Sezgin Tanrıkulu: "ABD, Kürt planı hazırlıyor"
2008 07 28 - 22:59
Silahlı bir örgüt Kürtlerin adına silah kullanıyor. Biz açık ve net olarak ona, bizim adımıza silahlı şiddet yapma demeliyiz. Bunu diyebilmemiz için, devlet, Kürt sorununu demokrasiyle çözeceği inancını yaratmalı.
Kürt aydınlarının önde gelen isimlerinden biri olan ve yıllardır sürdürdüğü insan hakları ve demokrasi mücadelesiyle tanınan Diyarbakır Barosu Başkanı Sezgin Tanrıkuluyla yaptığımız ve dün birinci bölümünü verdiğimiz konuşmaya kaldığımız yerden devam ediyoruz.
Avrupa Birliği standartlarında bir demokrasi Türkiyeye gelirse, bu, Kürtleri tatmin eder mi?
Eder. Çünkü sorun, bizim bu Cumhuriyetin özgür ve eşit yurttaşları olabilmemizde. Bugün Kürtler kendilerini Cumhuriyetin eşit ve özgür yurttaşları olarak hissetmiyorlar. Oysa AB standartlarında bir demokraside kişilerin, yurttaşların tam ifade ve örgütlenme özgürlükleri var. O zaman isteyen istediği yayını yapar ve zamanla ana dilde eğitim de gerçekleşir. Zira böyle bir demokraside bölünme paranoyası olmaz.
Kürt aydınları tam olarak nasıl bir çözüm istiyorlar?
Bizim taleplerimiz Türkiyede demokrasinin güçlendirilmesi talebinden kopuk değil. Çünkü biz Kürt meselesinin, şiddetin olmadığı bir ortamda özgürce tartışılmasını ve demokratik yoldan çözülmesini istiyoruz. Ana dilde eğitim, öğretim ve yayın haklarının tanınmasını talep ediyoruz. Bu çözüm sürecin en önemli ayağını örgütün kendi kararıyla silahsızlanması oluşturuyor. Bunun için de her şeyden önce demokratik açılımlar yapılarak, örgütün silahlı faaliyetine gerek kalmayacak elverişli bir siyasi ortam yaratılmalı. Çünkü silahlı örgüt ve silahlı çatışma bugün Kürt meselesini hapsetmiş durumda.
Nasıl hapsetti?
Hepimizin bir zinciri var. Bu zincir, ancak örgüt silahsız hale gelirse kırılır. Çünkü bugün bir tarafta silahlı bir parti var. Diğer tarafta yasal zeminde yürütülen bir siyasi faaliyet var. İkisinin aynı anda yürümesi çok zor. Birbirlerinden etkilenmemeleri de mümkün değil. Ahmet Türkün dediği gibi bunların tabanları ortak. Bu yüzden Kürt meselesinde öncelik, silahlı çatışmayı gündemden çıkarmaktır.
Demokrat Türk aydınlarıyla demokrat Kürt aydınları arasında görüş farklılıkları var mı?
Kürtler kendilerini bu cumhuriyete ait olarak görmezlerken, Türkler de Kürtleri şiddetten yana olan bölücüler olarak görüyor. Şimdi sokaktaki insanın zihnindeki ve duygularındaki bu bölünmüşlük aydınlarda da oluştu. Artık sadece sokaktaki adam Kürt aydınlarını, Kürt siyasetçilerini bölücü olarak görmüyor. Halbuki hak arama yolu olarak şiddetin kullanılmasına en fazla Kürtlerin karşı çıkması gerekir.
Yeterince karşı çıktılar mı peki?
Çıkmadılar. Hâlâ yeterince karşı çıkmıyorlar. Silahlı bir örgüt Kürtlerin adına silah kullanıyor. Biz açık ve net olarak ona, Bizim adımıza silahlı şiddet kullanma demeliyiz. Ahmet Türk bunu söyledi. Kürtlerin yaygın olarak bunu yüksek sesle söyleyebilmelerinin koşulları ve ortamı yaratılmalı. Demokrat Türk aydınlarıyla Kürt aydınlarını artık bir arada tutmak çok zorlaştı.
Niye zorlaştı?
Silahlı örgütün varlığı büyük bir sorun. Bir tarafta barışla ilgili çalışmalar yapılıyor, diğer tarafta silahlı faaliyet ortaya çıkıyor. Bu açmaz, Türk ve Kürt aydınları birbirinden uzaklaştırıyor. Kürt aydınlar silahlı mücadeleye karşı çıktıklarını yeni yeni yüksek sesle söylemeye başladılar. Devlet, Kürt sorununu demokrasiyle çözeceği inancını yaratırsa, Kürt aydınlarının sesi daha çok çıkar. Ama devlet bunu yapacağına, bize, yalan söylüyorsun, bekâra karı boşamak kolay gibisinden laflar ediyor. Kürtler giderek daha fazla içlerine kapanıyorlar.
Anlamadım...
Eskiden Kürt bölgesinden Mersine, Adanaya, Antalyaya, Batı bölgelerine göç yaşanırdı. Şimdi iç göç yaşanıyor. Şırnaktan Diyarbakıra, Batmana göç ediliyor. Kürtler kendi nüfuslarının yoğun olduğu yerlere gidiyorlar, Türkiyenin diğer bölgelerinde kendilerini güvende hissetmiyorlar. Artık herkes kendi gettosuna çekiliyor yavaş yavaş. Bölünmüşlük budur işte! Oysa eskiden Kürtler her tarafı kendi memleketi olarak görürdü ve giderlerdi.
Sizin Başbakanla karşılaşmalarınız hep olaylı oluyor. Size, bekâra karı boşamak kolay, yalan söylüyorsun gibi tuhaf çıkışları oldu Erdoğanın. Niye?
Başbakan Kürt meselesiyle ilgili bir şey duymak istemiyor. Biz ona yapılması için önünde hiçbir engel olmayan somut açılımları söylüyoruz. Ama Başbakan gerçekten Kürt meselesine kapalı. AKPnin ve Başbakanın Kürt meselesiyle ilgili klasik devlet politikaları dışında bir programı yok.
Siz yakın zamanda Amerikaya giderek görüşmeler yaptınız. Kimlerle görüştünüz?
ABD Dışişleri Bakanlığı Türkiyede demokrasi ve Kürt meselesi konusunda geçen ay iki günlük bir toplantı düzenledi. Türkiyeden beş-altı kişiydik. Basına kapalı olan bu toplantılara, Amerikan Dışişleri ve Savunma Bakanlığından bürokratlar, akademisyenler katıldı. Yani işin mutfağında çalışan Cumhuriyetçiler ve Demokratlar birlikte katıldılar. Ayrıca Kuzey Iraktan da akademisyenler vardı. ABD, kasım sonrası için Türkiyeyle ilgili A, B, C, D planları hazırlıyor. Bize 2002den sonra Kürt meselesiyle ilgili ne tür gelişmeler olduğunu ve neler beklediğimizi sordular. Herhalde yeni yönetimin Türkiyeyle ilgili dış politika stratejisini oluşturuyorlar. Yeni Amerikan Başkanının önüne bu dosyayı koyacaklar.
Amerikalılar Kürt meselesine nasıl bakıyorlar?
Toplantılardan çıkardığım sonuç şu. Amerika Kürt meselesinin çatışma dışı yöntemlerle çözülmesini ve silahlı çatışmanın artık sonlanmasını istiyor. Türkiyenin buna hazır olması lazım. Bence ABD Kürt meselesinde avantajlı konuma geçti. ABD PKKyi destekliyor. Ordunun operasyon yapmasına izin vermiyor. İzin verse mesele biter diye Türkiyede toplumda ve devlette çok yaygın bir algılama vardı. Orduda ve Hükümette büyük bir ABD karşıtlığı vardı. ABD şimdi Orduyla ve Hükümetle işbirliği yaptı ama operasyonlardan bir sonuç elde edilemedi, operasyonlar başarılı olmadı. ABD Başkan Yardımcısı Dick Chenney bir süre önce, Kürt meselesi sadece askerî değil. Siyasal adımların atılması lazım dedi. ABDnin şimdi bunu deme imkânı daha fazla. ABD bunu demeye hazırlanıyor gibi geldi bana.
Sizce ne diyecek ABD?
Biz sizinle işbirliği yaptık ama sorun çözülmedi. Demek ki sorun benim sizinle işbirliği yapıp yapmamamda değil. Sorun içeride. Bu meseleyi siyasal adımlar atarak çözün demeye hazırlanıyor bence ABD.
Peki, size Kürt meselesinin çözümü hakkında neler söylediler?
Bence ABD kültürel haklar, siyasal partiler sistemi, demokrasinin güçlenmesi konusunda daha net bir tutum alacak. Silahlı çatışmanın bitirilmesi konusunda oldukça net bir fikre sahip.
Amerika PKKya nasıl bakıyor?
Nasıl tanımladığını ABDli yetkililer ortaya koyuyor. Ama PKKye El Kaide gibi de yaklaşmıyor. Silahlı örgüt mensuplarının hepsinin öldürülerek bu sorunun çözülmesi gibi bir yaklaşım içinde değil ABD.
Size neler sordular?
Son beş yıllık AKP iktidarında Kürt sorununda hangi somut adımların atıldığını, 22 Temmuz seçimlerinden sonra Kürt sorunun çözümü için neler yapıldığını sordular. Türkiyedeki Kürtlerle K. Iraktaki Kürtler arasında sosyal ve siyasal ilişkinin boyutunu, Barzaniye, Talabaniye; K. Iraktaki oluşuma sempati olup olmadığını bilmek istiyorlar. Ama asıl öğrenmek istedikleri, Türkiyedeki Kürtlerin sorunun çözümü için ne talep ettiği. Benim izlenimim şu. ABD, Kürt meselesiyle çok yakından ilgili. Bu meselenin yakın zamanda demokrasi içinde çözülmesini istiyor. Açık olalım. ABD çözüm istiyorsa, bundan çıkarı olduğu için istiyor. Çünkü istikrarsız bir Türkiye ABDnin işine gelmiyor. K.Irak ve enerji yollarının güvenliği açısından demokrasisi işleyen istikrarlı bir Türkiye ABDnin işine geliyor.
Avrupanın ve Amerikanın PKKnın silah bırakmasını istemesi Kürtleri rahatsız ediyor mu?
Batı PKKnin silahı bırakmasını öteden beri istiyor. Kürtleri rahatsız eden, ABDnin operasyon konusunda orduyla aktif işbirliği yapması oldu. Kürtlerde ABDye karşı büyük tepki var. ABD bunu biliyor. İşbirliği yapmış olduğu için de Kürt meselesinin çözümü konusunda Türkiyeden daha fazla bir şey isteyebilir. Biz Kürt meselesini kendi meselemiz olarak görmeliyiz ve kendi çözümümüzü kendimiz yaratmalıyız. Neden ABDnin müdahil olabileceği bir noktaya geldi bu sorun? Biz bunu tartışalım.
PKKnın silah bırakması konusunda ne düşünüyorsunuz?
Bir örgütün silahsız hale getirilmesi o kadar kolay değil. Bugün silahı bırakıyorum dese, birkaç yılını alır. Bunun şartları oluşturulmalı. Kürt sorunun çözüleceğine dair demokratik adımlar atılmalı. Demokratikleşme sürecinin bir parçası olarak örgüt kendi kararıyla silahsızlandırılmalı.
Kürt aydınlar silah konusunda net bir tavır alabiliyorlar mı?
Sorunlar bugüne kadar silahla çözülmedi, bundan sonra da çözülmez. İnsanlar bu konuda kesin kararlı olsalar da, Kürtlerin büyük bir kesiminde, Meclise girdik olmadı. AKPye oy verdik olmadı. Bunlar da olmasa bizim başımıza Allah bilir ne gelir düşüncesi de var. Aydınlar da toplumdan etkileniyor tabii...
Kaynak