Amerika 2001’de istediği iktidarı koltuğa oturtmuştu. Tüm Kuzey Afrika ülkelerinde ‘yeşil’ harekat’ın önderi olan ‘Adalet ve Kalkınma’ isimli bir parti kurulmuştu. Simge tüm ülkelerde ampul ya da lambaydı.
Her şey hazırdı. Artık salyalarını akıtarak Irak’tan başlayıp, Ortadoğu’ya el konulacaktı...
Ve Ortadoğu’nun en güçlü ordusu, Türk ordusu Batının hedefi doğrultusunda kullanılacaktı.
25 Şubat 2003’de Meclis’e bir tezkere geldi. Başbakanlık tezkeresi. Tezkerenin adı şöyleydi:
- "Türk Silahlı Kuvvetleri'nin yabancı ülkelere gönderilmesi ve YABANCI SİLAHLI KUVVETLERİN TÜRKİYE'DE BULUNMASI İÇİN Hükümet'e yetki verilmesine ilişkin Başbakanlık Tezkeresi"
Amerikan yönetimi Türk topraklarını, hava sahasını, limanlarını Irak işgali için kullanamadı.. Irak’da çamura saplandıkça öfkesini Türkiye’ye iletti. 4 Temmuz 2003’de Irak’da Türk Askeri'nin başına çuval geçirdi!
Dönemin devlet başkanı George Bush "Karar Noktaları" adlı kitabında ‘tezkere’nin reddi konusunda ‘Hüsrana uğradık, yarı yolda bırakıldık!’ şeklinde açıklamalar yaptı. Dönemin Başbakanı Abdullah Gül, gazetecilere o dönemde ne çok çile çektiğini anlattı.
Batı pes etmeyecekti! Reddedilen tezkereden 9 yıl sonra 2012 yılı Şubat ayında Malatya’nın Kürecik köyüne Amerikan askerleri yerleştirildi. Haberi Amerikalı general Mark Hertling’den duyduk!
Bülent Esinoğlu, Arslan Bulut gibi gazeteciler konuyu duyurdu. Türk Milleti'nin ‘milli iradesini temsil eden’ tüm partiler sustu!
Milletin yüzde 90’ı vatan topraklarının ABD askerlerinin çizmeleri altında çiğnenmesine karşı olduğuna göre, siyasi parti söz ve icraatları, millet iradesinin karşısında mı?!
Banu AVAR, 1 Mart 2012
Elmek: banuavar@superonline.com