'ABD Türkiye'de deney yapıyor'

'ABD Türkiye'de deney yapıyor'

İletigönderen zaman » Prş Nis 03, 2008 17:40

cumhuriyet 2 nisan 2008

ELÇİN POYRAZLAR

WASHINGTON - Türkiye'de İslam ve demokrasinin birlikteliği konusunda bir deney gerçekleştiği görüşü ileri sürüldü. Konunun hassasiyeti nedeniyle isminin açıklanmasını istemeyen ABD Dışişleri Bakanlığı'nda görev yapmış eski bir üst düzey yetkili Cumhuriyet 'e açıklamasında, Müslüman bir ülke olan Türkiye'de İslamcı bir partinin demokratik bir yönetimde başarılı olup olmayacağının gözlendiği bir deney yaşandığını söyledi.

"Ne yazık ki Türkiye fanus altında bir deneyden geçiyor" diyen yetkili, ABD yönetiminin AKP'den İslam ve demokrasi arasında köprü görevinde başarılı olması ve bu modelin diğer Müslüman ülkeler için bir örnek oluşturması beklentisi içinde olduğunu ifade etti. Bu deneyin tüm dünya tarafından dikkatle izlendiğini söyleyen yetkili, deneyin buna taraf olan tüm ülkeler için büyük sonuçları olacağını da ileri sürdü. Yetkili, bu deneyin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda Türkiye'nin AB üyelik sürecinin son bulabileceğini de öne sürdü.

ABD yönetimi ve AKP arasında "pragmatik" ve işleyen bir ilişki olduğuna dikkat çeken yetkili, Türkiye'deki son gelişmelerle ilgili ABD'li siyasetçilerin çoğunun "omuz silkeceği" ni, ülkede giderek artan İslamcılıkla ilgili Washington'da bazı kesimlerde bir kaygı varsa bile bunun açıkça "seslendirilmediğini" söyledi. ABD'nin Müslüman ülkelerde köktendincilikle mücadele için ılımlı partilerle ilişki içinde olduğunu belirten yetkili, bu noktada Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Cumhurbaşkanı Abdullah Gül' e ağırlık verildiğini ifade etti. Yetkili, ABD'nin dış politikasının sanılandan çok daha kısa vadeli olduğunu da kaydetti.


'Bizi kullanın'


AKP'nin ABD yönetimiyle görüşmelerinde kendilerini diğer Müslüman ülkelerdeki Hamas, Müslüman Kardeşler gibi İslamcı partiler ve demokrasi arasında bir çeşit köprü olarak sunduklarını söyleyen yetkili, AKP yetkililerinin ABD'ye bu görevde "Bizi kullanın" dediklerini belirtti. Yetkili bu ülkelerde radikal İslam konusunda endişe duyan ABD yönetimi için bu önerinin etkileyici olduğunu da sözlerine ekledi.

ABD yönetiminde, AKP hükümetinin istikrarlı bir yönetim olarak görüldüğünü ifade eden yetkili, "Bugün ABD Dışişleri'nde Avrupa ya da Türkiye masasında kime sorarsanız sorun size AKP'ye yönelik olumsuz tek kelime etmeyecektir" yönünde görüş bildirdi.

Türkiye'de türban tartışmalarına da değinen yetkili, "AKP İslamcı bir parti ve İslamcı bir parti programı var. Bu doğrultuda kendi platformlarında belirledikleri öncelikleri ele alıyor" dedi. "Türkiye'de türban siyasi bir sembol. Bu hep böyle oldu. Başınızı açarsanız bu siyasi bir tutum anlamına gelir" diyen ABD'li yetkili, türbanın üniversitelerde serbest bırakılmasının "türban takma zorunluluğuna" dönüşmesi tehlikesine de dikkat çekti. Eski dışişleri yetkilisi, AKP'nin türban kartını çok abartılı oynadığını, bu yöndeki çabasının da İslamcı bir parti olduğunu ortaya koyduğunu kaydetti.

Türkiye'de siyasi İslam dalgasının giderek büyüdüğüne işaret eden yetkili, bunu durduracak siyasi bir gücün henüz oluşmadığını söyledi. AKP'ye ve Türk toplumunun İslamlaşmasına karşı çıkanların başkalarının onları kurtarmasını beklemeden organize olarak harekete geçmesi gerektiğini belirten yetkili, Türkiye'de "meşru, güvenilir, ilerici ve açık bir vizyona sahip siyasi bir gücün ortaya çıkması gerektiğini" ifade etti.

ORHAN BURSALI 3 nisan 2008 cumhuriyet

Laboratuvar ve 'İngiltereli'



İki olgu, anlatmak istediklerini on kat daha iyi yerine getirir bazen! Bir tanesi, Cüneyd Zapsu 'nun ettiği laftır: Erdoğan için Amerikalılara " Bu adamı delikli taştan süpürmeyin, kullanın " demişti!

Diğeri de, yine buna bağlı: Washington'daki arakadaşımız Elçin Poyrazlar 'ın dünkü gazetemizdeki güzel haberiydi. Amerikalı Dışişleri yetkilisi diyor ki:

"ABD yönetimi İslam-demokrasi birlikteliğini Türkiye'de test ediyor... Ülkeniz bir fanus içinde deney ülkesi... İslamcı bir parti.. başarısız olursa ülkenin AB üyelik süreci de bitecek.. AKP'nin İslamcılığı kuşku uyandırsa bile, ABD ve AB'de kimse bunu bu aşamada seslendirmez.. AKP yetkilisinin 'Bizi kullanın' önerisi çok etkileyiciydi..."

Hımmm... Zapsu bu lafı, orada Ankara'dan aldığı talimatla, Amerikalıların anlayabileceği en iyi deyimle mesajı iletmiş!...

"Laboratuvar ülkesi" Türkiye'de, AKP'nin dincilikte nereye kadar gidebileceği gözleniyor! Kriterleri de, AKP'nin köktendinci Taliban iktidarına dönüşmemesi! Dönüşmez ve Türkiye kısmi veya tam bir şeriat ülkesi sınırında kalırsa, bir de göstermelik bir parlamentosu olursa, ABD ve AB için deney sonucu başarılı sonuçlanmış olacak!

"Deney ülke" tanımı, Olli' sinden Lagendijk' ine kadar... oportünist-fırsatçı Avrupalıların "Nasıl olur da iktidar-çoğunluk partisi kapatılmak istenir" biçimindeki hukuka karşı yaygaralarına da ışık tutuyor... Deneyin yarıda kesilmesini istemiyor ve AKP'ye, git gidebileceğin yere kadar, bakalım ne olacak, diye destek çıkıyorlar!

Buradaki profesyonel yazar adamları da, dış efendilerinin tehditlerini "ülkesine" karşı kullanıyor, yabancı gazeteleri göstererek "Bak, rezil ettiniz bizi!" diyorlar!

***

Türkiye'nin laboratuvarda "deney tüpü" olması yeni bir şey mi?

Türkiye 1980'lerde de laboratuvar ülkesiydi: ABD'nin Afganistan ve Rusya'ya karşı "Yeşil Kuşak" (Sovyetler'e karşı Müslüman ülkelerden oluşan bariyer) projesinde, satranç tahtasında bir piyonduk! Bu amaçla, 12 Eylül'e giden kargaşaya sokuldu ülke.. Ve İslamlaştırma, o zamanın askeri işbirlikçileri tarafından başlatılmıştı!

Türkiye'nin "kullanılması" 1950'lere uzanır! Marshall yardımını ve NATO'ya alınmak için Kore deneyini, Batı'nın Rusya'ya karşı 40 yıllık askeri üs "vazifesi" ni unutmayalım!

Tarihsel bağlantılara devam: İktisat tarihçisi Orhan Kurmuş 'un İngiliz belgelerine dayanarak hazırladığı ve İzmir-Aydın demiryolu yapımı projesi çerçevesinde " emperyalizmin Türkiye'ye girişi "ni incelediği doktora tezinde (Yordam Kitap) ilginç belgeler sunuluyor. Osmanlı'nın çatırdadığı 1800'ler.. Umutlar İngiltere'de! Öyle ki İngiltere'de, "Koruyuculuğunu Yaptığımız Yeni Ülke: Türkiye" diye kitap yayımlanıyor!

İngiliz büyükelçisi Stratford Canning 'in unvanı ise "Elçi Sultan" . Çünkü imparatorluğu Tarabya'daki büyükelçilikten yönettiği düşüncesi egemen! Osmanlı'da çok başarılı "reform" hizmetlerinden dolayı da lord unvanını almış...

"İngiltere'ye karşı, değil düşmanlık göstermek, İngilizlerin iyi niyetinden kuşkulanmak bile vatan hainliği sayılabiliyordu... Yüksek yöneticiler arasında İngiltere'ye bağımlılık o kerteye varmıştı ki, imzasını ' İngiltereli ' diye atan memur veya bakan, bakanlar kurulundaki en gizli" görüşmeleri bile, Elçi Sultan'a rapor ediyordu. Gerekçe mi: "Osmanlı devletinin çıkarlarını gerektiği gibi koruyabilmesi için İngiltere her şeyi bilmek zorundadır." (s. 71-72)

***

Cumhuriyet'e ve İlhan Selçuk' a "Amerikancı" diye kişneyen işbirlikçi rezillerin geçmişleri ta nerelerde! Amerika'nın deney kobayları elbirliğiyle, "test sonuçlarının iyi çıkması" için çaba sarf eder ve Feto' lar ABD'de postu sermişken, Yavuz Hırsız rolüne bürünüp Cumhuriyet'e saldırmak, soytarılara çok yakışıyor!

İşbirlikçiler bu nedenle de Atatürk ve dönemini ve "ulusal değerleri ve savunanları" batırmaya çalışıyor!

Nedeni: Çünkü birbirine karşıt iki şey birden yüceltilmez!

Ya "en yüce" şey olarak işbirlikçiliği kutsayacak! Ya da Atatürk döneminin dünya ile işbirliği yapan, ama üreten, yaratan bağımsız bir ülkesini, devrimci politikasını ve yönetimini!

Atatürk dönemi belleklerde bile varlığını sürdürdükçe, kendi alçak konumlarını yeterince yüceltemezler! Bu nedenle Atatürk ve dönemi batacak ki kendileri yücelebilsin!

Bugünkülerin, Atatürk dönemini atlayarak köprüyü Osmanlı ile kurmalarının bir açıklaması daha!
Kullanıcı küçük betizi
zaman
Üye
Üye
 
İletiler: 32
Kayıt: Sal Oca 22, 2008 22:00

İletigönderen tuba » Prş Nis 03, 2008 20:48

Tesekkurler, zaman.
Kullanıcı küçük betizi
tuba
Üye
Üye
 
İletiler: 1113
Kayıt: Cmt Ara 29, 2007 21:09
Konum: Güneşin doğduğu yerden...

Re: 'ABD Türkiye'de deney yapıyor'

İletigönderen kaye » Prş Nis 03, 2008 22:00

zaman yazdı:[b]Yetkili, bu deneyin başarısızlıkla sonuçlanması durumunda Türkiye'nin AB üyelik sürecinin son bulabileceğini de öne sürdü.
.
.
.
.
.
İslamcı bir parti.. başarısız olursa ülkenin AB üyelik süreci de bitecek..


Ben de bu iki cümlede takıldım kaldım. Anlam kargaşası yaşadım. Yardımcı olur musunuz!!!
(Dikkat ederseniz cümlelerin sonunda soru işareti (?) yoktur, ünlem (!) vardır...

1)AB üyelik süreci kim için faydalıdır ya da bu sürecin bitmesinden hangi taraf zarar görecektir!!!

2)İslamcı partiyle, Hıristiyan Avrupa'nın birlikte anılması daha da ilginç değil mi!!! Birlikte anılabiliyorsa ki anılıyor hep, hıristiyan mı hıristiyan değildir, müslüman mı müslüman!!! Bu da Türkiye için farkında olunmadan en az %47'nin gayri müslim olduğu anlamını taşır mı!!! Şöyle ki: Papa II. Jean Paul 1999 Noeli'nde verdiği mesajda "Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya'yı Hıristiyanlaştıralım" demişti. Ve Vatikan "Asya'nın Hıristiyanlaştırılmasında Türkiye merkezdir" görüşünü açıklamıştı. Bu sözü Banu Avar'la Sınırlar Arasında- Vatikan'da Oyunlar adlı belgeselde bulabilirsiniz.. Buyrun linki:
VATİKAN BELGESELİ
III. bin yılda bulunduğumuza göre ve türban gibi, Arap adetleri gibi dinde olmayan şeyin dinmiş gibi gösterilmesi dinden uzaklaşıldığının göstergesi midir!!!
Not:
Papa II. Paul:
"Birinci bin yılda Avrupa Hıristiyanlaştırıldı. İkinci bin yılda Amerika ve Afrika Hıristiyanlaştırıldı. Üçüncü bin yılda ise Asya'yı Hıristiyanlaştıralım." "Dinlerarası diyalog, Kilise'nin bütün insanları Kilise'ye döndürme amaçlı misyonunun bir parçasıdır... Bu misyon aslında Mesih'i ve İncil'i bilmeyenlere ve diğer dinlere mensup olanlara yöneliktir." (1999)
Fethullah Gülen:
“Papa cenapları tarafından başlatılan ve devam etmekte olan Dinlerarası Diyalog için Papalık Konseyi misyonunun bir parçası olmak üzere burada bulunuyoruz.” (10 Şubat 1998, Zaman)

3)ABD'den yönetilen dinlerarası diyaloğun ABD için rakip olan AB tarafından yürütülmesi demek Vatikan'ın AB için değil de ABD için çalıştığı anlamına mı gelir!!! Yoksa AB ve ABD gerçekte dostta, biz mi rakip olarak algılıyoruz veya algılattırılıyoruz!!!

4)AB üyelik sürecini Türkiye'de sadece islamcı partiler mi yürütmüştür!!! Bu da 1960'lardan günümüze tüm iktidar partilerinin aslında islamcı olduğunu gösterir mi!!! Başka deyişle hep aynı şeyhmi kullanmıştır iktidarları veya şeyhin istediği adamlar mı iktidar olmuştur!!!

5)İslamcı bu parti başarısız olursa sırada şeyhin başka bir görüşlü partisi mi vardır, yoksa şeyhin sonu mu gelmiştir!!!

6)Bizi en başından itibaren AB'ye almayacakları zaten aşikar değilmidir!!! O zaman ne içindir bu uğraşlar!!! (Bknz 1. madde)

..
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen sessiz sedasız » Prş Nis 03, 2008 23:45

yazının ilk bölümünün son paragrafında o abd li yetkili neden akp ye karşı bir cephenin harekete geçmesi gerektiğini söylüyor.bunların zaten istedikleri akp gibi bir hükümet değilmiydi.istedikleri İslamcı harekete karşı bitirmek istedikleri Kemalistlerin harekete geçmesini istemelerinin altında daha kesin bir kutuplaşma yaratmak ve ihtilal zamanında ki gibi çatışma ortamı yaratma amacında olabilirler mi???
Sen ne kadar bilirsen bil,Senin bildiğin karşındakinin anladığı kadardır.
Kullanıcı küçük betizi
sessiz sedasız
Üye
Üye
 
İletiler: 988
Kayıt: Cum Mar 28, 2008 1:55
Konum: istanbul

İletigönderen kaye » Prş Nis 03, 2008 23:54

sessiz sedasız, belki de olabilir. Önceleri, vatan-millet-Atatürk düşmanı bu kadar çok değildi. Artık iyice semirdiler ve kendilerince kutup oluşturabilecek güce eriştiler.. Hatta sürekli çatışma yaratacak sözler ediyor, eylemler yapıyorlar..
Ama işte bunların semizliği de kof etten ibaret kaldığı için, bir yere kadar..
Kullanıcı küçük betizi
kaye
Üye
Üye
 
İletiler: 1036
Kayıt: Pzr Oca 06, 2008 0:57

İletigönderen Panzehir » Cum Nis 04, 2008 14:42

Başlık ilgili kısma taşınmıştır.

Gün gelir devran döner
Adımıza türküler söylenir bu şehirde!..
...
Kullanıcı küçük betizi
Panzehir
Site Yöneticisi
Site Yöneticisi
 
İletiler: 3483
Kayıt: Pzr Şub 18, 2007 20:02


Şu dizine dön: Gazete Köşe Yazarları

Kİmler çevrİmİçİ

Bu dizini gezen kullanıcılar: Hiç kayıtlı kullanıcı yok ve 6 konuk

x