23 TEMMUZ 2007
Tuncay Özkan Yazdı
Umut
Korku
Risk
Belirsizlik
Endişe
Değişim
Seçime giden Türkiye'de herkes bu duyguların karmaşası içinde .
Hepimiz kimden kurtulmamız gerektiğini biliyoruz, ama kurtulmak için adım attığımızda bize zarar verecekler diye korkuyoruz.
Oysa bize en büyük zararı sadece korkumuz veriyor.
Herkes AKP'den kurtulmak gerektiğini söylüyor, ama yaa?
Ama yaaa, demek ABD ve AB'nin Türkiye'deki işbirlikçi medyayı kullanarak halkın üzerinde yürüttüğü psikolojik savaşın etkileri demek.
Bakın her gün yayınlanan anketlerde iş dünyasının işbirlikçileri ile basının emre amade yalakaları AKP'nin oyunu yüzde 40'lar da hatta yüzde 53'ler de gösteriyorlar.
Oysa gerçek oran yüzde 26.
AKP bir daha asla bu ülkede tek başına iktidar olamayacaktır.Göreceksiniz çıkartacakları milletvekili sayısını. Sonra göreceğiz AKP içinde nelerin yaşanacağını.
Bu düşünce asla Türkiye'yi pazarlayamayacaktır.
Bu düşüncenin Türkiye'nin rejimini Bush patentli ucubelere çevirmesine, Türkiye'yi Irak gibi bir kan denizine dönüştürmesine izin verilmeyecektir.
Türkiye Emperyalistlerin Kerkük'ü, Musul'u, Kıbrıs'ı gasp etmelerine, oradaki Türkleri yok etmelerine bir daha asla seyirci kalmayacaktır.
AKP'nin iktidarda kalması ve despotizmini, baskılarını yaygınlaştırıp, Türkiye'yi kasıp kavurması için halkın tercihlerini etkilemeye çalışıyorlar. Rakamları değiştiriyorlar.
Ne gam; halkı yanlışa sevk etmek, korkunun krallığına esir etmek için, her şey mubah.
Oysa gelecekten Türk ulusunun neden bir korkusu olsun.
Türkiye Tayyip Erdoğan'dan da onun felsefesinden de çok daha büyük. Bu büyüklüğün farkında mısınız?
Türkiye AB den de ABD'den de çok daha güçlü bunu görmüyor musunuz?
Türk halkı üzerinde gelecek neden bir bilinmezlik endişesi yaratıyor?
Gelecekten korkmak ve yarının getireceklerinden kaygılanmak çok doğal .
Ama bunu aşamayacağımızı sanmak, yarını görememek, sorunumuzun temelini oluşturuyor. Oysa yarın neyi nasıl yapacağımız konusunda elimizde bir ölçü var. Tarih.
Tarih bir bilim olarak geleceğin anahtarı .
Geçmişte ne yapabildiyseniz, nasıl yapabildiyseniz, gelecekte de onu yapabilirsiniz.
Yapamıyorsanız, bu size sonradan öğretilmiş bir çaresizlik olsa gerektir.
Bu anlamda yarını bilebilmek mümkün .
Gelişmiş ülkeler bunu bir kültür olarak içlerine yerleştiriyorlar. Yarınlarını planlıyorlar. Kurguluyorlar. Umutlarını yüksek, korkularını düşük tutuyorlar.
Türkiye gibi ülkeler ise, belirsizlikler karşısında tutucu, yerleşik olanın devamını isteyen, değişmez diye düşündükleri doğmaların peşine düşmektedir.
Çünkü korkunun kralları, hep bir şeylerin korkusunu salarak halkı yıldırmaya, halkın yönetimi ele geçirmesine engel olmaya çalışıyorlar.
Bize 23 temmuz'da AKP olmazsa öcülerin geleceği söyleniyor.
- ABD ve AB desteğini çekecek.
- PKK azacak.
- Ekonomik kriz çıkacak
- İstikrar bozulacak.
Bunların olmasını istemiyorsanız AKP ye oy verin
Hoppala
Zaten bunlar oluyor diye AKP'ye oy vermeyeceğiz
Bizimle böyle oynayabilmelerinin nedeni ne?
Belirsizlikleri yönetemiyoruz.
Çünkü tarihimizi bilmiyoruz.
Yapabildiklerimizi, nasıl yaptığımızı unutmuşuz.
Çünkü çaresizlik bize bir eğitim modeli olarak çocukluğumuzdan itibaren veriliyor.
Kendi dilimiz, ailemiz, ulusumuz, ekonomimiz, çıkarlarımız, sevdiklerimiz, nefret ettiklerimiz, kültürümüz, dinimiz, bayrağımız, vatanımız,ekonomimiz, sosyal yaşamımız,siyasetimiz,haklarımız,tarihimiz ve geleceğimiz konusunda bilgi sahibi olamıyoruz.
Bize hayranlıkla başkalarını beğenmemiz öğretiliyor. Başkalarının çıkarlarını kendi çıkarlarımız sanıyoruz.
Bizden olmayanları bizleştirirken, bizim olanları yabancılaştırıyoruz.
Kürtlerin son yüzyıldır Türklere karşı kışkırtılmaları gibi.
Oysa tarih Türk'ün olmadığı bir yerde Kürt'ün de olmadığını, olamayacağını gösteriyor.
Türkiye'de 200 yıldır, Atatürk dönemi ve Cumhuriyetin ilk 15 yılı hariç, hep yabancılar için çalışılıyor.
Siyasette yabancıların istediği oluyor
Ekonomi de yabancılara çalışıyoruz
Sosyal hayatımızda yabancılar gibi davranıyoruz
Dinimizi yabancıların yaşadıkları gibi yaşamaya çabalıyoruz
Yani özetle biz bize benzememek için kavga veriyoruz.
Kendisini yiyen insanlar gibi
Artık bu "Amok" koşusunu durdurmak gerekmiyor mu?
Hem de hemen
Biz artık bu çılgınlığa bir son vermek zorundayız.
22 temmuz da seçim var.
Seçim asla demokratik olmayan bir siyasi partiler ve seçim yasası uyarınca yapılıyor. Ama biz demokrasiye, cumhuriyetin değerlerine hizmet etmeyen bir yasayla seçim yapıyoruz.
Siyasi partilerin yarısı Türkiye'nin değil, kafa ve göbek bağlarının bulunduğu ABD, AB ve diğer dış güç odaklarının çıkarlarını savunuyorlar. Türkiye için değil onlar için varlar. Köleleşmişler. Ruhlarını akıllarını onlara satmışlar.
Tanrıyı aramak için çıkılan yolculukta şeytanla buluşup, onu tanrı sanan zavallılar.
Ama bu zavallıların kurbanı olmaya mahkum muyuz? Türk milleti ulusal değerlerinin bu denli göz önünde ayaklar altına alınmasına sessiz ve çaresiz mi bakacak?
Neden?
Sorun Türkiye'nin bir kısmının geleceğin karşımıza çıkardığı belirsizlik ortamını aşamayacak kadar eğitimsiz, başarmak için çabalamayacak kadar öğretilmiş bir çaresizlik içinde bulunmasından kaynaklanıyor
Bugün Türkiye'nin tel tel dökülmesinin nedeni, hiyerarşik yapmızın yine dış odaklar ve iç işbirlikçiler tarafından dağıtılmasıdır. Türkiye güç merkezleri olmayan ,devlet sistematiği çözülen, yönetilemeyen bir ülke haline getirilmiştir.
Kimler tarafından mı?
AKP ve benzerleri tarafından.
Korkunun kralları tarafından.
Ulusalcılığı , Türkiye'yi ve çıkarlarını savunmayı, Türk ulusuna güvenmeyi, vatanı, namusu( Bayrak) ve ahde vefayı ( Türkiye Cumhuriyetini kuran ulusal ahit, uzlaşmayı) kim savunursa, ona saldıranlar tarafından.
Bugün gene gelecek korkutması dayatılıyor.
- Aman istikrar bozulmasın
- İstikrar ne ki?
- AKP iktidarının devamı, 5 yılda kazandın, 5 yıl daha kazanmaya devam
- Ama 5 yılda 280 milyar dolar borçlanmışız, borç toplamımız 420 milyar dolara çıkmış..
- Borç yiğidin kamçısı, korkma dayan.
- Açım, Türkiye'de 1 milyon aç, 40 milyon yoksul var. Zenginler daha zengin oldu, gelir dağılımı uçtu
- Düzelir sen merak etme, haline şükret, bak senden daha kötüleri var.
- Çocuklarım işsiz, Türkiye'de 10 milyon işsiz insan var, gizli işsizlikle rakam 18 milyona çıkıyor.
- Düzelir düzelir merak etme.
- Ama ben merak ediyorum..
- Etme kardeşim etme
Türkiye bu korkutmanın suratına 22 temmuz sandığında tükürmelidir. Korkunun krallığını yıkıp, Türkiye'ye satarak kendilerine gelecek kurmak isteyenlere dur demelidir. Onlardan hesap soracak bir iktidarı iş başına getirmelidir
Bütün rakamları çarpıttılar.
Bütün doğrularını ayıpladılar.
Bütün gerçekleri balçıkla sıvadılar.
Yalanlar üzerine yeni ve despotik bir düzen kurmak için çalışıyorlar.
Buna hayır demek için
Bağımsız
Özgür
Türkiye için
Oyunuzu ya CHP'ye
Oyunuzu ya MHP'ye verin.
Bu globalizasyon denen emperyalist düzenin Türkiye'yi bölme, parçalama, sömürme girişimlerine ilk dur deme harekatı olacaktır.
Bütün cumhuriyetçi, ulusalcı, milliyetçi, devrimci güçleri bir bütün olarak davranmaya, oylarına ve sandıklarına yani namuslarına ve geleceklerine sahip çıkmaya çağırıyorum.
23 temmuz yeni bir Türkiye'nin doğuşu olacaktır.
Çünkü tarih bilimi, Türkiye'nin birikimi, vatanın, namusun ve ahde vefanın içinde bulunduğu tehlike bize bu sorumluluğu yüklüyor.
Türkiye 22 temmuz'da
Türkiye'ye sahip çıkacaktır. Buna canım üzerine bahse girerim.
23 temmuz sabahı yeni Türkiye için omuz omuza olacağız. Yeni umutlarımız, hedeflerimiz ve sevdamız için
Sandıkta ulusalcı bir iktidarı çıkartmak ve Türkiye'yi yüceltmek için
Dayanın, çoğu gitti azı kaldı.
Korkunun krallığı yıkılıyor
Umut güneş güneş açıyor
Ne diyor Mevlana:
" Bir adam ,uykusunda, bir rüya gördü.Adamın biri ,kendisine aradığın, Mısır ülkesinin sol yanında ;orada, filan mahalledeki falan evde bir define var dedi. Adam , Mısır'a gelince birisi,kendisine,ben bir rüya gördüm, Bağdat'ta, filan mahallede , filan evde bir define varmış, dedi.Mahallenin, ev sahibinin adını söyledi.Adam, bana, define Mısır'daymış demelerinin sebebini anladım; kendi evimden başka birinin evinde define aramam gerekmiş.buraya gelmem,buna iyice inanmam içinmiş,gerçekten de Mısır'da define bulamayacağım dedi."
Türkiye ulusal uyanış içinde, gücünü milli çıkarlarını başkalarının çıkarlarına kurban etmeyecek artık.
Emperyalizm geçen yüzyılın başında olduğu gibi , 21. yüzyılın başında yine Anadolu'da Türk milleti tarafından yenilecektir.
Sömürü
Yoksulluk
Açlık
Yolsuzluk
Artık kader değil.
Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti.
Yaşasın Tam bağımsız, özgür Türkiye.
Yaşasın Türkiye'nin güzel geleceği
Kanal Türk-Tuncay Özkan
http://www.kanalturk.com.tr/yazar.php?yazarlar_id=799