ABD'nin Türkiye Politikasında Yeni Parametreler
ABD-AKP ilişkileri en sıkıntılı dönemini yaşıyor.
Tayyip Erdoğan'ın 2002 yılından bu yana balayı yaşadığı ABD'yle ‘Orta Doğu'daki çıkarları artık örtüşmüyor. Amerikalılar Başbakan Erdoğan'la güven bunalımı yaşadıklarını saklamıyor.
Son günlerde Türkiye'yle ilgili hangi siyasi platformda bulunsam, Erdoğan'ın kişiliğiyle ilgili sorulara muhatap oluyorum. Hatta tarihi kişilerden örnekler verip, kime benzemeye çalıştığını soruyorlar.
Belli ki Erdoğan'ın davranışları, kendisiyle daha önce muhatap olmuş Amerikalıların kafasında önemli soru işaretleri yaratmış. Erdoğan'ın giyinişinden mimiklerine kadar, karakter analizi yapmaya çalıştıkları anlaşılıyor.
Washington’ın siyasi kulislerinde ayrıca kime sorsanız, ABD'nin Erdoğan'a bugüne kadar verdiği büyük desteğin sona ermekte olduğu görüşünde birleşiyor. Son günlerde Washington’u ziyaret eden AKP’li bir siyasetçinin de aynı gözlemde bulunduğunu kendisinden işittim.
Erdoğan Hükümeti'nin bölge politikaları ve Gezi Protestoları karşısındaki radikal tutumu, ikili ilişkileri etkileyen iki önemli faktör. Erdoğan'ın İsrail'le başlayan kişisel çatışması, Hamas ve Filistin Politikası; Suriye'de El Nusra, dolayısıyla El Kaide ile olan ilişkileri ve Mısır'da Mursi'ye verdiği destek, ilişkileri olumsuz etkiledi.
Erdoğan'ın ısrarla El Nusra'ya ‘terör örgütü’ dememesi, ‘Obama Yönetimi’ni hala rahatsız ediyor. Amerikalılar, Erdoğan'ın bu tavrının El Kaide'yi bölgede cesaretlendirdiğini düşünüyor. Washington ile Ankara arasında bu konuda adı konmamış bir kriz var.
ABD'nin İran konusunda da Erdoğan'a ihtiyacı olmadığına göre, ilişkilerde geriye sayım işlemi devam ediyor dersek, yanlış olmaz.
Eskiden bir Türk Devlet Adamı ya da siyasetçi Washington'a geldiği zaman, insan hakları da konuşulur ama Kıbrıs, Eğe ya da Ermeni Soykırım Tasarısı gibi konulara öncelik verilirdi. Yönetim ve Kongre’de bu konudaki haberler ön plana çıkardı.
Artık, bu durum değişti. Önceliği ‘demokratik özgürlükler’ aldı. Gezi Protestoları, ABD'nin politikalarını da alt-üst etti. Erdoğan'ın ‘3-5 Çapulcu’ diye küçümsediği hareket, ABD'nin de gözünü açtı. Başbakan Erdoğan’ın ‘özgürlükler’ konusunda attığı nutuklar inandırıcı olmuyor.
Washington'a gelecek siyasetçilerin ‘demokratik özgürlükler’ dersine iyi çalışması gerekiyor. Yönetimde, Kongre’de ya da bir konferansta, bu tür sorular karşısında hazırlıklı olmaları lazım.
Ayrıca, ABD'de yaşayan Türklerin ‘birey haklarına saygı göstermeyenlere karşı’ protesto gösterileri düzenlediklerini de belirteyim.
Yılmaz POLAT, 28 Eylül 2013
yilmaz.polat@yurtgazetesi.com.tr