ABD'nin TSK'YA YÖNELİK DÖRT AŞAMALI TASFİYE PLANI / MİTHAT AKAR

Üniversiteli Gençler Burada Yazıyor

ABD'nin TSK'YA YÖNELİK DÖRT AŞAMALI TASFİYE PLANI / MİTHAT AKAR

İletigönderen mithat akar 1923 » Cmt Ağu 13, 2016 0:54

ABD'nin TSK'YA YÖNELİK DÖRT AŞAMALI TASFİYE PLANI

Resim


Daha önce defalarca belirttiğimizi gibi, ABD ve genel olarak Batı kampı, bölgesel egemenliğine yönelik mukavemet gösterecek temel güçleri etkisizleştirmeden, hedef haline getirdiği bölgede egemenlik kuramaz.

ABD Ortadoğu, Kafkaslar üzerinden Asya'nın tamamına hakim olmak noktasında, karşısında yer alan güçleri ve artık kendi ihtiyaçlarına yanıt veremeyen odakları tasfiye ederek bu işe başlar.

Ortadoğu'da, ABD'nin önündeki temel engellerden biri de TSK'dır. Özellikle Irak işgali ile başlayan süreçte, ABD, 2003'öncesindeki Türk Ordusu düşmanlığını daha açıktan ortaya koymaya başlamıştır.

Bu süreci dört ana aşamaya ayıracak olursak eğer şu sonuçlarla karşılaşırız :

1 - 4 Temmuz 2003 : Süleymaniye Baskını

1 Mart 2003 Tezkeresinin reddedilmesi ile beraber ABD'nin Irak'ı kuzeyden işgal etme planı kayaya vurmuş ve ABD tezkere bahanesiyle, Türkiye'yi 80 bin askerle işgal etme planına karşı TSK'yı engelleyici bir güç olarak belirlemiştir.

ABD, bunun karşısında TSK'nın Musul - Kerkük üzerindeki etkisinin kaldırılması, bölgede uydu Kürt Devleti kurmak ve TSK'nın iradesini kırmak için, Süleymaniye'de Türk Özel Timinin karargahını basmış, Türk askerlerini esir almıştır.

2 - 9 Kasım 2005: Şemdinli Saldırısı ve Ergenekon Kumpası

9 Kasım 2005 tarihinde Hakkari'nin Şemdinli ilçesinde, bölücü terör örgütü itirafçısına ait olan Umut Kitap Evi'nin bombalanması gerekçe gösterilerek, bölgede faaliyet sürdüren askeri istihbarat personelleri Ali Kaya ve Özcan İldeniz saldırıya uğramıştır. Ali Kaya ve Özcan İldeniz üzerinden sürdürülen kara propaganda ile TSK medya yoluyla da hedef alınmıştır. Kitap evindeki patlama TSK personeline mal edilmiş, astsubay olan Ali Kaya ve Özcan İldeniz'in tutuklanma talebiyle savcılığa çağrılması ile TSK'nın iradesi sınanmıştır. Bu arada kitap evindeki patlama olayını araştıran savcı, bir kaç gün önce televizyonlarda Fethullah Gülen örgütüne hizmet ettiğini itiraf eden Ferhat Sarıkaya'dır.

Resim


2005 - 2006 sürecinde terör eylemleri artış gösterirken, aynı anda bölücü terör örgütü ile Oslo Görüşmeleri adı altında görüşmeler başlar. Bir yandan Ergenekon, Balyoz gibi operasyonlarla TSK'ya yönelik psikolojik savaş sürdürülürken, bir yandan da bölücü terör örgütü ile "Müzakere" adı altında, pazarlıklar yapılmaktadır. Bu süre zarfında Güneydoğu ve Doğu Anadolu illerinde bölücü terör örgütü inisiyatifi tamamen ele aldı.

Meclis, yerel yönetimler, çıkarılan yasalar, İmralı'daki caninin parlatılması bu süreçte devam ederken, TSK ise eski genelkurmay başkanı dahil,komutanları tutuklanarak ya da tasfiye edilerek, komuta kademesini tamamen zaafa uğratacak operasyonlarla yıpratılmaya devam ediyordu.

3 - Temmuz 2015 : Bölücü Örgütün Meskun Mahalde Çatışma Stratejisi


2005'ten 2015'e kadar yaklaşık 10 yıl boyunca Güneydoğu'da bölücü örgüt, alan hakimiyetini ele geçirmiş ve bölgeyi adeta bir cephaneliğe çevirmiştir. Yani bölücü örgüt, kendi sözde "savaş" planına göre bölgeyi teknik ve lojistik olarak biçimlendirmiştir.

2003'ten 2015'e kadar ABD askeri baskınıyla, Şemdinli provokasyonu ile başlayan ve Ergenekon tertibi ile devam eden süreçte, bölücü terör örgütü PKK, karşısında yıpranmış ve moral olarak çökmüş bir ordu bulacağını umuyordu.

Bölücü terör örgütü, 1984'ten itibaren üç aşamalı süreçten oluşan bir strateji belirlemiştir.

1 - Stratejik Savunma : Küçük çaplı eylemler üzerinden, bölgede örgütsel ve siyasal anlamda var olmaya dönük, propaganda faaliyeti yürütme ve kitle desteği sağlama.

2 - Stratejik Denge : Silahlı eylemleri ve kitle desteğini artırarak, Güneydoğu ve Doğu Anadolu'da "Kurtarılmış Bölgeler " yaratma. Kent merkezli ayaklanmalar çıkarma. Fiili gücünü TSK'nın gücüyle eşitleme.

3 - Stratejik Saldırı: TSK ile kent merkezli çatışmalar çıkararak, kimi zamanlarda taarruz halinde saldırılar düzenleyerek, Türk Ordusunu bölgeden atma ve kendi egemenliğini ilan etme planı belirlemiştir.

2015 Temmuz ayından itibaren yaşanan çatışmalarda PKK'nın bir amacı da HDP üzerinden uluslararası bir müdahalenin koşullarını olgunlaştırmak olmuştur.

Resim


Ancak son bir yılda görüldüğü gibi, bölücü terör örgütü ve onu sahaya süren ABD, bu planında başarısız oldu.



4 - 15 Temmuz 2016 : Dış Destekli Uluslararası Müdahale Planı

Bölücü terör örgütü üzerinden şimdilik planını uygulayamayan küresel odaklar, 15 Temmuz'da bu kez TSK içerisindeki bir odak aracılığı ile saldırı gerçekleştirdiler.

Amaç kendi asli güvenlik unsurlarına, sivillere, istihbarat merkezlerine saldıran bir "ordu" profili üzerinden, iç çatışma çıkarmak ve bunun üzerinden dış müdahaleye zemin hazırlamaktı.

Olaya hangi açıdan bakarsak bakalım, 15 Temmuz girişimi uluslararası bir operasyondur. Ortadoğu'da Kürt Koridoru oluşturarak bölge ülkelerini parçalara ayırma planı olan ABD; bu planı önündeki temel engellerden biri olan TSK'yı tasfiye etmek amacını, temel önceliği olarak görüyor çünkü.

Bu saldırı girişimi fedakar ordu subay ve astsubayları tarafından şimdilik engellenmiştir ama; şimdi de TSK'nın ana yapısı dilimlenerek TSK'nın etkinliğinin azalmasına yol açacak bir girişim başlamıştır.

Eğer mevcut uygulama tamamen hayata geçer Genelkurmayı ayrı, kuvvet komutanlıkları ayrı, Jandarma teşkilatı lağvedilmiş bir mekanizma oluşturulursa, ABD temel amaçlarından birine ulaşmış olur.

Dış politikada Azerbaycan, Türkiye, İran, Rusya yakınlaşması Batı'yı ve PKK'yı endişelendiren bir durum yaratırken, içeride ise yıllarca psikolojik ve fiili operasyona maruz kalmış, dilimlenen temel kuvvetleri ile bölücü terör örgütünün saldırılarına uğrayan bir askeri yapı; bölge ülkelerinin işbirliğine yönelik endişe taşıyan ABD ve PKK'yı sevindirmektedir.

Yukarıda, TSK'ya yönelik küresel merkezli saldırı niteliği taşıyan dört ana aşamada yaşanan süreçler arasına bir bütünlük bulunmaktadır. Farklı bir ifadeyle, aralarında diyalektik bir bağ bulunmaktadır. Doğada ve toplumsal yaşamda, hiç bir olay ve olgu birbirinden bağımsız değildir. Bu bağ, doğanın hareket yasasında sabit bir gerçek olduğu gibi; sosyal - tarihsel olay ve olgular için de belirleyici bir gerçektir. Bütün olayalar arasında bir bağ ve bulunur ve bir olayın sonucu, başka bir olayın nedeni olur.

Eğer TSK'nın ana yapısı ile oynanır, HARP SANATI'nın öğrenildiği kurumlar kapatılarak, imkan ve kabiliyeti yüksek, liderlik yeteneği ileri, nitellikli askeri personeller yetiştiremez hale gelirsek, işte o zaman TSK'ya yönelik saldırının dördüncü aşaması biter, beşinci aşamaya geçilmiş olur.
Resim


Subaylık mesleği, herhangi bir memuriyet mesleği değildir. Bir memurumuzun yaptığı bir hatanın telafisi mümkün olabilir. Ancak bir tabur, tugay, ordu komutanının yaptığı hatanın karşılığı bir ülkenin ve ulusun kaderini belirler. Savaşta yaptığınız hatanın bedelini kanla ödersiniz.

Doğanın bir kanunu daha vardır. Baskı ne kadar şiddetli olursa, patlama ve direniş de o kadar şiddetli olur. Basıncın şiddeti, direncin şiddetini belirler.

Emperyalizm, Türk milleti ve ordusu üzerinde basıncını artırırken bu bilimsel gerçeği göz önünde bulunduruyor olmalı. 100 yıl önce 26 Ağustos'la geçici olarak sonlanan Milli Kurtuluş Savaşımızın acısı hala taze onlarda.

Bu yüzden BOP ile ya da farklı işgal planları ile karşımıza dikiliyorlar. Anlaşılan Batı yeterli dersi almamış. O halde Türk milletine yeniden HATIRLAMAK VE HATIRLATMAK GÖREVİ DÜŞER.

https://www.facebook.com/profile.php?id=100006232153226

Mithat Akar
Kullanıcı küçük betizi
mithat akar 1923
Üye
Üye
 
İletiler: 298
Kayıt: Çrş Ağu 28, 2013 16:18

Şu dizine dön: Gençlik Diyor ki

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 0 konuk

x