiremedi.

Topunu kutluyoruz.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.

Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!
Kullanıcı küçük betizi
Ram
Zûlme Karşı İsyan!
 
İletiler: 8167
Kayıt: Sal Şub 20, 2007 1:06
Konum: Aç haritaya bak!

İletigönderen sessiz sedasız » Sal May 26, 2009 11:23

geçen günde sitemizde adını hatırlayamadığım bir arkadaşımın yorumunda yada haberinde,şimdilerde yılmaz bir darbe karşıtı olan! nazlı ılıcak'ın darbe döneminde evreni ve darbesini nasıl met ettiğini okumuştum.bu şererfsizlerin alayı evrimin aynı basamağında(sürüngenler) tıkanıp kalmış,ilerleyememiş...hepsi bukalemun...
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

İletigönderen İrfan Tuna » Sal May 26, 2009 11:47

Sevgili Sessiz Sedasız,

''Geçen günde sitemizde adını hatırlayamadığım bir arkadaşımın yorumunda yada haberinde, şimdilerde yılmaz bir darbe karşıtı olan! nazlı ılıcak'ın darbe döneminde evreni ve darbesini nasıl met ettiğini okumuştum.bu şererfsizlerin alayı evrimin aynı basamağında(sürüngenler) tıkanıp kalmış,ilerleyememiş...hepsi bukalemun...'' demişsin.

O yazımı aşağıya bir kez daha yapıştırıyorum.

Sevgilerimle.

6 Mayıs 2009

ÖZGÜRLÜK TANRIÇAMIZ NAZLI ILICAK

İrfan Tuna

''Ergenekoncuların ve darbecilerin''’amansız düşmanı Nazlı Ilıcak, bakın 12 Eylül faşist darbesinden 4 gün sonra, 16 Eylül 1980 tarihli Tercüman gazetesindeki köşesinde neler yazmış:

''Birkaç gündür 12 Eylül harekâtı ile 27 Mayıs'ın mukayesesi yapılıyor ve hemen herkes, birincisinin üstünlüğünü ortaya koyuyor. Biz bu konuda tarafsız olamayız. Çünkü 27 Mayıs, mensubu bulunduğumuz Demokrat Parti camiasına karşıydı. Hâlbuki 12 Eylül’de açıklanan hedeflerle yıllardır bizim yazdıklarımız arasında, geniş bir mutabakat vardır.''’’

Hızını alamamış, darbeden 7 gün sonra, 19 Eylül 1980 tarihli yazısında da şunları yazmış:

''Türkiye’de demokrasi, demagoji ve anarşiye dönüşmüştür. Otorite ve hürriyet arasındaki denge birincisi aleyhine bozulmuş, bir otorite boşluğu doğmuştu. Türk Silahlı Kuvvetleri, bu boşluğu doldurdu.(…) Hürriyet halk için değil, aydınlar için lüzumludur, belki kulağa hoş gelmeyen ama gerçeği aksettiren bir sözdür. Parlamentonun feshi ve demokrasinin bir süre askıya alınması, mutlaka geniş halk kitlelerini fazla etkilememiştir.''”

Aşağıdaki alıntı ise 10 Ekim 1980 tarihli Tercüman'daki yazısından:

''1974 affıyla anarşistler sokağa salıverilmiş, 12 Mart'ın Türün Paşasına, Elverdi Paşasına faşist damgası vurulmuş, kontrgerilla iddiaları ile etraf bulandırılmış, (…) İşte 12 Eylül, Türk milletinin meşru müdafaaya geçtiği gündür. İdamlar bu meşru müdafaanın bir neticesidir. (…) 1972'de Deniz Gezmiş'e, Yusuf Aslan'a, Hüseyin İnan'a Meclis'te oylarıyla sahip çıkanların Kızıldere'de Mahir Çayan ve arkadaşlarının öldürülmesini 'devlet terörü'’olarak vasıflandıranların artık sesi soluğu kesilmiştir.''’’

İşte darbecilerin ve 'derin devlet'in amansız düşmanı Nazlı Ilıcak budur. Arşivler, Nazlı hanımın 12 Mart ve 12 Eylül faşizmine dizdiği methiyelerle doludur. Aslına bakarsanız, Nazlı hanımın darbelerle de, darbecilerle de, kont-gerillayla da bir sorunu yoktur.…O'nun bütün sıkıntısı ''Bağımsız Türkiye!''’diyenlerledir, ABD emperyalizminin dümen suyunda gitmeyenlerledir…

Üstelik Nazlı Ilıcak'ın bugün darbe Anayasası dediği 12 Eylül Anayasası da bizzat kendilerinin ürünüdür. 82 Anayasası'nı hazırlayan Anayasa Komisyonu'nun başındaki Prof. Dr Orhan Aldıkaçtı, o günlerde Nazlı Ilıcak'ların sahibi olduğu Tercüman gazetesinin 80 bin lira aylıklı Yönetim Kurulu İkinci Başkanı'dır… …

Nazlı hanım, sevgili Uğur Mumcu'muzun Cumhuriyet gazetesindeki köşesinde, 82 Anayasası'nı o dönemin en ağır darbe koşullarında eleştirdiği günlerde, kendisinin 12 Eylül'ü, 24 Ocak Kararları'nı ve 82 Anayasası'nı nasıl büyük bir gayretle parlattığını, cilaladığını unuttuğumuzu sanıyor.…

Ama yanılıyor...…
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

İletigönderen MansurSah » Sal May 26, 2009 13:50

Ram yazdı: .. "Din ve Siyâset"in Yaşar Nuri'si Arınç'ı yağlaya yağlaya bitiremedi. ..


Hadi ya :shock:

Ben bu adamı anlayamıyorum. Bir oturup konuşmak isterim kendisiyle. Üzüldüm vallahi.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen maydonos » Sal May 26, 2009 14:28

Yasar Nuri bu anlamayacak bir durum yok. Her zaman itici bir karakterdi benim icin. Hic sasirmadim. Zaten daha oncede soylemistim adam ticaret yapiyor.. Bir sozunu hic bellegimden silmedim. Ezan mutlaka Arapca okutulmali ama Kuran Turkce olmali.. Iste bu mantik onun yalnizca Napolyon ornegi "para para para"
dedigini anlar.. Megoloman bencil saygisiz. Macit Hoca ile yaptigi programi izledi iseniz aslinda yoruma hic gerek yok. Onunda bir saklaban oldugunu anlarsiniz. Sistemin sakayiki otsun bakalim...
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen sessiz sedasız » Sal May 26, 2009 19:30

irfan tuna kardeşim haberini bu haberin altındada paylaşman çok iyi oldu.gerçekten cuk oturdu.teşekkürler...
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x