4X4 Motor Cengiz Candar



MOTORLAR, KULLANILANLARDIR
Türkiye’nin anlı, şanlı motor yazarı Osman Cengiz ÇANDAR “Kafes’e girmeyenlere bayram tebriği” yayınlamış. İsterseniz Cengiz ÇANDAR’ın motorluğunun nereden geldiğinden biraz bahsedelim.Cengiz ÇANDAR gerçek GLADIO’nun motorudur. Gerçek GLADIO emir verir, “Yaz!” der yazar; “Konuş!” der, konuşur; “Sus!” der, susar. Bu nitelikleri ile Cengiz ÇANDAR 4 çarpı 4 bir motordur.

Cengiz ÇANDAR, Kuzey Irak yapılanmasının “maaşa bağladığı” bir motordur. El-Medine Bank-Lübnan-Rana Kueilat olayını duymayanınız yoktur sanırım. İşte o bankada birleşen “Kuzey Irak” getirileri, aynı banka içindeki bazı hesaplarla irtibatlıdır. Bu hesaplar arasında; A.Korkut O.;İlnur Ç.: İ.Melih G.; İbrahim T. gibi Türk pasaportu taşıyan motorların da hesabı vardır. Görevleri, kendi hesaplarına aktarılan paraları sorumlu oldukları unsurlara dağıtmaktır. Cengiz ÇANDAR’ın hesaplarına da bu kaynaktan para akmakta, Cengiz ÇANDAR da bu paranın % 50’sini kendisi alırken geri kalanını sorumlu olduğu alana dağıtmaktadır.

Bütün bu gerçekleri bu ülkede MİT de bilir, Genelkurmay Başkanlığı da, Emniyet Genel Müdürlüğü İstihbaratı da ama haklarında işlem yapılmaz, yapılamaz; çünkü Cengiz ÇANDAR sadece bir “motordur” o motoru kullanana kimse karşı gelemez.

Cengiz ÇANDAR 70 lerde Israil askeri istihbarati AMMAN daki kod adi “Osman Öğretmen”dir.-STASI deki kodu ise Falke dir http://adalettimi.blogspot.com/2009/11/ ... fresi.html -
Uzun yılları ülke dışında kaçarak geçmiştir, o zamanların “Bekaa Vadisi” sakinlerindendir. O günlerdeki görevi ise Bekaa Vadisi’ne yapılacak operasyonlar için devrimci/yurtsever gruplar içinde “istihbarat” oluşturulması için “Bilgi” toplamaktır.

Bu “motor”, Lübnan Başbakanı HARİRİ katledildiğinde de “motor”luğunu yapmış ve “Sahibinin Sesi” olarak onun emri ile yazmış, konuşmuş, karalamış, suçlamıştır. Aynen Berlin’deki “La Bella” diskotek olayında olduğu gibi… Bugünlerde ise gerçekler ortaya bir bir çıktıkça, Cengiz ÇANDAR yani motorun dili bir yerlerine kaçıvermiştir.

İşte bu motor, şimdilerde “Kafes Operasyonu”nu dile dolamıştır. Çünkü aldığı “emir” bu yöndedir.

MOTORCULAR “MAYMUNLAR CEHENNEMİ” EKİBİNİN İSTİHBARAT BİRİMİ OLARAK ÇALIŞMAKTADIR

Neden “motor” dedim? Biraz daha açayım isterseniz. Türkiye’nin gündemine “motor” kavramı ne zaman ve hangi olayla yerleşti, hepiniz biliyor olmalısınız. Bu günlerde o ekip, “ERGENEKON” sürecinde, “İstihbarat” elemanı olarak kullanılmaktadır. “KAFES” adı verilen çirkefin teyidi için gerekli olan silah ve mühimmat da aynı ekip tarafından bir yerlere yerleştirilmiştir.

Çok yakında bazı avukatların bürolarına baskın yapılarak elde edilecek belgeler (!) vasıtasıyla bulunacak ve KAFES denilen kurgunun gerekleri yerine getirilecektir. Bu ekip, yani iki “tango” bayan, Yargıtay 8nci Ceza Dairesi’ndeki davalarını gerekçe göstererek, “tango” hatunlarla Ankara-İstanbul-Kocaeli-Duzce-Bolu-İzmir-Erzurum-Erzincan-Trabzon-Mersin-Adana-Çanakkale gibi illerimizde “ERGENEKON” adı verilen şarlatanlığa bulaştırılmış insanların avukatlarını dolaşmaktadırlar. Birinin adı A.H.O, diğerinin adı Alev ULASOGLU’dur.

Muhataplarına bıraktıkları telefon numaralarından kendileri cevap verseler de telefonlar bambaşka insanlar üzerine kayıtlıdır. Mesela F.Y.; H.G., E.T., A.A.P. gibi insanların…
Bu günlerde “ERGENEKON” adı verilen şarlatanlıkla “esir alınan”ların avukatlarına teker teker ulaşarak bu gelişmeleri haber vermeye çalışıyorum ama ne yazık ki kendilerine bir türlü ulaşamıyorum.

İşte Cengiz ÇANDAR ile Alman İstihbaratı’nın (BND) göz bebeği Adnan hocanın motorları aynı görevle görevlendirilmiş durumdadırlar. Adnan hocanınkiler onun motorları, Cengiz ÇANDAR ile Adnan hoca da aynı yerin MOTORU’durlar.

“ERGENEKON” ŞARLATANLIĞI ÇÖKMÜŞTÜR, ENKAZ ALTINDA KALANLARI KURTARMAK İÇİN “KAFES” TEZGÂHI BAŞLATILMIŞTIR

Kardesim Osman ve ben “ERGENEKON” sürecinin kurgulanmasında ve “TARAF” ile Türk Silahlı Kuvvetleri arasında “satılmışlık iletişim hattı” tesisinde görev alan biri ile ile uzun süredir konuşmaktayız. Ki kendisi ile son görüşmemi telefonda yaklaşık 1,5 saat süre ile yaptım. Son konuşmamızda fark ettim ki bu yapılanmanın tam merkezinde “arkadaşım” bildiğim o kişi de var. Bana telefon konuşmalarının birinde;

“Gerçek Ergenekon’da kim vardır, bilemezsin.” “Ben bile Ergenekoncu olabilirim.” “ya sana bir şey söyleyeyim mi, bu güne kadar kiminle bu konuları konuştuysam tamamı Ergenekon’dan içeri alındı” cümleleri ile yeterince ipucu vermişti.

Kendisine “Merhum Behçet OKTAY” olayı ne deyince; “Eeee, üüüü, şeyyyy” diyebilmiş ve cevap verememişti.

Merhum Behçet OKTAY, bugüne kadar “ERGENEKON” yapısına ait olduğu öne sürülen buluntu silah, mühimmat ve tahsisatin kaynağını keşfettiği için KATLEDİLDİ. Merhum, olayların içinde kullanılmak istenmesine karşı koydu ve ÖLDÜRÜLDÜ. Merhum Behçet OKTAY, Cengiz ÇANDAR’a, Adnan hocaya emir veren merkez tarafından öldürtüldü.

“ERGENEKON” iddianamesi de, kurgusu da çökmüştür. Bu ekip şu anda gerçekten aklı başında bir kurul tarafından yargılansa yüzyıllar boyu dışarı çıkamayacak kadar ceza alabilecek durumdadır. Kurgu, öylesine büyük yapılmıştır ki, kurgu için kullanılan bilgisayar sistemi GSM ana sebekesine girisimde bulunarak sahte mesaj ve konusma kaydi olusturmaktadir.

“ERGENEKON” oluşturanların üzerine yıkılmıştır/yikilacaktir, ekip “ERGENEKON ENKAZI ALTINDADIR.” Bu ekibin sahipleri, şimdi o ekibi o enkazın altından çıkartabilmek hatta bazılarını enkazın altında infaz edip ortadan kaldırmak için “KAFES” adı verilen operasyonun düğmesine basmıştır. “KAFES” operasyonu, milleti KAFESLEMEK için başlatılmıştır.

Dikkat ediniz, ERGENEKON’da önce “TÜRK-KÜRT” çatışması, ardından “ALEVİ-SÜNNİ” çatışması için adımlar atılmıştır. Hiç biri tutmayınca Armenian and Kurdish Party “AÇILIM” tezgâhı ile bu süreci tamamlamak üzere farklı bir çalışmaya başlamıştır. ERGENEKON sürecinde, KAFES Operasyonu ile şimdilerde yaratılmaya çalışılan “AZINLIKLAR”ın tasfiyesi sürecidir. Dikkat ediniz, 6-7 Eylül olayları ile bağlantılandırılmaya çalışılan bu sürecin tohumları “ŞEMDİNLİ’de 6-7 Eylül olaylarını TEL’İN MİTİNGİ ile uç vermişti, umarım o mitingi hatırlarsınız…

AĞLAMAKTAN SORUMLU “SALYA-SÜMÜK” BAKAN

Bu bakan kiralık kalemlerin ve satılık medyanın “KAFES” tezgâhına “ERGENEKON” tezgâhına verdikleri destek kadar destek vermedikleri için kınamıştır. Motor Cengiz ÇANDAR da bu hususu yazısına taşımıştır.

MOTOR devamla, Ağlamaktan Sorumlu “Salya-Sümük” Bakanın başka bir demecine de yer vermiştir. Malum bakan, Türk Silahlı Kuvvetleri’ni HESAP VERMEYE davet etmektedir. Ama bu malum zat, “HESAP SORANLAR HESAP VERMEYE HAZIR OLANLARDIR” özdeyişini hatırlamak dahi istememektedir.

Hatta bu efendi bir adım daha atarak Türk Silahlı Kuvvetleri üst yönetimini “TOPU TACA ATMAK” ile suçlamaktadır. El insaf be efendi, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin üst yönetimi bırakın topu taca atmayı, neredeyse kendi kalesi önünde sizlere pas vermektedir, “buyurun atın” dercesine. Çünkü onlar, 6’da devre, 12’de oyun; türünde bir maç oynandığını sanmaktadır. Ne kadar çabuk atarlarsa bu kâbus o kadar erken biter dercesine davranmaktadırlar.

Aslında onların farkına vardıkları en önemli hadise şudur; KURMAY adayı ve GENERAL adayı seçiminde NE KADAR BÜYÜK HATALAR YAPARAK BU GÜNLERE geldikleridir.

Dikkatinizi çekiyor mu bilemem ama hiç kimse “ERGENEKON”un başından beri şu sorulari dillendirmemiştir;

“ERGENEKON” sürecinde bu güne kadar neden bir tek eski ya da türedi MHP’linin ismi yoktur?”-“MHP hangi gerekçe ile GÜL’ün ÇANKAYA yolunu güllerle donatmıştır?”

"POLIS VE Icisleri bakanligi (ozellikle Nufus isleri) ICINDEKI POST SUSURLUK VE PRE SUSURLUK yapilanmasi ustune neden gidilmemeisitr ??"

"Kocaeli valigindeki suikast ekibine ve PANTEM temizlik PANTER guvenlik sirketlerinin KOCAELI valiligi ile iliskilerine neden deginilmemistir ??"

MOTORLAR bu soruları özellikle sormamış, hatta bu soruların akıllara dahi gelmemesi için çok yaman metinler kaleme almışlardır. Aynı MOTORLAR, Merhum Behçet OKTAY’ın katlini bile uydurdukları “ERGENEKON” yapısı üzerine yıkmak için hala var güçleri ile çalışmaktadırlar.

Daha önce de yazmıştım, Motor Cengiz’in yazısından sonra bir kez daha dile getirmek gereğini duydum. Hrant DİNK’i katledenler, bugünlerde “ERGENEKON” ve “KAFES” tezgâhını kuranlardır. Yine o günlerde yazdığım, Hrant DİNK’i öldüren mermiler Ogün SAMAST’ın tabancasından çıkmamıştır; ÖZAL’ı yaralayan mermilerin Kartal DEMİRAĞ’ın silahından çıkmadığı gibi.

Cengiz ÇANDAR, Nazlı ILICAK’ın söylemlerini ve yazılarını da kendine siper etmiş yazısında. A pespaye motor, 12 Eylül öncesi GLADİO’nun en önemli yazarı olan birini bir başka sözde GLADIO davasını haklı çıkartmak için nasıl şahit gösterirsin? “Bozacının şahidi, şıracı…”

Yazısında başka generaller içerde “Örnek nerede?” diye soruyor? A şaşkın, gerçek GLADİO’nun unsurları olan sizler nasıl içeride değil de dışarıdaysanız Oramiral ÖRNEK de o yüzden dışarıda olamaz mı?

Cengiz ÇANDAR yazısını kendine yakışır motorca bir dilekle tamamlamış; “Bugün bayram. Kürtlerin, dindarların, solcuların, Alevilerin, okurlarımızın, tüm Türkiye’nin bayram günleri mübarek olsun...”

Ben de saygideger okuyucularimin izniyle farklı bir dilekte bulunmak istiyorum:

MOTORSUZ ve GLADİO’suz bir Türkiye’de kutlanan bayramlara kavuşmak istiyorum. Olan bitenin bön-bön seyredilmediği, bir paket makarna için “onur”un dahi pazarlanmadığı, milletin ırzı olan Yargının tecavüz saldırılarına uğramadığı, Faşist iktidar ve benzerlerinin türemediği bir Türkiye’de kurtlanacak bayramlara kadar “Bayram Kutlaması” yapmak istemiyorum.

İlgililere ve sorumlulara son kez ifade etmek istiyorum;Bugünlerde Adnan hocanın Yargıtay 8nci ceza Dairesi’ndeki davası ya da Adnan hocanin başka bir sıkıntısı için kapınızı çalacak iki MOTOR’a lütfen randevu vermeyin. Aksi takdirde sizler de “KAFES”leneceklere dâhil olursunuz…


Mehmet Serendip (HDCF BİLİŞİM ŞUBESİ)