ABD Terörünün Kaide’si
ABD terörünün insanlığa verdiği zarar, son yüz yıl içinde ortaya çıkmış tüm terör örgütlerinin veya amaçlarına ulaşmak için şiddete başvuran, kendilerine uygulanan şiddete yine şiddetle karşılık veren tüm örgütlerin verdiği toplam zararın birkaç katını bulacak kadardır.
Bununla birlikte ABD saldırılarının gerekçesi terördür. Fareleri yok etme iddiasıyla ormanı veya bir ekin tarlasını yakmak gibi. Ama ABD bunu kendi hesapları ve çıkarları için yapıyor. Tüm insanlık zarar görse de onun için önemli olan kendinin kârlı çıkmasıdır. Bazen hesaplarının tutmaması sebebiyle kendinin de zarar gördüğü gerçeği gizlenemiyor.
11 Eylül olayları sonrasında İslâm dünyasına yönelik başlatılan yeni haçlı saldırıları bir Kaide’ye bağlandı. Artık Amerikan uçakları nereye bomba yağdırsa, nerede insanları kitleler halinde imha ederek katliam gerçekleştirse onun bir Kaide’si var. ABD, Kaide’siz hiçbir iş yapmadığı gibi hiçbir saldırı da gerçekleştirmiyor. Guantanamo’da ve Ebu Gureyb’de sergilenen, benzeri tarihte çok nadir görülmüş vahşi uygulamalara Kaide gereği ihtiyaç duyulmuştur.
Dünyanın değişik yerlerindeki gizli işkence merkezlerinin de bir Kaide’si vardır. Yerdeki işkence merkezleri yetmiyormuş gibi havada da işkence yapılabilmesi için bazı uçakların bu işe tahsis edilmesi de Kaide dışı değildir.
Son olarak Somali’de gerçekleştirilen hava saldırılarında da gerekçe Kaide’ydi. Biz bir önceki yazımızda, ileri sürülen iddiaların tutarsız olduğunu ve Amerikan uçaklarının normalde savunmasız sivil insanları hedef aldıklarını dile getirmiştik. Saldırıdan sorumlu ABD yetkilileri de sonuçta gerçekleri itiraf etme ve öldürülenlerin sivil savunmasız insanlar olduğunu dile getirme ihtiyacı duydular. Ama onlar için bunu da kılıfına uydurmak zor değil. Tıpkı Afganistan ve Irak’ta olduğu gibi “yanlışlık yapılmıştı!” İddiaya göre “Amerikan uçakları normalde el-Kaide militanlarını kovalıyorlardı, ama yanlışlıkla kırsal bölgedeki ahaliyi ve çobanları hedef alarak yetmiş kişinin ölümüne sebep olmuşlardı”.
Bizim tahminimize göre, Somali’de el-Kaide mensubu gerillaların toplamı yüzü geçmez. Somali İslâmî Mahkemeler Birliği, el-Kaide’ye bağlı örgüt değil, bu ülkedeki köklü bir geleneğe dayanan yapılanmanın kendi içinde koordinasyona gitmesiyle şekillenen harekettir. el-Kaide’ye sempati duyanlar var. Ama sempati o örgütün militanı olma anlamına gelmez. Son dönemdeki Etyopya saldırıları sebebiyle verilen mücadeleye destek amacıyla girenlerin sayısı da tahmin ediyoruz yetmiş-yüz civarındadır. Saldırgan ABD sadece bir hava saldırısında bu kadar insanı katletti ve gerekçesi el-Kaide militanlarının peşine düşmek, onları tasfiye etmekti. Gerçekte ise Bush bir yandan mücahitlere destek vermemeleri için Somali halkına gözdağı veriyor, bir yandan da Irak’la ilgili yeni planlarına Amerikan halkının destek vermesini sağlamak amacıyla zemin oluşturmaya çalışıyordu. ABD ve İsrail yönetimlerinin kitlesel destek kazanmak için böyle vahşi saldırı stratejilerinden yararlanmaları da düşündürücüdür.
İşin gerçeğinde saldırgan ABD güçleri açısından herhangi bir yanlışlık yapılmamış, saldırılar planlandığı gibi ve Bush terörünün vahşi yüzü gösterilerek gerçekleştirilmiştir. “Yanlışlık oldu” iddialarına artık kulaklarımız çok fazla alıştığından, ciddiye alınır bir tarafını göremiyoruz. Yanlışlık yapıldıysa ABD, en azından öldürülen insanların ailelerine öldürülen her bir kişi için, Amerikan kanunlarına göre bir insanı yanlışlıkla öldürmenin tazminatı miktarınca ödeme yapsın. Bunu yapsa bile yine yanlışlık iddiası inandırıcı olmayacaktır. Ama en azından “inandırıcı” olmak için bir adım attığı düşünülebilir. Şimdiye kadar “yanlışlık oldu” dediği saldırılardan zarar görenlerin yaralarının sarılması için herhangi bir girişimi oldu mu? Bazılarında adeta insanlarla dalga geçercesine dilenci parası türünden sembolik ödemeler yaptığına dair haberler yayınlandı.
ABD güçleri bu kadar çok yanlışlık yapma ve yanlışlıkla bu kadar çok insan öldürme, bunca zarar verme hakkını nereden alıyorlar? Eğer onların yanlışlık yapma hakları varsa, onları hedef alan saldırıları düzenleyenlerin de yanlışlık yapma haklarının olması gerekmez mi? Hatta bazılarında yanlışlık yapıldığına dair açıklamalar gündeme geldi. Ama Amerikan emperyalizmi bu türden açıklamaların hiçbirine iltifat etmeyerek, en sert karşılığı vermek için bunları gerekçe olarak kullanma yoluna gitti. Biz ABD’nin yanlışlıklarının da karşılıksız kalmayacağına inanıyoruz.
Ahmed VAROL