Bölücü Örgütün Terör Eylemleri Süreci ve Joe Biden'ın Ziyareti
Türkiye 1946 - 1947'den itibaren ABD'ye ekonomik, siyasi ve askeri olarak bağlandığından bu yana, Türkiye'yi ya da Ortadoğu'yu etkileyen her önemli olay öncesi ve sonrasında ABD'li bir yetkili mutlaka "teftişe" gelir. ABD'li yetkililerin geliş zamanlarına dikkat ettiğimizde ya Türkiye'de hizadan çıkan bir TSK komuta yapısı, ya ABD'nin hoşuna gitmeyen bir askeri operasyon süreci ya da sonrasında Türkiye'yi ikna etmek ve denetlemek için bir dayatma ile karşılaştığımızı göreceksiniz.
24 Ağustos'ta ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden'in Türkiye'yi ziyaret etme planına ve bu plandaki zamanlamanın önemine bu yüzden işaret etmek lazım gelir. Aynı zat-ı muhteremin daha önceki ziyaretinin zamanlamasına ve yaptığı açıklamalardan sonra gelişen olaylara kısaca göz atmakta fayda var. Batı'yı temsil eden bir yetkili Türkiye'yi ziyaret ettiğinde bu ziyaretteki temaslarını doğru analiz etmek, bundan sonraki sürece dair doğru öngörülerden bulunmamız için gereklidir.
ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden bundan önce 21 Ocak 2016 tarihinde Türkiye'yi ziyaret etmişti. Bu dönem TSK'nın, Güneydoğu'da bölücü terör örgütü PKK'ya yönelik kent merkezli operasyonları devam ettirdiği, ABD'nin; Suriye'nin kuzeyinde bir Kürt Koridoru kurma çalışmalarını hızlandırdığı bir sürece denk geliyordu.
Biden, bu ziyareti esnasında HDP'nin de dahil olduğu bütün siyasi partilerle aynı anda bir görüşme yaptı. Biden'in Ocak ayındaki ziyareti gerçekleştirdiği günlerde Irak'ın kuzeyindeki Çadır Devlet'in aşiret başkanı Barzani ""Bağımsız Kürdistan hiç olmayacağı kadar yakın." , "Türkiye'nin karşı çıkacağını sanmıyorum.", "Türkiye'ye gittiğimde Kürdistan bayrağı Cumhurbaşkanlığı sarayında dalgalanıyordu." açıklamalarını art arda sıraladı.
Biden'in aynı dönemdeki ziyareti sonrası yeni Anayasa görüşmelerinin de yapılacağını yukarıdaki notlara eklememiz gerekiyor.
ABD Başkan Yardımcısının Türkiye'ye gelişinin hemen ardından ABD Adana Konsolosu Linda Stuart Specht'ın 27 Ocak'tan itibaren Doğu ve Güneydoğu illerine geçiş yapması dikkat çeken başka bir noktadır. ABD Konsolosunun, TSK'nın operasyonlarının yoğun olarak gerçekleştiği bir dönemde HDP'li belediye başkanları ile bir takım görüşmeler yapması, Türkiye'ye ve Türk Ordusuna açık bir mesajdı aslında. ABD, Adana konsolosu üzerinden gerçek müttefiklerinin , yani HDP ( PKK) 'nın yanında yer aldığının mesajını verdi.
Peki 24 Ağustos'un Önemi Nedir?
ABD Başkan Yardımcısının Türkiye'ye gelişi bu dönemde neden önemli?
Birincisi 15 Temmuz'da CİA, Fethullah Gülen örgütü eliyle bir işgal ve iç savaş denemesi yapmış, ilk hamlesinde şimdilik istediği sonucu tam olarak alamamıştır. ABD, Türkiye'deki direnme - karşı çıkma, onaylama zeminini "yoklamak" istiyor.
İkincisi, Türkiye, bölge ülkeleri ile ilişkilerini en azından eski seviyesine tekrar çekmek istemektedir. İran ve Rusya, bu ilişkilerin "askeri güvenlik" ve "istihbarat paylaşımı" gibi temel konularda da ilerlemesini istiyor. Bu temaslar ABD'yi tedirgin edecek bir durum yaratabilir. İktidar odağının "bölgesel işbirliği" yöneliminde ne kadar samimi olduğunu tespit etmek, ABD için önemli.
Üçüncüsü, iktidar odağı kararsız tavrıyla dikkat çekmektedir. KHK uygulamalarına yönelik bir adım ileri iki adım geri atmaktadır. Özelikle TSK'nın temel yapısında değişiklik yapmaya dönük kararlarını ve 100'e yakın devlet kurumunun özel şirketlerce denetlenmesine dönük alınan kararları bir hafta içerisinde onaylamış ve aynı süreçte geri çekmiştir.
Dört. 15 Temmuz dış destekli cunta girişiminin hemen ardından,bölücü terör örgütü pozisyon alarak eylemlerini artırmıştır. ABD'nin "Kara Gücüm" dediği bir örgütün eylemlerini artırdığı bir dönemde, ABD'li bir yetkilinin Türkiye'ye gelecek olması açık bir iletidir.
Türkiye ile Rusya - İran - Azerbaycan arasındaki temasların arttığı bir süreçte, bölücü terör örgütünün neredeyse eskisinden daha şiddetli ve "sonuç alıcı" eylemlere yönelmesi ve 24 Ağustos'ta gelecek olan ABD'li bir yetkili... Bu üç durum arasında doğrudan bir bağlantı bulunduğunu tespit etmek için "Dış İlişkiler Uzmanı" olmaya gerek yok değil mi?
ABD, Irak'ın kuzeyindeki Uydu Devletçik üzerinden, Suriye'nin kuzeyinde kuracağı Kürt Koridorunu bir birine bağlayıp; bu hattı Doğu Akdeniz'e bağlamak istiyor. Bu stratejisi karşısında mukavemet gösterecek, bu planına engel teşkil edecek ya da planı tehlikeye sürecek hiç bir eyleme, operasyona, girişime tahammül gösterecek lüksü yok ABD'nin.
Ortadoğu bir satranç tahtası. Ve bu satranç tahtasında her devlet kendisine göre konum alıyor. Konumu henüz net olmayan tek ülke ise maalesef biziz.
https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226
Mithat Akar - Gaziantep