14 Ekim’de Ermenistan Sınırını Açıyor musunuz?

14 Ekim’de Ermenistan Sınırını Açıyor musunuz?

İletigönderen tuba » Pzr Eyl 14, 2008 21:59

14 Ekim’de Ermenistan Sınırını Açıyor musunuz?

Türkiye’nin gerçek sahipleri Ermenistan meselesini tüm boyutlarıyla biliyor. Ama yine de ukâlalığımdan değil, bilmeyenler, özellikle genç kardeşlerimiz için meseleyi özetlemek istiyorum. Sözü de, dün Gül’ün, bugün onun en has adamı Babacan’ın başında olduğu Dışişleri Bakanlığı’nın internet sitesindeki bilgilere bırakıyorum:

“Ermenistan ile diplomatik ilişki kurulamamasının belli başlı nedenleri arasında, sözde soykırımın uluslararası alanda tanınması yönünde Ermenistan’ın çaba harcaması yer almaktadır. Ermenistan Anayasası’nın giriş bölümünde Bağımsızlık Bildirisi’ne, dolayısıyla sözde 1915 ‘soykırımına’ da atıfta bulunulmaktadır. Ayrıca Ermenistan, BM Güvenlik Konseyi kararlarına uymayarak, Azerbaycan’ın toprak bütünlüğünü tanımamaya ve Azerbaycan topraklarının yaklaşık yüzde 20’sini işgal altında tutmaya devam etmektedir. Ancak Ermenistan'ın Azerbaycan'a ait özerk bir bölge olan Dağlık Karabağ'ı işgal etmesi yüzünden Ermenistan'la Azerbaycan arasında patlak veren savaş Türkiye'yle Ermenistan arasındaki ilişkilerin bozulmasına neden oldu. 1993 yılında Türkiye Ermenistan'la olan sınır kapılarını insan ve mal trafiğine kapattı.”

Görüldüğü gibi konu gayet net. Türkiye A’dan Z’ye haklı. Ama Ermenistan bu haksız-hukuksuz taleplerinde bir milim değişiklik yapmadığı halde birileri yıllardır tepemizde boza pişiriyor. Kim o birileri? Bunu da sadece 3 yıl önce, 13 Nisan 2005’te TBMM’de yapılan Ermeni İddiaları konusundaki genel görüşmede anlatan dönemin Dışişleri Bakanı ve Başbakan Yardımcısı Gül’den öğrenelim:

“Özellikle Batılı ülkeler Ermenistan’la diplomatik ilişki kurarak sınırı açmamız için bize telkinde bulunmaktadırlar. Hangi devletten sınırlarını resmen tanıdığını ortaya koymayan bir devletle ilişkilerini normalleştirmesi beklenebilir?...”

Bu sözler, daha önemlisi duruşlar ciddiye alınmadı ki, AB-ABD bastırmaya devam etti. Son olarak ABD Dışişleri Bakan Yardımcısı Daniel Fried, Haziran ayında, “Türkiye'nin Ermenistan ile olan sınırını açması ve tarihinin karanlık bir bölümüyle yüzleşmesi gerektiğine” buyurdu.

Şimdi Ermenistan’dan kahraman(!) gibi dönen Abdullah Gül, ''Biz müttefiklerimizle ilişkilerimize sadığız ve birlikte çalışmaya önem veriyoruz. Ama inandığımız şeyler için de izin almıyoruz. Doğru gördüklerimizi izin alarak yapan bir ülke değiliz. Türkiye'yi 'muz cumhuriyeti' gibi gören bir zihniyet var. ABD söyledi (yapıyor ya da yapmıyoruz) diye bir şey yok. Ermenistan ziyareti konusunda da hiç bir telkin söz konusu değil, ABD ve Avrupa dahil...” diyebiliyor.

Madem öyle adama, “ülkenin bu kadar acil derdi varken Ermenistan’a gitmek nereden çıktı, dahası gitmeden önce Bush’a niye bilgi verdiniz” diye sormazlar mı?

Bunları da sorarlar, “Aslında biz bu ziyarete daha önce karar vermiştik ama gelmeden iki gün önce açıkladık” itirafının anlamını da!..Ya birileri çıkıp, “Türkiye Cumhurbaşkanı kendi milletine yalan söylemiş” derse, ne cevap vereceksiniz? “Kendi milletine” diyorum, zira gariban Türklere 2 gün önce haber verildi ama 30 Ağustos’ta, Rusya’nın Ragnum Haber Ajansı, Ermenistan hükümetinden ismini açıklamak istemeyen bir yetkiliye dayanarak, Gül'ün Erivan ziyaretinin kesinleştiğini çoktan duyurmuştu.

JARGON DEĞİŞTİREN GÜL MÜ, ERMENİSTAN MI?

Gül, Erivan dönüşünde ve Bakü’ye giderken Ermenistan seferini anlata anlata bitiremedi. Bir bilanço da ben çıkarayım, kararı siz verin:

-Ermenistan’la güya diplomatik ilişkimiz yoktu, Cumhurbaşkanı düzeyinde ayaklarına gidildi.

-Ermenistan “önkoşulsuz görüşelim”, yani “Ne sınırlarınızı tanımamızı, ne soykırım iddiamızdan vazgeçmemizi, ne de Azerbaycan işgalinden vazgeçmemizi isteyin” diyordu. Dediğini yaptırdı. Şimdi Gül, “Sözde soykırım meselesini ne açtılar, ne de imada bulundular” diye seviniyor. Sırayla bayım, sırayla…

-Gül, sözde “soykırım anıtına” gitmedi ama Sarkisyan’ın odasındaki Ağrı Dağı tablosu önünde poz verdi. Bu poz için, “Ağrı Dağı o şehirde her yerden gözüküyor” savunmasını yaptı. Kargalar bile gülemedi!..

-Çankaya muharrirleri, “Jest için o gece anıt ışıklandırılmadı” balonu uçurdu. Bu balonu bizzat “baş bıçkın” Cengiz Çandar patlattı.

-Tüm bunlara rağmen Gül, “Ermenistan’ın jargonu değişti” gibi çok veciz ve derin bir değerlendirme yaptı.

Evet şimdi söyleyin; jargonu değişen kim, Ermenistan mı, Gül mü?

Bu adımlardan sonra bir anlam ve önemi kalıyor mu bilemiyorum ama heybedeki büyük turpu da duyuralım. Başbakan Erdoğan’ın, Baykal’ın önerisi zannedip, “çok çirkin…herhalde aynaya bakarak, böyle konuşuyor” diye nitelendirdiği “soykırım anıtına çelenek” fikrinin babası, Gül’ün “Baş muharriri” Cengiz Çandar’a göre, 14 Ekim’de Türkiye-Ermenistan sınırı açılacakmış!..

Belli ki o iş de bitmiş!.. İyi de sizin bundan haberiniz var mı Sayın Erdoğan?..Bunca meclislerin, hükümetlerin, MGK’ların aldığı, uyguladığı bir politikayı bir Gül kendi başına değiştirilir mi?

Biz en iyisi Gül’ün bir gece ansızın Yunanistan’la ilgili “casus belli” kararını kaldırmasına da hazır olalım!...

TANRI DEĞİL, İLAHLAR İSTEDİ BAŞPİSKOPOSUM

Çok ciddi takıldık, biraz gülümseyelim…Türkiye Ermeni Patrikliği Başpiskoposu Aram Ateşyan, Türk ve Ermeni toplumunun muhakkak bir araya gelmesi gerektiğini vurguladı, bunun için bir vesileye ihtiyaç olduğuna dikkat çekti. Ve ekledi: “İki toplum da bir adım atmadı. Bence ilk adımı Tanrı attı. Dur dedi iki takımı karşı karşıya getireyim”.

Yok Sayın Başpiskoposum, yok; Tanrı değil, “ilahlar” öyle istedi!..Boşuna mı AB, Gül için, “Kendisinden şüphemiz yok” diyordu? Ya Ermeni seferinden önce Bush’un, “Seninle gurur duyuyoruz” gazı?..

ÇANKAYA- BİLGİ ÜNİVERSİTESİ EL ELE

Bir haber daha…Eğer görmediyseniz, Çankaya Köşkü’nün yeni internet sitesini mutlaka görün. Abdullah-Hayrünisa Gül sitesi dense yeridir. Nerede Çankaya Köşkü’nün diğer birimlerinin faaliyetleri, nerede Cumhurbaşkanının imzaladığı, imzalamadığı kararlar, kararnamelerle ilgili bilgiler, nerede o Devlet Denetleme Kurulu’nun her biri ders niteliğindeki raporları?.. (Deniz Fener’i soruşturması için Gül’den DDK’nun devreye sokulmasını isteyen Bahçeli’ye özellikle duyurulur) Koyduysan bul, hepsi buhar olmuş. Adeta devlet silinmiş.

Peki bu temizliği kim yaptı biliyor musunuz? Soros’un kalesi Bilgi Üniversitesi!...Hatırlar mısınız, Cemil Çiçek Adalet Bakanı iken, o üniversite 2005’te Ermeni konferansı düzenlediğinde, “Türk Milleti’ni arkadan hançerlediler, millete ihanet ediyorlar” demişti. Acaba 3 yıl sonra geldiğimiz bu müthiş (!) noktayla ilgili de bir değerlendirmeleri olur mu?


Açık İstihbarat
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

İletigönderen kaye » Pzr Eyl 14, 2008 22:59

Övündükleri ya da avundukları şey "O gün sözde soykırım anıtının ışıklandırılmamasıymış".
Umrumda değil o anıtta ışıkları da, ama umrumda olan başka birşey var:
Bizim Ankara'nın göbeğindeki anıtımızın, Anıtkabir'imizin ışıkları, bir yıldan biraz uzun bir süredir, MHP denen partinin de yardımıyla mânen sönmüş durumda..
Çandar'ın bunu gördüğü yok, ama en azından yanda gördüğünüz Iğdır'daki soykırım anıtını görseydi. Hadi diyelim çok demokratsınız! çandar bey, üzülüyorsunuz azmış köpek durumunda sağa sola saldıran, mütecaviz, katil bir kaç ermeninin ölümüne, yandaki anıt neyi simgeliyor biliyor musunuz?
Sanmıyorum, bilmek isteyeceğinizi de düşünmüyorum zaten.. Ben yine de hatırlatma yapmak istiyorum:
Doğu Anadolu'da geçmişte kaybettiğimiz bir milyondan fazla şehidimizin aziz hatırasını gelecek kuşaklara aktaracak ve 24 Nisan'ı Katliam günü olarak kabul edenlere ve onlarcası dünyanın birçok yerinde açılan sözde soykırım anıtlarına cevap verecek bir anıttır bu anıt.
Acaba aklınıza hiç geldi mi buraya değil bir çelenk, bir karanfil bırakmak..
Peki reis-i cumhurumuzun aklına gelmişmidir!
Sanmıyorum, al birini, vur ötekine..





..
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Egeli » Pzt Eyl 15, 2008 9:52

Ermeniler,tam köşeye sıkıştıkları bir dönemde Milli maçı bahane ederek,kendileri için çok önemli,bizim için yüz karası bir hamleye imza attılar.Kutluyorum onları.Öte yandan FIFA denen kurumu da kutluyorum,kura böyle çekilir.Zamanlama mükemmel.

Rusya,Ermenistan ve Karabağ'daki birliklerini Osetya Cephesi'ne kaydırdı.Zaten,açlıktan ağzı kokan,Fransa ve Rusya'nın yardımlarıyla geçinen Ermenistan,Kafkasya'daki gelişmelerin sonrasında,askeri desteğini büyük bir oranda kaybetti.AB sevdalısı yönetimimiz,Fransa'ya cici görünmek adına,sözüm ona uzatılan eli havada bırakmamak için Cumhurbaşkanı'nı gönderdi.Kutluyorum.Gerçekten centilmence bir hareket.Bizimki,ülkenin milli çıkarlarını zedelerken,tarihteki olayları bir kenara atıp,sanki gerçekten soykırım yapmışız gibi,özür diler maiyette bugüne kadar tanımadığımız,diplomatlarımızı katleden,PKK'yı kuran ve destekleyen bir ülkeye ziyarette bulundu.Öyle bir ülke ki,VIP salonunda kliması bile yok,büyükbaşları vantilatörle serinletiyor,fakat asla Türkiye düşmanlığını finanse etmekten vazgeçmiyor.Kutluyorum...

Biz Ermenistan ziyaretini,yapılan hareketin neler götürdüğünü tartışırken,Ermenistan'ı pohpohlayan,şişiren,bizi onlarla düşman eden ve bundan asla da vazgeçmeyecek abiler ise,yakında judo derslerine başlayacak.

Osmanlı tokadı eskidi artık!Bunu birilerinin görmesi lâzım.

Dünya'yı yöneten imparatorluğu hasta adam yapanlar,dünyanın boynunu kıran tokadı da tarih sayfalarına itti.

Osmanlı bitti...

85 yıl rötarlı da olsa,bunu görmeliyiz artık.

Türk adıyla kurulan son devlet,bölgesel değil,küresel bir güçtür.Bunu Osmanlı ile bugüne kadar kamufle eden biziz,ısrarla birilerine kendimizi bağımlı hâle getirmeye çalışıyor pek âla da başarılı oluyoruz.Fakat,bizim haricimizdeki herkes,gücümüzün farkında.

Kanımızın farkına varmamız için,illâ akması gerekmez!!!
Kullanıcı küçük betizi
Egeli
Üye
Üye
 
İletiler: 1724
Kayıt: Cum Mar 09, 2007 17:40

A. Gül Türkiye'yi küçük düsüremez

İletigönderen mustafat » Pzt Eyl 15, 2008 10:35

AKP ve onun cumhurbaskani Gül disislerinde kendi siyasi islamci hedefleri dogrultusunda gizli kapakli bir takim isler çeviriyorlar. Gül halkin koyunluguna güvenip (AKP %47 oy aldigina göre Gül bu konuda hakli) hiç dogru dürüst açiklama bile yapmadan kendince Türkiye'nin 50 yillik milli politikasini bir anda altüst ediyor.

Bütün bunlar dogru ama bir konuda burada yazilanlara katilmiyorum: Gül Türkiye'yi küçük düsürdü deniyor. Gül bence Türkiye'yi küçük düsüremez, çünkü Gül Türkiye'nin degil AKP'nin, siyasi islamin ve tarikatlerin cumhurbaskanidir. Bunu Ermenilerin de duyacagi sekilde tekrar tekrar vurgulamak gerekiyor. Siyasi islam kendi hedefleri ugruna AB ve ABD mandasi olmayi kabullenebilir, ama Türkiye'nin en az %60'lik önemli bir kesimi bunu kabullenmiyor.

Gül de dahil olmak üzere AKP'nin çekirdek kadrosu bence eninde sonunda yüce divanda bu millete hesap verecekler. Sadece Türkiye'nin çikarlarina ters düsen politikalari nedeniyle degil, ayni zamanda yolsuzluklardan.

Simdi Ermeni meselesinde önemli olan karsiliksiz somut tavizler vermemektir. Eger gerçekten hiçbir karsiligi olmadan Emeni siniri açilirsa ABD, Gül ve AKP kazanmis, Türkiye kaybetmis demektir.
Kullanıcı küçük betizi
mustafat
Üye
Üye
 
İletiler: 153
Kayıt: Cmt Ağu 09, 2008 14:06


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

cron

x