‘Tarihiyle Yüzleşecek’ Başka Birilerini Bulun!

Dersim fırtınası esti 2 hafta boyunca.burada.. Tüm ekranlarda ve yazılı basında! Başbakan kendi adına ‘katliamdan dolayı’ ÖZÜR bile diledi…

‘Ermeni katliamı’ için düzenlenen özür kampanyalarını da, Pontus ve Süryani ‘soykırım’iddiaları takip etmişti… Tüm bunlar için ÖZÜR DİLENMELİYDİ… Türkiye büyük bir milletti.. tarihiyle yüzleşmekten mi çekinecekti!

Batı batarken tüm kartlarını ortaya serdi..

Dışardan Türkiye KUŞATILIRKEN, içerdeki işbirlikçiler ‘tarihle yüzleşme’ senaryosunun aktörleri… Bu milletin ruhu çökertilmeli… Avrasyanın kilidini kırmak için küresel çete çok çabalıyor: Yavaş adımlarla ilerliyor, sinsice ve temkinli!

Dersim tartışmaları ortasında, Zaman gazetesi yazarı Ali H. Aslan Washington’dan bildirmişti:

‘Dersimli Kürt Alevilerden, 19 30’lardaki katliam ve sürgünden dolayı devletin özür dilemesi, Türkiye’nin batı ve ABD’deki imajına özellikle Amerikan Kongresinde hareket kabiliyetine olumlu etkilerde bulunacaktır..’

‘Türkiye tarihini hep reddettiği için batıda ‘demokrat’ görülmüyor’ demişti..O nedenle başbakanın Dersim ÖZÜRÜ’nün, ‘imajımızı’ düzelttiğini söylemişti!

19 Aralık’a dikkat!

ÖZÜR’ler ve ‘tarihiyle yüzleşme’ ‘projenin giriş bölümünde!

Beklenen sonuç ise Sarkozy’nin meclisinde, Amerikanın federal mahkemelerinde…

19 Aralık'ta Los Angeles federal mahkemesinde Türkiye aleyhine açılmış iki dava görülecek!

Geçen yıl 1915’de Ermeni mülklerine el konduğu’ iddiasıyla açılan bu 2 dava, Türkiye’den TOPRAK ve TAZMİNAT talebini yineleyecek. Kıbrıs’da oynanan senaryo aynen tekrar edilecek.

Los Angeles federal mahkemesinde Kasapyan, ‘Madem ‘özür’ de diliyorsunuz, artık topraklarımızı geri verin!’ diyecek! .Talep ettikleri topraklar: Adana İNCİRLİK civarı! Amerikan üssünün kapladığı alanın tamamı!

İkinci dava, TC merkez bankası ve TC Ziraat Bankası aleyhine açılmıştı. O da 19 Aralıkta yeniden görüşülecek...

Zaman gazetesinden Ali Aslan’ın yazısının yayınlandığı gün, 6 aralık 2011’de, Amerika’da Harut Sassounian imzasıyla bir makale yayınlandı…

http://www.panorama.am/en/politics/2011/12/06/h-sassounian/

Sassounian, ‘Mahkeme, Ermeni taleplerini haklı bulursa, Türk bankalarının Amerika’daki varlıklarından, bu tazminat miktarına el koyabilir ve bu parayı mülkü gaspedilmiş Ermeni ailelere verebilir’ diyor.

Sonra ekliyor… ‘Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne de aynı taleple gidilmesiyle daha çok yol katedilebileceği’ni belirtiyor..

‘Avrupa KOnseyi üyesi olan Türkiye, AİHM’ in kararlarını uygulamak zorunda kalacaktır!’ diyor..

O arada Sarkozy de ne tesadüf, 19 Aralık tarihini zikrediyor… ASALA avukatı Patrick Deveciyan’ın mimarı olduğu ‘Ermeni Soykırımını İnkar Yasası’ yeniden pişirilip Türkiye’nin önüne konuyor!

Ermeni -Kürt ittifakı: Ekonomik işbirliği

1 hafta içinde küresel medya ardarda ilginç haberlerle dolup taşıyor…

Sarkozy, 10 Aralık'ta, Ermeni Cumhurbaşkanı Sarkisyan’ı, Fransa’da Ermeni nüfusun en yoğun yaşadığı Marsilya’da ağırlıyor!

Sarkisyan, Ermeni cemaatine ‘Türkler tarihleriyle yüzleşecek!’ diyor. Türklere, Ermeni Soykırım Anıtı önünde diz çöktüreceğini söylüyor!

12 Aralık tarihli Hürriyet Daily News’da Erivan’ı ziyaret eden Diyarbakırlı işadamları haberi yeralıyor.

Diyarbakır Ticaret odası başkan yardımcısı Diyadin Gezer, 50 işadamıyla gittiği bir haftalık Erivan ziyareti sonunda ‘Ermenistan’la 300 milyon dolarlık ticaret hacminin 5 kat artacağı müjdesini’ (!) veriyor. Tarihsel Ermeni-Kürt ittifakı mali çerçevesine oturtulmuş görünüyor!

Ve 14 Aralık tarihli Amerikan Ermeni Ulusal Komitesi haberi:

‘Amerikan Temsilciler Meclisinden geçen 306 sayılı karara gore, Türkiye’nin Ermeni soykırımı sonucu ele geçirdiği hristiyan kilise mülklerini iade etmesi bekleniyor.’

Kararda:

‘Bugün Türkiye Cumhuriyeti toprakları üzerinde bir zamanlar çoğunluğu oluşturan hristiyan medeniyetinin mensuplarına yapılan baskının derhal sonlandırılması’ dayatması da yeralıyor.


‘TARİHİYLE YÜZLEŞEN’ ve ‘ÖZÜR DİLEYEN’ zevata tek bir sözümüz var:

TARİHİYLE YÜZLEŞECEK BAŞKA BİR MİLLET BULUN!

AMERİKA’YA, İNGİLTERE’YE, ALMANYA’YA, İSVEÇ’E NORVEÇ’E GİDİN!

Burası kanla yıkanmış ve tarihinin her anıyla kucaklaşmış , tüm bedelleri ödemiş bir milletin toprağı.. Gidin İsveç’de soykırımdan kurtulan 3-5 Laponla yüzleşin, sonra Florida’da , Dakota’da kızılderililerle yüzleşin, Fransa’da Cezayirlilerle yüzleşin, Afrika’da tüm soyları kıranlarla yüzleşin.. Kıbrıs’ta Kerkük’de Diyala’da, Filistin’de, Balkanlar’da , toplu mezarların önünde naralar atanlarla yüzleşin! Özür diletin onlara sıkıysa! ‘Tarihinizle yüzleşin!’ deyin…

BURADA SİZE SADECE SUSMAK DÜŞER!

Banu AVAR,15 Aralık 2011
banuavar@superonline.com

1915-1918 arasında bizde hangi teknoloji vardı da kimi kaynaklara göre 2 kimine göre 4 milyon ermeniyi öldürmüş olabilelim , Hitler bile toplama kamplarında onca zehirli gaz ve savaş sanayiinin getirdiği tekniklerle zar zor 2,7 milyon kiş öldürmüş (çoğu da polonyalı ,yahudi değil) .. O kadar düzenli takip ve sistematik bir çalışma yapabilecek durumda bir devlet gücümüz olsaydı 1. dünya savaşını kaybetmez üstelik rusları kieve kadar kovalar , 3. viyana kuşatmasını yapar durumda olurduk , balkanlardan ,arap diyarlarından kırık dökük ve yaralı geri çekildiğimiz dönemde bu boyutta bir soykırım istesende yapamazsın , hikaye bunlar da bizim boşbakan kalkar şimdi özür diler birde bunlardan.

Uğrola G.M. ulay forumun yurtsever dostları.

Ülke içerisindeki bazı yurttaşların bir şeylerden özür dileme ve târih ile yüzleşme(!) halleri, bu ülkede salt geçmiş değil, halen daha yüzleşilmesi gereken 'gerçek' ve 'asıl' konular dururken, oldukça eblekçe gelmektedir bana.

Târihteki olaylar ile yüzleşmek isteyenler, bunu târihî bilimsel kanıt-belgeler ile yapacaklar ki bir değeri olsun.

Ama olmaz, yok! Bir olayın yada olaylar zincirlemesinin bütününü değil, ya işine gelen kısımlarını ya da kelime oyunları ile laf salatasına döndürülerek gerçekten, gerçeklikten uzaklaştırarak hedef ve sonuç değiştirme uğraşısına girilmesinden, olayın bütünlüğünü görebilme de yok!

Demokrasinin ve özgürlüğün, başka değerlere saldırmak olmadığının da ayırdında olmayınca bazı insanlar, bırakın Sömürgeci ve İstilâcı güçler ile mücâdeleyi, yıllar yılı 'Tam Bağımsızlık' için bile durmadan bataklığa gömülen bir hâl aldık.

Hoşuma gitmiyor her defasında bunu söylemek, ancak görünen o ki 'yumurta kapıya dayanmadan' algılayamayacak bu millet olan biteni. Geç olsun ancak güç olmasın da denemiyor malesef, çünkü çok yazık olacak bir şeyler anlaşıldığında yitip giden canların, zamanın ve değerlerin asla telâfi edilemeyecek olması.

Sevgi ile...