ABD'nin "Alan temizliği"

Dünya siyaseti COVID-19 pandemisi nedeniyle adeta donmuşken, Ortadoğu'da sular durulmuyor.

Irak, Yemen, Lübnan, İran, hatta Ürdün karışık. En büyük karışıklık da elbette Suriye'de.

Belli ki birileri, salgın sonrasına “alan temizliği” yapıyor.

Önce Filistin'den başlayalım;

ABD Başkanı Trump'ın damadının “yüzyılın planı” diye dünyaya yutturmaya çalıştığı, Filistin'in sadece Gazze'ye sıkıştırılması, Batı Şeria'nın ise İsrail tarafından ilhak edilmesi planı tıkır tıkır işliyor.

Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, hatta Mısır, “sessiz kalan dilsiz şeytandır” hadisindeki “şeytan” rolünde. Türkiye'deki AKP hükümeti ve İran plana ilk etapta yüksek sesle karşı çıksalar da, arkasını getirmediler. Plana yüksek sesle itiraz eden kala kala bir Ürdün kaldı. Ancak onun da sınırlı etkisi nedeniyle, sesi bile duyulmuyor.

İsrail ise adeta “hedefe kilitlenmiş” durumda. Batı Şeria'da Yahudi yerleşim birimleriyle yapılan “fiili” işgalin, Temmuz ayında “resmiyete” dönüşmesi bekleniyor.

ABD'NİN PYD-YPG'Yİ “MEŞRULAŞTIRMA” ÇABASI…

Ankara salgınla uğraşırken, Amerikalıların Suriye ve Irak'taki “Kürt hareketliliği” de çok dikkat çekici;

Söz konusu ABD olunca, elbette “başrolde” Suriye'de PKK terör örgütünün uzantısı PYD-YPG var.

ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey, PYD-YPG ile Kuzey Irak'taki Barzani yönetimi etkisindeki Suriyeli Kürt grupları -Suriye Kürt Ulusal Konseyi ENKS şemsiyesi altında toplanmış durumdalar- bir araya getirmek için kolları sıvadı.

PYD-YPG ile ENKS arasındaki birkaç tur görüşmeden henüz sonuç çıkmadı. Ama Amerikalılar bastırmaya devam ediyor. Amaç; Suriye'nin kuzeyindeki PYD-YPG kontrolündeki bölgelerde yönetime, Barzani'nin etkisindeki Kürt grupları da sokmak, böylece Ankara'daki AKP hükümetinin bu alana yönelik tavrını yumuşatmak.

ABD'nin bir kolu da Irak'ta;

Kuzey Irak'ta da yine Barzani üzerinden Kandil'de üslenen PKK terör örgütünü “enterne etmeyi” planlıyorlar. Barzani'nin peşmergelerinin Ankara'nın tüm taleplerine rağmen
yıllardır yapmadıklarını yapıp, Kandil'in tam karşısına düşen Zine Werte bölgesine üs kurması bunun en somut göstergesi. Kuzey Irak'taki Barzani yönetimi bunun “COVID-19 salgınıyla mücadele” kapsamında bir hareket olduğunu açıklasa da bunun PKK teröristlerinin hareket kabiliyetini sınırlandırmayı amaçladığı açık.

ABD'nin hem Irak'ta, hem Suriye'de Kürtler üzerindeki oyun planını hayata geçirebilmesi halinde, Ankara'nın karşısına “PKK terör örgütü artık etkisiz. Kuzey Irak'ı tanıdın. Neden şimdi Kuzey Suriye'deki oluşumu tanımayasın?” talebiyle gelmesi muhtemel.

“70 SENTE MUHTAÇ OLMAK…”

Türkiye'deki ekonomik kriz, Demirel'in o meşhur sözüyle özetlenen duruma, “70 sente muhtaç olmaya” doğru hızla gidiyor. AKP hükümetinin buna karşı geliştirebildiği tek formül ise, swap anlaşması için ABD'nin peşine düşmek.

Soru şu;

-Pandeminin de çarpan etkisiyle- ekonomi giderek kötüleşirken, AKP hükümeti Washington'dan gelecek Kürt baskısına ne kadar dayanabilir? Dayanabilir mi?

“MAVİ VATAN'IN SEMBOL İSMİNİN BAŞINA GELENLER…

Daha biz bunları anlamaya çalışırken, Ankara'da geçen hafta bir de sürpriz gelişme yaşandı;

Türkiye'nin Ege ve Akdeniz'deki egemenlik haklarının bayraktarlığını yapan, “Mavi Vatan” haritasını hazırlayan Tümamiral Cihat Yaycı, beklenmedik bir kararla pasif göreve atandı. Bir nevi “kızağa çekildi”.

Sahi Washington yönetimi, Rum-Yunan ikilisinin Türkiye'yi Akdeniz'de enerji oyunundan atma çabasında kimin tarafında yer alıyordu? ABD Dışişleri Bakanı Pompeo, daha birkaç ay önce Rumlar ve Yunanlılara sahip çıkan açıklamalar yapmamış mıydı? Amerikalı üst düzey isimler, İsrail-Rum-Yunan üçlüsünün enerji zirvelerine katlımamış mıydı?

Tüm bunlara bir de Amiral Yaycı'nın, Türk kamuoyunda tanınmasını sağlayan elebaşı hâlâ ABD'de ikamet eden terör örgütüne, FETÖ'ye karşı mücadelesini ekleyin.

“Zamanlama manidar” demeyeceğim elbette;

Tam da ABD, Türkiye'nin içinde bulunduğu bölgede “alan temizliği” yaparken, Yaycı'nın görevden alınması, olsa olsa “tesadüftür” tabii.

Zeynep GÜRCANLI, 18 Mayıs 2020
zgurcanli@sozcu.com.tr