ABD'den Türkiye'ye F-35 ambargosu
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın korumalarının geçen Mayıs ayında Washington'da karıştığı 'tekme-tokat' kavganın yankıları devam ediyor.
12 koruma Washington'da gıyabında yargılanıp suçlu bulundu ‘Wanted’ ilanları bastırıldı ama ABD bununla yetinmiyor.
Kongre sıcak temmuz ayında Türkiye mesaisi yapıyor.
Amerikan Lockheed Martin şirketinin Türk Hükümeti'yle geçtiğimiz günler yaptığı F-35 savaş uçağının satışına ilişkin anlaşmanın engellenmesi için harekete geçti.
Dünyanın en gelişmiş savaş uçağı olarak nitelenen F-35’lerin Türk Hava Kuvvetleri'ne katılımıyla savaş gücünün artırılması planlanıyor.
Türkiye 100'den fazla uçak almak için milyarlaca dolarlık anlaşmaya imza attı.
Erdoğan’ın dış politikasının Türkiye’yi dünyada getirdiği nokta herkesin malümü. Ancak Kongre’nin düşmanca tavrını haklı kılmaz.
Temsilciler Meclisi Dış İlişkiler Komitesi Demokrat Parti üyesi David Cicilline, F-35 savaş uçağı ve Roketsan'la yapılan silah anlaşmasına ambargo konulması için bir tasarı sundu.
Cumhuriyetçi Parti Milletvekili Dave Trott da yaklaşık bir buçuk milyon dolarlık yarı otomatik silah satışının engellenmesi için bir tasarı sundu.
Demokrat Parti Virginia milletvekili Don Beyer'in de Erdoğan'ın korumalarıyla ilgili bir tasarısı bulunuyor.
Washington'da bu gelişmeler olurken, AKP Hükümeti YPG-PYD'ye giden silahları unutmuş gibi bir hali var.
Kemal Kılıçdaroğlu'nun barışçıl 'Adalet' yürüyüşüne laf etmekten fırsat bulup bölgede olup bitenlere zaman ayırmıyor.
Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Başkan Obama'dan sonra Trump'tan iyimser beklentileri vardı.
Büyük umutlarla mayıs ayında Washington' gitti.
Ancak Trump-Erdoğan ilişkisi başlamadan sona erdi.
Türk-Amerikan ilişkileri diplerde gezinip duruyor.
Bu arada Ankara'da Büyükelçi John Bass'ın 4 temmuz milli günü için Çankaya'daki konutunda verdiği resepsiyona katıldım.
Bass'ın adalet ve hukukun üstünlüğüyle ilgili sözleri geceye damgasını vurdu.
Resepsiyondan ayrılırken, Erdoğan’ın 4 temmuz 2003 günü Süleymaniye'de Türk askerinin başına geçirilen çuvala verdiği tepkiyi hatırladım.
‘Ne notası veriyorsun? Müzik notası mı? Olayı teşhis edeceksin. Anlayacak, bileceksiniz. Ha verilmesi neyse ondan sonra verirsin. İki tane ortak arasında dargınlık olduğu zaman, bu dargınlığı nasıl gideririz, ona çalışılır. Ortak, yanlış yapıldı diye ortaklığı bozmaz.’
Her 4 temmuz bana bir de emekli Genelkurmay Başkanı Hilmi Özkök'ün yemeğe soğan doğranıp doğranmadığına ilişkin tarifini hatırlatır.
Yılmaz POLAT, 8 Temmuz 2017