ABD'NİN 'SİVİL' ASKERLERİ

ABD fonlarıyla beslenen ve yönetici kadroları ABD tarafından eğitilen ‘Sivil Toplum Kuruluşları’, NGO’lar… ABD fonlarıyla devşirilen, ajanlaştırılan akademisyenler… ABD burslarıyla ağa düşürülen, beyinleri küresel çetenin çıkarlarına uygun bilgilerle doldurulan üniversite öğrencileri… Dünyanın belirli bölgelerinde, ABD projelerine uygun ‘ılımlı ve dinci’ rejimlerin kurulması için, ekonomik ve politik olarak güçlenmeleri, devlet kurumlarında kadrolaşmaları, toplumda etkin konuma gelmeleri sağlanan Amerikancı dinciler, Amerikancı tarikatlar… Dünyanın belirli bölgelerinde ABD projeleri doğrultusunda hedef seçilen ülkelerin ulusal ve üniter yapılarını dağıtmak, hedef ülkeleri Amerikan planlarına uygun küçük etnik devletçiklere ayrıştırabilmek, sınırları ABD planlarına göre yeniden biçimlendirebilmek için ABD tarafından desteklenen, kışkırtılan etnik, dinsel ve mezhepsel ayrılıkçılık… ABD’nin ‘düşünce atölyeleri’nde, kendi ülkelerine ve halklarına karşı ABD adına tetikçilik yapmanın, bilgi kirliliği yaratmanın, psikolojik savaşın en ince yöntemleri öğretilen medya kuruluşları, gazeteciler, yazarlar, yorumcular… En sıkı biçimde Amerikan projelerine hizmet etmeye programlanmış Amerikan uşağı partiler ve politikacılar…

Bunların hepsi ABD emperyalizminin 1983 yılından sonra uygulamaya koyduğu ‘Demokrasi Projesi’nin ‘sivil’ unsurları…

Herşey, ABD emperyalizminin dünya egemenliğinin sürmesi için… Herşey, dünyadaki tüm zenginliklerin, enerji kaynaklarının, temiz su kaynaklarının, petrolün, doğalgazın, madenlerin ABD merkezli CFR üyesi bir avuç küresel çetenin kontrolünde olması için …

***

Afganistan, Pakistan, Irak, Lübnan, Tunus, Mısır, Cezayir, Yemen, Sudan, Suriye, İran, Somali, Libya, Fas, Bahreyn, Türkiye…

Ülkemizin de aralarında olduğu bu ülkeler ise, önce Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) olarak ilan edilen, daha sonra adı ve kapsamı Genişletilmiş Ortadoğu ve Kuzey Afrika Projesi olarak değiştirilen ABD projesinin hedefindeki ülkelerden birkaçı…

ABD, bu proje kapsamında Fas’tan, Çin sınırına kadar olan bölgede, aralarında ülkemizin de bulunduğu 24 ülkenin sınırlarını ve rejimlerini kendi emperyalist çıkarlarına uygun olarak değiştirmek istiyor…

Bu proje kapsamında sınırları ve rejimleri ABD tarafından değiştirilmek istenen Afganistan ve Irak, ABD’nin en acımasız askeri saldırısıyla karşılaştı…

BOP kapsamında sınırları ve rejimleri ABD çıkarlarına göre yeniden biçimlendirilmeye çalışılan diğer ülkelerde ise, yoğun biçimde ABD güdümlü ‘Demokrasi Projesi’nin ‘sivil’ unsurları kullanılıyor…

Görünürdeki amaç, adı geçen ülkelere ‘demokrasi ve özgürlük’ götürmek…

Elbette, ABD işbirlikçileri tarafından hazırlanan raporların, düzenlenen toplantıların sıklıkla konusu olan insan hakları, azınlık hakları, inanç özgürlüğü, çok kültürlülük, kültürel kimlik, sivilleşme, yerelleşme gibi kavramların yanısıra, ’’demokrasi ve özgürlük götürmek’’ de sadece bir görüntü…

Gerçek amaç, bu kavramları kullanarak adı geçen ülkelerin ulusal ve üniter yapılarını dağıtmak, bu ülkeleri küçük etnik devletçiklere bölerek ABD tarafından daha kolay yönetilebilir duruma getirmek…

***

Proje kapsamındaki Tunus’ta, Mısır’da, halk ayaklandı… Sırada Yemen, Cezayir, Ürdün, Suriye var deniyor…

Bu arada ABD’nin proje içindeki en önemli hedefi İran’da, Ahmedinecad yönetimine karşı, ABD güdümlü muhalefet hareketlendirildi.

Belli ki, önümüzdeki günlerde Batı güdümlü medyanın BOP kapsamındaki en önemli gündem maddesi İran olacak…

Mısır’da 18 gün süren halk ayaklanmasının ardından Mısır ordusunun yönetime ABD icazetiyle el koyduğu aynı gün, 11 Şubat 2011 günü Abdullah Gül, İran semalarında Tahran’a uçarken mesajını verdi. ’’Mısır’la birlikte Ortadoğu en derin geçiş sürecinden geçiyor… Mısır’daki gelişmelerden herkes nasibini alacak ve kıssadan hisse çıkaracak…’’dedi. Mısır’daki olayları devrim olarak niteledi, Mısır ordusunun yönetime el koyarak kardeş kanı dökülmesini önlediğini ve geçiş dönemine büyük bir katkı yaptığını belirtti. ’’Türkiye’nin Mısır’ın geçiş döneminde bir rolü olabilir mi’’ sorusuna da, “Türkiye’nin bir ilham kaynağı olduğu” yanıtını verdi... (’’Mısır'dan herkes nasibini alacak’’ – Cengiz Çandar - 14 Şubat 2011 / Radikal)

***

Evet dostlar, ABD güdümlü diktatörlerin onlarca yıldır kan kusturduğu Tunus’ta, Mısır’da, açlıktan, yoksulluktan, işsizlikten patlayan halk sokaklara dökülüyor. Ama bu halk ayaklanmaları sonrasında adı geçen ülkeler yine ABD güdümlü yönetimlere teslim ediliyor. Dahası bu ülkelere, ülkemizde BOP eşbaşkanlığı yapmakta olanlar, ’’Büyük Ortadoğu Projesi (BOP) Türkiye'nin dış politika ilkelerine uygun. ABD ile hareket ediyoruz. Amacımız İslam ülkelerine özgürlük ve demokrasi getirmek... ’’ diyenler örnek model olarak gösteriliyor…

Üstelik, Mısır’da ABD icazetiyle ordunun yönetime el koymasını ‘demokratik’ bulanlar, Türk ordusunun ABD projelerine direnen 163 askerinin, ‘2003 yılında darbe planladılar’ iddiasıyla içeri atılmasına bayram ediyor…

Herşey yolunda mı, yoksa bu işte bir terslik mi var, ne dersiniz dostlar?

İrfan Tuna - 17 Şubat 2011 - Güncel Meydan