gönderen Ram » Pzr Kas 16, 2008 20:33
Vahdettin...
Isıtılıp ısıtılıp sofraya konulan mahut iddia yeniden gündemde: Padişah Vahdettin hain değildi, Mustafa Kemali Samsuna milli kurtuluş savaşını başlatsın diye o gönderdi.
Padişah Vahdettin, Karadenize göndereceği Mustafa Kemale şöyle demiş:
Paşa, simdiye kadar devlete çok hizmet ettin. Bunların hepsi tarihe geçmiştir. Bunları unut. Asıl şimdi yapacağın hizmet hepsinden mühim olabilir. Paşa paşa devleti kurtarabilirsin.
Kimileri bu sözlerden Vahdettinin Mustafa Kemali Samsuna milli mücadeleyi başlatsın diye gönderdiği anlamını çıkarmak ister... Yaygın görüş ise farklıdır. Mustafa Kemali Samsuna oradaki isyanları bastırması için gönderen Vahdettin, yukardaki sözleri bu sınırlı görev için sarf etmiştir.
Nitekim Mustafa Kemalin milli mücadele niyeti çabuk anlaşılmış ve 8 Haziranda yani hareketinden 21 gün sonra İstanbula geri çağrılmıştır...
Atatürk, Nutukta ülkenin 1919daki durumunu anlatırken şöyle diyor; O saltanat ve hilafet makamında oturan Vahdettin soysuzlaşmış, şahsını ve bir de tahtını koruyabileceği alçakça tedbirler araştırmakta...
Daha sonra Atatürk hakkında idam fetvası çıkaran, Ankara hükümetine karşı çeteleri örgütleyen de Vahdettindir.
Vahdettin 1923 yılında yayımladığı beyannamede Milli mücadeleye karşı olduğunu açıkça bildirir. Atatürk karşıtları, Vahdettinden kahraman yaratmak için tarihi saptırır. Kimi solcular da onlara eşlik eder. Biraz mantık, gerçeği görebilmek için yeterlidir...
Melih AŞIK
Murat BARDAKÇI ve Yalçın KÜÇÜK, ancak Melih AŞIK'a cevap verebiliyor. Esas verilen
sözde cevap da, kılı kırk yararak bulduğu ihtimâllere kesinlik kazandırmaya çalışan BARDAKÇI'dan geliyor.
yalnızca bir tek sorum vardır: Vatan hainliği nedir¿? Bu sorunun cevabı hakkıyla verilirse, Vahdettin'i aklama çabalarının boş bir ahmaklıktan başka bir şey olmadığı ortaya çıkacaktır.
Mevzuubahs olan; millete saltanatını, hâkimiyetini bırakacak mıyız, bırakmayacak mıyız¿? meselesi değildir. Mesele, zaten emrivâki olmuş bir hakikati ifadeden ibarettir. Bu, behemehâl, olacaktır. Burada içtima edenler, Meclis ve herkes meseleyi tabiî görürse, fikrimce muvafık olur. Aksi takdirde, yine hakikat usûlü dairesinde ifade olunacaktır.
Fakat ihtimâl, bazı kafalar kesilecektir!