Ana akım medya,Türkiye'ye yönelik artan terör saldırılarına karşısında ABD sözcüsünün yaptığı açıklama için "Tamamen saygı duyuyoruz." başlığını kullandı.Tekelci basının ABD ile Türkiye'nin "ittifak halinde" olduğu algısını yaratmaya çalışması yalnızca manipilasyon olarak yorumlanmamalı.Gözlere ve algılara perde çekmenin ötesinde,zihinleri tamamen kendi istediği bir temelde biçimlendirmeye çalışmaktadır ana akım medya.
Oysa ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı McGurk denilen adamın yaptığı açıklamanın tamamının okuyan bir gözlemci ,ABD'nin Türkiye'ye yönelik bakış açısını kavramakta zorluk çekmeyecektir.
"PKK'nın Türkiye'deki terör saldırılarını şiddetle kınıyoruz. Türkiye'nin kendini savunma hakkına tamamen saygı duyuyoruz" ifadesini kullanan McGurk, "Aynı zamanda tansiyonun azaltılması ve iki tarafın da kalıcı ve sürdürülebilir bir barış için 'çözüm süreci'ne bağlı kalmayı sürdürmesi" çağrısında bulundu.
Mcgurk ayrıca, "PKK'ya karşı yapılan bu saldırılar (hava operasyonları) ile DAİŞ'e karşı Türkiye ile ABD arasındaki işbirliğinin yoğunlaştırılmasına yönelik geçtiğimiz günlerde ortaya konulan anlayış arasında bir bağlantı yoktur. DAİŞ'e karşı tüm partnerlerimiz ve Türkiye ile işbirliğimizi artırmayı dört gözle bekliyoruz" ifadelerine yer verdi.
Bu örnek tekil diyenler için bir de şu açıklamayı okumakta fayda var:
Beyaz Saray Ulusal Güvenlik Konseyi Sözcüsü Baskey:
ABD'nin terör örgütleri listesinde olan PKK, terörist eylemlerinden vazgeçerek Türkiye hükümetiyle diyalog içine girmelidir" ifadesini kullandı.
Baskey, açıklamasında, "Aynı zamanda, tansiyonun azaltılması ve iki taraf da kalıcı ve sürdürülebilir bir barış için 'çözüm süreci'ne bağlı kalmayı sürdürmelidir. Şiddet, uzun vadeli güvenlik ve gelişimi açısından Türkiye vatandaşlarının yararına değildir" görüşüne yer verdi.
En yetkili ağızlardan ABD'nin bakış açısı ortaya koyuluyor aslında.İki farklı makamın ( ABD Dışişleri ve Beyazsaray sözcüsü) temel mesajı "Türkiye çözüm sürecini elden bırakmamalı." olarak okunuyor.
Bu açık ve anlaşılır bir ölçü.Ancak ABD sözcülerinin ikisinin de kullandığı "İki taraf için de kalıcı ve sürdürülebilir barış." söylemi ABD'nin "terör örgütleri" listesinde olmasına rağmen bölücü terör örgütü PKK'yı Türk Devleti'nin karşısında bir taraf dahası muhatap olarak alması.
ABD burada Türk Silahlı Kuvvetleri'ne de açık mesaj vermektedir.İlk elden demektedir ki emperyalist efendi:Senin kendini savunma hakkını meşru görüyorum.
Bir: İş öyle bir hal aldı ki;bir devlet terör örgütü karşısında taarruz konumunda değil,savunma konumunda bırakılmak isteniyor.Savunma konumunda kalmak,mevcut bir alanda,inisiyatif kullanmadan saldırı beklemek ve bir gücün kendi manevra alanını sınırlamasıdır.
İki:ABD Türkiye'ye demektedir ki:Savunma konumunda kalmana ses çıkarmam ama sakın ileri gitme.
Üç:Çözüm sürecini elden bırakma.PKK'yı taraf olarak al.
Dört:"Şiddet, uzun vadeli güvenlik ve gelişimi açısından Türkiye vatandaşlarının yararına değildir" denilerek Türk Silahlı Kuvvetleri'ne "operasyona devam edersen,terör daha geniş bir alana yayılır ve milletin zarar" görür demektedir ABD.Yani el altından Türkiye tehdit edilmektedir ve dahası ne yapacağımıza kendisi karar vermektedir."Adil ve kalıcı barış." Kiminle?40 yıldır emperyalizmin hizmetinde Türk milletine savaş ilan eden bölücü terör örgütü ile."Adil ve kalıcı bir çözüm,barış." gibi söylemleri ise bölücü terör örgütü liderlerinden 1999'dan beri zaten duymaktayız.ABD'nin burada hangi kuvvetleri hesaba katarak bize "destek" olduğu ise daha açık ortaya koyulmaktadır.
Beş:"PKK'ya karşı yapılan bu saldırılar (hava operasyonları) ile DAİŞ'e karşı Türkiye ile ABD arasındaki işbirliğinin yoğunlaştırılmasına yönelik geçtiğimiz günlerde ortaya konulan anlayış arasında bir bağlantı yoktur. DAİŞ'e karşı tüm partnerlerimiz ve Türkiye ile işbirliğimizi artırmayı dört gözle bekliyoruz"
Yani ABD,Türk Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonları ile bizim bir bağlantımız yok demektedir açıkça.Tüm "Partner"leri ile olduğu gibi Türkiye ile de işbirliği yapmayı dört gözle beklemekteymiş kendileri.Bu durumda Türk Silahlı Kuvvetleri'nin kısmi de olsa sınır ötesi operasyonlarında ABD'nin sürece direk dahil olmadığını anlayabiliriz.
Şimdi;Kilis-Şanlıurfa-Ceylanpınar-Mardin - Silopi gibi Irak-İran-Suriye'ye sınırı olan illerimizde;Türk Silahlı Kuvvetleri'nin operasyonu ile başlayan süreçte,artan terör eylemleri ve İzmir - Adana - İstanbul gibi Batı illerimizde ellerinde AK-47'lerle gezen kırmızı maskeli adamlarla;ABD'nin Türkiye'ye yönelik mesajı arasında bağlantı kurmamak için bana kim-hangi nedeni ileri sürebilir acaba?!
ABD açıkça demektedir ki,"bu operasyondan bizim bilgimiz yok,TSK savunma konumunda kalmalıdır,(bölücü terör örgütü ağzından) kalıcı ve sürdürülebilir bir barış için çözüm sürecine devam etmelisiniz" diyor.
Peki devam edersek ne olur operasyonlara?ABD diyor ki : Bu durumda
"Şiddet, uzun vadeli güvenlik ve gelişimi açısından Türkiye vatandaşlarının yararına değildir"Yani zarar görürsünüz diyor baş efendi.
Türkiye'yi kuşatma altına alan terör eylemlerine karşı bizim hangi emperyalist kuvveti karşımıza almamız gerektiği bence bu mesajlarda yeterince anlaşılır bir durumda.
Ortadoğu-Balkanlar - Asya toprakları üzerinde tek hakim güç olmak isteyen ABD emperyalizmi planlarının büyük çoğunluğunu Asya'nın kilidi olan Türkiye üzerinden yapmaktadır.Türkiye direnirse , emperyalizmin geniş bir alana yayılan projesi de bitecek.Türkiye tam bağımsızlık yönünde ikinci bir milli kurtuluş savaşını göze almazsa terör hem bölgeyi hem Türk topraklarını yakmaya devam edecek.
Mithat Akar - Kartal / İstanbul