Cemal Gürsel’in önderliğinde gerçekleşen 60 ihtilali ve 61 anayasası ile işçilere sendika ve grev hakkı tanındı.
*
1961 yılında işçi mücadelesini meclise taşımak için aralarında Kemal Türkler’in de bulunduğu 12 sendikacı Türkiye İşçi Partisini(TİP) kurdu. Parti 1963 yerel seçimlerinde 9 ilden 36.000 oy aldı. 1965 seçimlerinde ise 54 ilde %3 oy ile TBMM’ye 15 milletvekili gönderdi. 1968’de Yozgat’ın Bahadın ilçesinde belediye seçimlerini kazandı. Haftalık “Yürüyüş” dergisini çıkarttı, dergi büyük ilgi gördü.
*
Direnişin halka yayılması için fitili ateşleyen ilk kibrit, Kavel Kablo Fabrikasında gerçekleşti. Fazla mesaiden bunalan işçiler, birde müdürün bildirisiyle 5 yıldan beri ödenen ikramiyelerin o sene eksik ödeneceğini öğrendi. Bu kararı protesto etmeleri üzerine, fabrika müdürü İbrahim Üzümcü, “Ben sendika temsilcisi tanımam” diyerek 3 temsilciyi işten çıkarttı. 50 işçiye de sendikadan istifa mektubu imzalattı.
Fabrikada gergin günler başlamış, kavgalar dahi çıkmıştı. Müdür İbrahim bu sebeple 10 kişiyi daha işten attı. Oturma eylemi ile başlayan grev, tüm işçilerin işten atılması ve fabrika önünde direniş çadırları kurulmasıyla daha da büyüdü. İlerleyen günlerde tutuklanmalar ve yargılanmalar oldu ancak örgütlü mücadele kazandı. 60 ihtilali ile gelen grev hakkı, ilk kez kullanılmış oldu.
*
Kavel direnişi yurt çapında büyük ses getirdi. Sadece işçilere değil, başta ırgatlar ve öğrenciler olmak üzere tüm halka cesaret verdi. Aynı yıl Hasan Hüseyin Korkmazgil Kavel adlı şiir kitabını yayınladı. İlerleyen yıllarda bu kitap ödül aldı.
*
31 Ocak 1966’da 2200 Paşabahçe işçisi, sendika, sigorta ve tatil hakları için greve çıktı. İskele Meydanında düzenledikleri mitingde “Köleliğe Paydos” yazılı pankartlar taşıyarak yürüdüler. Emeğin ve emekçinin gücünü tüm sömürücülere gösterdiler.
*
Yurt genelinde, Sungurlu grevi gibi küçük çaplı pek çok eylem daha gerçekleşti. Polisin müdahalesine gerek kalacak kadar büyümese de işçiler haklarını almaya devam etti.
*
1967’ye gelindiğinde Türk-İş Konfederasyonu içinde bazı karışıklıklar oluştu. Türk-İş yönetim kurulu uzlaşmacı bir tavır sergiliyor, işçiler ise hakları için daha sert müdahaleler talep ediyordu. Tüm tartışmalara rağmen yönetim, diyalogcu ve uzlaşmacı tutumunu bırakmıyordu.
23 Temmuzda Maden-İş, Lastik-İş ve Basın-İş bir olağan kurultay ile Türk-İş’ten ayrılma kararı aldı ve Kemal Türkler’in önderliğinde 5 Mayıs 1967’de Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu(DİSK) kurulmuş oldu.
*
Türk-İş’in iktidar yandaşı tavırları, işçilerin DİSK’e yönelimini hızlandırdı. Türk-İş bu durumun önünü kesmek için iktidarda olan, Süleyman Demirel’in Adalet Partisi ile işbirliği içine girdi ve meclise bir yasa tasarısı sunuldu. Dönemin Çalışma Bakanı Seyfi Öztürk, “İdeolojik akımların aleti haline gelmiş sendikalar ile tabela sendikaları bu kanun çıkar çıkmaz kendiliğinden infisah edecektir.” Açıklamasında bulundu.
*
1970’te DİSK yönetimi toplanarak, direnme kararı aldı. Başta İstanbul, Gebze ve İzmit olmak üzere 15 Haziran sabahı pek çok fabrikada üretim durdu, ayaklanma başladı. 75 bin işçi kent meydanlarını ve valiliklerin önlerini doldurup, DİSK’i kapattırmayacağını haykırıyordu.
16 Haziran direniş tüm yurda yayıldı, 168 fabrikada üretim durdu. Tüm barikatları yıkan işçilere, polis müdahalesi arttı. DİSK yöneticileri gözaltına alınmaya başlandı. Sıkıyönetim ilan edildi.
İlerleyen günlerde iktidar, yasa tasarısını geri çekmek zorunda kaldı. İşçilerin, emekçilerin mücadeleleri, tarihimizde ehemmiyetli bir yere sahip oldu.
*
2017
Zor şartlarda çalışan ve bazen sigortaları dahi yatmayan işçilerimizin, senede bir gün olan bayramlarını Taksim’de kutlamalarına izin verilmedi.
*
60’ların mücadeleci ve devrimci ruhunu 2017’lere taşımak dileğiyle…