2019 için bir planı olan kim var?
İnsanların çoğunluğu, gözüyle gördüğüne inanır. Yine çoğunluk gördüğünün bir kurgu olabileceğini hiç düşünmez! Oysa toplum hayatı, tarih boyunca aldatma ve kandırma ile yönlendirilmiştir.
Kitlelerde belli algılar oluşturmak için yapılan propagandaların doğru olmadığını delilleriyle sergileseniz bile çoğu zaman inandırıcı olmaz. Çünkü o kitleler, hayatları boyunca zihinlerine yerleştirilmiş fotoğraflarla düşünür! Yani düşündüğünü zanneder. Kendi algısının, kurgu algı olduğunu bilemez. Doğruyu tespit ederek kendisine sunanları da bu sınırlı algısı ile değerlendirir. Çünkü değerlendirme yapabilecek kadar veri, hafızasında yoktur.
Olayları veya fikirleri düz mantıkla dar kafayla yorumlayanlar her zaman hataya düşer. Hataya düştüğünü başına pislik yağdığı zaman bile göremez! Çünkü kurgulanmış akılla hareket etmektedir, kendi derlediği verilerle veya kendi aklıyla değil.
Bu itibarla biz değerlendirmelerimizi aklını kullananları esas alarak yapıyoruz. Zaman zaman aklını kullanamayanlar, uzaktan İnternet kabadayılığı yaparak hakaretle veya çamur atarak cevap veriyor ama zaten onlar bizim muhatabımız değildir. Ne deniliyordu Ali Ekber Çiçek'in yorumladığı türküde? "Cahil ile etme sohbet, her sözü bir baş incitir" deniliyordu!
Fakat cahil cüreti, o kadar büyüktür ki hiç bilmediği konularda uzmanlık taslar!
* * *
Kısa bir giriş yapacaktım ama uzadı. Gelelim dikkatimi çeken konuya!
Süleyman Demirel Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi'ndeki bir söyleşiye katılmak için üniversiteye gelen 2. Abdülhamid'in torunu Orhan Osmanoğlu, Isparta Belediyesi'nin mehteran takımının verdiği konserle karşılandı!
Mehterli karşılamanın yeni bir algı oluşturmanın ilk adımlarından biri olduğunu söyleyebiliriz. Çünkü planlanmış bir süreçtir bu!
Türkiye'nin bugün içinde bulunduğu siyasi durum da planlanmıştır. Gerçi planlar tam uygulanabilmiş olsaydı, Türkiye'nin çoktan eyalet sistemine ve federasyona geçmiş, büyütülür gibi yapılarak kendi içinde bölünmüş, millî kimliğini Anayasal düzeyde kaybetmiş olması gerekirdi. Fakat gidişat bu yöndedir. Buna karşı durmanın yolu sizin de plan yapmanız ve o plandan hiç ayrılmamanızdır.
Referandumla ulaşılan sonuç planlanmıştır. Şimdi 2019 seçimlerini planlıyorlar. Sizin de bu plan karşısında bir planınız olması gerekmiyor mu ey akıl sahipleri?
* * *
2002 yılında Los Angeles Times'ta yazan Amir Tahiri, Diyanet İşleri Başkanlığı'nın milyarlarca dolarlık servetinin bir siyasi parti tarafından kontrolüyle, Türkiye'de çok partili demokrasinin ortadan kalkabileceğini yazmıştı...
Tahiri, şöyle diyordu:
"Cami, türbe, vakıf gibi kutsal yer ve iş yerlerinin kontrolünü devletten söküp alması halinde, parti, fiilen ülkedeki hemen her köy ve kasabada güçlü ve kalıcı bir mevcudiyet temin etmiş olacaktır. Parti, binlerce militanını nüfuzlu ve gelir getiren mevkilere atayabilir, tüm camileri kontrol edebilir.
Bu durumda parti, atadığı insanlar vasıtasıyla camileri ve dini sistemi kullanarak, yıllarca iktidarda kalmasını sağlayacak şekilde, yeterli sayıda seçmeni kontrolü altına alabilir."
* * *
Amir Tahiri'nin dediği gibi olmadı ama AKP iktidarı, bir taraftan FETÖ'yü kullanarak, diğer taraftan da Diyanet üzerinden sadece cami cemaatini değil devletin tamamını kontrol altına aldı. İşte şimdi "AKP'li hâkim dönemi" başladı!
Referandumda AKP, kendi aklıyla hareket etmeyi şartların zorlamasıyla öğrenmiş büyük şehirlerde kaybetti ama camiler üzerinden kontrol altına aldığı kırsal kesim sayesinde kazandı. Bu sonucun alınmasını, ancak kırsal kesimlerde yapılabilen sandık hileleri sağladı! İstanbul'da, Ankara'da hile yapılamadı! Neden? Çünkü bu şehirlerde kitleleri kontrol etmek mümkün değildir!
Akıllarıyla hareket edenler, bu sorunun nasıl çözüleceğini planlamalıdır!
Arslan BULUT, 5 Mayıs 2017
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr