İngiliz Daily Telegraph gazetesi, 13 Nisan 1934 günlü haberinde; “Gelibolu Yarımadası’nın tarihi savaş alanları, çok yakında define avcılarıyla dolacak” diyordu; “Dünya Savaşı’nda buradaki çarpışmalara katılan İngiliz subay ve erlerinden 500 kişi, yakında Duchess of Richmond gemisiyle İngiltere’den yola çıkacak. Bunlar, 1915’te Gelibolu’dan çekilirken toprağa gömdükleri altın torbalarını da arayacaklar. Teğmen Stanton-Hope, Daily Telegraph muhabirine Gelibolu’da definelerin olduğunu anlattı:
“Burada görev yapan erlerden çoğu, öteden beri bankalara güveni olmayan ve bütün paralarını altın olarak yanlarında taşıyan Tyne’liler. Bunlar çatışma alanına giderken üzerlerindeki altınları birer çukura gömerek saklıyorlardı. Gömülen her torbada yaklaşık 40 İngiliz altını vardı. Bunlardan biri, altınlarını bir ağacın dibine gömmüş ve yerini unutmamak için fotoğrafını çekmişti. O fotoğraf bendedir. Bu adam ateş altında vuruldu ve bir daha altınlarına kavuşamadı. Altınları saklayan 8. Welch Alayı’ndandır; askerlerin listesi ve adresleri bendedir. O ağacın yerini bulup altınları çıkartırsam sahibini arayarak göndereceğim...”
Askerlerden biri de bir galon alkollü içkiyi (rom) Suvla Körfezi’nde sahile gömmüş, haritasını çizmiş; bu harita da gemiye asılacak; bu rom galonunu bulmakta her ziyaretçinin eşit şansı olacak. 1915 Çanakkale Savaşı’nda işgal askerlerine verilen gündelik alkolün göstergesi olan bu rom galonunu aramak, gezinin en eğlenceli yanı...”
* * *
İngiltere’de olduğu gibi Avustralya ve Türkiye’de de Define Avı olarak yankılanan Daily Telegraph çıkışlı bu haber, [1] Çanakkale Savaşı’na ilişkin az bilinen gerçekleri dile getiriyordu.
Gelibolu’da savaşan işgal gücü askerlerine yaz-kış hergün rom veriliyordu. Avustralyalı asker Roy Retchford, Gelibolu sahilinde karaya neşe içinde, güle oynaya çıktıklarını anlatıyor; [2] bir İngiliz subay da 1922’de; “Eğer rom olmasaydı, Dünya Savaşı’nı kazanabileceğimizi hiç sanmıyorum.” diyordu. [3]
Askerler romu argoda “alkolün verdiği cesaret” anlamında “Dutch Courage” olarak adlandırıyordu. [4] Bir alkollü içki olarak rom, işgalci askerlerin Gelibolu’da yaptığı gibi, sıcak kahveyle karıştırılarak alındığında, etkisi doruğa çıkıyor, onlara savaşta gereksindikleri cesareti sağlıyordu.
Bu rom bildiğimiz rom değil, “orduya özel üretilmiş rom”du. İşgal güçleri komutanları, Aralık 1915’te Gelibolu’dan çekilmeden önce, bu “rom”un Türklerin eline geçmesini -ve Tabii içeriğinin tahlil edilmesini- önlemek için seramik kavanozların tümünü kırdırmışlardı. [5]
İşte eski İngiliz savaşçıların 1934 Gelibolu ziyaretinde, bir askerin 1915’te kırmayıp toprağa gömdüğünü söylediği bir galonluk rom kavanozunu arayacakları haberi, bu bakımdan anlamlıydı.
Ziyaretçilerin, kimi askerlerce 1915’te Gelibolu’da toprağa gömülen altın para torbalarını arayacakları haberi de göründüğü gibi değildi. Anzak Subayı G. Barclay, Gelibolu’da savaşırken, Yeni Zelandalı mühendislerin su bulmak için bir kuyu açtıkları sırada, 10 metre derinlikte altın madeni filiziye karşılaştıklarını açıklamış ve yerini de bildirmişti. [6] Gelibolu’yu ziyaret edecek olan eski İngiliz askerleri, belki de toprağa gömülü altın para çıkınlarını ararmış gibi yaparak, gerçekte 1915’te Yeni Zelandalı Anzak askerlerinin bulduğu söylenen altın madenini arayacaklardı.
* * *
Geziyi düzenleyen örgüt, 1915’te Çanakkale’de savaşmış emekli İngiliz deniz subaylarının kurduğu [7] Kraliyet Deniz Kuvvetleri Derneği’ydi. [8]
1915 Çanakkale Savaşı’nın baş sorumlusu Sir Winston Churchill ve işgal güçleri komutanı Sir Ian Hamilton bu derneğin onursal konuklarıydı. Gelibolu’ya gelecek eski İngiliz askerleri arasında, Sir Francis Davies ve Sir Archibald Paris gibi Çanakkale Savaşı’nda görev yapmış on general de vardı. [9]
Lozan Barış Antlaşması, Gelibolu Savaş Mezarları’nın, mezarlık dışında, askeri, ticari, vs. başka amaçlarla kullanılmasını yasaklıyordu. [10] Gelgeldim, Daily Telegraph’ın 13 Nisan 1934 günlü haberi; bu geziye mezarlık ziyaretine ek olarak bir de “define arayıcılığı” boyutu eklendiğini gösteriyordu. Bu, antlaşmaya aykırıydı. Atatürk bu haberden hemen bir gün sonra, 14 Nisan 1934 günü Çanakkale’ye gidecek; Çanakkale Valisi ile görüşecekti. [11]
Atatürk’ün Çanakkale Valisi ile neler konuştuğunu bilmiyoruz. Ancak, Lozan Antlaşması’na uygun yapılması gereken bir mezar ziyaretine, antlaşmaya aykırı olarak, define avcılığı boyutu ekleyenler, bu davranışlarının karşılığını göreceklerdi:
1- Aralarında çok sayıda emekli generalin bulunduğu ziyaretçiler, devletin üst düzey temsilcilerince değil, yerel düzeyde, Çanakkale Valisi, Belediye Başkan Vekili ve yöre halkından 10 kişi tarafından karşılanacaktı.
2- Gelibolu’daki mezar ve anıtlarına koymak üzere, ziyaretçilerin İngiltere’den yanlarında getirdikleri 85 çelengin her birinden 31 sterling gümrük vergisi alınacaktı.
3- İstanbul Taksim’de, içinde Atatürk’ün de simgelendiği anıta koymak üzere İngiltere’den getirdikleri dev boyutlu bir çelenk için, çok yüksek bir gümrük vergisi istenecek ve ziyaretçiler koca çelengi ülkelerine geri götürmek zorunda bırakılacaklardı. [12]
4- Gelibolu Savaş Mezarları alanında kazı yapıp define vs. aramanın, Lozan Antlaşması’na aykırı olduğu, ziyaretçilere tam kazı yapmaya kalkıştıkları anda bildirilecek; ve toprağı eşelemeleri yasaklanacaktı. [13]
Atatürk Türkiyesi, Duschess of Richmond gemisinin yaklaşık 700 yolcusuyla 30 Nisan 1934 günü Gelibolu’ya ulaştığı andan başlayarak yukarıda belirttiğimiz tüm eylemleri gerçekleştirdi. Gemi yanaşır yanaşmaz, Çanakkale Valisi Süreyya Bey başkanlığında Türk heyeti gemiye çıktı, konuklara “hoşgeldiniz” dedi.
Sonra eski İngiliz askerleri ve diğer yolcular karaya çıktılar; Gelibolu çarpışmalarında yaşamlarını yitiren kendi askerlerinin mezarlarını ziyaret ettiler; anıtlarına çelenk koydular. Kendilerinden çelenk başına 31 sterling gümrük vergisi alındı.
Bu arada Türk heyeti de Anzak mezarlarının bulunduğu Tek Çam (Lone Pine) anıtına çelenk koydu. Ziyaretçiler toprağa gömülü para torbalarını ve rom kavanozunu aramaya yeltendikleri anda, Türk görevliler yasak olduğunu bildirerek bunu engellediler.
700 ziyaretçi 2 Mayıs 1934 akşamı Gelibolu’dan gemiyle İstanbul’a geçti; onları İngiliz Büyükelçisi Sir Percy Loraine başkanlığında elçilik görevlileri karşıladı. Çanakkale gazisi Pertev (Demirhan) Paşa Başkanlığındaki Türk heyeti İstanbul’a gelen ziyaretçilere “hoşgeldiniz” dedi. Yemekte her iki tarafın heyet başkanları karşılıklı söylevler verdiler.
Sonunda Duchess of Richmond gemisi, 3 Mayıs 1934 günü 700 yolcusuyla, kırılmış bir seramik rom galonundan arta kalan küçük parçalarla; ve define, altın vs. arayamadan, İstanbul’dan ayrıldı. [14]
2000’li yıllara gelindiğinde, üzerinden nice on yıllar geçmiş olan 1934 gezisi, çoktan unutulmuştu. Gezinin yıllar sonra anımsanmasına yol açan şey; 1978’den sonra “Atatürk 1934” imzasıyla Anzak anıtlarına İngilizce olarak [15] kazınan şu sözlerdi: “Kanlarını döken ve yaşamlarını yitiren kahramanlar... Sizler şimdi dost bir ülkenin toprağında yatıyorsunuz. Bu nedenle huzur içinde yatın. Ülkemizde yan yana yattıkları yerde bizim için Johnnyler ile Mehmetler arasında fark yoktur. Uzak ülkelerden oğullarını gönderen analar, gözyaşlarınızı silin; oğullarınız şimdi bağrımızda huzur içinde yatıyor; bu topraklarda yaşamlarını yitirdikten sonra, artık onlar bizim oğullarımız olmuştur. Atatürk 1934”
Atatürk döneminde İçişleri Bakanı olan Şükrü Kaya, Atatürk’ün ölümünden 15 yıl sonra. 1953’te yayımlanan bir söyleşisinde, Atatürk’ün yazıp kendisine verdiğini ileri sürdüğü bu sözleri Çanakkale’de Mehmetçik Anıtı başında, bütün dünyaya hitaben okuduğunu; orada bulunan gazetecilerin bu söylevi gazeteleri aracılığıyla dünyaya duyurduklarını; bunun üzerine dünyanın çeşitli yerlerinden kutlama yazıları geldiğini söylemişti.
2000’li yıllarda “Bilişim Devrimi” gerçekleşti. Milyonlarca sayfadan oluşan gazete arşivleri, 1700’lü yıllardan başlanarak bilgisayarlara aktarıldı. Araştırmacılar, gazete arşivlerini taradılar ve o sözlerin, 1919-1938 arası Atatürk döneminde, hiç bir tarihte hiç bir gazetede yayımlanmadığı ortaya çıktı. Ş. Kaya bu söylevi, Atatürk döneminde dünyaya hitaben verdiğini söylemişti. İngilizlerin 30 Nisan-3 Mayıs 1934 arası gerçekleştirdikleri 700 kişilik Gelibolu gezisi, bu tanıma uyuyordu.
Bu geziyi konu alan biricik belgesel, 1934 ziyaretinde gemide bulunan 1915’te Gelibolu’da savaşmış eski İngiliz subayı Stanton-Hope’un, 1934’te yayımlanan “Gelibolu’yu Yeniden Ziyaret” (Gallipoli Revisited) adlı kitabıydı.
Prof. Dr. Anthony Pym, bu kitaptaki fotoğraflardan birinde Ş. Kaya’nın bulunduğunu; onun 1953 söyleşisinde “sözlerini Atatürk yazmıştı” dediği söylevi, 1934’te, Çanakkale’de savaşmış eski İngiliz askerlerinin bu ziyareti sırasında onlar huzurunda okuduğunu; “İngilizce bildiği düşünülemeyecek”(!) olan Ş. Kaya’nın, tüm dünyaya seslenen bu söylevi “aptalca bir tutumla, çeviri olmaksızın, Türkçe” olarak verdiğini; orada hazır bulunan İngilizler ve uluslararası basın görevlileri Türkçe bilmedikleri için, onun bu söylevini anlamadıklarını; Atatürk’ün on yıllar sonra “Atatürk 1934” imzasıyla anıtlara kazınacak olan sözlerini içeren “1934 Şükrü Kaya Söylevi”nin, o tarihte bu nedenle dünya basınında yankılanmamış olabileceğini, vs. vs. ileri sürdü. [16]
Oysa gerçekler, bu iddiaların tersini kanıtlıyor:
1- Ş. Kaya anadili düzeyinde Fransızca biliyordu. Fransızca’dan Türkçe’ye kitaplar çevirmişti. [17] Dahası, İngilizce de biliyordu. [18]
700 ziyaretçinin de Türkçe çevirmenleri vardı: 125 yıldır Türkiye’de yaşamakta olan İngiliz kökenli Levanten Whittall Ailesi... Pym’in, ziyaret sırasında çeviri yokluğu (untranslation) iddiası gerçeğe aykırıdır.
2- Ziyaretçileri karşılamakla görevli Türk heyetinin başkan ve üyelerinin adları o günün gazetelerinde duyurulmuştur. Bunlar arasında Ş. Kaya yoktur. [19] [20]
3- Çanakkale Valisinin Gelibolu’daki Tek Çam anıtına çelenk koyması sırasında çekilmiş fotoğrafta, Şükrü Kaya yoktur; çünkü o tarihte Ankara’da olduğu kanıtlıdır. [21] (Eğer İçişleri Bakanı Ş. Kaya orada olsaydı; anıta çelenk koymak Çanakkale valisine düşmezdi.)
4- Sözkonusu fotoğrafta saç ve alın yapısı Ş. Kaya’ya benzeyen kişi; ziyaretçiler arasında bulunan R. D. Blackburn olabileceği gibi, bir başkası da olabilir. [22] (Anzakların 1960 ziyareti sırasında İstanbul’da çekilmiş fotoğraflarda bile, 1959’da ölmüş olan Ş. Kaya’ya benzer bir kişi bulunabiliyor. [23] )
5- Atatürk’ün 700 kişilik 1934 Gelibolu ziyareti dolayısıyla gemiye gönderdiği mesaj; hem o günün gazetelerinde, hem de Stanton Hope’un kitabında yayınlanmıştır. Metni Fransızca olan bu mesajda, yıllar sonra anıtlara “Atatürk 1934” imzasıyla kazınan sözler yoktur. [24]
6- Ziyaretin İstanbul’da geçen son gününde, İngiliz ve Türk heyet başkanlarının karşılıklı söylevleri, o günün gazetelerinde yayımlanmıştır. [25] Bu söylevlerde de “Atatürk 1934” imzasıyla anıtlara kazınan sözler yoktur.
7- 1915 Çanakkale savaşına katılmış İngiliz askerlerin İngiltere’den getirdikleri dev çelengi, kendisinin İstanbul Taksim’deki anıtına koymalarını gümrük engeli çıkartarak geri çevirmiş olan Atatürk’ün; bu eski askerlere, bu ziyaretleri sırasında, Homerik şiirsel övgüler sunduğu iddiası kanıttan yoksundur.
* * *
“Bizim için Johnnyler ile Mehmetler arasında farkı yoktur” vs. sözleri anıtlara kazıyıp, altına “Atatürk 1934” imzasını atanlara; ve Atatürk’ün bu sözleri eski İngiliz askerlerine 1934 Gelibolu ziyareti sırasında Şükrü Kaya aracılığıyla iletmiş olduğunu ileri sürenlere; Atatürk’ün şu sözlerini anımsatırım:
“Tarih yazmak, tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat, insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır. Gazi Mustafa Kemal 1931.”
Dipçe:
[1] The Telegraph (Brisbane), 14.04.1934.
[2] Kalgoorlie Miner (WA), 7 July 1915.
[3] Nick Johnson, “World War 1, Part 2: British Rum Ration”:
[4] Cambridge Dictionary – “Dutch Courage”: the confidence that some people get from drinking alcohol before they do something that needs courage.
[5] http://www.bundabergrumshowcase.com.au/srdpics.html
[6] Evening News (Sydney, NSW)-19.10.1915
[7] The Times, 15.11.1920
[8] Royal Naval Division Associaton..
[9] The Times, 3 March 1934.
[10] Lozan Barış Antlaşması- m. 129 / (1) - Bu arsalar, işbu Andlaşma ile belirlenen kullanma amacından başka bir biçimde kullanılmayacak; böylece hiç bir askersel ya da ticarî amaçla ya da verilmesine neden olan yukarıda belirli amaca aykırı, başkaca hiç bir amaçla kullanılmayacaktır.
[11] Cumhuriyet gazetesi, 15.04.1934.
[12] Nottingam Morning Post, 03.05.1934 ve Stantone Hope, “Gallipoli Revisited”, s. 39.
[13] Stantone Hope, “Gallipoli Revisited”, p. 39.
[14] The Telegraph (Brisbane) 12.05.1934
[15] “Those heroes that shed their blood and lost their lives... You are now lying in the soil of a friendly country. Therefore rest in peace. There is no difference between the Johnnies and the Mehmets to us where they lie side by side here in this country of ours... You, the mothers, who sent their sons from faraway countries wipe away your tears; your sons are now lying in our bosom and are in peace, after having lost their lives on this land they have become our sons as well.” Atatürk, 1934
[16] Anthony Pym, “On the passage of transcent messages: Johnnies and Mehmets” 19.05.2015.
[17] Ş. Kaya’nın Fransızca’dan Türkçe’ye çevirdiği kitaplar için, bkz: C. Özakıncı, “Atatürk’e Yakıştırılan Anzak Demeçleri ve Eski Yunan Masalları”, Bütün Dünya dergisi, Temmuz 2015.
[18] Ş. Kaya’nın T.C. Dışişleri Bakanlığı’nca yayımlanan özgeçmişi: http://www.mfa.gov.tr/sayin-sukru-kaya_ ... isi.tr.mfa
[19] Cumhuriyet gazetesi, 01.05.1934.
[20] Hakimiyeti Milliye gazetesi, 04.05.1934.
[21] Vakit gazetesi, 30.04.1934. Cumhuriyet gazetesi, 30.04.1934-01.05.1934-01.05.1934- 02.05.1934-03.05.1934-TBMM Tutanağı, 03.05.1934.
[22] Stanton Hope, “Gallipoli Revisited”, s. 55, s.39 (fotoğraf), s. 41 (Fotoğraf, siperde)
[23] Australian War Memorial, P00176.002
[24] The Times, 03.05.1934, British Veterans Visit Gallipoli - Message To The Ghazi - From our own correspondent- Constantinople, May 2. - The following message has been sent to the Ghazi by the British veterans, who today (2 May 1934- CÖ.) concluded their visit to the Gallipoli peninsula:- “We come to honour our dead on the Gallipoli peninsula and send you our deep respect, and greetings to your brave and chivalrous nation. Signed on behalf of all British ranks on board the Duchess of Richmond. General Davies.” The Times, 04.05.1934.- British Veterans In Turkey - From Our Own Correspondent. Constantinople, May 3.- The British Veterans this (3 May 1934-C.Ö.) morning placed a wreath on the monument of the Turkish Republic. Some of them were later entertained at luncheon given by local ex-Service men, at which the Ambassador (Sir Percy Loraine) presided. In the evening the ex-Service men dined on board the Duchess of Richmond with the veterans. The Ghazi, in acknowledging the telegram sent yesterday (2 May 1934- CÖ.) replied (3 May 1934-CÖ.):- “I am much touched by your cordial telegram. I send warmest wishes to all of you during your devout pilgrimage.” Stanton Hope’un “Gallipoli Revisited” kitabında (s. 62) her iki mesaj da 29 Nisan 1934 gününe tarihlenmiştir. Davies’in mesajı İngilizce, Atatürk’ün yanıtı Fransızca olup şöyledir: “Très touche votre aimable vous adress à tous un salut cordial pendant votre pieux pèlerinage. Gazi Mustafa Kemal.”
[25] Cumhuriyet, gazetesi, 01.05.1934, 03.05.1934; Hakimiyeti Milliye gazetesi, 02.05.1934, 03.05.1934, 04.05.1934.
[1] The Telegraph (Brisbane), 14.04.1934.
[2] Kalgoorlie Miner (WA), 7 July 1915.
[3] Nick Johnson, “World War 1, Part 2: British Rum Ration”:
[4] Cambridge Dictionary – “Dutch Courage”: the confidence that some people get from drinking alcohol before they do something that needs courage.
[5] http://www.bundabergrumshowcase.com.au/srdpics.html
[6] Evening News (Sydney, NSW)-19.10.1915
[7] The Times, 15.11.1920
[8] Royal Naval Division Associaton..
[9] The Times, 3 March 1934.
[10] Lozan Barış Antlaşması- m. 129 / (1) - Bu arsalar, işbu Andlaşma ile belirlenen kullanma amacından başka bir biçimde kullanılmayacak; böylece hiç bir askersel ya da ticarî amaçla ya da verilmesine neden olan yukarıda belirli amaca aykırı, başkaca hiç bir amaçla kullanılmayacaktır.
[11] Cumhuriyet gazetesi, 15.04.1934.
[12] Nottingam Morning Post, 03.05.1934 ve Stantone Hope, “Gallipoli Revisited”, s. 39.
[13] Stantone Hope, “Gallipoli Revisited”, p. 39.
[14] The Telegraph (Brisbane) 12.05.1934
[15] “Those heroes that shed their blood and lost their lives... You are now lying in the soil of a friendly country. Therefore rest in peace. There is no difference between the Johnnies and the Mehmets to us where they lie side by side here in this country of ours... You, the mothers, who sent their sons from faraway countries wipe away your tears; your sons are now lying in our bosom and are in peace, after having lost their lives on this land they have become our sons as well.” Atatürk, 1934
[16] Anthony Pym, “On the passage of transcent messages: Johnnies and Mehmets” 19.05.2015.
[17] Ş. Kaya’nın Fransızca’dan Türkçe’ye çevirdiği kitaplar için, bkz: C. Özakıncı, “Atatürk’e Yakıştırılan Anzak Demeçleri ve Eski Yunan Masalları”, Bütün Dünya dergisi, Temmuz 2015.
[18] Ş. Kaya’nın T.C. Dışişleri Bakanlığı’nca yayımlanan özgeçmişi: http://www.mfa.gov.tr/sayin-sukru-kaya_ ... isi.tr.mfa
[19] Cumhuriyet gazetesi, 01.05.1934.
[20] Hakimiyeti Milliye gazetesi, 04.05.1934.
[21] Vakit gazetesi, 30.04.1934. Cumhuriyet gazetesi, 30.04.1934-01.05.1934-01.05.1934- 02.05.1934-03.05.1934-TBMM Tutanağı, 03.05.1934.
[22] Stanton Hope, “Gallipoli Revisited”, s. 55, s.39 (fotoğraf), s. 41 (Fotoğraf, siperde)
[23] Australian War Memorial, P00176.002
[24] The Times, 03.05.1934, British Veterans Visit Gallipoli - Message To The Ghazi - From our own correspondent- Constantinople, May 2. - The following message has been sent to the Ghazi by the British veterans, who today (2 May 1934- CÖ.) concluded their visit to the Gallipoli peninsula:- “We come to honour our dead on the Gallipoli peninsula and send you our deep respect, and greetings to your brave and chivalrous nation. Signed on behalf of all British ranks on board the Duchess of Richmond. General Davies.” The Times, 04.05.1934.- British Veterans In Turkey - From Our Own Correspondent. Constantinople, May 3.- The British Veterans this (3 May 1934-C.Ö.) morning placed a wreath on the monument of the Turkish Republic. Some of them were later entertained at luncheon given by local ex-Service men, at which the Ambassador (Sir Percy Loraine) presided. In the evening the ex-Service men dined on board the Duchess of Richmond with the veterans. The Ghazi, in acknowledging the telegram sent yesterday (2 May 1934- CÖ.) replied (3 May 1934-CÖ.):- “I am much touched by your cordial telegram. I send warmest wishes to all of you during your devout pilgrimage.” Stanton Hope’un “Gallipoli Revisited” kitabında (s. 62) her iki mesaj da 29 Nisan 1934 gününe tarihlenmiştir. Davies’in mesajı İngilizce, Atatürk’ün yanıtı Fransızca olup şöyledir: “Très touche votre aimable vous adress à tous un salut cordial pendant votre pieux pèlerinage. Gazi Mustafa Kemal.”
[25] Cumhuriyet, gazetesi, 01.05.1934, 03.05.1934; Hakimiyeti Milliye gazetesi, 02.05.1934, 03.05.1934, 04.05.1934.
Cengiz ÖZAKINCI, “Bütün Dünya”, Ekim 2015
cengizozakinci@butundunya.com.tr