14 Ekimde Ermenistan Sınırını Açıyor musunuz?
Türkiyenin gerçek sahipleri Ermenistan meselesini tüm boyutlarıyla biliyor. Ama yine de ukâlalığımdan değil, bilmeyenler, özellikle genç kardeşlerimiz için meseleyi özetlemek istiyorum. Sözü de, dün Gülün, bugün onun en has adamı Babacanın başında olduğu Dışişleri Bakanlığının internet sitesindeki bilgilere bırakıyorum:
Ermenistan ile diplomatik ilişki kurulamamasının belli başlı nedenleri arasında, sözde soykırımın uluslararası alanda tanınması yönünde Ermenistanın çaba harcaması yer almaktadır. Ermenistan Anayasasının giriş bölümünde Bağımsızlık Bildirisine, dolayısıyla sözde 1915 soykırımına da atıfta bulunulmaktadır. Ayrıca Ermenistan, BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymayarak, Azerbaycanın toprak bütünlüğünü tanımamaya ve Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20sini işgal altında tutmaya devam etmektedir. Ancak Ermenistan'ın Azerbaycan'a ait özerk bir bölge olan Dağlık Karabağ'ı işgal etmesi yüzünden Ermenistan'la Azerbaycan arasında patlak veren savaş Türkiye'yle Ermenistan arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden oldu. 1993 yılında Türkiye Ermenistan'la olan sınır kapılarını insan ve mal trafiğine kapattı.
Görüldüğü gibi konu gayet net. Türkiye Adan Zye haklı. Ama Ermenistan bu haksız-hukuksuz taleplerinde bir milim değişiklik yapmadığı halde birileri yıllardır tepemizde boza pişiriyor. Kim o birileri? Bunu da sadece 3 yıl önce, 13 Nisan 2005te TBMMde yapılan Ermeni İddiaları konusundaki genel görüşmede anlatan dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gülden öğrenelim:
Özellikle Batılı ülkeler Ermenistanla diplomatik ilişki kurarak sınırı açmamız için bize telkinde bulunmaktadırlar. Hangi devletten sınırlarını resmen tanıdığını ortaya koymayan bir devletle ilişkilerini normalleştirmesi beklenebilir?...
Bu sözler, daha önemlisi duruşlar ciddiye alınmadı ki, AB-ABD bastırmaya devam etti. Son olarak ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Fried, Haziran ayında, Türkiye'nin Ermenistan ile olan sınırını açması ve tarihinin karanlık bir bölümüyle yüzleşmesi gerektiğine buyurdu.
Şimdi Ermenistandan kahraman(!) gibi dönen Abdullah Gül, ''Biz müttefiklerimizle ilişkilerimize sadığız ve birlikte çalışmaya önem veriyoruz. Ama inandığımız şeyler için de izin almıyoruz. Doğru gördüklerimizi izin alarak yapan bir ülke değiliz. Türkiye'yi 'muz cumhuriyeti' gibi gören bir zihniyet var. ABD söyledi (yapıyor ya da yapmıyoruz) diye bir şey yok. Ermenistan ziyareti konusunda da hiç bir telkin söz konusu değil, ABD ve Avrupa dahil... diyebiliyor.
Madem öyle adama, ülkenin bu kadar acil derdi varken Ermenistana gitmek nereden çıktı, dahası gitmeden önce Busha niye bilgi verdiniz diye sormazlar mı?
Bunları da sorarlar, Aslında biz bu ziyarete daha önce karar vermiştik ama gelmeden iki gün önce açıkladık itirafının anlamını da!..Ya birileri çıkıp, Türkiye Cumhurbaşkanı kendi milletine yalan söylemiş derse, ne cevap vereceksiniz? Kendi milletine diyorum, zira gariban Türklere 2 gün önce haber verildi ama 30 Ağustosta, Rusyanın Ragnum Haber Ajansı, Ermenistan hükümetinden ismini açıklamak istemeyen bir yetkiliye dayanarak, Gül'ün Erivan ziyaretinin kesinleştiğini çoktan duyurmuştu.
JARGON DEĞİŞTİREN GÜL MÜ, ERMENİSTAN MI?
Gül, Erivan dönüşünde ve Baküye giderken Ermenistan seferini anlata anlata bitiremedi. Bir bilanço da ben çıkarayım, kararı siz verin:
-Ermenistanla güya diplomatik ilişkimiz yoktu, Cumhurbaşkanı düzeyinde ayaklarına gidildi.
-Ermenistan önkoşulsuz görüşelim, yani Ne sınırlarınızı tanımamızı, ne soykırım iddiamızdan vazgeçmemizi, ne de Azerbaycan işgalinden vazgeçmemizi isteyin diyordu. Dediğini yaptırdı. Şimdi Gül, Sözde soykırım meselesini ne açtılar, ne de imada bulundular diye seviniyor. Sırayla bayım, sırayla
-Gül, sözde soykırım anıtına gitmedi ama Sarkisyanın odasındaki Ağrı Dağı tablosu önünde poz verdi. Bu poz için, Ağrı Dağı o şehirde her yerden gözüküyor savunmasını yaptı. Kargalar bile gülemedi!..
-Çankaya muharrirleri, Jest için o gece anıt ışıklandırılmadı balonu uçurdu. Bu balonu bizzat baş bıçkın Cengiz Çandar patlattı.
-Tüm bunlara rağmen Gül, Ermenistanın jargonu değişti gibi çok veciz ve derin bir değerlendirme yaptı.
Evet şimdi söyleyin; jargonu değişen kim, Ermenistan mı, Gül mü?
Bu adımlardan sonra bir anlam ve önemi kalıyor mu bilemiyorum ama heybedeki büyük turpu da duyuralım. Başbakan Erdoğanın, Baykalın önerisi zannedip, çok çirkin
herhalde aynaya bakarak, böyle konuşuyor diye nitelendirdiği soykırım anıtına çelenek fikrinin babası, Gülün Baş muharriri Cengiz Çandara göre, 14 Ekimde Türkiye-Ermenistan sınırı açılacakmış!..
Belli ki o iş de bitmiş!.. İyi de sizin bundan haberiniz var mı Sayın Erdoğan?..Bunca meclislerin, hükümetlerin, MGKların aldığı, uyguladığı bir politikayı bir Gül kendi başına değiştirilir mi?
Biz en iyisi Gülün bir gece ansızın Yunanistanla ilgili casus belli kararını kaldırmasına da hazır olalım!...
TANRI DEĞİL, İLAHLAR İSTEDİ BAŞPİSKOPOSUM
Çok ciddi takıldık, biraz gülümseyelim
Türkiye Ermeni Patrikliği Başpiskoposu Aram Ateşyan, Türk ve Ermeni toplumunun muhakkak bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı, bunun için bir vesileye ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Ve ekledi: İki toplum da bir adım atmadı. Bence ilk adımı Tanrı attı. Dur dedi iki takımı karşı karşıya getireyim.
Yok Sayın Başpiskoposum, yok; Tanrı değil, ilahlar öyle istedi!..Boşuna mı AB, Gül için, Kendisinden şüphemiz yok diyordu? Ya Ermeni seferinden önce Bushun, Seninle gurur duyuyoruz gazı?..
ÇANKAYA- BİLGİ ÜNİVERSİTESİ EL ELE
Bir haber daha
Eğer görmediyseniz, Çankaya Köşkünün yeni internet sitesini mutlaka görün. Abdullah-Hayrünisa Gül sitesi dense yeridir. Nerede Çankaya Köşkünün diğer birimlerinin faaliyetleri, nerede Cumhurbaşkanının imzaladığı, imzalamadığı kararlar, kararnamelerle ilgili bilgiler, nerede o Devlet Denetleme Kurulunun her biri ders niteliğindeki raporları?.. (Deniz Feneri soruşturması için Gülden DDKnun devreye sokulmasını isteyen Bahçeliye özellikle duyurulur) Koyduysan bul, hepsi buhar olmuş. Adeta devlet silinmiş.
Peki bu temizliği kim yaptı biliyor musunuz? Sorosun kalesi Bilgi Üniversitesi!...Hatırlar mısınız, Cemil Çiçek Adalet Bakanı iken, o üniversite 2005te Ermeni konferansı düzenlediğinde, Türk Milletini arkadan hançerlediler, millete ihanet ediyorlar demişti. Acaba 3 yıl sonra geldiğimiz bu müthiş (!) noktayla ilgili de bir değerlendirmeleri olur mu?
Açık İstihbarat