PKK’nın Türk askerine ilk kurşunu sıktığı yer olan Eruh'ta havai fişekli 25 yıl kutlaması yapıldı
Terör örgütü PKK’nın 15 Ağustos 1984’te Hakkâri’nin Şemdinli İlçesi ile birlikte ilk silahlı eylemini gerçekleştirdiği Siirt’in Eruh İlçesi’nde ‘1’nci Eruh Cirav Doğa ve Kültür Festivali’ havai fişek gösterisiyle başladı.
PKK flamaları ve pankartlarının açıldığı festivalde 25 yıl önceki baskına katılan ve bir süre sonra yakalanan Ali Gün’ün ardından DTP Genel Başkan Yardımcısı Emine Ayna da bir konuşma yaptı. Gün, Eruh baskınına katıldığı için, festivaldeki PKK sempatizanı gruptan büyük ilgi gördü ve bunu hatırlatarak başladığı konuşması uzun süre alkışlandı.
İlk terörist: Vatan...Kürdistan dağları
Eruh baskınına katılan Ali Gün, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Çok sevinçliyim çünkü barışa çok yakınız".
17.8.2009
- İm (Kod): Tümünü seç
http://www.hurriyetusa.com/haber_detay.asp?id=22360
İktidar Firavun Olursa Elbet Bir Musa Çıkar
İnsanlık bir tarih serüveni olarak günümüze devamlılık göstererek gelmedi mi? Bütün tarih boyunca, âdem'den günümüze, her şeyin bir ilki ve o ilki takip eden sürekliliği yok mu? Var; elbette var.
İlk insan hazreti âdem, aynı zamanda ilk peygamber, ondan sonra gelen peygamberlerin tamamı, onun istikametinde telkinde bulundular, hiçbir peygamber kendisinden öncekini suçlamadı, karalamadı, hakkında kötü bir şey söylemedi. İlahi ahlak başka türlü bir davranışı zaten kabul etmezdi.
İnsanlık bütün birikimini ve kültürünü dinlerden beslerken, milli motifleri ile dini motifleri hep omuz omuza gitmiştir. Dinden gelen öğretiler eğer bozulmamış ise, milli kültüre katkısı da bozulmadan devam eder. Milletlerin kurduğu medeniyet yıkılmaz bir hal alır, asırlarca mesut bir topluluk yaşar ve kendisinden sonraki nesillere bu mutluluğu devreder.
Türk milletinin devlet hayatı işte böyledir. Her zaman kendilerine ilahi yolu gösteren Peygamberlere ve din ulularına hürmeti hiçbir zaman elden bırakmamış, bunu bir yönetim tarzı yapmıştır. Hiçbir Türk ereni, bir başka ulu zata kötü dememiş, kendisini yüceltmek için bir başkasını küçültmemiştir. Bu erdemli davranış Türk devlet adamlarının en önemli yol gösterticisi olmuştur.
Böylesine erdemli bir yolu takip eden Türk devlet adamları, kendisinden önceki liderin bıraktığı yerden devam etmiş ve kendisinden sonrakine, ölümsüz bir milli mücadele hırsı bırakmıştır.
Zaman içerisinde devlet adamlarının beceriksizliği ya da düşmanların hilyesini görememesi bu asil millete uzun tarih yolculuğunda zaman kaybettirmiştir, art niyetli basiretsiz liderler yok olmuş, temelleri sağlam olan Türk kültür ve medeniyeti sayesinde millet yok olmamıştır.
Ne zaman büyük bir tehlike ile karşı karşıya kalsak, ya millet için bir araya gelmiş fedakâr bir kadro, ya da olağan üstü meziyetlere sahip bir lider, yeniden necip Türk milletini çağlar üzerinden atlatacak, onurlu bir mücadeleye, milleti ile birlikte girmiştir.
Hem milli kültürde hem de devlet geleneğindeki devamlılık hali, ülkemizi idare eden meziyetli devlet adamları ve cesur din ulularının azalması ile, bu aralar Türk e tarih yolculuğunda zaman kaybettirmeye başlamış, hızını oldukça yavaşlatmıştır..
İktidar olmak ve iktidarda kalmak için verilen mücadelenin, tarihi gerçeklerle arası pek açılmış bir dönemdeyiz. Bu aralar, tarihten gelen lider karakterlerini bulmakta zorlanıyoruz. Bu aralar, milleti için uykusuz kalan devlet adamları gitmiş, yerine çoluk çocuğuna, kısım akrabasına, devletin malını mülkünü hovardaca harcayan bir ekol gelmiş.
Benden atımı istesinler vereyim, karımı istesinler vereyim ama toprağımı istemesinler, o benim değil milletimindir onu veremem diyen bir Türk devlet adamı geleneği yerine, milletin asırlardan bu yana kazandığı değerleri, yabancılara satan bir devlet adamı oturmakta.
Etrafında ise babalar gibi satarım diyen bir güruh var.
Hazreti Ömer'in adaletini anlata anlata iktidara gelen bu heyet, milletin evlatları sefalette iken, kendi evlatlarının, dünya çapında şirketlere sahip olmasına, madende hayatını kaybeden işçilere dediği gibi, kader diyebilir.
Gemileri olmasına, Allahın lütfü diyebilir. Yanındakileri ne, etrafına, eşine dostuna torpil yapabilir, ama tarih kimseye torpil yapmaz, şerefle anılmak ya da anılmamak, bunu tarihi iyi okuyarak, oturduğunuz koltuklarda sizden önce oturanları, çok iyi analiz ederek yapma Şansınız var.
Gelin bu şansı tepmeyin, Türk milletine zaman kaybettirmeyin, şansınızı zorlamayın, milletinde sabrını zorlamayın.bu nasihati size babanız olsa yapmaz, benden söylemesi.
Tarihe mal olmakla, tarihte yok olmak arasındaki tercihinizi, yok olmaktan yana kullanmaktaki ısrarınız ancak bir firavun inadı olabilir, benim aklıma tarih seyrinde gelen başka kimse yok. Unutmayın her firavuna Allah bir Musa gönderir, ya düzelin, ya bırakın, ya da Musa'nızı bekleyin. Bu nasihati size babanız olsa yapmaz, benden söylemesi.
İrfan TOPÇU
13 Temmuz 2010