27 MAYIS DEVRİMİ
Bugūn ’27 Mayıs Devrimi’nin bayram olarak kabul edilișinin 60. Yılı.
3 Nisan 1963 gūnū Adalet Partisi milletvekillerinden 117'sinin oylamaya katılmadığı oturumda, 27 Mayıs Hūrriyet ve Anayasa Bayramı’ yasası 2 aleyhte 1 çekimser oya karşın 294 oyla kabul edilmiști.
Pekiyi ama ’27 Mayıs Devrimi’ni kim yapmıștı?
Alparslan Tūrkeș aynı yıllarda ’27 Mayıs’ın yapıcısı biziz’ diyordu.
Yani Ordu; ya da Ordu’nun içinden belli bir ‘grup’?
Alaca Karanlık’çılara göre de ‘CHP’.
O dönemin ‘öğrenci liderleri’ de ’27 Mayıs devrimini biz yaptık’ diyorlar.
Üniversite öğrencileri mi Kara Harp Okulu öğrencileri mi, o da ayrı?
Yoksa iktidardan dūșūrūlen Demokrat Parti milletvekilleri dahil olmak ūzere, o partiye oy vermiș ya da vermemiș olan seçmenlerden olușan koca bir ulus mu?
Kim hangi komutanın, hangi erin yakasına yapıștı örneğin?
Kim hangi tankın önūne çıktı?
Sonradan ‘mangalda kūl bırakmayan’ kimi aydın bozuntuları ile bugūn onların yetiștirmesi olan ‘medya maymunları’ gūya karșı çıkıyorlar.
Bugūn bu tūr bir ‘devrim’e karșı çıkmak ise ‘moda’dan da ötedir.
Çūnkū bugūn hararetle ’27 Mayıs’a karșı çıkanlar salt kendi ‘çıkarları’ için karșı çıkmaktadırlar.
Kendi kuyrukları tam da 27 Mayıs’a giden gūnlerdeki gibi sıkıșmıștır da ondan.
Ancak, 27 Mayıs’a giden gūnlerde bulamadıkları ama bugūn sırtlarını dayayabilecekleri ‘uluslararası gūç’leri vardır arkalarında.
O gūnlerde olanları, Būlent Serim geçen yıl ODA TV’de ’27 Mayıs Bir Devrimdir’ adlı makalesinde șöyle anlatıyordu :
Demokrat Parti’nin Meclis’te kendi milletvekillerinden oluşan 15 üyeli bir “Tahkikat Komisyonu” kurulmuștu.
“Komisyon’un kuruluş amacı, çağdaş demokrasinin “onsuz olmaz koşulu” olan muhalefeti yok etmek, iktidar karşıtı siyasal etkinlikleri yasaklamaktı”.
“Komisyon, Ceza Muhakemeleri Usulü Yasası, Askeri Muhakeme Usulü Yasası, Basın Yasası’nın ve diğer yasaların Cumhuriyet savcısına, sorgu ve sulh yargıcına ve askeri adli amirlere tanımış olduğu tüm yetkilerle donatılmıştı. Komisyon, aynı zamanda yargılama ve tutuklama yetkisi verilerek mahkeme konumuna sokulmuştu.”
“Yani Komisyon, hem soruşturacak hem yargılayacak; hem iddia makamı, hem yargılayıp karar verecek merci olarak kurulmuştu. Üstelik kararlarına karşı temyiz yolu da kapatılmıştı”.
“Böylece yasama, yürütme ve yargı yetkisi DP iktidarında toplanmış; DP diktatörlüğü “yasa yoluyla” ilan edilmişti.”
“Bu yasa üzerine, İstanbul Hukuk Fakültesi öğrencisi “Castro Nuri” arkadaşlarına, “Artık burada oturup hukuk eğitimi yapmamızın bir anlamı kalmamıştır. Tahkikat Komisyonu’nun yeni aldığı kararlar hukukçuların şeref ve haysiyetine indirilen ağır bir darbedir. Hepimizi dışarıda bir mücadele bekliyor, bu hürriyet mücadelesidir” diye seslenmişti”.
“Bunun üzerine 28-29 Nisan 1960 öğrenci hareketleri başlamıştır. DP iktidarı buna karşılık sıkıyönetim ilan etmiş; Genelkurmay Başkanlığı, gerekiyorsa silah bile kullanılarak öğrenci hareketlerinin bastırılması talimatı vermiştir. Turan Emeksiz, hükümete karşı İstanbul Üniversitesi'nde düzenlenen bir protesto mitinginde polisin açtığı ateş sonucu öldürülmüş; Hüseyin Onur ancak bacağı kesilerek kurtarılabilmiştir.
“Milli Birlik Komitesi üyesi Suphi Gürsoytrak’ın deyişiyle, Türk Ordusu, “ya kendi halkına ateş edecek, ya da artık gayrimeşru ve kanunsuz olan iktidara karşı tavır alacaktı.”
Ve 27 Mayıs sabahı Tūrk Ordusu gereken tavrı aldı..
Bugūne gelindikte..
Kim ki 27 Mayıs 1960’a giden gūnlerden daha iyi gūnlerdeyiz diyorsa, onun aklı da ancak Alaca Karanlık ‘Akil adamları’nınki kadardır denilebilir.
Oysa yeni bir ‘devrim’ kapımızdadır...
Hem çok daha kapsamlı ve hem de çok daha șiddetli olacak gibidir.
‘Mūthiș’ de denilebilir...
Habip Hamza Erdem

"Pekiyi ama ’27 Mayıs Devrimi’ni kim yapmıștı?" diye yazmışsınız.

27 Mayıs 1960 ihtilâli, 2-12 Şubat 1959'da, Almanya'da, kış tatbikatı için bulunan Kurmay Alb. Sâdi Koçaş ve Kara Kuvvetleri Komutanı Org. Cemâl Gürsel ile Amerikan 7. Ordusu'nun iki askeri tarafından plânlanmıştır.