A101 nasıl kurtuldu?
Pek de kolay değildi. Film bobinlerini makineye yerleştirmekle başlar, negatiflerini banyo etmekle biterdi. Bir fotoğraf karesi saatler alırdı. Şimdi öyle mi? Çekiyorum, çektim, bir tane daha çekeyim diye birikiyor. Nasıl çıkmışım demeye bile zaman kalmıyor.
Son iki yazıda Ayasofya açılışında Nurcuların Meşveret kolunun önderi Hüsnü Bayramoğlu’nun Genelkurmay Başkanı ile çektirdiği fotoğrafın ardındaki ilişkileri anlattım. “Said-i Nursi’nin Ayasofya kehaneti” diyorlardı, bir uydurma olduğu kendileri tarafından da kabul gördü. Bir zamanlar Gülen’e mektup yazarak Nurculuğun hizmetkârı ilan eden Said-i Nursi’nin takipçileri, durum değişince yollarını ayırmış görünüyordu. Ama peygamberin kendilerini işaret ettiğini söyledikleri uydurma hadislerle aynı zihniyeti sürdürüyorlardı.
Yazıların ardından Nurcu hocaların ağızlarının pek de Nurlu olmadığını görmüş oldum. Sözlerine başlarken ettikleri hakaretleri yazmaya gerek yok. Alıştık, küfrü yenmek isteyenler küfrün üstüne yürümek zorundadır.
Yine de ne kadar söylesek eksik kalır. Cumhurbaşkanı’yla, Savunma Bakanı’yla, Genelkurmay Başkanı’yla aynı fotoğraf karesine girmeyi seven Hüsnü Bayramoğlu’nun durumunu daha kritik hale getiren bir mesele var.
A101’e 3 günlük gözaltı
Hatırlayın, daha önce Türk Emniyeti’nin mahkemelere gönderdiği raporlara giren “renklendirme” öyküsünü anlatmıştım. Polis, FETÖ mensuplarının başta diğer Nur grupları olmak üzere değişik tarikatlara girerek kendilerini renklendirdiğini söylüyor, yargıyı uyarıyordu. Bir sebebi var. Zira, başta Nurcular olmak üzere kimi tarikat şeyhleri “o FETÖ’cü değil, bizim tarikattan” diyordu. Kimi isimleri yargının ağından “Hüsnü şahadet” dedikleri, “iyi çocuktur sistemi” ile kurtarıyordu.
Hepimizin mahallesinde var. A101 denilen ucuzluk marketlerinden söz ediyorum. Sahibi, FETÖ’nün işadamları örgütü TUSKON üyelerine yapılan operasyonda, 16 Ağustos 2016’da gözaltına alınan, Bank Asya’nın da kurucusu olan Turgut Aydın. Turgut Aydın 3 gün sonra serbest kalmıştı.
Şimdi yandaş medyada tam sayfa reklamlarını görüyorsunuz. Size 16-20 Ağustos 2016 aralığında, Sabah gazetesinin ilgili haberlerinin sadece başlıklarını sıralayayım: “A101 sahiplerine FETÖ operasyonu”, “Bank Asya’yı kurtaran FETÖ’cüye operasyon”, “FETÖ soruşturmasında işadamları serbest kaldı!”.
Sabah editörüne bile sonunda ünlemli başlık attıran elbette “birileri korunuyor” düşüncesiydi. Haksız da değil, bazıları nasıl oluyorsa elini kolunu sallayarak çıkarken, bazıları yakasını kurtaramıyordu.
Gelelim konumuza...
Ayasofya’daki Nurcunun kurtardıkları
Ayasofya’daki fotoğrafın ardından Nurcuların arşivlerini bir daha açtım. Tam da A101’in patronlarına soruşturma başladığında Hüsnü Bayramoğlu devreye girmiş, resmi bir açıklama yapmıştı.
Bayramoğlu, başta Turgut Aydın’ın kardeşi Yaşar Aydın olmak üzere A101’in sahiplerinin “paralel” değil, “Nur talebesi” olduğunu söylüyordu. Salı günleri A101’in patronunun evinde cemaatin Risale dersleri yaptığını söyleyen Bayramoğlu, “Cumhurreisimizin hemşerisi ve aile dostudur” notunu düşmeyi de ihmal etmiyordu. Fotoğraf diyoruz ya, Hüsnü Bayramoğlu, Aydın Kardeşler ile birkaç da fotoğrafını paylaştı. Masada önlerindeki Risale-i Nurlar dikkat çekiyordu.
Hüsnü Şahadet işi bir değil ki...
Geçen yıl Milli Eğitim Bakanlığı’na ait bir okulda, sınıfta öğrencilere Said-i Nursi propagandası yapılan görüntüler izlettirildiği haberlerini hatırladınız mı?
Görüntülerde vaaz veren isme kimse dikkat etmedi. O kişi yeni kuşak Nurcu hocalardan Uğur Akkafa’ydı. İnternette hala Fethullah Gülen’in öğretisini anlattığı, onun dinler arası diyalog projesini eleştirenlere “cahil”, “saftirik” diye hakaret ettiği videolar dolaşıyor. Akkafa’nın Nur Mektebi İlim Kültür Derneği, FETÖ propagandası yaptığı gerekçesiyle 15 Temmuz sonrasında kapatılmıştı.
Derken yine Hüsnü Bayramoğlu ortaya çıktı. Akkafa’nın derneğinin FETÖ’cü olmadığını söyledi. Bayramoğlu’nun kapatılan dernekte ders verdiği fotoğraf ortaya saçıldı. 2017 yılının başında yayımlanan yeni bir KHK ile kapatılan dernek açıldı.
Erdoğan’a verilen liste
Bu isimler uzun listenin küçük bir bölümü...
Kimseye suçludur demiyorum. Bizim işimiz bu değil. Asıl mesele, mahkeme önünde yıllarca aranan adaleti, cemaat liderlerinin başka yollarla dağıtmaya devam ediyor oluşu.
Bu o kadar aleni hale gelmiş durumda ki...
Nurcularla ilgili yazdıklarıma tepki gösterenlerden biri yine Nurcu profesör Ahmet Akgündüz’dü. Bir zamanlar Rotterdam’da Avrupa İslam Üniversitesi’ni yöneten Akgündüz’ün hem Nurcu “ağabeyler” ile hem de AKP ile arası bozulmuştu. Hüsnü Bayramoğlu’na “yalaka” diyen Akgündüz’ün açıklamalarında dikkat çeken ilginç bir nokta var. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, Bayramoğlu’nu dinlerken Akgündüz’ü pek de dinlemediğini gösteriyor. Akgündüz şöyle söylüyor:
“Muhterem Cumhurbaşkanımıza 1 ay sonra (15 Temmuz’dan) ulaşarak 526 tanıdığım mazlum ve mağdur Nur talebeleri listesini verdiğim halde, çoğunun mazlumiyetleri devam etmektedir.”
FETÖ krizinden sonra iktidara yanaşan ancak kendisine yakın isimleri tasfiyeden kurtaramayan Akgündüz belli ki AKP’ye de küsmüştü. Akgündüz’ün şahitlik nefesi Bayramoğlu kadar kuvvetli tesir etmemişti.
Ah şu fotoğraflar... Çekiyor, bir tuşla dağıtıyoruz. Oysa sonsuz zamanın bir anını simgeliyor. Farkında mıyız? Kişilerden çok ilişkileri belgeliyoruz.
Hepimizin hikâyesinin olduğu resmin ışığını, nursuz fotoğraflarla söndürecek miyiz?
Barış TERKOĞLU, 6 Ağustos 2020