ABD, Öcalan'ı Niçin Transfer etti?
Esad Altay dostumuz, “1999 yılında Abdullah Öcalan Türkiye’ye neden verildi?” diye sağlıklı bir analizin yapılmadığını düşünerek, konu ile ilgili bir çalışma yaptı. Bilindiği gibi dönemin başbakanı olan rahmetli Ecevit, 2005 yılında yaptığı açıklamada “Öcalan’ı ABD bize neden teslim etti halen anlamış değilim” demişti.. İşte o analiz: * PKK 1999’a kadar, yani Öcalan Şam’da terör örgütünü yönetirken çok büyük oranda, Suriye devlet yönetiminin politikalarından onay almaktaydı. Atlantik ekseninin oluşturduğu küresel güçlerin emirlerine uyum sağlayacak durumda değildi.
* Bunun yanında Barzani’nin liderliğinde Irak’ın Kuzeyi’nde kurulan Kürt yönetiminin PKK üzerinde bir otorite kurması, küresel güçlerin çıkarları açısından daha uygundu. Barzani’nin peşmergeleri CIA tarafından ABD’nin Guam adasında gelecekte kurulacak kukla yapı için eğitilmekte ve Barzani de babası Molla Mustafa Barzani’nin İsrail’den 1960’lı yıllardan itibaren aldığı askeri ve mali yardım geleneğini devam ettirmekteydi.
* Öcalan Şam’dan çıktığı andan itibaren PKK’nın Şam yönetimi onaylı politikalara devam etmesi için bir sebep kalmamış dolayısı ile PKK-Şam bağlantısı koparılmıştır. PKK’nın bundan sonraki çizgisi küresel güçlerin kendisine Orta Doğu coğrafyasında verdiği rolü oynamak olmuştur. Bu esnada Mesut Barzani, PKK’nın A.Öcalan sonrası yönetici kadrolarını, küresel politikaların devamlılığının, PKK’nın Irak’ın Kuzeyi’nde yaşamaya devam etmesi için gerekli olduğuna ikna etmiştir. Bu anlaşma sağlandığı için Barzani, PKK’ya 1999 sonrası süreçte hiçbir şekilde düşmanca tavır sergilememiştir.
* Bu duruma paralel olarak, PKK, İran’a karşı faaliyet gösteren PJAK terör grubunu kurmuş ve onu İran’a karşı kullanmaya başlamıştır. Öcalan Şam’da kalsaydı, PKK Şam’ın gözü önünde onun müttefiği İran’a karşı bu girişimi asla yap(a)mazdı.
* Devam eden süreçte, eş zamanlı olarak ABD, Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak Kuzey’inde PKK’ya karşı operasyon geliştirmesinin önünde engel oluşturmuş, çuval hadisesiyle Türk Silahlı Kuvvetleri’nin Irak Kuzeyindeki ileri istihbarat imkanlarına darbe vurmuş, daha sonra da PKK terör yuvalarına sonuç getirici kara harekatı yapmasını siyasi yöntemlerle engellemiştir. Genelkurmay Başkanı Necdet Özel, Kandil’e saldırının bir devlet kararı gerektirdiğini, ABD’nin buna rıza göstermesinin de şart olduğunu söylemiştir. Bununla birlikte Türkiye’de PKK terörü tırmanmıştır.
* Bu arada Barzani, Suriye toprakları içinde Arap Baharı etkisi ile meydana gelen terör ve istikrarsızlık ortamını fırsat bilerek Suriye’deki Kürt grupları Erbil’de toplamış ve onları Suriye PKK’sı olan PYD örgütlenmesi altında birleştirmiştir.
* Arap Baharı sürecinde Suriye’nin Türkiye’ye karşı sıkıştığı bir durumda iki ülke arasına PYD’nin girerek tampon kuvvet olarak yerleşmesi sağlanmış, böylelikle Barzani, Şam yönetimini de kendisine bağımlı hale getirerek bu cepheyi kendi lehine şekillendirmiştir.
* Burada ek olarak vurgulamak istediğimiz bir konu, Türkiye’nin Beşşar Esad’a karşı Suriye topraklarına bir askeri harekat yapmasına, küresel güçlerin, Kuzeyde oluşan bu Kürt gruplarının güvenliği zedeleneceği için asla izin vermeyeceğidir.
***
PKK, Öcalan’ın Türkiye’ye teslim edilmesi sayesinde Şam yönetiminin onaylayacağı politikalar ekseninden çıkarılarak, Barzani üzerinden ABD-İsrail yönetimlerinin onaylayacağı politikalar eksenine transfer edilmiştir.
Konu burada kapanmayacaktır. PKK’nın ABD ve İsrail tarafından kullanım süresi henüz bitmemiştir. Barzani, PKK üzerinden Irak’taki Kürt milislerini ABD ve İsrail’in tasarladığı İran saldırısında kullanacak ve “İran’ın Kürt bölgesinde de Barzani’ye bağlı bir Kürt oluşumu” nu tamamlaya çalışacaktır. Aslında Barzani dört parçalı yapbozun ik parçasını, Irak’ın Kuzeyi ve Suriye’nin Kuzeyi üzerine monte etti. İran ve Türkiye üzerindeki parçalar henüz yerleştirilmedi. İlk önce İran’a saldırı ile mi yoksa Türkiye’de PKK terör ayaklanması çıkarılmak sureti ile mi bu parçalar da birleştirilecek; bunu önümüzdeki süreç gösterecektir.
Türkiye, bu oyunu bozmak için bir an önce Irak Kuzey’ine kara harekatı gerçekleştirerek PKK’nın silahlı yapılanmasını büyük ölçüde yok etmeli ve Suriye’nin Kuzeyi ile Irak’ın Kuzeyi arasına girmelidir.
Arslan BULUT, 12 Ekim 2012