Geçenlerde 12 Eylül'ün yıl dönümüydü. Kanlı Amerikancı darbenin... Hani anlatırlar ya darbeden önce sokaklarda anarşi varmış, gençler ölüyormuş. Allah'tan darbe oldu da gençleri öldürme işini "devlet" devralmış oldu! Her şeyden önce bu darbeyi yapan irade Amerika'dır. Meşhur "bizim çocuklar" sözünü bilirsiniz. Zamanın CIA istasyon şefi Paul Henze'in itirafları geçiyordur gözümüzün önünden. Yalnız herkesin bilmediği bir anısı daha vardır. Henze, gazeteci Abdi İpekçi ile bir görüşme yapmıştır. Sonrasında tahmin edin ne oldu? Evet doğru tahmin! Abdi İpekçi "milliyetçi" olduğunu iddia eden bir maymun tarafından öldürüldü. 6 ay sonra da Gün Sazak "solcu" olduğunu iddia eden teröristler tarafından öldürüldü. Kısaca, Amerika Türkiye siyasetini baştan aşağı yenilemek için ve fedaisi Turgut Özal'ı iktidar yapmak için ilk önce ortalığı karıştırdı, sonra da darbeyi yaptırdı.

Türk milleti darbenin sokaklardaki anarşiyi götüreceğini düşündüğü için darbeye olumlu baktı. Lâkin bugün 12 Eylül ve diğer darbelere küfreden yazar çizer takımı da darbeye destek verdi. Bunu yapanlar arasında Nazlı Ilıcak gibi, Oktay Akbal gibi farklı ideolojide insanlar var. Ama bir tanesi var ki, insana Acun Ilıcalı misali "yok artık!" dedirtir... Sıkı durun, o isim Fethullah Gülen. Fethullah Gülen aylık dergisi Sızıntı'da yazdığı, darbeden sonraki ilk yazısında darbecileri överken son olarak şu cümleyi kullanıyor: "...umudumuzun tükendiği yerde hızır gibi imdadımıza yetişen mehmetçiğe bir kere daha selam duruyoruz"
Ama bir dakika, yıllardır "vahşi terör örgütü Ergenekon"u ipliğini pazara çıkaran Saman tv ve Saman gazetesinin sahibi değil miydi bu Saman kafa? Ne oldu da darbecileri Hz. Hızır'a benzetiyor bu adam? Ne oldu da demokrasiyi hiçe sayan bu darbecilere selam duruyor bu adam? Herhalde hepimiz aynı cevabı veririz: O zaman ona verilen görev darbeci olmaktı, şimdi de sözde darbe girişimlerinin karşısında olmak.

12 Eylül ve PKK arasındaki bağlantıya da değinelim. PKK'nın kuruluşu resmi olarak 1978'dir. WikiLeaks belgelerinde de görüldüğü gibi ABD 1979'dan beri PKK'ya yardım ediyor. Sayın rahmetli Attilâ İlhan ASALA ve PKK'yı Kıbrıs Barış Harekâtı'na karşı intikam için ABD'nin kurdurmuş olduğunu söylemişti. ABD PKK'nın büyümesi için de 12 Eylül'ü kullandı. Bilindiği gibi darbeclier, sürekli Atatürkçü olduklarını söylemişlerdi. Cezaevlerindeki mahkûmlara döve döve İstiklâl Marşı ve Gençliğe Hitabeyi okutmuşlardı. Bunlarda amaç Türk milletini Atatürk ve millî değerlerden soğutmaktı. Malesef bir ölçüde başarılı da oldular. Bunun haricinde darbeciler, insanlarımıza sırf Kürt etnik kökeninden geliyor diye ağır işkencelerde bulunmuşlardı. Bunu da yüzlerine vurmuşlardı. "Kart Kurt" diye saçma sapan teoriler ortaya atmışlardı. Bu adiliklerin sonucunda Güney doğulu insanlar PKK'nın diğer Kürtçü grupları tasfiye etmesinden dolayı PKK'ya sığındılar. Darbecilerin iktidar yaptığı Turgut Özal ise PKK'nın terör saldırılarına karşı hiçbir şey yapmadı. Bilâkis, PKK'ya büyük destek veren çekiç gücü Güney doğuya konuşlandırdı. Ve geldiğimiz noktada bebek katili ilk önce Başbakan, sonra Bakan, sonra da MİT Müsteşarı tarafından "sayın" oldu! Bir başka Bakan "Özerkliği tartışalım" diyor.

Evet dostlar, PKK'nın da, AKP'nin de, sözde kürt sorununun da, Büyük Orta doğu Projesi'nin de kökü -bazılarımızın toz kondurmadığı- 12 Eylül 1980 darbesine dayanıyor... Erdal'a, Mustafa'ya selam; darbeci Kenan ve şakşakçılarına lânet olsun...

Holosko.Cihan