ABD'nin göz yaşartan desteği!
Hani, "gözlerimi yaşarttın" denilir ya, İdlib'deki saldırıyla ilgili ABD'nin Türkiye'ye verdiği destek de böyle...
İdlib'de sekiz Türk'ün şehit edilmesinden sonra "İdlib savaşında, Suriye veya Rus kuvvetlerinin, Türk gözlemci noktalarını hedef alması, ABD'nin Ankara ile yakınlaşması için bir fırsat teşkil edebilir." değerlendirmesini dün hatırlatmıştım… Olaylar bu yönde gelişiyor.
ABD için strateji üreten kuruluşlardan Washington İnstitute'ye 2018 yılı başında çok ayrıntılı bir Suriye raporu hazırlayan Fransız akademisyen Fabrice Balanche, İdlib krizi hakkında da aynı kuruluşa bir çalışma yapmıştı. Bu değerlendirme İdlib raporunun sonunda yer alıyordu.
* * *
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Morgan Ortagus ise İdlib raporunu doğrularcasına son Suriye saldırısından sonra "ABD, Esad rejimi, Rusya, İran ve Hizbullah'ın İdlib halkına yönelik sürekli, yersiz ve acımasız saldırılarını kınıyor. Bu tür eylemlerin karşısında NATO müttefikimiz Türkiye'nin yanında duruyoruz ve hayatını kaybedenler için Türk hükümetine taziyelerimizi gönderiyoruz. Türkiye'nin meşru savunma eylemlerini tamamıyla destekliyoruz. Bu konu hakkında Türk hükümeti ile görüş alışverişinde bulunuyoruz." diye açıklama yaptı!
Ortagus "Esad rejiminin uluslararası topluma yeniden entegrasyonunu engellemek için ABD elinden geleni yapacaktır" dedi.
Bugüne kadar Tayyip Erdoğan'ın yaptığı tam da budur! Erdoğan'ın bütün kamuoyu baskısına direnerek Esad ile görüşmemesi, ABD politikalarıyla tam bir uyum içinde olduğunu gösteriyor.
ABD, Türkiye'yi destekler de İngiltere durur mu?
Nitekim İngiltere'nin Orta Doğu'dan Sorumlu Devlet Bakanı Andrew Murrison da "Esad rejiminin İdlib'deki saldırılarını ve Suriyeli siviller ile Türk askerlerinin kabul edilemez can kayıplarını kınıyorum." dedi.
* * *
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün son açıklaması, beş yıl önce Türkiye, Rus uçağını düşürdüğü zaman yapılan açıklamayla neredeyse aynı!
O zaman, yani 25 Kasım 2015'te ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü olan Mark Toner, Türk sınırında Rus savaş uçağının düşürülmesine yönelik sorulara cevap verirken Türkiye'nin hava sahası ve topraklarını koruma hakkı olduğunu söylemişti. Oysa sınır çizgisinden geçen uçağın, Türkiye ile Rusya'yı karşı karşıya getirmek için düşürüldüğü, sonradan, Türkiye'de hemen herkes tarafından kabul edilmişti.
ABD'nin Suriye Özel Temsilcisi James Jeffrey ise beş gün önce yani daha Türk askerleri şehit düşmeden, rejimi ve Rusya'nın İdlib'deki saldırılarının kesinlikle kabul edilemez olduğunu söylemişti. Erdoğan'ın Suriye'deki durum hakkında deneyimli bir lider olduğunu belirten Jeffrey, "Kendisi bizim ortağımız ve NATO müttefikimiz, onun yanındayız" demişti.
Esad rejiminin bir kez daha kimyasal silah kullanması halinde tüm seçeneklerin masada olduğunu belirten Jeffrey, daha önce yaptıkları gibi askeri müdahalede bulunabileceklerini de ifade etmişti.
Türkiye'nin İdlib'de gözlem noktaları bulundurmasını desteklediklerini vurgulayan Jeffrey, Türk askerlerinin zarar görmemesi gerektiğini de söylemişti.
Bugünden bakınca Jeffrey'in bölgedeki Türk askerlerine bir saldırı beklediği anlaşılıyor.
Bu arada Rusya'nın, bu açıklamadan sonra, Türkiye'den "kimyasal silah kullanıldı" diye bir kumpas hazırlandığını belirterek yardım istediğini de unutmayalım...
* * *
Aslında ABD'nin tavrı başından beri aynı... Suriye'den atılan top mermilerinin Gaziantep ve Hatay'a düşmesi sırasında, 11 Ekim 2012'de Beyaz Saray Sözcüsü Jay Carney, "NATO olarak açıkça ortaya koyduk ki Suriye ordusunca Türkiye'nin egemenliğine saldırı kabul edilemez. Müttefikimiz Türkiye'nin yanında duruyoruz" demişti. Bütün bu destek mesajlarından anlaşılıyor ki Türkiye, Suriye krizinde ABD yörüngesinden hiç çıkmamıştır.
Arslan BULUT, 5 Şubat 2020
arslanbulut@yenicaggazetesi.com.tr