19 Mayıs!
"Dünün şartları bugünle birebir aynı mı ki dünden feyz alalım?" diye soran arkadaşlar bir anlamda haklı. Tarih laboratuarı, değişen koşulları akıl ve bilim ışığında değerlendirenlerin başarıya ulaştığını kanıtlıyor. Ama genel durum ve batılı devletlerin stratejileri büyük benzerlik taşıyorsa, geçmişten ders alıp bugünün koşullarıyla sentezleyecek olanlar kesinlikle kazanacaktır...
* * *
19 Mayıs!
Milli direnişin sembolü olan gün!
Kasım 1918’de ‘direniş yuvaları oluşturun!’ diyen Mustafa Kemal Paşa, ön çalışmaları, kadroyu, örgütlenme şemasını belirlemiş ve 19 Mayıs 1919’da fiilen harekete geçmişti.
O güne kadar Anadolu’da birtakım çoban ateşleri vardı.. Anadolu'nun dört bir yanında, direniş komiteleri, yerel kongreler toplanmaktaydı. Toplanmasına toplanmaktaydı AMA büyük bir çoğunluğu, kurtuluşu İngiliz ve Fransız mandasında aramaktaydı. Aydınlar İngilizci, Amerikancı ve Fransızcı olarak ayrılmıştı.. Yedi düvel, etnik grupları kışkırtmakta, aynı anda kendisine iltifatkar olanları kullanmaktaydı…
Falih Rıfkı Atay’ın sözleriyle,
‘O günlerde 2 ihtimal vardı:
Biri Hürriyet ve İtilaf partisiyle, saraya ve Bab-ı Ali’ye dayanan İngilizler eliyle parçalanmak;
İkincisi yalvara yalvara Amerikan mandası altına girmek ve yurt bütünlüğünü korumak!
Büyük devletlere meydan okuyucu bir BAĞIMSIZLIK SAVAŞI, bu zevat için imkansızdı!’
Bugünkü manzaraya ne kadar benziyor değil mi?
Gazi Paşa, TAM BAĞIMSIZLIK diyerek yola çıktı ve millet onu MEŞRU kıldı… Bir bütün oldular!
Bu millet ‘Ya istiklâl ya Ölüm!’ dedi. Şuralar örgütledi, miskinliği üzerinden attı, direndi… Olmazları olur yaptı… Kendine güveni arttı.
Sonra büyük oyunun çarkları arasında kaldı.. Başladığı noktaya benzer bir noktada işiyle aşıyla umuduyla, oynandı… Ama o millet işte bu millet!
Bugün ‘ya bağımsız olmak ya olmamak’ diyecek fıtratı kaybolmadı…
Belki bunca gürültü arasında sesi boğuklaştı ama işte o kadar!
Banu AVAR, 18 Mayıs 2017
banuavar@superonline.com