Hayyan yazdı:..
Şu konuşamama konusun da tamamıyla haklısın ama nedenleri ne olabilir onu bilmiyorum.Şahsen ben bu tipleri gerçekte görsem döveceğim tiplerden adam 25 seneye yakın teröristlerle uğraşmış her türlüsünü görmüş artık bunlara konuşacak kelimemi bulamıyor çok mu nefret duyuyor da bunu kelimelere dökemiyor çözemedim.
Ben buna benzer bir izlenimi, Yalçın Küçük'le Şıh Şamil Tayyare'nin birlikte katıldığı programda edinmiştim. Her konuya bir hayli hazırlanan, her an hangi kelimeyi edeceğini, hangi gazete küpürünü şak diye kanıt diye çıkartıp, karşısındakini kapak manyağı yapan, şeytana pabucunu ters giydirecek zekada bir adam, o programa kadar "beni şamil'le nazlı tutukladı" demiş durmuş, bu ikisinin köşe yazılarında kendisine nasıl saldırdıklarını göstermiş; nihayet programa birlikte çıktığında, Şıh Şamil'in "hocam ne alakası var nerden çıkartıyorsunuz biz size büyük saygı duyuyoruz" demesine bir yanıt verememişti, şamil'in hiçbir yazısını çıkartıp kapak etmemişti. Bundan güç alan şamil de terbiyesizliğin sınırlarını zorlayarak "ispat etmezsen şerefsizsin" gibi sözler söylemeye başlamıştı.
İşte o anlarda ben de böyle hissetmiştim. Herşeyden önce Şamil nedir, kimdir, hiçbirşeyi gavur parasıyla beş kuruş etmez de, cemaat-polis'in eline verdiği belgemsi saçmalıkları köşesinde ve kitabında yazarak ün yapmıştır, ama bu aralar bir paçavra gibi buruşturulup atılmaktadır. Zavallı maşanın tekidir.
Ben istemem ki, Yalçın Hoca gibi değerli bir insan, dolmuşta arkasına düşse, parayı şöföre uzatması için bile Şamil gibi bir insanla muhatap olmak durumunda kalmasın.
Mesele de o kadar açık ki; özellikle ordaki herkes Ergenekon'un ne olduğunu biliyor; ee birisi tertipçilerden birisi de kurbanlarından. Ama kalkmışlar dangalak, alakasız laflar söyleyerek bir iş yaptıklarını sanıyorlar. Yalçın Hoca orda ne desin.
Yoğurdun kara olduğuna herkes iman etmiş de karalığının tonlarına güzellemeler yapmaktalar. Beyazı lanetleyerek. Orda beyazın tonlarından, inciden bahsetmek havada kalıyor. Bahsedemiyorsun tek başına, altı karanlık adama karşı.
--
Osman Pamukoğlu'nun bu programını henüz izleyemedim; sabırsızlanmaktayım.
Lakin "siyaset" denen şey pistir. Bizdeki "devlet adamlığı" hatta "adamlık" bile değil "siyasetçilik" olduğundan ve herkes zübük olduğundan, düzgün bir insan bunlarla nasıl laf yarıştırsın. Sunucu da onlardanken.
Ama Pamukoğlu'nun konuşma yeteneği konusundaki eksikliğine ben de katılıyorum. Kaşlar çatık, bağıra çağıra, parmağını tehditkarca savurarak. Sanki karşısında, az önce yakaladığı terörist var da azarlıyor. Tamam gerçi bu karşısına koydukları adamlar teröristlerden bin beter ama onları henüz "yakalamamışsın" ki. Bir konuşma ortamı. Tezlerinle konuşacaksın. Fikirlerle savaşacaksın. Karşındaki adamların ibretlik yazılarının küpürlerini getireceksin de "bakın beyfendi, siz bu konuda bunu düşünüyorsunuz, bunu yazıyorsunuz, halkımızın yada dünya üzerindeki hiçbir halkın, sizin görüşlerinizi benimsemesi mümkün değil" gibi laflar etmeli. Diğer ülkelerden bahsetmeli; Fransa'daki etnik kökenlerden, İngiltere'deki, İtalya'daki.