23 Nisan’da Göstermelik Kutlamalardan Çok, Çocukların Yaşadığı Sorunlara Kalıcı Çözümler Üretilmelidir!
Bu yıl, 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı`nın 93. yılı kutlanıyor. Türkiye, bir taraftan dünyanın tek çocuk bayramını kutlamakla övünürken, diğer taraftan çocukların yaşadığı ağır sorunlar, okulda, sokakta, hatta çalışırken karşı karşıya kaldığı tehlikeler her geçen gün artıyor.
Her 23 Nisan`da yapılan tüm gösterişli ve abartılı kutlamalara karşın, çocukların yaşadığı sorunlar her geçen gün katlanarak artmakta, bu sorunlara kalıcı çözümler üretmek için gerekli adımlar atılmamaktadır.
Siyasi iktidar çocuklarımıza, sosyal devletin tümüyle ortadan kalktığı, eğitimin, sağlığın özelleştirildiği, toplumun büyük çoğunluğunun açlık sınırının altında yaşadığı, yoksulluk ve geleceksizlik kıskacına alınmış bir gelecek vaat etmektedir. Bugünün Türkiye`sinin yaşadığı sorunları çözme yönünde adım atılmadan çocuklarımıza aydınlık ve güvenli bir gelecek bırakmamız mümkün değildir.
Eğitimde 4+4+4 dayatmasının çocuklar üzerindeki yıpratıcı etkileri hala tazeliğini korurken, okulöncesi çağdaki binlerce çocuğun ilkokula başlatılması, gelecekte telafisi mümkün olmayan sonuçlar ortaya çıkarmaya adaydır. 4+4+4 dayatması ile temel eğitim yaşı 5-13 yaş aralığına çekilmiştir. Bu durumda ortaokulun bitiş yaşı aynı zamanda çocuk işçiliğin yaygınlaşma yaşını fiilen 13`e düşürmüştür.
Siyasi iktidarlar çocuklarımıza daha iyi bir gelecek hazırlamak için gerekli düzenlemeleri yapmak yerine, uyguladıkları “piyasa odaklı” yoksulluk politikaları nedeniyle her yıl binlerce çocuğu eğitimden kopararak, çalışmak zorunda bırakmaktadır. Çocuk işçiliğinin her geçen yıl artması, eğitim alması gereken binlerce çocuğun eğitimin dışına zorla itilmesinin hiçbir insani açıklaması yoktur.
Okulöncesi, ilköğretim ve ortaöğretimde on binlerce çocuk ve gencimiz, çağ nüfusu içinde olmasına rağmen eğitim hakkından yoksundur. Türkiye`de çocuk işgücü sürekli artmakta, eğitim çağındaki çocuklarımız okumak yerine tarlada, sanayi sitelerinde son derece sağlıksız ve ilkel koşullarda çalışmaya zorlanmaktadır.
Güvencesiz okullarda 33 çocuğumuz hayatını kaybetti. Üzerine lavabo düşmesi sonucunda yaşamını yitiren Efe Boz`un ölümünün ardından çocuklarımızın ölümünü engelleyecek hiçbir tedbir alınmadı; en son Ankara`da bir çocuğun üzerine okul bahçesinin demir kapısı düştü.
Makalenin devamını okumak için tıklayınız