Hillary ile tehlikeli imzaSıfır sorun politikasıyla sadece komşularının nefretini kazanan AKP, şimdi de füze kalkanına atacağı imzayla ülkenin rotasını yeni belirsizliklere doğru yönlendiriyor.
Nereden nereye geldikAKP’nin ilk başta karşı çıktığı, sonra “Kumanda bizde olursa katılırız” dediği, bunda da direnemeyerek, kumandayı NATO üzerinden ABD’ye bıraktığı “füze kalkanı” projesinde sona gelindi.
Nükleer füzemiz olacakABD gazetesi Washington Times’ın haberine göre, anlaşma sağlandı ve Türkiye’yi nükleer füze deposuna çevirecek imzalar için Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, haftaya Türkiye’ye geliyor.
Clinton füze kalkanı imzasına geliyorKomşularla ‘sıfır sorun politikası’nı bir kenara itecek olan ABD’nin komutasını üstleneceği füze kalkanı projesi için imzalar önümüzdeki hafta atılıyor
Haber: Fatih Erboz
Türkiye’nin ilk başta tamamen karşı çıktığı, sonra bir adım atarak “kumanda bizde olursa katılırız” dediği, ardından bu adımında da direnemeyerek, kumandasını NATO üzerinden ABD’ye bıraktığı “füze kalkanı” projesinde sona yaklaşıldığı bildirildi. Amerika ile Türkiye’nin proje konusunda uzlaştığı, anlaşmanın önümüzdeki hafta imzalanacağı ileri sürüldü. İddiayı Amerika’nın önde gelen gazetelerinden biri olan ABD gazetesi The Washington Times, ortaya attı. Gazete, ABD’nin İran tehdidine karşı Türkiye’ye konuşlandırmak istediği nükleer füze kalkanı konusunda uzlaşmaya varıldığını, anlaşmanın önümüzdeki hafta imzalanacağını yazdı. Gazeteye göre, iki ülke arasında füze kalkanı konusundaki en önemli görüş ayrılığı, İsrail’in radarlardan elde edilecek bilgilere ulaşamaması konusuydu. Ankara, bu bilgileri İsrail’le paylaşarak, “İran’a karşı İsrail’i koruduğu” görüntüsü vermek istemiyordu..
Nükleer füzeler yerleştirilecekAnkara’nın bu direnişi karşısında ABD, Bulgaristan, Gürcistan ve Yunanistan seçenekleri üzerinde durmaya başlamıştı. Hatta Bulgaristan “Hazırız” açıklaması yapmış, Yunan basını da, radarların yerleştirileceği bölgeleri belirlemek için Ege’de harita çalışmalarına başlanıldığını yazmıştı. The Washington Times, yeni seçeneklerin ortaya sürülmesinin ardından Türkiye ile ABD arasındaki pazarlıkların hızlandığını yazdı. Haberde, gazeteye konuşan Amerikan Ulusal Güvenlik yetkililerinin, anlaşmanın önümüzdeki hafta imzalanabileceğini söyledikleri belirtildi. Anlaşmanın imzalanması ile birlikte Türkiye, nükleer füzelelere ev sahipliği yapacak. Bu füzeler, İran’a karşı konuşlandırılacağı için Türkiye ve İran ilişkilerinde sorunlar ortaya çıkacak. Türkiye, projeyle Amerikan çıkarlarının kalkanı haline gelirken, aynı zamanda İran’la karşı karşıya gelmiş olacak.
15 Temmuz’da İstanbul’daBu gelişmeler yaşanırken, ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton, Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu’nun daveti üzerine önümüzdeki hatta Türkiye’ye geliyor. Dışişleri Bakanlığı’ndan yapılan açıklamaya göre, ABD Dışişleri Bakanı Clinton, Dışişleri Bakanı Davutoğlu’nun daveti üzerine 15 Temmuz’da İstanbul’da yapılacak Libya Temas Grubu Dördüncü Toplantısı’na katılmak ve ikili temaslarda bulunmak üzere 15-16 tarihlerinde Türkiye’yi ziyaret edecek.
Dışişleri Bakanlığı bu açıklamayı yaparken, Clinton’un Türkiye ziyaretinin asıl amacının füze kalkanı projesi olduğu belirtiliyor. Çeşitli kaynaklar Clintıon’un füze kalkanı anlaşmasını imzalamak için geleceğini belirtti. Füze kalkanı projesinin İran, Suriye ve Rusya’yı hedef aldığı belirtiliyor. Wikileaks’ten sızan belgelerde de Barack Obama’nın füze kalkanının özellikle İran için kurulduğunu söylediği belirtiliyor. Tahran ve Moskova, bu konuda uyarılarda bulunmuştu.
Savunma ve dinleme sistemiFüze Kalkanı projesi orijinal olarak ‘ABD Milli Füze Savunma Programı’ndan (National Missile Defence Programme) geliyor. Amerika’da Ronald Reagan yönetimi tarafından başlatılan ‘Stratejik Savunma Girişimi (Strategic Defence Initiative-SDI)’, takma adıyla ‘Yıldız Savaşları (Star Wars)’projesinin devamı mahiyetinde. Küresel Füze Savunma Kalkanı (Missile Defense Shield-MDS) oluşturma girişimleri ise, ABD milli projesi olarak 1990’lı yılların sonlarında başlatılmıştı. Projenin genel amacı; dünyanın her bölgesinde Amerikan toplumuna yönelik füze saldırılarının hedefine ulaşmadan tespit ve imhası için küresel bir füze savunma kalkanı oluşturulması ve geliştirilmesi olarak tanımlanabilir. Bu füze sisteminde, çevre ülkeleri dinlemek için dev kulaklar ve gelişmiş patriot silahları bulunuyor. Türkiye’ye önceleri sadece dinleme sistemleri kurulacağı belirtilmişti. Ancak son gelişmeler savunma ve saldırı silahlarının da ülkemize yerleştirilebileceğini gösteriyor.;
Egemenliği NATO’ya devreden bu projeye onay verilmemeliİşçi Partisi Genel Başkan Yardımcısı Mehmet Cengiz, ABD, Füze Kalkanı Anlaşması’nın Ankara ile haftaya imzalanacağının açıklanması üzerine konuyu değerlendiren bir basın açıklaması yaptı. Cengiz, “Bu konuda Türk hükümetinden bir açıklama yok. Hükümeti uyarıyoruz” dedi. Mehmet Cengiz, şunları söyledi: “Anayasa’nın TBMM’nin Görev ve Yetkileri’ne ilişkin 92. maddesine göre; ’Yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin verme yetkisi Türkiye Büyük Millet Meclisi’nindir’. Füze Kalkanı” nın Türkiye’de konuşlandırılması, son tahlilde yabancı silahlı kuvvetlerin Türkiye’de bulunmasına izin vermektir. Dolayısıyla anılan madde kapsamındadır. Çünkü konunun uzmanları açıkça belirtiyorlar;
Füze Kalkanı, çok geniş ülke topraklarının yabancılara tahsis edilmesini ve buralara çok sayıda yabancı askerin yerleştirilmesini gerektirmektedir. Bunun NATO bünyesinde yapılması, Türkiye’nin taraf olduğu uluslararası antlaşmaların gerektirdiği hallerden sayılmasını gerektirmez. Zira Türkiye’nin NATO’ya katılma kararı, böyle bir taahhüdü içermemektedir. Aksi, egemenliğin NATO’ya devri anlamına gelir. Türkiye’yi komşuları ile hasım yapan, topraklarını bölge ülkelerine karşı bir saldırı üssüne dönüştüren, egemenliği fiilen NATO’ya devreden bu projeye TBMM’nin de onay vermesi mümkün değildir.
Suç oluşturan girişimMehmet Cengiz, “NATO, ABD’nin denetim ve müdahale aracıdır. Kumandası ABD’nin elindedir. Daha başından bu şekilde yapılandırılmıştır. Hükümeti suç oluşturan bu girişimden vazgeçmeye, TBMM’ni yetkilerine sahip çıkmaya çağırıyoruz” ifadelerini kullandı.
Türkiye’nin başı çok ağrıyacak!..Uzmanlar, füze kalkanıyla ilgili gelişmelerin ncelikle İran ile ilişkilerimizi vuracağı uyarısını yaparken, İşçi Partisi de hükümeti uyardı: Bu anlaşma, egemenliğin NATO’ya devridir!
Başımızı çok ağrıtırStratejist Ali Külebi, füze kalkanı projesinin Türkiye’ye ne fayda getireceğinin tam olarak bilinmediğini dile getirerek, “Sınır komşumuz İran elbette buna hiç de iyi bakmayacaktır. Kaldı ki son zamanlarda ilişkilerde soğukluk da başladı. Buna tepki göstereceklerdir” dedi. Suriye ve Libya gündeminden dolayı Türkiye ile ilişkiler konusunda İran’ın kafasında soru işaretlerinin artmaya başladığını kaydeden Külebi şunları söyledi: “Böyle bir antlaşmanın altına imza atmak demek bir kere sınır komşumuz İran ile ciddi sıkıntıların ortaya çıkması anlamına gelir.
İran Libya ve Suriye konusunda ABD ve NATO ile yakınlaşmamızdan son derece rahatsız. Bu nedenle ne getireceği tam olarak belli olmayan projeye imza atmamız doğru olmayacaktır.” İran ile son dönemde ilişkilerin bir soğukluk havasına da girdiğini ifade eden Külebi, “Suriye ve Libya konularında takındığımız tavırdan dolayı İran çok rahatsız. Bu işin bir yanı. Diğer taraftan İran için değilse bu kalkan peki neden Türkiye’de kuruluyor. İsrail ile de görünürde bir gerginlik olsa da son dönemde yakınlaşma olduğunu görüyoruz. Bundan dolayı Arap dünyası rahatsız. İran ile alttan alta bir soğukluk var. Böyle bir ortamda iddia edildiği üzere bir antlaşma yapmak ülke çıkarları açısından ne kadar doğru olacaktır bilemiyorum” diye konuştu.
Komuta bizde olacak demiştiBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, 2010 Kasım ayında füze savunma sistemi ile ilgili olarak, Amerika Birleşik Devletleri Başkanı Barack Obama’ya Türkiye’nin hassasiyetlerini ilettiğini söylemişti. Erdoğan, Füze savunma sisteminin komutasının kime verileceği konusuyla ilgili, “Topraklarımızın genelinde böyle bir şey düşünülüyorsa, zaten bu kesinlikle bize verilmeli, aksi takdirde böyle bir şeyin kabulü mümkün değil” ifadelerini kullanmıştı. Ancak bu açıklamanın ardından Washington, böyle bir sistemin kontrolünü kimseye bırakma niyetinde olmadıklarını belirtti. Bu gelişmenin ardından Başbakan Erdoğan ağız değiştirmişti. Erdoğan, NATO zirvesinin ardından, “Komuta olayı sonra belirlenecek” demişti.
Radar kurulacakBaşbakan Erdoğan şunları söylemişti: “Buranın komuta sisteminin tamamıyla NATO’da olması gerektiğini söyledik ve bunu savunduk. Komutanın kesinlikle NATO’da olması gereğini ifade ettik ve NATO malumunuz olduğu üzere bir savunma sistemi oluşturuyor. Bundan sonraki buluşmalarda hangi ülkede balistik savunma sistemi kurulacak, radar sistemleri kurulacak ve ona göre de komuta hangi ülkede olacak belirlenecek. Türkiye olarak bizim kararlılığımız daha önce de ifade ettiğim gibidir. Bu noktada bize karşı yaklaşım da olumludur.”
YENİÇAĞ
CLİNTON'UN TÜRKİYE'YE GELME NEDENİ FÜZE KALKANI MI15-16 Temmuz günlerinde, Amerikan Dışişleri Bakanı Clinton Türkiye'ye bir çalışma ziyareti yapacak.
Dışişleri Bakanı Ahmet Davutoğlu, Büyük Ortadoğu Projesi Eşbaşkanı ve Türkiye Başbakanı ile görüşecek. Görüşmede, Suriye ve Libya'nın görüşüleceği söylendi. Ancak asıl konunun, Füze Kalkanı Projesi olduğu yabancı basında yer aldı.Zaten Trabzon Kadırga yaylasında ve Mardin'de yerleri hazırlanan, Füze Kalkanının sözleşmesinin imzalanması beklenmektedir.
Bildiğiniz gibi, Füze Kalkanının Türkiye'ye yerleştirileceğinin konuşulduğu günlerde, Erdoğan, önce silahın kumandasının Türkiye'de olacağını açıklamış, ancak, daha sonra NATO'dan yapılan açıklamada kumandanın NATO'da olacağı belirtilmişti. Gene bir hatırlatma daha yapayım. Amerika Füze Kalkanını Çek Cumhuriyeti ve Romanya'ya koymayı planlamıştı. Hem Rusya'nın ağır baskısı, hem de Almanya'nın bu silahları Avrupa'yı çok güvensiz hale getireceği nedeniyle karşı çıkması sonucu, Silahların Türkiye'ye konulması kararlaştırılmıştı. Şimdi silahların Türkiye'ye yerleştirilmesinin son finaligerçekleşecek gibi görünüyor. Bu silahları Amerika İran için Türkiye'ye yerleştirmek istediğini Rusya'ya bildirmiş, Ruslar da daha yakın olan Romanya'ya konulmasındansa, Türkiye'ye konulmasını Amerika'ya önermişti. Ya da hikâye bize böyle anlatılmıştı.
Amerika'nın Türkiye ile İran'ı karşı karşıya getirmek için bundan daha iyi bir fırsatının olabileceği düşünülemez. Nasılsa Türkiye ile Suriye'yi kolayca karşı karşıya getirdi. Şimdi sıra İran'dadır. Her ne kadar Rusya'nın, Silahların Trabzon'a konulmasına hala itirazı devam ediyor olsa da, Amerika bu işte kararlı görünüyor.
Bir hatırlatmaya daha ihtiyaç var. Amerika'nın talimatları gereğince, Erdoğan'ın Suriye'ye yapacağı muhtemel bir saldırının gündeme geldiği günlerde, İran resmi ağızlarından, ilk tepki gelmişti.
Ve denilmişti ki; Suriye'ye yapılacak bir saldırı halinde Türkiye'deki Amerikan Üslerini vururuz.
Tabi şunu demek istemiyorum. Silahların yerleştirilmesinin hemen ardından bir savaş olur.
Hayır, hemen savaş olmaz. Şimdi Suriye ile olan ilişkilere benzer bir ilişki İran ile yaşanır.
Anlaşmazlıklar Batı kaynakları ve onların gizli servisleri eliyle tırmandırılır. Sonu ne olur ben de bilmiyorum. Ama iyi bir şey olmayacağını şimdiden söylemek mümkündür. Peki, biz, Amerika'nın çıkarları için tüm dünya ile kavgalı hale mi geleceğiz? Bir başka husus Türkiye'de genel seçimlerin bitmesini Amerika neden bekledi? Acaba bu silahların konulması anlaşmaları seçimden önce olsaydı, AKP seçimlerde bu sonucu alabilir miydi? Önümüzdeki günlerin söylenecek yalanlarını bu günden açıklayayım. Efendim bunlar silah değil, peki ne? Bunlar İran ve Rusya'yı gözetleme radarları, dolayısı ile bize bir zararı olmaz. Yalan. Onlarda biliyor ki bunlar silah ve tetiği de Amerika'dadır.
İran'ın istikrarsızlaştırılması, Türkiye'nin istikrarsızlaştırılmasıdır. Aslında Amerika'nın derdi, Çin'in petrol yollarını kesmektir. Peki, nerde Devlet, nerde bizim yöneticilerimiz derseniz. 12 Haziran sandığından çıkardıklarımızı arıyorsunuz demektir. Sandığı önümüze Amerika koymuştu, içinden de Amerika'nın Füze kalkanının çıkacağı belliydi. Bağımsızlık duygusu ne kadar da yakıcı değil mi?
Bülent Esinoğlu9 Temmuz 2011 odatv.com