TARiHİMİZLE YÜZLEŞİYORUZ - 3

Alevi Katliamı Yapan Padişah

Dokuzuncu Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim (1470–1520), tahta çıkar çıkmaz iki ağabeyini, Şehzade Ahmet ve Şehzade Korkut’u boğdurtarak öldürttü.

Bununla yetinmeyip, üç kardeşinin toplam 5 oğlunu, yani 5 öz yeğenini de boğdurttu. Bunlardan biri daha yedi yaşındaydı. ¹ 

1512–1520 yılları arasında yaklaşık dokuz yıl saltanat süren, ağabey ve yeğen katili Yavuz Sultan Selim’in katliam dosyası çok kabarıktır.

Yavuz Sultan Selim’in emriyle Anadolu’da 40.000 Alevi öldürülmüştür. ² 

Yavuz Sultan Selim’in şeyhülislamı Müftü El Hamza, Alevilerin öldürülmesiyle ilgili bir fetva veriyor.

Bakın, 1512 tarihli bu fetvada neler yazılı: ³ 

“Kızılbaşlar kâfir ve dinsizdirler. Öldürülmeleri vacip ve farzdır”

Fetvayı görüyor musunuz, Alevilerin katli vacip ve farz.

Yani, Müslümanlıkça yapılması gerekli ve zorunlu!

Oysa Alevilik, çok derin bir inanç, kültür ve felsefenin adıdır.

Aleviler barıştan, kardeşlikten ve sevgiden yana olmuşlardır.

Alevi kültüründe kadınlarla erkekler yaşamın her alanında eşittirler.

Alevi bilgesi Hacı Bektaş-ı Veli;

“Keramet baştadır tacda değildir,

Her ne arar isen kendinde ara

Kudüs’te, Mekke’de, Hac’da değildir”

Diyerek evrenin merkezine insanı oturtmuş, insan sevgisini en yüce değer olarak benimsemiştir.

İşte Osmanlı Padişahı Yavuz Sultan Selim, böylesi bir kültürün insanlarını katletmeyi “vacip ve farz” olarak görmüştür!

Başbakan Recep Tayyip Erdoğan diyor ki: ⁴ 

“Kendi tarihiyle, tarihinin karanlık noktalarıyla yüzleşemeyenler, yüzleşme cesaretini gösteremeyenler bir gelecek inşa edemez.”

“Yeni Osmanlı” inşa etmeye hevesli Recep Tayyip Erdoğan, Osmanlı Tarihinin kanlı ve karanlık eylemleriyle yüzleşmelidir. Toplu Alevi ve Türkmen kıyımları yapmış Osmanlı Padişahları ve onların en kuduz zulüm kılıcıyla düşürülen mazlum başların gerçek öyküleri ile yüzleşme cesaretini gösterebilmelidir.

Anadolu’da on yıllarca sürüp gitmiş Türkmen ve Alevi katliamlarının planlayıcısı, yöneticisi ve sorumlusu Osmanlı Padişahlarıdır.

Toplu Türkmen ve Alevi katliamı yapan Osmanlı Padişahları, Sünni-Alevi ayrımı yaparak, Anadolu’ya kin ve nefret tohumlarını ekmişlerdir.

Osmanlı Padişahlarının ektiği kin ve nefret tohumları, Kahraman Maraş’ta ve Sivas’ta boy vermiş, yüzlerce aydınımızın alçakça katledilmesine neden olmuştur.

Bunları görmeliyiz.

Bunları görmemiz önemli.

Osmanlı Tarihi ile bu nedenle yüzleşmeliyiz.

Çünkü bu alçakça işlenmiş suçları ve suçluları gördüğümüzde, bu suçların yinelenmesi engellenecektir.

Türkiye Cumhuriyeti’nin sonsuza dek yaşayabilmesi, Osmanlı Padişahlarının bu topraklara ekmiş olduğu kin ve nefret tohumlarının temizlenmesiyle gerçekleşebilecektir.

Tarihimizle Yüzleşme zamanı gelmiştir!

Mademki Osmanlı Tarihi bizim tarihimizdir, Osmanlı Taririhiyle yüzleşmek zorundayız!

Yeni Osmanlı heveslisi AKP hükümetinin başı Recep Tayyip Erdoğan, hiç vakit geçirmeden, Alevi katliamcısı Padişah Yavuz Sultan Süleyman adına Alevi yurttaşlarımızdan ve tüm halkımızdan özür dilemelidir.

Yalnız özür dilemek yeterli değildir.

Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde hemen bir komisyon kurulmalı, Padişah Yavuz Sultan Selim’in katlettiği on binlerce Alevinin kimlikleri Osmanlı arşivlerinden tespit edilmelidir. Daha sonra, katledilmiş Alevilerin günümüzde yaşayan torunlarına, akrabalarına tazminat ödenmelidir.

Türkiye Cumhuriyeti, yıkılmış Osmanlı Devleti’nin devamı değildir, neden katliam yapmış Osmanlı Padişahlarının adına özür dilesin, neden onların katlettiği Alevilerin günümüzde yaşayan torunlarına ve akrabalarına tazimat ödesin, diyemezsiniz!

Çünkü Lozan Antlaşması ile Osmanlı borçlarını Türkiye Cumhuriyeti Devleti ödemiştir.

13 Haziran 1928'de imzalanan antlaşmayla Türkiye Cumhuriyeti Devleti, Osmanlı'nın 107 milyon liralık borcunu üstlenmiş, ödemeler 1954 yılında tamamlanmıştır.

Osmanlının borçlarını ödeyen Türkiye Cumhuriyeti Devleti, kitlesel Alevi katliamları yapmış başta Yavuz Sultan Selim olmak üzere, tüm Osmanlı padişahlarının işlemiş olduğu insanlığa karşı suçların da maddi ve manevi sorumluluklarını yüklenmek zorundadır.

Tarihimizle Yüzleşme dönemi başlamıştır.

Artık bundan kaçış yoktur!

Özellikle Yeni Osmanlı heveslileri Osmanlı Tarihi ile yüzleşmek, sorumluluklarını yüklenmek zorundadırlar!

_______________________________________________
 1.  Hammer, “Büyük Osmanlı Tarihi-2”, sayfa: 403-406
 2.  “Alevilik İslamiyet’in içinde değil”, Radikal, 10.10.2005
David Zeidan, “The Alevi of Anatolia”, December 1995
 3.  Şehabeddin Tekindağ, “Yeni Kaynak ve Vesikaların Işığı Altında Yavuz Sultan Selim’in İran Seferi”, İ.Ü.Ed.Fak. Tarih dergisi, sayı:22 sayfa: 17, 1968
Gülağ Öz, “İslamiyet Türkler ve Alevilik”, Ankara, 1999, sayfa: 188
 4.  “Dersim’de devlet özrü”, Taraf, 24 Kasım 2011


Yılmaz Dikbaş
28 Kasım 2011
dikbas@kalinka.com.tr
http://www.kalinka.com.tr
http://www.dikbas.tv

Dersim'de "katliam" yapıdığını idda edenlere ulu önder Atatürk'ün yanıtıdır;

"Tarihimizi inceleyiniz. Türk’ün çektiği bütün felaketler, maruz kaldığı tehlikeler ve musibetler hep kendi öz benliğini, milli varlığını ihmal ederek, nereden geldikleri ve ne oldukları, hangi nesle mensup bulundukları belirsiz birtakım kimseleri kendisine reis tanıyarak, onların şuursuz bir vasıtası olmak mevkiine düşmüş olmasındandır."

Kozmoz