9’a 2


"Hukuka tecavüz..."

Böyle başlık atmış bir gazete.

"Hukuk cinayeti" diyen de var.

"Hukuka aykırı" diyen de.

*

9’a 2 çıktı karar.

*

Üyelere bakıyoruz...

1, Ankara Hukuk mezunu.

2, Ankara Hukuk mezunu.

3, Ankara Hukuk mezunu.

4, İstanbul Hukuk mezunu.

5, İstanbul Hukuk mezunu.

6, İstanbul Hukuk mezunu.

7, Ankara Hukuk mezunu.

8, Ankara Hukuk mezunu.

9, Ankara Hukuk mezunu.

*

Geriye kaldı 2 üye...

Biri, İşletmeci.

Öbürü, İktisatçı.

*

Ben size söyleyeyim.

11 hukukçu olsaydı...

11’e 0 çıkardı karar.

*

"Kardeşim, dünyanın hangi ülkesinde iktisatçıdan Anayasa Mahkemesi Başkanı olur?" diye soracaklarına... Hukukçuların aldığı karara "tecavüz" diyorlar.

*

Çünkü, bunların mantığına göre, hukukçu mukukçu yoktur... Bunların işine geldiği gibi karar veren iktisatçı "en iyi hukukçu"dur... Hele eşi türbanlı iktisatçıysa, "ordinaryüs hukukçu"dur.

---

Kaynak

Çok güzel bir tespit, bayıldım!

Kontırgerilla çerçeveli tartışmalarda ayyuka çıktı ya, eğer bir ülkede demokratik seçimle, olur da sosyalist bir parti iktidara gelirse, başta suikast ve darbe olmak üzere, her yola başvurarak bu iktidara son verilecek.. ABD'nin temel politikası, malum.

Yani ülkenin ekonomisini sosyalizme, veyahut yönetimini komünizme; gayet demokratik yollarla, bizzat halkın "iradesi", çoğunluğu ile bile değiştirirsek, yok olmaz, cıs! Zaten bu pis Makyelistlerin meşrebinde her yol mübah ya, demokrasi yok yasa yok hukuk yok; ne var, suikast var darbe var, satılmış gazeteciler var, hukuk yok, guguk var. Arada bir çıkıp ötüyorlar işte.

Ama yine seçimle iş başına gelen bir siyasi iktidarın, rejimi değiştirmeye yönelik gayretlerine dur demek, nedense kabul edilmiyor. Hem de en hukuki yollar bile. En sivil, en aklıselim yollar bile.

Sosyalizme gitmek cıss, ama şeriata yada ılımlı islama gitmek demokrasi.. Hem de bunu, eski sosyalistler destekliyor; eski kaşar misali.. Hadi Ordan! Kaşarın eskisi yenisi olmaz.

Hani hep derler ya "asker ne karışıyor, siviller sorunu çözemiyor mu?".. İşte sivil kurumlar, CUMHURİYET'i korumak üzere girişimde..

Hadi onlar olmasa/beceremese, asker beceremese.. Biz de çarpışmadan teslim olacak değiliz ya;

57. Alay'ın çocuklarıyız,
Yetim değil, şehit çocuklarıyız!
Mustafa Kemal bize ya istiklali ya ölümü emretti
Taarruzu değil, ölmeyi emretti.


Emir olarak BOP'u, Allah'a ve Kur'an'a küfür olan ılımlı islam'ı alanlar, AB komserlerinden kes-kopyala-yapıştır, kolaj anayasaları emir alanlar: Ne siz adamsınız, ne de aldığınız emirler emir. Ama bizim elimizdeki, sancak. Bayrak. Bağımsızlık.

Bizim elimizde hal-i hazırda full as var; bizim aslarımız. Mustafa Kemal gibi. Kızılırmak'ın suyu gibi, Ağrı Dağı'nın karı gibi, Konya'nın ovası, bozkırın tezenesi gibi, "can sağ oldukça yurt vermeniz düşmana!" diyen Şenlik gibi. "Korkma komutanım, düşmanın topu tüfeği, Allah'tan da büyük değil ya" diyen neferimiz gibi.

Sizin elinizde ise Bush gibi bir vale, Elizabet gibi kız, Papa Hocaefendi gibi bir papaz var. Sorosçu çocukları var; neresine kadar açıldığını henüz belirleyemediğimiz toplum enstitüleriniz var.


Kim güçlü, Allahaşkına?

Biz belli ki birşeye güveniyoruz; peki ya siz?
"İstiklal Mahkemesi" diye birşey, duydunuz mu hiç?