Taraf'tan yeni TSK iddiası: AKP ve Gülen'i bitirme planı

Tartışma Alanı

Taraf'tan yeni TSK iddiası: AKP ve Gülen'i bitirme planı

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Haz 15, 2009 15:25

Taraf'tan yeni TSK iddiası

Gazete, şok belgeleri "AKP ve Gülen'i bitirme planı" manşetiyle duyurdu.

AKP ve Fethullah Gülen'e yakınlığıyla bilinen Taraf Gazetesi kamuoyunu sarsacak ''belge'' yayımladı. Genelkurmay'ın raporunu elen geçirdiğini iddia eden gazete, şok belgeleri "AKP ve Gülen'i bitirme planı" manşetiyle duyurdu.

Taraf'ın iddiasına göre, "Ergenekon'a misillemede bulunulacak. AKP çökertilecek. Gülen cemaati PKK ile ilintili gösterilecek. Kurtlar Vadisi başta olmak üzere bazı diziler medyada kötü gösterilecek. İnternete düşen ses kayıtları irticacıların işiymiş gibi gösterilecek.''

Taraf'tan Mehmet Baransu imzalı habere göre Nisan 2009 tarihli belge yeni Ergenekon iddianamesine girecek. Haberde Kıdemli Albay Dursun Çiçek imzalı planın Ergenekon sanığının ofisinde bulunmasına dikkat çekildi.

İşte Taraf'ın ele geçirdiğini iddia etiği ve tam sayfa yayımladığı o rapordan ayrıntılar:

Genelkurmay Harekat Başkanlığı için hazırlanan plandan: ''Hükümet ve Gülen grubu şeriat istiyor, desteklerini kıralım, faaliyetlerine son verelim.''

1- AKP İÇİNDEKİ AJANLAR HAREKETE GEÇİRİLECEK

Planın son bölümü AKP'nin parçalanmasına dönük şu çarpıcı cümle ile bitiyor: AKP mensubu kilit haberleşmecilere kamuoyuna çelişkili açıklamalar yaptırılarak, parti-hükümet içerisinde ciddi anlık ve bölünmeler yaşanıyormuş şeklinde algılanması sağlanacaktır.

2- ERGENEKON SANIĞI OLAN SUBAYLAR SAVUNULACAK

Ergenekon Davası'nda sanık konumundaki emekli ya da muvazzaf askerlere sahip çıkılacağı belirtilen 1. planda "Sözkonusu TSK personelinin masum olduğu, irticayla etkin bir şekilde mücadele ettikleri için içeri atıldığı şeklinde haberler yaptırılarak hassasiyet sağlanacak" deniyor.

3- MİLLİYETÇİ PARTİLERİN TABANI GENİŞLETİLECEK

Ermenistan ve Yunanistan ile ilişkilere de değinen planda, iki ülke ile ilgili kamuoyunda tepki uyandırılacak haberlere yazılı ve görsel medyada sürekli yer verilmesi hedefleniyor. Amaç şöyle anlatılıyor: Milliyetçi partilerin bu şekilde tabanı genişletilmeli. AKP, kamuoyunda zora düşmeli...

4- KURTLAR VADİSİNİN İMAJI KİRLETİLECEK

Ordunun eylem planında Kurtlar Vadisi, Kollama ve Tek Türkiye benzeri dizilerin kamuoyunu yanlış yönlendirdiği ifade ediliyor: "Bu diziler hakkında olumsuz haberler yaptırılarak her üçünün de kamuoyun güvenilirliğinin yitirilmesi sağlanmalıdır."

PLAN ERGENEKON SANIĞININ OFİSİNDE BULUNDU

Kıdemli Albay Dursun Çiçek imzalı plan, Psikolojik Harp Dairesi'nin yeni adı olan Genelkurmay Harekât Başkanlığı 3'üncü Destek Şube Müdürlüğü'nde hazırlanmış.

GÖKTAŞ'IN AVUKATIYDI

Plan Ergenekon'da tutuklanan Serdar Öztürk'ün ofisinde ele geçirildi. Emekli Yüzbaşı Öztürk, Devlet Üstün Hizmet Madalyası'nı iade etmesiyle gündeme gelmişti.

İRTİCAYLA MÜCADELE EYLEM PLANI

Deniz Kurmay Albay Çiçek imzalı, "gizli" ibareli "İrticayla Mücadele Eylem Planı" hükümeti ve Fethullah Gülen cemaatinin, başta ordu içindekiler olmak üzere, bütün mensuplarını hedef alıyor.

'İSLAM DEVLETİ KURACAKLAR' İDDİASI

Plan "İcra" bölümünde şöyle deniyor: Laik düzeni yıkıp İslam devleti kurma hayalindeki AKP hükümeti ve Gülen grubu başta, dinî oluşumların faaliyetlerine son vermek için çalışılacaktır.

ERGENEKON DAVASINA MİSİLLEME

Dört sayfalık planın "Durum" bölümünde, "Ergenekon adı altında, TSK'ya büyük emeği geçmiş emekli ve muvazzaf askerî personel yersiz ithamlarla lekelenmektedir" saptaması var.

Medyada nasıl haberler çıkartılacak?

MEDYADA HER TÜR 'KARA PROPAGANDA' YAPILACAK

Planın "Kara Propaganda Faaliyeti" bölümünde şu cümleler yer alıyor: "İnternetteki ses kayıtları irticacılar tarafından yayınlanmış gibi gösterilecek. Ama dinleyenlerin bizi haklı bulacağı tarzda ses kayıtları düzenlenecek."

"FSTÖ" OLARAK YARGILANACAKLAR

Ordu, "Gülen cemaatinin, Işık Evleri baskınlarında bulunması sağlanacak silah ve mühimmat sayesinde, Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü olarak yargılanmasını" hedefliyor.

Planın "faaliyet" bölümü: Işık evlerinde silah ve ve mühimmat bulunması sağlanarak Gülen cemaati 'silahlı terör örgütü' ilân edilecek

TASFİYE VE KARALAMA FAALİYETİ

Planda Gülen cemaatinin PKK ile işbirliği yaptığı; CIA, MOSSAD gibi kuruluşlarla ilişkide olduğu ve Ergenekon Davası'nı yönettiği izlenimini yaratma amaçlı eylemler var.

Gerçek Gündem



''Gerekirse bizde dava açarız''

Erdoğan Taraf Gazetesi'nin 'AKP ve Gülen'i bitirme planı'nı yayınlamasını değerlendirdi.

Taraf Gazetesi'nin, Genelkurmay'a ait olduğu öne sürülen "AKP ve Gülen'i bitirme planı"nı yayınlamasının ardından Türkiye'nin gündemi bir anda değişti.

AKP Genel Başkanı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, "İşte son günlerde, gazetelerin yaptığı haberleri görüyorsunuz. AKP üzerinde oynanması düşünülen oyunları görüyorsunuz. Şu anda bizler de bunları araştırıyoruz. Gerekirse biz de ilgilerle onlara yönelik olarak davaları açacağız" dedi. Erdoğan, Şanlıurfa Atatürk Spor Salonu’nda düzenlenen partisinin il kongresinde konuşmasının başında dün şehit edilen Polis Memuru Nihat Karakoca’ya Allah’tan rahmet, yakınlarına ve Türk Milleti’ne başsağlığı diledi. Başbakan Erdoğan, maalesef bir güvenlik elemanını daha kaybettiklerini belirterek, "Şehit polis için düzenlenen törene yetişemedim, ancak milletvekilleri ve Emniyet Genel Müdürü törene katıldı" dedi. Konuşması sırasında havanın sıcak olması nedeniyle partililerden müsaade isteyerek ceketini çıkaran Erdoğan, isteyenlerin de ceketlerini çıkarabileceğini ifade etti ve "Serbestsiniz" dedi.

Şanlıurfa’da yüzdeler, oranlar, rakamlar ne olursa olsun, hizmete devam edeceklerini vurgulayan Erdoğan, "Şanlurfa’nın hayır duası bize yeter" dedi. Şanlıurfa’da son ortaya çıkan sonuçları masaya yatırdıklarını ve muhasebelerini yaptıklarını anlatan Başbakan Erdoğan, AKP’ye oy versin ya da vermesin, her şehre, ilçeye ve beldeye aynı mesafede olduklarını söyledi. Şanlıurfa’da son belediye seçimlerini kazanamadıklarını ancak çalışmaların durmadan devam ettiğine işaret eden Erdoğan, "(Çalışmaları durdurun) dedik mi? Demedik. Şimdi çalışmalar tüm gücüyle sürüyor" dedi.

Kendileri için makam, mevki ve koltukların bir önemi olmadığını anlatan Erdoğan, bu makamların, bu mevkilerin, bu koltukların asıl sahibinin millet olduğunu kaydetti. Erdoğan, "Bizim sonsuz makamımız milletimizin gönlünde edineceğimiz makamlardır. O makamları da ancak hizmet, eser üreterek, milletin derdine çözüm üreterek kazanabiliriz" diye konuştu. AKP’nin son 4 seçimde Türkiye’nin partisi olduğunu açık ve net olarak ortaya koyduğunu ifade eden Erdoğan, 7 Haziranda 30 mahalli birimde yapılan seçimlerde AKP’nin yüzde 43 ile rakiplerine büyük bir fark attığını kaydetti.

"BAYKAL DURSUN, DURSUN"

Erdoğan, CHP Genel Başkanı Deniz Baykal’ın 29 Mart seçimleri sonrasında hükümetin yarısının değiştiğini açıkladığını hatırlattı.
Bu arada, salondakilerin, "Baykal istifa" şeklinde slogan atmaları üzerine Başbakan Erdoğan, "Yok, yok, yok... Aman, aman, aman... Öyle muhalefete can kurban, dursun, dursun" dedi. Erdoğan, 7 Haziranda milletin Baykal’a bir kez daha sandıkta en anlamlı cevabı verdiğini belirterek, Baykal’ın rakamlarla arasının çok iyi olmadığını bildiklerini söyledi.

Başbakan Erdoğan, 29 Mart seçimlerinden zaferle çıktıkları halde kendi muhasebelerini yaptıklarını ancak CHP Genel Başkanı Baykal’ın her seçimde geride kalmasına rağmen muhasebesini yapmadığını ve milletin verdiği mesajı doğru okumaya çalışmadığını ifade etti.
"Onlar Türkiye’nin etrafında düşman ürettiler. Biz geldik dostlar ürettik" diyen Başbakan Erdoğan, şöyle devam etti:

"Şimdi kalkmış Türkiye’nin itibarından bahsediyorlar. Siz önce Türkiye’ye kaybettirdiğiniz zamanın hesabını verin. Döneminizdeki yolsuzlukların hesabını verin. 21 tane bankayı fona devrettiniz ey MHP, ey DSP, ey ANAP... Bu kapatılan, fona devredilen bankaların, bu millete maliyeti ne idi?. 40 milyar dolar... Ne yaptınız? Mecaliniz kalırsa ondan sonra gelin, sizinle bu mevzuları konuşalım. Bizim yolumuz demokrasi yoludur. Hukuk yoludur, bizim yolumuz Anayasamızda açıkça ifade edilen demokratik, laik, sosyal bir hukuk devleti yoludur. Bizim tek bir gündem maddemiz vardır, o da bu ülkenin 4 bir yanına adaleti yaymak ve bu ülkenin her karış toprağını adaletle yönetmek ve kalkındırmaktır. İşte son günlerde, gazetelerin yaptığı haberleri görüyorsunuz. AKP üzerinde oynanması düşünülen oyunları görüyorsunuz. Şu anda bizler de bunları araştırıyoruz. Gerekirse biz de ilgilerle onlara yönelik olarak davaları açacağız. Bunlardan geri duramayız. Demokratik bir ortamda AKP’ye karşı yapılan bu gayri hukuki sürece seyirci kalamayız. Gereken ne ise bunların hepsi yapılacaktır. İşte onun için gecemizi gündüzümüze katıyor, işte onun için durmadan, bıkmadan, usanmadan milletimize hizmet etmeyi sürdürüyor, şehirlerimizi bölgelerimizi ülkemizi daha bayındır hale getirmek için canla başla çalışıyoruz."

Haber3



Bir cevap da Genelkurmay'dan

Genelkurmay Başkanlığı: Bu düşünceye sahip personelimiz yok.

Genelkurmay Başkanlığı, Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan açık veya ima yoluyla sözlü veya yazılı olarak yapılan yorumlar ve açıklamaların hiçbir şekilde kabul edilemeyeceğini bildirdi.

Genelkurmay Başkanlığı, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı’nın Basın Açıklaması’nda sonra internet sitesi aracılığıyla bir başka Basın Açıklaması yaptı. Açıklama şöyle:

“1. 12 Haziran 2009 tarihinde bir gazetede, Genelkurmay Başkanlığı Bilgi Destek Dairesi tarafından hazırlandığı iddia edilen bir planla ilgili haber yer almıştır. Konunun ciddi görülmesi üzerine, aynı gün derhal Genelkurmay Askeri Savcılığına konunun bütün boyutlarıyla soruşturulması emri verilmiştir.

2. Konuya ilişkin son durum hakkında, Genelkurmay Başkanlığı Askeri Savcılığı tarafından bugün kamuoyuna bilgi sunulmuştur.

3. Türk Silahlı Kuvvetleri, hukuk devleti ilkelerine, hukukun üstünlüğüne bağlıdır ve bu konulara ilişkin en ufak bir çekincesi de bulunmamaktadır. Ayrıca, bugüne kadar bağımsız Askeri Yargı tarafından uygulanan hukuki süreçler de ortadadır.

4. Türk Silahlı Kuvvetleri, daha önce de ifade edildiği üzere, demokrasi ve hukuk devleti ilkeleri ile bağdaşmayan davranış ve düşüncelere sahip bulunan personelini bünyesinde barındıramaz.

5. Durum böyle iken;
a. Genelkurmay Başkanlığının, Askeri Savcılığa hemen soruşturma emri vererek, konuyu yargıya taşımasının öneminin ve nedenlerinin pek anlaşılamadığı gözlenmiştir.

b. Bazıları tarafından, konunun yargıya taşınmasının, olayın kabul edildiği şeklinde yorumlanması, sonuçlara ulaşılması ise her şeyden önce hukukun temel ilkelerine saygısızlıktır. Aksine bu tutum, Türk Silahlı Kuvvetlerinin Komuta Kademesi ve kurum olarak kendine olan güveninin ve bu konunun en kısa zamanda açıklığa kavuşturulması talebinin bir göstergesidir. Bu davranıştan, bazılarının rahatsız olduğu da ortadadır.

c. En azından soruşturma süreci bile beklenmeksizin, iddiaları hemen doğru kabul ederek veya doğru olabileceğini düşünerek, Türk Silahlı Kuvvetlerini hedef alan açık veya ima yoluyla sözlü veya yazılı olarak yapılan yorumlar ve açıklamalar hiçbir şekilde kabul edilemez.

d. Askeri Savcılığa intikal ettirilen konuya ilişkin, soruşturmada belirli aşamalara ulaşılmadan, hemen açıklamalar yapılmasının beklenmesini de anlamak zordur.

6. Genelkurmay Askeri Savcılığı tarafından bugün açıklandığı şekilde, soruşturmada şu ana kadar elde edilen delillerden Askeri Savcılık, iddia edilen belgenin Genelkurmay Başkanlığının herhangi bir biriminde hazırlandığına ilişkin bir kanaate ulaşamamıştır. Kriminal inceleme sonucunda, belgenin sahte veya gerçek olduğuna ilişkin, Askeri Savcılık kesin bir kanaate varabilecektir. Önemli olan da, hazırlandığı iddia edilen belgenin sahte veya gerçek olduğunun, Askeri Yargı tarafından en kısa zamanda ortaya çıkartılmasıdır. Belgenin doğruluğu ispat edilirse, sorumluların yasalar çerçevesinde yargı makamları tarafından cezalandırılacağına ilişkin güvencemiz tamdır. Türk Silahlı Kuvvetleri bu konunun en yakın takipçisi olacaktır.

7. Eğer belge sahte ise, Türk Silahlı Kuvvetleri, bunun kimler tarafından ve ne amaçla hazırlandığının ortaya çıkarılmasının da sonuna kadar takipçisi olacaktır.

8. Hukuk süreçlerine ilişkin kurumsal olarak, en ufak bir endişemiz yoktur. Haklı gerekçelerle yapılabilecek her türlü hukuksal girişimlere de açığız.

9. Hukuk devleti ilkelerine ve hukukun üstünlüğüne gereken bağlılığı ve hassasiyeti gösteren Türk Silahlı Kuvvetlerinin, herkes tarafından da aynı bağlılığın ve hassasiyetin gösterilmesini beklemesi, hakkı ve talebidir.

10. Türk Silahlı Kuvvetleri; ciddi, sağduyulu, görev ve sorumluluklarının bilincinde ve tahriklere kapılmadan görevinin başındadır. Kamuoyuna saygıyla duyurulur.”

Gerçek Gündem



AKP'den TSK'ya jet yanıt

Genelkurmay'ın Taraf Gazetesi'nde yayınlanan belgelerle ilgili açıklamasına AKP'den cevap geldi.

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, TSK açılamasının şüpheleri artırdığına dikkati çekerek şunları söyledi:

AKP Grup Başkanvekili Bekir Bozdağ, Taraf Gazetesinde yayınlanan belgeyle ilgili olarak ''Bu belge eğer doğruysa, bu darbe teşebbüsü belgesidir. Eğer bu, bilgi ve onay dışındaysa, bu bir cunta çalışması belgesidir'' dedi.

TBMM'de gazetecilerin sorularını yanıtlayan Bozdağ, 12 Haziran Cuma günü bir gazetede yayınlanan belgenin doğru olması halinde bunun; ''Türk demokrasisi, Türkiye'nin ulaştığı hukuk devleti ve Türk siyaseti açısından çok vahim bir durum'' anlamına geleceğini söyledi. Bu belgeden sonra bütün Türkiye'nin bir infiale kapıldığını ifade eden Bozdağ, sözlerini şöyle sürdürdü:

''Yani düşünebiliyor musunuz, masum insanların evinde silah, mühimmat bulundurulacak. Bu, askeri yargının alanına girmiyorsa oraya sokulacak. Yargılanacak, kovuşturulacak. Yani milletin iradesiyle iktidara gelmiş bir parti bölünecek, parçalanacak, etkisizleştirilecek. İktidardan indirmek için bir takım çalışmalar yapılacak. Okuduğu zaman kişinin tüyleri diken diken oluyor. Olmaz böyle bir şey, olamaz böyle bir şey diyor ve gerçekten pek çok insan, Türkiye'nin tamamı, bu belgenin gerçek olmaması için dua ediyordur.

Böyle bir belge olamaz, olmamalıdır, olması mümkün değildir. Türkiye'de Genelkurmay böyle bir belgenin hazırlanmasına, böyle bir zeminin oluşmasına imkan ve fırsat vermez. Ancak Cuma gününden sonra gelişen olaylara baktığımız zaman, bu konuda Genelkurmay Başkanlığının çok net bir tavır alması beklenir. Doğrusu da bu. Denecek şey çok basit; 'Böyle bir belge Genelkurmay'da yoktur.' Bunu araştırmaya da gereği yok. Çünkü bu belgenin altında imzası olduğu söylenen Kıdemli Kurmay Albay'ı çağırıp, 'Böyle bir belge var mı yok mu?Genelkurmay'ın sağlıklı gelenekleri var: kayıt düzeni, arşivi var. Bu belgenin bu kayıtta, bu düzende, arşivde kayıtta var mı yok mu? Çok basit bir şey. 'Böyle bir belge yoktur, böyle bir belge gerçek dışıdır, sahtedir ve bu gerçek dışı belgeyi gerçekmiş gibi yayınlayıp TSK'yı yıpratan ilgili gazete hakkında şöyle bir şikayette bulunmuştur ya da tazminat davası açılmıştır.'

Bunu demek icap ederdi, denmedi. Böyle bir açıklama Cuma, Cumartesi, Pazar günü gelmedi. Böyle bir şey olmadı. Veyahut da 'Böyle bir belge vardır, doğrudur. Ancak bu belge emir komuta zinciri dışında olmuştur, komuta katının ilgi ve onayı yoktur, bir takım kişiler kendilerince vazife ihdas ederek böyle bir şey yapmışlardır. Onlarla ilgili görevden el çektirildi, gerekli soruşturma başlatıldı' denilirdi.''

''BÖYLE BİR BELGE YOKTUR" DENMESİ LAZIM

Bozdağ, askeri savcılığın konuyla ilgili açıklamasını okuduğunu belirterek, ''Bu açıklama, 'Böyle bir belge yoktur' diye kesin hüküm veren bir açıklama değil. Bir kanaati, temenniyi ifade eden bir açıklamadır. Şüpheleri gidermekten ziyade şüphe edenleri haklı çıkaran bir açıklama gibi...'' dedi.

Genelkurmay tarafından yapılan ikinci açıklamayı da okuduğunu kaydeden Bozdağ, şöyle konuştu:

''Bu açıklamada da çok net bir şekilde şunun denmesi lazım: 'Böyle bir belge yoktur, bu belge sahtedir, gerçek dışıdır.' Bunun için fazla araştırmaya hacet yok. Dursun Çiçek'i çağırıp, 'Siz böyle bir belge hazırladınız mı, bu imza sizin mi, gazetede belgenin bir sureti yayınlanıyor ve orada kayıtlar vardır, bir takım şeyler vardır.' Eğer Genelkurmay'da kayıt dışı iş ve işlemler varsa, o ayrı bir konu... Ama Genelkurmay'da kayıt dışı iş ve işlem olmadığını herkes biliyor. Onun için bu noktada şunun denmesi lazım, 'Böyle bir belge yoktur, gerçek dışıdır.' Bu bütün şüpheleri ortadan kaldıran bir açıklamadır. 'Bu belge sahtedir. Sahte belgeyi gerçekmiş gibi yayınlayıp TSK'yı yıpratanlar hakkında gerekli yasal işlemler başlatılmıştır. Tazminat davasıdır, suçla ilgili savcılıklara şikayette bulunma dahil.' Bunun yapılması, yaptırılması lazımdı. Bu yapılmamıştır. Burada tabii bu belge eğer doğruysa, bu darbe teşebbüsü belgesidir. Eğer bu, bilgi ve onay dışındaysa, bu bir cunta çalışması belgesidir. Bunun üzerine gitmek de şikayet konusu değil. Resen bu konuların üzerine gitmek Cumhuriyet savcılarının görev ve yetki alanındadır. Konunun üzerine onlar da gitmeli ve böyle bir iş varsa, gereken kişiler hakkında yasal soruşturma ve kovuşturma yapılmalı, gereken süreç işletilmelidir. Ben yargı mensuplarının gereğini yapacağına inanıyorum.''

Haber3
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen Laçin » Pzt Haz 15, 2009 16:45

Din devletiymiş... Hala kimsenin kafası almadı. Ters teper sadece. Adamlar devleti, ülkeyi satıyor hala olmayan bir tehtit ile insanları korkutacaklarını sanıyorlar...

Bu işler böyle olmaz. Adam akkıllı teşkilatlan, vakıflar sosyal etkinlikler sayesinde genç nüfusu kendine çek, onlara akılcı kitaplar, klasikler okutmaya, seminerler düzenleyip ilgilerini çekmeye çalış.
Nur cematinde silah mı ? Kimseyi, özellikle artık bu insanlarla haşır neşir olmuş kimseyi bu konuda inandıramazlar.

Ancak ve ancak karşı oluşumla kırarlar bacaklarını. Adamlar her lisede, her ilköğretim okulunda faliyette, çocukları bedavaya derslere çalıştırıp, futbol maçlarına götürüyorlar, geziler düzenliyorlar. Yurtlar açıp üniversite gençliğiyle haşır neşir oluyorlar.

Bu kafada Gülen cemaati çökertilemez. Karşı oluşum...
Yoksa sadece nefret doğrur. Çünkü bu kafada yetişen eğitimli insanlar çıktı artık. Onları napacaksın..? İnkar edemezsin ki! Ancak onların ilgisini çekmen lazım. Hepsi genç, hepsi çalışkan. Amaçları din devletimi diye soran olursa. Bu kafada olan da var, ama olmayanı çoğunlukta! Asıl amaçları bu ideolojide insanların hep üst yerlerde olması!
Peki bu çocuklar bunun farkında mı ? Tabiki değil. İstese de istemese de o ortamda o şekle bürünüyor.
Kullanıcı küçük betizi
Laçin
Üye
Üye
 
İletiler: 80
Kayıt: Cum Oca 09, 2009 22:48

İletigönderen maydonos » Pzt Haz 15, 2009 16:59

yeni aglama ve karalama kendilerini bir mok olarak sunma seneryalari yazmislar ustelikte rte Urfa da konusmus.
akli olan dinlemez. gozlerime yazik okumadan yazdim artik sistim." ben dikta yonetimiyim ben tek adamin sizi hapislerde surundururum, oldururum. ben cok masumum zavalliyim ben bu elit ve beyaz turklerden neler cektim ingaaaaa." ufurukten teyyare selam soylen rte ye...
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Oğuz Kağan » Pzt Haz 15, 2009 18:27

'Bu AKP'ye karşı tertiptir'

Cemil Çiçek, Başbakanlık Yeni Bina'daki Bakanlar Kurulu toplantısı sonrasında, açıklamalarının ardından gazetecilerin sorularını yanıtladı.

Taraf Gazetesinin haberindeki iddialara ilişkin Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın konuya ilişkin Şanlıurfa'da yaptığı konuşmanın hatırlatılması ve bu konudaki Hükümetin yaklaşımının ve atacağı adımların sorulması üzerine Çiçek, şunları söyledi:

''Sayın Başbakanımız bu konuyla ilgili bir açıklama yaptı. Bu açıklama gayet net ve açıktır. Biz bu konuyu önemsiyoruz. AKP yasal bir partidir. Faaliyetlerini de Anayasa, siyasi partiler ve ilgili mevzuat çerçevesinde sürdürmektedir ve bu faaliyetleri çerçevesinde AKP 2002 seçimlerinde iktidar olmuştur. AKP'nin iktidar oluşu gizli kapaklı bir kısım çalışmaların sonucu değil, demin söylediğim mevzuat çerçevesinde vatandaşımızın, milletimizin teveccühü takdirinin sonucudur. Dolayısıyla iktidar oluşu, hiç kimsenin atıfetine, lütfuna bağlı değil, milletimizin takdirinin sonucudur ve baştan beri de ifade ediyoruz ki AKP olarak, bizim dayandığımız yegane güç milletimizin kendisidir ve demokrasilerde milletten daha üstün bir güç de yoktur.''

AKP hükümetlerinin, olağanüstü ve anti-demokratik yol ve yöntemlerle iktidar olmuş bir parti olmadığını söyleyen Çiçek, partisinin, demokrasinin normal kanalları ve hukuk kuralları içerisinde iktidar olduğunu ifade etti.

Çiçek, şöyle devam etti:
''Gündeme gelen bu konu ya da bu metin kim kim tarafından ve nerede hazırlanırsa hazırlansın, bu yöndeki çalışma gayret ve oluşumlar yasa dışıdır, hukuk dışıdır, demokrasi dışıdır. Bunun da herkes tarafından iyi bilinmesi lazım. Demokrasiyi yeteri kadar hazmedemeyen insanlar bulunabilir, gruplar bulunabilir. Bu türlü çabalar ve gayretler, en evvel demokrasiye, devletimize ve milletimize zarar vermektedir ve bunlar bizim kanaatimize göre açıkça kamu düzenini de ihlal eden eylemlerdir, suç teşkil eden eylemlerdir. Suç teşkil etmesi hasebiyle de gerçeğin ortaya çıkarılması hepimizin arzusudur. Milletimizin de beklentisidir. Bu işin önünde arkasında, içinde kim varsa bunun ortaya çıkarılması gerekmektedir. İcra olarak bize düşen ne varsa biz yapmaya hazırız. Kimsenin suç işleme imtiyazı yoktur. Milletin huzurunu kaçırmaya kimsenin hakkı da yoktur. O nedenle bir hukuk devletinde suç teşkil eden bir eylem varsa, bir çaba varsa, bir gayret varsa, bunu soruşturacak makamlar vardır ve AKP olarak da biz bu mekanizmayı harekete geçireceğiz. En başta Cumhuriyet Savcılığı olmak üzere başvurularda bulunmuş olacağız, bununla ilgili de çalışmaları tamamlıyoruz. Üzerinde çalışıyoruz. Hukuki olarak ne imkan varsa bunu sonuna kadar kullanmaya hazırız. Milletimizin de zaten huzurunu kaçırmaya kimsenin hakkı yok. En ayrıntılı bir şekilde konunun aydınlığa çıkarılması noktasında hem kararlılığımız sürüyor, hem de çabamızı sürdürmüş olacağız.''

Gerçek Gündem



MHP'den Şok Açıklama!

"Genelkurmay ve hükümet birlikte hareket etmeli"

MHP Grup Başkanvekili Oktay Vural, ''Genelkurmay Başkanlığından sızdırıldığı iddia edilen belge'' ile ilgili olarak, sorumluların bulunması için Genelkurmay Başkanlığı ve Hükümet'in birlikte hareket etmesi gerektiğini söyledi.

Vural, TBMM'de gazetecilere yaptığı açıklamada, öncelikle böyle bir belgenin olup olmadığının açığa çıkarılması gerektiğini bildirdi. Bu belgenin TSK'da hazırlandığına ilişkin komploları yapanların açığa çıkarılması gerektiğine işaret eden Vural, konunun demokrasi içinde çözülmesini istedi.

''Siyasal mücadele, siyasi partiler tarafından yapılmalıdır'' diyen Vural, ''Genelkurmay Başkanlığı ve Hükümet nezdindeki gelişmeler, maalesefe basın yoluyla tartışır hale geliyor, bu da meselenin siyasileştirilmesi isteğini ön plana çıkarıyor. Böyle bir sorun varsa Genelkurmay Başkanlığı ve Hükümet birlikte hareket etmelidir. Böyle olmayınca siyasal tartışmalardan rant elde edilmek istenen bir sürece giriliyor'' ifadesini kullandı.

-''TSK VE DEMOKRASİ YIPRATILIYOR''-

MHP'li Vural, parti olarak böyle bir konunun TSK'yı ve demokrasiyi yıprattığını düşündüklerini söyledi. Vural, şöyle dedi:

''Böyle bir konu kabul edilemez. Böyle bir belge yok ise bunları yapanlar ve servis yapanlar hangi amaçla kullanıyor. Bu süreçte demokrasimiz ve TSK zarar görüyor. Bu süreci siyasileştirmek isteyenler var. Bir tarafta ekonomik kriz, mayınlı araziler var, diğer yanda seçimlerde yüzde 20 oy kaybetmiş bir parti ortadayken bu tür siyasal tartışmalar kimin ekmeğine yağ sürmektedir? Hükümet, bu sürecin ortaya çıkarılması yerine bunu kendi siyasal amaçları için kullanma eğiliminde.''

Genelkurmay Başkanlığının Hükümet'e bağlı olduğuna işaret eden Vural, şunları kaydetti:

''Otursunlar birlikte bu işin arkasında kim var, kim yok ortak bir tavır belirlesinler. Hükümet ayrı, Genelkurmay Başkanlığı ayrı mıdır? Hükümet'in, sorumluları, karşı bir taraf varmış gibi ortaya koyması devlet yönetimi açısından ciddi bir zafiyet oluşturmaktadır. Genelkurmay Başkanlığı böyle bir belgenin kendileri tarafından hazırlanmadığını söylüyor. Bu durumda böyle bir belgeyi kim, hangi amaçla hazırlamıştır? Bunun mutlaka açığa çıkarılması lazım. Bu belge, Genelkurmay Başkanlığında hazırlanmamışsa TSK'yı yıpratmak ya da asker sivil ilişkilerini gelirim ekseninde Türk siyasetini yeniden dizayn etmek isteyenler tarafından mı hazırlanmıştır? Bunların açığa çıkarılması lazım. Bir mağduriyet edebiyatı için hazırlanmış ise bunların ortaya konulması lazım. Kim servis etmiştir, hangi amaç için yapılmıştır? Bu sürecin açığa kavuşturulması içinde belki de yayın yasağını ortadan kaldırmakta fayda var.''

İnternetajans
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

İletigönderen Yargan Kam » Pzt Haz 15, 2009 19:25

Ya hu bu asker ve aydın takımı da sürekli planlar, krokiler yapıyor ve onları ortalıkta unutuyor. Sonra bunları bu gazeteler buluyor!

Oralara buralara silah, mühimmat gibi şeyler gömüyorlar, sonra da ''sıcak-soğuk'' oyunu oynuyorlar!

...Ve malesef ki bunlara da milletimiz inanıyor...

Yazık...
...Umut Samimiyettir...

Resim ''Üze Tenri Basmasar, Asra Yir Telinmeser''
''Yukarıda Gökyüzü Çökmedikçe, Aşağıda Yer Delinmedikçe''

...Cumhuriyet Fazilettir.
Kullanıcı küçük betizi
Yargan Kam
Üye
Üye
 
İletiler: 199
Kayıt: Prş Şub 12, 2009 15:28
Konum: Türkiye Cumhuriyeti/Akdeniz Bölgesi

İletigönderen AlpereN » Pzt Haz 15, 2009 20:19

bana kalırsa bunda AKP ve Gülen Cemaatini değil yine TSK'yı yıpratma, darbe karşıtlığı üzerinden oy avcılığı,mazlum edebiyatı planları var.Daha doğrusu bundan yine böyle karlı çıkan AKP ve Gülen Cemaati olcak.Sivil darbenin kademeli kademeli ilerleyişinin hareketleri için bahaneler gibime geliyo, inşallah hayra alamettir.
Kullanıcı küçük betizi
AlpereN
Üye
Üye
 
İletiler: 628
Kayıt: Pzr Nis 22, 2007 22:57

İletigönderen orhunefe » Pzt Haz 15, 2009 20:58

Ergenekonda bir sonraki dalganın yolu yapılıyor. Emekli bazı Orgeneraller ile Yaşar Büyükanıt alınır tahminim.
Kullanıcı küçük betizi
orhunefe
Üye
Üye
 
İletiler: 452
Kayıt: Sal May 22, 2007 10:51

İletigönderen İrfan Tuna » Pzt Haz 15, 2009 21:17

Tek marifeti, yalan haberler üreterek Türk Silahlı Kuvvetleri'ne ve ulusal güçlere çamur atmak olan pavyon bozuntusu bu paçavra, ortaya yine yalan bir haber attı. Çok kısa bir süre sonra, STV'deki 'Şubat Soğuğu' dizisinden üretilen bu haberin de yalan olduğu ortaya çıkacak... Bundan hiç kuşkunuz olmasın.
Kullanıcı küçük betizi
İrfan Tuna
Üye
Üye
 
İletiler: 1059
Kayıt: Pzt Nis 06, 2009 12:23

İletigönderen maydonos » Pzt Haz 15, 2009 22:37

artik yorum yok ver iki kurus, emekli bir askere, uydur bir belge, yaygaraci ve sehvet duskunu bir medya, bangir bangir baski yaptir, memleketi yonet. :kikirik:
boyle millete boyle askeriye ve boyle basbakan(hirsiz - beskagitci) ve cumhurbaskani(dindar)..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

İletigönderen Oğuz Kağan » Sal Haz 16, 2009 11:45

Asker hesabını soracak!

Genelkurmay Başkanı Org. Başbuğ: Belge sahteyse ne yaparız, görürsünüz!

Ertuğrul ÖZKÖK / Hürriyet

SABAH saatlerinde askeri savcılıkça yapılan açıklamayı okuyunca, herkesin aklına takılan soru benimkine de takıldı.

"Böyle muğlak bir açıklama olur mu?"

"Kanaatine varılmıştır" ne anlama geliyor?

Bir belge ya sahtedir, ya da gerçek.

Kamuoyu Genelkurmay’dan netlik beklerken, yine muğlak ifadelerle bir açıklama geliyor.

Yanımda Ankara Temsilcimiz Enis Berberoğlu vardı.

Direkt Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’u arayıp soralım dedik.

Doğrusu böyle bir günde telefona çıkacağını beklemiyordum.

Telefona çıkan yetkili, "Daha sonra arayacağız" dedi.

Gerçekten de aradılar.

Böyle kritik bir günde, kamuoyunun yakından takip ettiği bir olayı, konunun birinci derece yetkilisine sormak, gazeteci için en büyük şanstır.

"AKP’yi ve Gülen’i yıpratmak için" hazırlandığı iddia edilen planla ilgili soruları bizzat Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’a sordum.

İşte cevapları.

NEDEN BU KADAR MUĞLAK İFADE KULLANIYORSUNUZ

Orgeneral Başbuğ, şu cümlelerle konuşmaya başladı.

"Geçen cumartesi yazdığınız yazı bizi çok yaraladı. Size haber gönderdim, herhalde aldınız."

"Acaba Bülent Arınç haklı mı" diye başlayan eleştirel bir yazı yazmıştım.

Ben de şunları söyledim:

"Sayın Başbuğ, o yazıyı, ülkesinin ordusuna gözbebeği gibi bakan, bu uğurda çok ağır eleştirileri göze alan bir gazeteci olarak yazdım, bunu biliyorsunuz değil mi?"

"Evet onu bildiğim için sizi arıyorum. Buyrun sorun."

İlk sorum şu oldu:

"Bugünkü açıklama yine çok muğlaktı. ’Kanaatine varılmıştır’ diyorsunuz. Niye böyle muğlak ifadeler kullanıyorsunuz, var veya yok demiyorsunuz?"

O açıklama Genelkurmay’ın değil askeri savcılığın. İş mahkemeye intikal ettiği için, o ana kadar ellerindeki bilgi neyse ona göre açıklama yapıyorlar. Var veya yok diyebilmeleri için ellerinde bütün verilerin olması gerekir. O nedenle temkinli davranıyorlar.

BANA BU SORUYU BİLE SORMANIZ HAKARETTİR

"Ama kamuoyu merak ediyor. Gazetenin yayınladığı belgede adı geçen albay böyle bir çalışma yapmış mı, yapmamış mı?"

İlgili şahısların ifadeleri alındı. Kendilerine soruldu. Böyle bir çalışma yapmadıklarını söylüyorlar.

"Bürosunda, evinde bilgisayarlara bakıldı mı?"

Bütün bilgisayarlara el kondu. Yapılan bütün incelemelerde, teknik bir ize rastlanmadı. Yani o bilgisayarlarda böyle bir şey yazılmamış.

"En kritik soruya geliyorum. Komuta kademesinden, yani sizlerden böyle bir çalışma talimatı verildi mi?"

Bana bu soruyu sormanız bile abestir, hakarettir. Böyle bir talimat kesinlikle verilmemiştir.

"Öyleyse çıkıp neden kesin ifadelerle ’Yok böyle bir şey. Belge dedikleri şey sahtedir’ demiyorsunuz?"

Olay mahkemeye intikal etti. On binde bir ihtimali bile dikkate alıp, çok temkinli konuşmamız doğru değil mi? Askeri savcılık kendi açısından incelemesini yaptı ve Genelkurmay’da böyle bir planın hazırlandığına dair somut hiçbir ize rastlamadı.

BUGÜN BİR KURYEYLE BELGEYİ GETİRTİYORUZ

"Öyleyse geriye ne kaldı?"

Gazetenin yayınladığı bir belge var. İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda bulunduğu söylenen belge. Askeri savcılığın onu da görmesi gerekir ki, somut bir şey söylesin.

"O belge gelmedi mi?"

İstedik, bugün kurye ile gönderiyorlar. Askeri savcılık kriminal tetkikini yapacak.

"O inceleme sonunda muğlak olmayan, kesin ve net ifadelerle bir açıklama yapılacak mı?

Elbette yapılacak.

BELGE GERÇEK ÇIKARSA GEREKEN NEYSE YAPARIZ

"Ya belge gerçek çıkarsa?"

Silahlı Kuvvetler bu konuda çok ciddi ve şeffaftır. Gereken neyse onu yapacağız.

"Ya belge sahte çıkarsa?"

Ne yapacağımızı hep birlikte göreceğiz. Bütün Türkiye görecek.

"Ben bu planı gördüğüm zaman çok öfkelendim. Bu kadar feci ve deli saçması bir şeyi askerler hálá nasıl hazırlar diye düşündüm."

Konu yargıya itikal etti, ben bir şey söyleyemem. Ama sizin bu kanaatinizi paylaşıyorum.

"Başbakan’ın çıkışı hakkında ne düşünüyorsunuz?"

O siyasi konu, giremem.

KİMSE MERAK ETMESİN ASKERİ YARGI BAĞIMSIZDIR

"Bu incelemeyi askeri savcılığın değil, sivil savcılığın yapması gerektiğini söylüyorlar. Askeri savcılık işi örtbas edebilir endişesi var."

Kimsenin endişesi olmasın. Askeri yargı çok bağımsızdır. Geçmişte bunun çok örneği görüldü.

Genelkurmay Başkanı Orgeneral İlker Başbuğ’la konuşmamız burada sona erdi.

Samimi konuştuğu kanaatine vardım.

Ama çoğu kişi gibi ben de çok muğlak ifadelerle açıklama yapılmasına takılıyorum.

İnsan böyle kritik durumlarda daha net, daha tatmin edici açıklamalar bekliyor.

Ama komutanın söyledikleri de yabana atılacak şeyler değil.

İlerde zor durumda kalmamak için mümkün olduğunca temkinli konuşuyor.

Son sözüm şu.

Genelkurmay ve askeri savcılık bu incelemeyi süratle tamamlamalı ve kamuoyunu tatmin edecek bir açıklamayı bütün belgeleriyle ortaya koymalıdır.

Kamuoyu bu olayda şunu çok açıkça öğrenmelidir.

Bu, askeri bir darbe planı mı?

Yoksa sivil bir darbe planı mı?


Gerçek Gündem
Namık KEMAL:
"Vatanın bağrına düşman dayamış hançerini,
Yok mudur kurtaracak bahtı kara maderini?"


Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK:
"Vatanın bağrına düşman dayasın hançerini,
Bulunur kurtaracak bahtı kara maderini."



http://www.guncelmeydan.com/pano/tayyip-erdogan-a-gonderilen-cfr-muhtirasi-kuresel-ihale-t18169.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/abd-disisleri-abdullah-gul-u-biz-yetistirdik-t23656.html
http://www.guncelmeydan.com/pano/dun-malta-surgunleri-vahdettin-bugun-ergenekon-tayyip-t18151.html

KAÇAMAYACAKSINIZ!
Kullanıcı küçük betizi
Oğuz Kağan
Genel Yetkili
Genel Yetkili
 
İletiler: 12355
Kayıt: Sal Oca 27, 2009 23:04
Konum: Ya İstiklâl, Ya Ölüm!

masal bunlar...

İletigönderen alamancı » Sal Haz 16, 2009 12:00

Deniz feneri ve milli hirsizimiz RTÜK baskani gündeme fazlaca otutup da AKPnin basini agritinca acele yeni bir gündem icat ettiler. Garanti isin arkasinda yine CIA destekli Fethullah efendi vardir. ne olursa olsun asker gerçegi ortaya çikarmali. bu isin arkasinda kim varsa bulunmali. Bir de tabi Fetosun alisilmis karsi saldiri taktikleri... Laik anayasayi mi devireceksin, karsinda duracaklara yobaz laikçiler diye önce sen saldiracaksin. Cemmatin kadrolari marifetiyle dinci-gerici sivil darbe mi yapacaksin, karsina çikabilecek her güce darbeci diye önce sen saldiracaksin. Hirsizlik mi yapacaksin yetim hakki mi yiyeceksin, saga sola namussuz namert falan diye önce sen saldiracaksin.
Kullanıcı küçük betizi
alamancı
Üye
Üye
 
İletiler: 241
Kayıt: Pzt Mar 02, 2009 13:45

İletigönderen özgürtürk » Sal Haz 16, 2009 13:26

Ordu makul bir cevap vermiş!
Yani her demokratik laik hukuk devletindeki Genelkurmay'ın böyle bir iddia karşısında vereceği cevabı vermiş.. Bakınız eğer hükümetin dediği üzere, "bu iddia saçmadır, böyle bir belge yok" türünden acil bir açıklama yapılsa idi muhakkak yandaş medya "araştırmadılar bile.. demek işin içinde başka iş var" gibisinden manşetler atacaktı ertesi gün.. Halbuki ne dendi?
Kriminolojik inceleme yapılıyor
Ne demektir bu? İddialarınızı ciddiye aldık araştırıyoruz.. Genelkurmay, 650 bin mensubu olan bir örgütteki her bireyin kefili olamaz ki! Tabii ki hukuğun gereği yapılacaktır. Başka türlüsü düşünülemez.
Eğer ola ki bu iddia doğruysa, bence bu ordu içerisindeki "F" tipi örgütlenmenin habercisidir. Huylarını bilirsiniz "kendileri çalıp kendileri oynar" bu güruh.. Yani bi taraflarından belge üretirler ve kendileri kendi gazetelerine ihbar ederler..
Bunlarla mücadele etmenin yöntemi budur kanımca. Aksi düşünülemez.
Saygılarımla.
Kullanıcı küçük betizi
özgürtürk
Üye
Üye
 
İletiler: 84
Kayıt: Sal Mar 31, 2009 15:19

İletigönderen MansurSah » Sal Haz 16, 2009 13:57

Kriminolojiye ne gerek var yahu, Ben belgenin sahteliğini iki temel noktaya bakarak kanıtladım bile :)


1-

"FSTÖ" OLARAK YARGILANACAKLAR

Ordu, "Gülen cemaatinin, Işık Evleri baskınlarında bulunması sağlanacak silah ve mühimmat sayesinde, Fethullahçı Silahlı Terör Örgütü olarak yargılanmasını" hedefliyor.

Planın "faaliyet" bölümü: Işık evlerinde silah ve ve mühimmat bulunması sağlanarak Gülen cemaati 'silahlı terör örgütü' ilân edilecek


Bir kere, cemaatin ışık evlerinde bırakın silahı mühimmatı, çakı bile bulunmadığını, ilkokul talebeleri bile bilir. Orda silah yakalansa herkes bir tarafıyla güler. Dolayısıyla, hiç kimse kalkıp "baskın yapalım ama kendi elimizle koyduğumuz silahları bulmuş gibi yapalım" diye safdirik bir düşünce içine giremez. Hele ki bir albay, hele ki sözde Genelkurmay tarafından verilen bir görev.. BU BELGE SAHTEDİR, UYDURMADIR. Bunu ancak, kendileri yaparlar. Oraya buraya birşeyler gömüp bunları, yada insanların evlerine koydukları saçma salak örgüt şemalarını, krokileri bulmuş gibi yapmaya kendileri alıştıkları için, kafaları böyle çalıştığı için, bir sivri akıllılık edip de, "ha şimdi de öyle bir belge uyduralım ki, o belgeye göre, askerler bizim ışık evlere kendi elleriyle silah koyup sonra da bulmayı planlıyor olsun" diye düşünmüşler de ona göre hareket ediyorlar.

Şecaatini arzederken, bu kıptiler, sirkatini söylemişler.

Hem cemaatin silahlı gücünü, ışıkevlerinde, camilerinde falan aramak da nerden çıktı? Bir zamanlar Özal'ın açıkça "benim de şu kadar kişilik silahlı ordum var, polis!" dediği gibi Emniyet'in artık Fethullahçı Terör Örgütü'nün silahlı kanadı olduğunu, onlardan da bizden de bilmeyen kimse kaldı mı?

Eğer ordu yada milli herhangi bir kuvvet, yada yargı, cemaatin üzerine gidecekse, hele silahlı kanadının üzerine gidecekse, Fethullahçı olduğu sabit olan emniyet müdürlerinin, istihbarat daire başkanlarının, ak yürekli şabanların üzerine gider. (Nihat Genç demişti ya, "bugün bu komutanlarımız yerine mesela Çevik Bir gibi birisi olsaydı, yarın ilk iş tanklarla tüfeklerle emniyet müdürlüklerini kuşatmak, Fethullahçı müdürleri polisleri teslim almak olurdu".) İşçi Partisi'nin de zaten Super Nato / Gladyo konusunda, Ergenekon Tertibi konusunda yaptığı temel çalışma, emniyet teşkilatındaki üst düzey polislerin hangilerinin Fethullahçı olduğunu tespit etmek ve yayımlamak olmuştu. Cemaatin silahlı/istihbaratlı kanadına karşı hareket, böyle olur. Yoksa ışık evlerine silah koyup bulmakla olmaz. Bunu da herhalde aklı başında herkes, hele ki askerler bilir de işte..

2- Kimse, hele ki Fethullahçılara karşı hareket edecek kimse, o cemaatten, "Fethullah Gülenciler" diye bahsetmez. Zaten "ciler" ekini ekleyen kimse, cemaatin tarafında değildir, dolayısıyla uzun uzun ismiyle soyismiyle söylemez, doğrudan "Fethullahçılar" der. Cemaat tarafındaki insanlar da zaten "ciler" demez de, "cemaat" der, Zaman gazetesi yazarı Ali Bulaç gibi "toplumsal tabanı olan bir cemaat" der. Bu yüzden zaten, kimse "FGciler" falan demiyor, dilimizde böyle bir ifade yok. Bir harekat planı hazırlayan kimse de böyle bir tanımlama kullanmaz, doğrudan"Fethullahçılar" der yada "FTÖ" falan der.

Yani böyle bir belge gerçek olsaydı, yazılma esnasında "FGciler" değil doğrudan "Fethullahçılar" denirdi. Peki bu "FGciler" nerden çıktı? Şurdan çıktı: Sahte belgeyi hazırlayan cemaatin adamlarının dilleri, cemaatten, "Fethullahçılar" demeye varmadı! Hatta utanmasalara, "Fethullah Gülen Hocaefendi Hareketi" yada "F.G. Hocaefendi'yi sevenler" falan derlerdi ama abartamamak, bir yandan da cemaate ve şeyhine karşı saygıda kusura düşmemek üzere, açıkça, "Fethullah Gülenciler" tanımlamasında karar kılmış oldular.
Fatih "Mansur Şah" Özaydın

Hem Cemaat hem Cumhuriyet olunmaz,
Ters mıknatıslanma yapar!!!
Kullanıcı küçük betizi
MansurSah
Bilim Adamı
Bilim Adamı
 
İletiler: 611
Kayıt: Cum Ara 07, 2007 18:04
Konum: Osaka, JP

İletigönderen özgürtürk » Sal Haz 16, 2009 15:30

Daha önce de yazmıştım gerçi ama tekrar edeyim;
İlm-i askeriyede, "strateji" ana derstir! Strateji ve taktik askerin esas zenaatidir. Yoksa kaba güç mahalle kabadayısında da bulunur.. İdeal asker, düşmanın tahmin etmediği yerden tahmin etmediği şekilde vurur. Vurur ki, azami zayiat verdirilsin..
Şimdi, çoğumuz (hatta çoğu milliyetçi köşe yazarı) diyor ki Genelkurmay'dan neden sert bir açıklama gelmiyor? Neden gerekli tedbirler alınmıyor? Kısacası neden harekete geçilmiyor!
Kanımca şudur; bu yazı müsvettesi ile planlanan şey bellidir. Askeriyeyi darbe planları yapıyor göstermek.. Ve beklenen de şudur; askeriye bunun üstüne atlasın, gürlesin, çağlasın ve belki de Sincan tankları senaryosu uygulansın.. Oysa unutmayın, bir adamı durup dururken "Paşa" yapmazlar! Kaldı ki bu planın karşısında duran yalnızca bir paşa değil koskoca Erkan-ı Harptir. Şu an şartlar neyi gerektiriyorsa o yapılıyordur! Elbet "keser ve sapın döneceği" an gelecektir ve elbet bu mülkün sahibi kimlerse onlar bu Cumhuriyete sahip çıkacaktır!
Kullanıcı küçük betizi
özgürtürk
Üye
Üye
 
İletiler: 84
Kayıt: Sal Mar 31, 2009 15:19

İletigönderen maydonos » Sal Haz 16, 2009 16:25

yazmaya gerek bile yok. resmen oturup aptalca bir senaryo yazmislar inanlar inaniyor. inanmayanlarda (bizim gibi) ha bire ya yaa izliyoruz yada konusuyoruz yada daha kotusu seyrediyoruz. iste budur ahvalimiz. bu zeka duzeyi bu denli yuksek millet gormedim. halimize bakin cok yazik.. dusdugumuz hal gercekten icler acisi. ah nasrettin ah parasi olan dudgunu calisyor. oturtmuslar kuklarini oynatiyorlar bizde aval avaliz pes yani..
Resim


Ne MuTLu TüRkÜm DiYeNe
Kullanıcı küçük betizi
maydonos
Üye
Üye
 
İletiler: 1651
Kayıt: Çrş Haz 04, 2008 1:53

Sonraki

Şu dizine dön: Devlet ve Siyaset

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

cron

x