TARAF, Abdullah Gül ve Arınç
Cumhurbaşkanı Abdullah Gülün kamuoyunda Kayıp Trilyon olarak bilinen davadan yargılanma ihtimalinin ortaya çıkması, önce yandaş medyayı, ardından da dinciliğe özenen sözde liberalleri pek bir telaşlandırdı. Yeni irticacılar, AKP beslemeleri, Cumhurbaşkanı Güle yaranmaya çalışan sözde hukukçular, hep bir ağızdan Gül yargılanamaz demeye başladı. Bu koro, artık dinlemekten bıktığımız ve kabak tadı veren o nakaratı bize de ezberletmek istercesine günlerden beri tekrarlayıp duruyor.
Oysa ki; bu telaş ve paniğe hiç gerek yok
Daha düne kadar; aynı koro Ergenekon davasından gözaltına alınan ve suçlananlar için Yargıya güvenin, suçluyla suçsuz ortaya çıksın, yargının işine karışmayın demiyor muydu? O halde bu panik niye? Onların deyimiyle soracak olursak; korktuğunuz bir şey mi var?
Kuşkusuz bu koronun içinde sesi en cırtlak çıkan solist Taraf Gazetesi
Taraf, kendisine ezberletilen nakaratı bir türlü doğru söyleyemiyor. Belli ki; kendi deyimleriyle pavyon olan gazetelerinde artık solistlikten bıkmışlar. Bu yüzden, pavyon solisti olmak yerine, assolistliğe terfi etmek istiyorlar. Bunu başarabilmek için de korodakilerden rol kapmaya çalışıyorlar. İstiyorlar ki; sesleri fark edilsin
Kim bilir, belki de dillerinin altında bir bakla var ama bunu bir türlü çıkaramıyorlar
Bu yüzden, ''farklı ses''ler çıkarmaya çalışıyor, birşeyler anlatmaya çabalıyorlar...
Nasıl mı?
Süreci kısaca hatırlayalım:
AKP Kayseri Milletvekili Abdullah Gül, 22 Temmuz 2007 seçimlerinin ardından tartışmalı bir şekilde Cumhurbaşkanlığı makamına oturdu. Başbakan Recep Tayip Erdoğan, aslında Gül yerine, daha ılımlı bir ismin Çankayaya çıkmasını istiyordu. Ancak Bülent Arınçın bastırması sonucu, Gül Köşke çıkarıldı.
Geride bıraktığımız günlerde ise Sincan 1. Ağır Ceza Mahkemesi, Cumhurbaşkanı Gülün Kayıp Trilyondan dolayı yargılanabileceği hükmünü verdi. AKPnin yandaş medyası, kararın arkasına önüne dahi bakmadan feveran etmeye başladı. Ortak sözleri de şu oldu: 367yle engelleyemediler, şimdi de mahkemeyi kullanıyorlar.
Oysa ki gerçek çok basitti: Radikal Gazetesi, Cumhurbaşkanı Güle yargılanma yolunu açan sürecin, Meclis Başkanı Köksal Toptan, Başbakan Recep Tayip Erdoğan ve dönemin Adalet Bakanı Mehmet Ali Şahin tarafından başlatıldığını yazdı. Hem de herkesin anlayabileceği bir dilden.
Habere göre, Gül Köşke çıkınca milletvekilliği sona erdi. Gülün milletvekilliği nedeniyle dokunulmazlık rafında duran Sincan 1inci Ağır Ceza'daki dosyası da ''dokunulmazlık kalktığı için'' işlem yapılmak üzere Başbakanlıka gönderildi. Dosya daha sonra yine işlem yapılmak üzere Başbakanlıktan Adalet Bakanlığına ulaştırıldı.
Mehmet Ali Şahinin başında olduğu Adalet Bakanlığı da dosyayı yine işlem yapılmak üzere Sincana göndermek zorunda kaldı.
Ama nedense, Radikalin bu haberi pek rağbet görmedi. Bunun yerine, mağrurlar yine mağdur edebiyatına sığındı. Gülün Köşkten indirilmek istendiği yorumlarına yer verildi. Hatta, Gülün dosyası hakkında karar alan Hakim Osman Kaçmaza açıkça ERGENEKONCU denildi.
Taraf Gazetesi, bugün yine yukarıdaki süreci görmezden gelerek, AKP'nin tek bir yolsuzluğunu dahi yazamayan röportajcı Neşe Düzeli manşete taşımış. Düzele konuşan Anayasa Hukukçusu Fazıl Erdemin sözleri de iri puntolarla öne çıkarılmış: Gülü 367 ile durduramadılar, şimdi de mahkemeyi devreye soktular.
Erdemin sözlerindeki tek doğru, mahkemenin devreye sokulması. Evet, mahkeme devreye sokuldu. Ama Toptan, Erdoğan ve Şahin tarafından
Taraf ya yukarıda sıraladığımız hukuki süreçten bi haber
(ki öyle olması muhtemeldir, hukuk bilgilerinin olmadığı çıkardıkları gazeteden belli oluyor) ya da gerçeği bildiği halde ters yüz ederek, Güle mağdur pozisyonu vermeye çalışıyor.
Bir ihtimal ise şu: Taraf, hukuki süreç ortada ve açıkken, dosyanın Toptan, Erdoğan ve Şahin tarafından gönderildiği anlaşılmışken, aslında birşeyler söylemeye çalışıyor. Erdoğanla son zamanlarda yıldızı barışmayan Taraf, sizce ne demek istiyor?
DARBECİ ARAYANLAR, İŞTE ARADIĞINIZ DARBECİ!
Darbe olacak diye Türkiyenin ensesinde boza pişirenler, toplumun tamamını korkutarak yönetmeye çalışanlar, Manisadaki görüntü karşısında nedense seslerini çıkar(a)madı. Gerçek darbeci Kenan Evren ile açılış yapan AKPli Arınç, cumartesi günü Manisada pek bir mutluydular. Tarafın başını çektiği sözde demokratlar, bu tablo karşısında sessiz kaldı. Hatta haberi veren Taraf, Arınç'ı ''Ortak noktaları Mehmet Altan'' başlığıyla vererek, ''masumane'' göstermeye çalıştı.
Evren'le fotoğraf karesine girmekten rahatsız olmayan Arınçı anlıyoruz. O, siyasi varlık sebebinin Evren'e ve cuntaya bağlı olduğunu biliyor. Bu yüzden, Evren'e saygıda kusur etmiyor... Peki Taraf neden susuyor? Yoksa Arınçla Gül üzerinden bir uzlaşmaya mı vardılar? Baksanıza, Arınç, Gülün dosyası ortaya çıkınca, hemen Zahit Akmana yüklendi. Arınç Güle, Akman ise Başbakana yakın
Taraf bu yüzden mi Arınçı koruyor
Evren'in Çankaya'da Gül'ü ziyaret etmesini de eleştiremeyen - yok sayan Taraf, 12 Eylül'e bir türlü tavır alamıyor... 12 Eylül'ün lekesi, Taraf'ın üzerinden çıkmıyor. Taraf'ın darbe karşıtlığı ''sözde'' olmaktan öteye gidemiyor..
Barış YARKADAŞ, Gerçek Gündem