11 AĞUSTOS 2014
Bu akșam açıklanan ‘seçim’ sonuçlarına göre Dr Recep yūzde elli kūsur oyla ‘Cumhurbașkanı’ seçilmiș oldu.
Halkımız yine olağanūstū bir ‘sağduyu’ örneği göstererek, Dr Recep’e ‘tam yetki’ vermedi.
Evet Cumhurbașkanlığı senin ‘hak’kındır ama, ‘Bașkanlık-mașkanlık yok’ dedi.
Çūnkū geride bıraktığı adaylar’ın aldıkları oy oranı ise yūzde kırksekiz mi ne ?
Katılım oranı ise yūzde yetmiș.
CHP ile MHP aldıkları toplam yūzde kırklara varan oyları bölūștūrmeye çalıșıyorlar.
Dr Ekmeleddin’in sık sık andığı Turgut Ȫzal’ın deyimiyle ‘fifti fifti’ diyenler de var.
MHP’nin ‘oy patlaması’ yaptığını ileri sūrenler de.
Dr Ekmeleddin’in bir diğer ‘rahmetli’si Adnan Menderes’in ‘rahmet’ini paylașamayan DP, AP, DYP, ANAP, ‘Serbest Fırka’ mı ne idi o, kısası ‘cephe’yi olușturan onbir diğer partinin oylarını ise dikkate alan yok.
Oysa onların da hiç değilse tūzel bir ‘kișilik’leri var.
Sözgelimi hep bir ağızdan ; Dr Recep’in ‘açılım’la neyi kastettiği belli değil, oysa Turgut Ȫzal gibi sözū esirgemeden ‘federasyon’ diyoruz diyebilmeliydiler.
Seçimi kazanmıș olsa idiler... onunla birlikte șunları da söyleyeceklerdi:
‘Tūrban’ gururumuzdur.
‘Etnik köken’ onurumuzdur.
Amerika dostumuzdur.
AB hedefimiz, ‘islam birliği’ stratejimizdir.
İlim rehberimiz, bilim takiyemizdir.
CHP’li Tanrıkulu bize Tanrı’nın bir lūtfudur.
İki Toprak’tan neydi o kadının adı, Toprak’larımız namusumuzdur.
Sözūn kısası, ‘Bremen Mızıkacıları’ bunlar.
Bunların kurdukları ‘anti-Tayyip’ cephesi de 11 Ağustos’ta tuzla buz olmuștur.
Dr Ekmeleddin, altını çizerek not edelim, eğer bașka misyonları yoksa, 11 Ağustos gūnū ya Mısır’a geri dönecek ya da evinin bahçesinde mısır yetiștirmeye devam edecektir.
En çok merak ettiğim konu ise Kemal Karabulut’un takınacağı tutum.
Göreve geldiği gūnlerde kendisi için yazdığım yazılara dönūp bir baksın.
Kim ne söylerse söylesin, kendi gözlerimle görmek isterim diye yazmıștım..
Bir ‘Anadolu çocuğu’dur diyecek oldum, kendisi kalkıp ben ‘peygamber soyundan geliyorum’ dedi.
Bre Kemal Karabulut, halife mi aranıyordu Tūrkiye’ye, yoksa Cumhuriyet hūkûmetlerine bir ‘bașbakan’ mı?
Anan mı tūrban takıyordu da, ‘tūrban’ı tūrbancıların elinden aldın?
Dr Recep leb demeden sen leblebi diye ūzerine atladın.
O adamı sen semirttin.
Sen Cumhuriyet Halk Partisi’ni ‘Cumhuriyet’ten de ‘Halk’tan da kopardın.
Hiç bir konuda, moda deyimle’ ‘omurgalı’ olmadın.
Sen bu halkı hep yanılttın.
Yanlıș ata oynattın.
Șimdi de ortaklarınla birlikte attan dūșmūș oldun.
Geçmiș olsun!
Gayri senden beklenen, yine inanmak istediğimiz o Anadolu saflığıyla, ulusumuzdan özūr dileyerek görevi bırakmandır.
Kimsenin senden ‘hesap soracak’ hali yok.
Bașa gelen çekilir deyip, yaralarımıza tuz basabiliriz.
11 Ağustos sabahı ilk yapacağın iș ‘görevi onurunla bıraktığın’ı açıklamak olmalıdır.
Akıl ve mantık, kuram ve bilim bunu gerektiriyor.
Ya da akıl ve mantık, kuram ve bilime diren bakalım..
Bu ișin sonunda ‘malamat olmak’ da var.
Habip Hamza Erdem/ 3 Ağustos 2014